WEB'DEN SEÇMELER

•İsrail´deki hiçbir dinci partinin aday listesinde kadınlara yer verilmediğini unutmayalım. Demokratik ülkelerde anayasaya aykırıdır bu. Laikler artık bunu kabul etmiyorlar. Aslında, bir tür sözleşme ihlâli oldu. Şimdiye kadar, laikler ses çıkarmıyor ve kendilerine musallat olmasınlar diye dincilere para veriyorlardı. Ortodokslar parayı alıyor ve gitgide biraz daha fazla yetki ve nüfuz tırtıklıyorlardı. Öyle bir noktaya geldi ki, daha belirgin taleplerle ısrarcılaştılar. •Eva Illouz – www.medyascope.tv

İzak BARON Diğer
31 Mayıs 2023 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • ÜLKENİN MEŞRULUĞU TEHLİKEDE. İSRAİL’İN, BELKİ DE ERTESİ GÜN VAR OLMAYABİLECEĞİNİN AŞIRI AKUT BİLİNCİYLE YAŞAYAN ÇOK GENÇ BİR ÜLKE OLDUĞUNU ANLAMAK GEREK. MEŞRULUĞU İSE DEMOKRATİK DOĞASINA BAĞLIDIR. KUSURSUZ BİR DEMOKRASİ OLMASA BİLE
  • 17 haftadır her hafta sonu gösteri yapan İsrailliler gerçekte ne istiyorlar?

Olup bitenleri anlamak için, kimlerin gösteri yaptığını görmek gerek. İsrailliler’in şimdiye kadar hiç bu kadar dinci ve aynı zamanda Sefarad bir hükûmeti olmadığını da tartmak gerek. Gösterilere katılanlar, orta sınıflardan ve orta üst sınıflardan kimseler, Aşkenazlar, laikler —hem Sefarad hem Aşkenaz. Aslında tüm üretim sektörü bunlar.Demokrasi kümesi, çalışan ve orta sınıfa mensup olan kimselerin kümesidir. Oysa aşırı ortodokslar ve dinci Siyonistler benzeri görülmemiş kaynak aktarımlarından istifade etmişlerdir. Devleti kurmuş olanlar ve devlet kurumlarını hep denetimleri altında tutmuş olanlar gösterilere katılıyor. Devletin kasalarını yağmalamış olanlar ise hükûmette. Hayli paradoksal bir isyan söz konusu. Sokakta olanlar önceki duruma (statu quo ante) dönmek istiyorlar.

  • Gösterilerdeki “Suçbakan Netanyahu” (“Netanyahou Crime minister”) gibi sloganları görüp işitince, göstericilerin sadece bir sistemi muhafaza etmek istemediklerini, fakat adalet karşısında kendisine koruma sağlamak için iktidarı kullanmak isteyen açgözlü ve yolsuzluğa batmış bir politikacının işini bitirmek istedikleri düşünülebilir.

Muhtemelen doğru bu. Ama bu reddedişte başka şeyler var. Laiklerle dinciler arasındaki toplumsal sözleşmenin reddedilişi de var. Aynı zamanda özellikle varoluşsal bir başkaldırı da bu. İsrail’de, dincilerle toplum arasındaki alâkalarda, biraz Ortaçağ sistemini hatırlatan bir durum var bizde.

Yakın zamana kadar aşırı-ortodoks Yahudiler, Ortaçağ’da ondalık alan ruhban sınıfı gibi davranıyordu. Ama zamanla, ideolojilerinde ve siyasî alanda daha radikalleştiler. Bazı gruplar ise Şabat (Kutsal Cumartesi) günü mağazaların açılıp açılamayacağı üzerine, eşcinsellik üzerine, kadınların politikaya katılımının yasaklanması üzerine kendi anlayışlarını laiklere dayatmaya uğraştılar.

İsrail’deki hiçbir dinci partinin aday listesinde kadınlara yer verilmediğini unutmayalım. Demokratik ülkelerde anayasaya aykırıdır bu. Laikler artık bunu kabul etmiyorlar. Aslında, bir tür sözleşme ihlâli oldu. Şimdiye kadar, laikler ses çıkarmıyor ve kendilerine musallat olmasınlar diye dincilere para veriyorlardı. Ortodokslar parayı alıyor ve gitgide biraz daha fazla yetki ve nüfuz tırtıklıyorlardı. Öyle bir noktaya geldi ki, daha belirgin taleplerle ısrarcılaştılar.

İnsanların sokağa dökülmesinin bir nedeni bu. Zîra Ortaçağ’da değil bir demokrasi ve küreselleşmiş kapitalizm durumundayız. Netanyahu’nun îlan ettiği reform tasarılarının yol açtığı krizin sonuçlarından biri, İsrail’in ekonomik statüsünün sorgulanması oldu. Tehdit de zâten burada. Para değer kaybetti. Çok sayıda yüksek teknoloji şirketi merkezlerini yurtdışına taşıdı. Şimdiden milyarlarca İsrail Şekeli kaybedildi.

Ülkenin meşruluğu tehlikede. İsrail’in, belki de ertesi gün var olmayabileceğinin aşırı akut bilinciyle yaşayan çok genç bir ülke olduğunu anlamak gerek. Meşruluğu ise demokratik doğasına bağlıdır. Kusursuz bir demokrasi olmasa bile. Buradaki algıya göre, demokrasi yüz üstü bırakılırsa, bunun sonu ölümdür. Fransa’daki veya Almanya’daki durum böyle değil. O ülkeler “esmerleşseler” bile, var olmayı sürdürecekler. Netanyahu’nun tasarılarının bu kadar yaygın bir seferberliğe yol açması bu yüzden.

Eva Illouz (Haldun Bayrı)

https://medyascope.tv/2023/05/26/eva-illouz-israildeki-protestolara-katilanlar-devleti-kurmus-olanlar/

 

Takılan tweetler

 

  • insan hakları eğitim/izleme@kom_cal

Bugün Macar Yahudi'si Marksist düşünür ve teorisyen, "kızıl saçlı feylosof" diye de yad edilen George Politzer'in Holokost'ta öldürülüşünün sene-i devriyesi...

Politzer, Béla Kun öncülüğündeki Macar Sovyet Cumhuriyeti esnasında on yedi yaşında 1919'daki Macar ayaklanmasına katıldığında zaten bir militandı. Totaliter Amiral Miklós Horthy'nin naipliği altında sağcı bir hükümetin kurulmasından önceki Beyaz Terör sırasında sürgüne gönderildi. 1921 senesinde Paris'e yerleşti. 1929'da Fransız Komünist Partisi'ne iştirak etti.

1930'ların başında Fransız Komünist Partisi, 1939'da Alman işgaliyle dağılıncaya kadar sürecek olan Paris İşçi Üniversitesi'ni (l'Université Ouvrière de Paris) kurdu ve diyalektik materyalizm dersileri verdi. Aynı dönemde, Saint-Maur-des-Fossés'deki Lycée Marcelin Berthelot'ta felsefe profesörlüğünü üstlendi.

1940'ta Fransız Komünist Partisi'nin yeraltı direnişine dahil oldu. Temmuz 40'ta terhis oldu ve mahfuz bir bültenin baskısını denetledi. Politzer, yoldaşı ve meşhur fizikçi Paul Langevin'in Ekim 1940'ta tutuklanmasının ardından, akademisyenlerin hapsedilmesini anlatan ve Nazist işgalcilerin ve işbirlikçilerinin yarattığı gaspları kınayan Özgür Üniversite'nin (L'Université Libre) ilk baskısını yayımladı. Jacques Decour, Jacques Solomon veya Valentin Feldman gibi diğer yazarlarla çalıştı.

23 Mayıs 1942'de Nazilerin bir idam mangası tarafından infaz edildi.  Eşi Mai de Mart 1943'te öldürüleceği Auschwitz'e nakledildi.

Marx ve Lenin'in talebesi olan Politzer, psikolojiyle ilgilendi, geleneksel psikolojiyi soyut olarak değerlendirdi. Freudyen teoriyle ilgilendi. Ölümünden sonra talebelerinin notlarına dayanan Temel Felsefe İlkeleri, 1980'de Türkiye'de kurulan faşist askeri cunta tarafından yasaklanan ilk eser oldu. Ne de olsa pek çoklarının solculaşmasının hikâyesinde George Politzer'in "Felsefenin Temel İlkeleri" ve "Felsefenin Başlangıç Ülkeleri" kitapları vardır.

Serdar Taş.

https://twitter.com/kom_cal/status/1662509702603853824

 

  • Ağa Takılanlar Öneriyor

 

  • Leyla Uluhanlı: Daima bir bütünün etkileşiminden hareket ediyorum – Ali Demirtaş

"Mosques: Splendors of Islam" ile "Synagogues: Marvels of Judaism" kitaplarının yazarı, dünyaca ünlü ödüllü iç mimar ve dekoratör Leyla Uluhanlı: "Benim için her şey birbirine bağlı ve bir bütün. Bir mimari tasarım da olsa bir kitabın hazırlanmasındaki tasarım da olsa, hep bir bütünden ve bir bütünün etkileşiminden hareket ediyorum."

https://www.aksam.com.tr/cumartesi/leyla-uluhanli-daima-bir-butunun-etkilesiminden-hareket-ediyorum/haber-1370215

 

  • Bet-Şeba: Kral Davud ile kraliçesinin 'ihtiras' ve 'iktidar' romanı – Hasan Öztürk

https://t24.com.tr/yazarlar/hasan-ozturk/bet-seba-kral-davud-ile-kralicesinin-ihtiras-ve-iktidar-romani,40116

 

  • Orta Doğu'nun Casusları 7 / Siber casuslar – Hediye Levent

https://kisadalga.net/haber/detay/yazi-dizisi-orta-dogunun-casuslari-7-siber-casuslar_64135

 

  • Filistin’de Mahmud Abbas’tan sonra ne olacak? – Ghaith al-Omari

Filistin halkına göre, Filistin Ulusal Yönetimi yolsuzluklara batmış, varlığı zarar veren bir yapı. Bu yapının başkanı Mahmut Abbas’tan sonra, neler olabileceği üzerine çizilen senaryolarsa hiç parlak değil.

https://fikirturu.com/jeo-strateji/filistinde-mahmud-abbastan-sonra-ne-olacak/

 

  • Bombalar yerine diplomasiye öncelik verilse... – Mensur Akgün

https://www.karar.com/yazarlar/mensur-akgun/bombalar-yerine-diplomasiye-oncelik-verilse-1596526

 

  • Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde İsrail'in başkenti olarak Kudüs yazdığı iddiası

https://teyit.org/analiz/disisleri-bakanliginin-internet-sitesinde-israilin-baskenti-olarak-kudus-yazdigi-iddiasi

 

  • GEORGES MOUSTAKI (1934-2013) - Neşeli karamsar

https://birartibir.org/neseli-karamsar/

 

  • Hatırlıyor ve anıyoruz… - Nelly Barokas

https://www.turkisrael.org.il/single-post/hat%C4%B1rl%C4%B1yor-ve-an%C4%B1yoruz

 

  • İBRANİCE VE TÜRKÇE: ORTAK KELİMELER | İlim ve Medeniyet – Ozan Dur

https://www.ilimvemedeniyet.com/ibranice-ve-turkce-ortak-kelimeler.html

 

  • İshak Reyna sorularınızı yanıtlıyor... l Azınlık üzerine keyifli bir sohbet.

https://www.youtube.com/watch?v=_c9qCrysxXg

 

  • Aharon Appelfeld: Zor Bir Hayatın Hikâyesi – Leyla Alp

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün