Kişilerin doğumlarından itibaren sahip oldukları yegâne şeyleri isimleridir. İsimler bizlere ailelerimiz tarafından konulan ve ömrümüz boyunca hakkımızda bilgi verecek önemli kavramlardır.
Eğer Türk Sefarad geleneklerine uymaya devam eden kesimdenseniz babaanne, anneanne veya dedelerinizden miras aldığınız bu isimler hayatınızı bir nevi değiştirecektir. Öyle ki ‘Rabi Eleazar Tanrı’nın isimleri de yarattığını; onun için ismin bir kişinin kaderini tayin ettiğini belirtir.’ Bu nedenle özellikle bir Yahudi çocuğu için ismi bir bakıma kutsal emanetidir.
Hâl böyle olunca günlük hayatta Yahudi isimlerimizle var olmak istememiz gayet normaldir. Gel gelelim işler hep istediğimiz gibi gitmiyor. Bence Yahudiler isim konusunda üçe ayrılıyor.
İlki benim gibi aileleri tarafından ileride zorluk yaşamasın diye Türkçe isimler verilenler. Ailelerimizin hakkını yememek lazım; kaçımız Yahudi ismini ünlü kahve mağazalarında bir kere söyleyip doğru yazdırabiliriz ki veya ilkokul yıllarında okuma yazmayı yeni öğrendiğiniz dönemleri düşünürsek yabancı isimlerimizi yazmamızın ne kadar da zor olabileceğini fark ederiz.
İkinci grup İbranice veya İspanyolca isim konulan grup. Kimliğini ister istemez ilk anda belli ettikleri için kah ayrımcılığa uğrayan kah garipsenen belki de ikisinden de çok soru yağmuruna tutulanlar.
Üçüncü ve son grup; iki ismi olup evde Yahudi kimliğini yansıtan isimleri ile çağrılan, okulda Türk kökenli isimleriyle çağrılanlar. Bu olaya sizlerin de benzerlerine şahit olduğunuzdan neredeyse emin olduğum bir örnekle açıklık getirmek isterim. Liseye geçene kadar annem okuduğum okulda gönüllü çalışıyordu. Okulda Ceyda Hanım veya Ceyda Teyze’ydi evdeyse Jena. Yıllarca, özellikle küçük yaşlarımda dahi evde ve okulda isimlerinin farklı olmasını garipsemememi şu an çok garipsiyorum. Meğer iki ayrı hayat yaşıyormuşuz ve bunu o kadar kanıksamışız ki kimsenin aklına aksini yapmak gelmemiş.
Bizler evlerinde Yahudi, dışarda din konusu açılmazsa kendini gizleyen hatta din konusu açılırsa sağa sola bakıp konu değişene kadar sabırla bekleyen kişileriz. Gerçek isimlerimizi gizlememiz çok da şaşılacak bir durum değil ne yazık ki. Bu konuyla alakalı olarak Hrant Dink Vakfının yayınladığı Instagram postuna da bakmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Yazımı bitirirken aslında ismi Mordo olup Murat diye piyasada tanınanlar, Leah olup öğrencisi ismini anlasın diye Leyla ismini kullananlar ve pek çoğunun başka isimlerin arkasına sığınmadığı ve kendi benlikleriyle var olabildiği bir gelecek dilerim.
