Nuh Arslantaş
Yahudi geleneğinde Tevrat tomarları ya da diğer kutsal metinler onarılamayacak şekilde hasar gördüğünda kesinlikle yakılmamakta, ‘geniza’ adı verilen bir yere konup saklanmaktadır.
Genellikle sinagogların müştemilatında yer alan bu yerler, bir nevi ‘kutsal depo’ olarak da düşünülebilir.
Geçtiğimiz Çarşamba günü (31 Mayıs 2023) Haftalar Bayramı'nı (Şavuot) müteakip Ağlama Duvarı Plazası'nda bekletilen eskimiş 19 adet Tevrat parşömeni, önde gelen din adamları ve halkın katılımıyla düzenlenen küçük bir dini törenle Zeytin Dağı'ndaki Yahudi mezarlığında bulunan "geniza"ya kondu.
Polonya, Litvanya, Çek Cumhuriyeti, Romanya ve Macaristan'dan getirilen, 100-150 yıllık bu Tevrat parşömenleri yıllarca kullanıldıkları için eskimiş ve kullanılamaz hale gelmişti. (https://m.jpost.com/judaism/article-745017)
Yahudiliğe göre bu tür Tevrat parşömenleri geçersiz, yani pasul kabul edilir. Pasul olup kullanım dışı kalsa dahi bu tür parşömenler çok kutsal kabul edilmekte, deprem, yangın vb. doğal afetlerde sinagoglarda "kurtarılması en öncelikli eşya" kabul edilmektedir. Hatay depreminde sinagog müştemilatındaki genizadan da bu şekildeki Tevratlar binadan öncelikli tahliye edilen eşyalar arasındaydı.
Kutsal metinlere yönelik benzer bir hassasiyet İslam geleneğinde de mevcuttur.
Müslümanlarda da okunamayacak derecede yıpranmış ve eskimiş Kur’ân nüshaları, mukaddes metinler olması nedeniyle temiz birşeylere sarılıp insan ayağı basmayacak yerlere gömülür.
Kur’ân sayfalarının ateşte yakılması uygun olmasa da Kur’ân dışında tefsir, hadîs vb. Kur'an dışındaki dini kitapların ise eskidiklerinde yakılabileceği kabul edilmektedir.