Bizimkiler dizisinde ne zaman binada bir magazinsel olay olsa Cemil camdan içeriye seslenir. Bu yazı da biraz magazin, biraz bilim içeriyor. Bir Selin Kandiyoti yazısı değil tabii. Harvard Astronomi Bölüm Başkanı Prof. Avi Loeb ile röportaj yapmak kolay değil ama konu aynı.
Prof. Avi Loeb dünyada ünlü olan makalesinde, yakın zamanda Güneş Sistemimizi ziyaret eden Oumuamua’nın bir uzaylı varlığın yelkenlisi olabileceğini iddia etmişti. Bahsettiğimiz kişi Harvard Üniversitesi Astronomi Bölümü kurucusu. Geçen hafta ABD basınına bomba gibi bir haber daha düştü. Eski bir hava kuvvetleri ve istihbarat çalışanı David Charles Grusch, ABD’nin elinde 12 adet çoğu bozulmamış dünya dışına ait uzay gemisi olduğunu iddia etti. Grusch, National Geospatial Intelligence Agency çalışanıydı. Sevim şok tabii. Yani magazin desen var, bilimkurgu desen var ama ya doğruysa? Konu ABD Kongresinde üyeler ve senatörler arasında bile gündem, soruşturma açılması isteniyor. Fox News bir haftadır sürekli konuyu gündemde tutuyor. NY Times haberine göre gündem değiştirme amaçlı olabilir ancak konu Daily Mail, Newsweek, Guardian, Telegraph, Le Parisien gibi birçok yerde haber oldu.
Nisan ayında Pentagon’un ABD Senatosundaki UAP ifadesi, aybaşında NASA’nın tarihindeki UAP (UFO) konusundaki ilk basın toplantısı bu ifşadan farklı konular. Her iki taraf şimdilik birbirinden bağımsız çalışıyorlar. Tanımlanamayan hava olayları ve uçan nesnelerle ilgili ABD deniz kuvvetlerinin görüntülerinin ve son olarak insansız hava aracının video kayıtlarının açıklaması henüz Pentagon ve NASA’da yok. 650 ve 800 civarındaki benzer konuyu her iki taraf ayrı ayrı incelemişler ancak paylaştıkları videolardaki bazı cisimleri ve olayları açıklayamıyorlar. Daha fazla veriye ihtiyacımız var diyorlar. Ancak videolardaki cisimler kolay açıklanabilir hareket ve ivmelere sahip değiller ve bu kafaları karıştırıyor. Konunun resmiyet kazanmasını ise Trump’ın ‘Intelligence Authorization Act For Fiscal Year 2021’ isimli başkanlık kararnamesine borçluyuz.
Şalom’da Benim Balonlarım Vardı
22 Şubat 2023 tarihli Balon yazımızı bu sayfayı takip edenler hatırlar. ABD ekonomisindeki balonları anlatmıştık ve sonrasında bankalar batmaya başladı. Yazımızın başlığına konu olan, şubat ayında ABD semalarında vurulan Çin balonu veya Huron Gölündeki nesne konusu bunlardan farklı. Bu seferki iddiaya göre ABD ordusu elindeki UFO’ları tersine mühendislikle kullanıyor ve bu bilgiler halktan, Kongre’den saklanıyor. Hatta bunların F-16 ve F-35 üreticisi Lockheed Martin şirketinin elinde olduğu iddiaları da yeni değil. Doğal olarak Pentagon olayı yalanladı ve bunun bir aldatmaca olduğu da söyleniyor. Nitekim Las Vegas’ta polis kamerasına takılan gökcismi düştükten sonra, bahçesinde bir şeyler gören masum Vegas köylülerinin videosu sonrası gelen uzaylı görüntüsünün CGI bilgisayar üretimi olduğu ortaya çıktı. Fakat bu haberlerin son zamanlarda artması kadar sadece ABD kaynaklı olması da bir o kadar ilginç.
Grusch olayında geçen isimlerden Avukat Daniel Sheehan olaya bir başka boyut kazandırdı. Uzay-zamanın göreliliği ve kütle ile zamanın bükülmesi. Sheehan’a göre gemilerden birine giren bir görevli içeride kısa kaldığını söylüyor ama çıktığında 4 saat geçmiş ve dışarıdan 9 metre olan uzay gemisi içeriden bir futbol sahası büyüklüğünde. Akla hemen Tardis geliyor tabii. BBC’nin bilimkurgu serisi Dr. Who. Kendisi bir uzay gezgini ve aynı zamanda zaman lordu. Zamanda ve uzayda gemisi yani zaman makinesi Tardis ile yolculuk yapıyor. Van Gogh’lu bölümü özellikle tavsiye edilir. Magazini kenara koyarsak, Grusch bu olayları kendisi yaşamamış, duymuş diye haberlerde geçiyor. Ancak UAP projelerinde çalışmış bir eski asker ve istihbarat uzmanından bahsediyoruz. Ve ortada Pentagon’un ve NASA’nın henüz açıklayamadığı resmi videolar ve cisimler de var. Trump’ın oğlu ile yaptığı NBC röportajındaki UFO açıklamaları da hatırlanmalı.
Interstellar, Contact, Arrival
UFO’ları inceleyen Ufoloji ve gezegenlerin hareketlerine göre insandaki etkisini hikâyeleştiren astrolojinin astrofizik, astronomi, astrobiyoloji gibi bilimsel çalışmalarla alakası yoktur. Astrobiyoloji biyolojik, kimyasal, jeolojik olarak uzayda yaşamı arayan bilimdir. Gökcisimleri ve evrenin yapısı, oluşumu Astrofizik konusudur. Peki, uzayda yalnız mıyız? “Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu” demiş Fermi ve Drake.
Prof. Fermi nükleer reaktörü tasarlayan, atom bombası projesinde yer almış, meşhur “öyleyse neredeler?” sorusunu soran Nobelli İtalyan bilim insanı. Prof. Drake ise SETI kurucusu, uzaya gönderilen Pioneer plağı Carl Sagan ile hazırlamış, meşhur Drake Denklemini yazan astrofizikçi.
Drake denklemi sadece bizim galaksimizde 10 bine kadar akıllı yaşam formunu hesaplarken Fermi Paradoksu “Eğer varlarsa niye hiç görüşemedik” sorusuna cevap arıyor. Nedenleri çok. Uzaylılar kendilerini ve birbirlerini yok etmeye meyilli olabilir. Çoğalma olmadığı için evrim de gerçekleşmiyor olabilir veya yavaş olabilir. Bizim gibi hala kendi gezegenlerinde torun bakıyor olabilirler. Zaman göreceli haliyle. Gökyüzüne bakanlar birbirlerini eğilip bükülme nedeni ile göremiyor olabilirler. Sonuçta bizim gördüğümüz yıldızlardan gelen ışıklar, ışık hızında yıllar yıllar sonra aslında bize ulaşıyor. Güneş ışığı bile dünyaya 8,3 dakika sonra ulaşıyor. Görsek bile gidene veya gelene kadar ortada kimse kalmıyor olabilir. Bir de yunus balığı veya karınca örneği var. Bizi önemsiz görüyor veya iletişimi kuramıyor olabilirler. SETI, METI, CETI projeleri uzaylıları arayan ve mesajlaşmaya yönelik projelerin adıdır.
Bir topun sekmesi için önce yere düşmesi gerekirken, havasız ortamda tüy ve top aynı anda yere düşer. Yani yerçekimi, kütle, sürtünme, ivme filan önemli. Uzay üç boyutlu zaman tek boyutludur. Uzay-zaman silindirinde zaman geçmişten geleceğe akar. Einstein genel ve özel görelilik teorisine göre kütle büyüdükçe, ağırlaştıkça zamanı daha çok eğip büküyor. Karadelikler mesela güzel bir örnek. Işığı bile yutan, büken bir kütlenin içine doğru çökmesi. Interstellar filminde zamanın daha az aktığı gezegenin nedeni de bu. Karadelik uzay-zamanı kendisine yakın gezegende daha fazla büküyordu. Ana gemiye ve sonrasında dünyaya geri döndüklerinde ise İkizler Paradoksunu deneyimlemiştik. Filmin sonunda ise çoklu (paralel) evren teorisini. Contact filminde ise bir solucan deliğinden geçiş vardı. Yani bize bakanların bizi bulması için James Webb teleskobundan daha fazlasına sahip olmalı, şans eseri Oumuamua gibi denk gelmeli, gözlemlenebilir evrende bilinen büyük 200 milyar, cüce 7 trilyon kadar galakside her masada olmalılar. Wow sinyali gibi radyo sinyallerini yakalamalılar.
Alüminyum Folyo Hisseleri
Mel Gibson’ın Signs filmi gibi üçüncü türden yakınlaşmalara hazırlıklı olmak gerekir mi? Tom Cruise’un filminden hatırlayacağımız, H.G Wells'in yazdığı ‘The War of the Worlds’ 1939 yılında Orson Welles’in ‘The Mercury Theatre on the Air' radyo tiyatrosunda yer almıştı. “Marslılar dünyaya saldırıyor” şeklinde oyunda geçen pasajı, ABD genelinde 1,6 milyon kişi dinlemiş ve 1,2 milyon kişi ciddiye almış ve New York Borsası çökmüştü. Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi kurucusu Saint Joseph Lisesi’nden ağabeyim Haktan Akdoğan’a, yıllar önce mezunlar derneği dergisinde, “Eğer temas olursa piyasalar nasıl etkilenir” diye sormuştum. Dünyada bugüne kadar en net UFO ve uzaylı görüntülerinden olduğu iddia edilen Kumburgaz olayını hatırlayanlar olabilir. Nitekim Tower Watson danışmanlık firmasının ekstrem riskler raporunda yer alan uzaylı istilası ile birlikte pandeminin de aynı raporda 2020’den önce yazdığını hatırlatmam lazım. Gerçek olur mu bilinmez ancak Elon Musk ve Stephen Hawking “sakın fark edersek yerimizi belli etmeyin” diye boşuna dememişlerdir.
Finansal piyasalara etkisi başta olmak üzere konu ile ilgili olarak daha fazla bilgi isteyenler Dünya Gazetesindeki yazıma ve ‘Uzaydan Dünyaya Gelebilecek Tehditler, Uzaylı İstilası veya Dünya Dışı Yaşamla Temas Durumu: Finansal Kurumlarda ve Piyasalarda Sürdürülebilirliğe, Risk Yönetimine Dair Önerme ve Yaklaşımlar’ isimli makaleme bakabilirler. Tarih 2019 ve uzaydan gelebilecek virüs, göktaşı gibi ekstrem riskler de yer alıyor. Grusch vakası 51. Bölge gibi popüler bir mit ile magazin dünyasının en büyük güncel vakalarından biri olabileceği gibi belki de Donald Trump’ın tivitleri kadar keskin bir insanlık dönüşümünün kıvılcımı da olabilir. Bu konular taş atarak çözülmüyor. Biz şimdilik magazin tarafında kalsak da Aksaray ve TRT arşivleri de orada.