Berlin´e gelen ziyaretçiler, Terezin Toplama Kampından sağ kurtulanların röportajlarıyla eğitilen yapay zeka avatarı ile sohbet edebilecek.
Lisya Nahmias
Inge Auerbacher, kendisi ve diğer Holokost tanıklarının hikayelerinin geleceğe aktarılamayacak olmasından endişeli. Ancak sanal gerçeklik ve yapay zeka alanındaki gelişmeler, bu hikayelerin geleceğe aktarılabileceği hakkında umut vadediyor.
88 yaşındaki Auerbacher, "Anlat bana, Inge" adlı yeni interaktif sanal gerçeklik deneyiminde, bir Yahudi çocuğu olarak Nazi kampında yaşadığı korkunç deneyimlerini ve pes etmemek için yaptıklarını paylaşıyor. Auerbacher, Berlin'deki lansmana katılmak için New York'taki evinden seyahat ederken, AFP'ye "Çok sayıda Holokost eğitim projesinde yer aldım, ancak bu projenin tam da içinde yaşadığımız zamana uygun olduğunu düşünüyorum" dedi.
"Bu deneyimin her yaştaki insan, özellikle de gençler tarafından kullanılabilmesini istiyorum. Bir kitap okuduğunuzda kafanızda kendi görüntülerinizi yaratırken, bu teknoloji ile herşeyi kendi gözlerinizle görebiliyorsunuz."
Sanal gerçeklik başlığını takan ziyaretçiler, yapay zeka sayesinde Auerbacher ile karşılıklı konuşabiliyor, kendisine yaşadığı kayıpları ve kahramanlık hikayelerini sorabiliyorlar.
Los Angeles merkezli StoryFile şirketi, Dünya Yahudi Kongresi ve Facebook'un çatı şirketi Meta işbirliğiyle gerçekleştirilen proje, Almanya'daki ilk yapay zeka ve Metaverse Holokost eğitimi olarak tanımlanıyor. Eğitimli bir kimyager olan Auerbacher, iki gün süren röportajlar süresince yaklaşık 60 soruya akıcı Almanca ve İngilizcesi ile cevap vererek bir video veritabanı oluşturulmasını sağladı.
Kullanıcılar, ekrandaki ipuçlarını kullanarak uygulamaya sorular sorduklarında, sistem anahtar kelimeleri kullanarak röportajın ilgili bölümlerine gidiyor ve "Inge cevaplarını" buluyor. Bu da kullanıcı için karşılıklı bir konuşma deneyimi yaratıyor.
Auerbacher ekranda kendisi için Naziler tarafından öldürülen 1,5 milyon çocuğun sembolü olan kelebek desenli bir atkı ve broşla görülüyor. Arka planda ise, 3D animasyon grafikleri ve arşiv görüntüleri Auerbacher’ın hikayesini anlatıyor. Kendi görüntüsünü sanal başlıkla görmenin nasıl olduğu sorulduğunda, Auerbacher neşeli bir şekilde gülerek: “Harikaydı, çok genç görünüyorum!” diyor.
Holokost eğitimi alanında otuz yıldır çalışan StoryFile'un kurucu ortağı Stephen Smith, teknolojinin kullanıcılara "tarihi yaşamış olanlarla konuşarak aslında tarihle konuşma" fırsatı sağladığını belirtiyor.
Smith AFP'ye "Hayatımın büyük bir kısmını Holokost tanıklarıyla geçirdim ve yaşadıkları tüm nefrete rağmen, içinde bulundukları topluma büyük katkılarda bulunduklarını söyleyebilirim" dedi. "İnsan ruhundan, dayanıklılığı ve azminden öğrenebileceğimiz çok şey var. Bu proje, gençlere gözlerini erkenden açma fırsatını veriyor."
Meta'nın Orta Avrupa Kamu Politikası Direktörü Julia Reuss, projeye yapılan finansal katkıyı detaylandırmazken, projeyi diğer Holokost tanıklarıyla genişletmeyi umduklarını belirtti.
Reuss, "Almanya'daki ekibimizle uzun süredir antisemitizmle mücadele konusuna odaklanıyoruz. Sanal gerçeklik teknolojisi yoluyla Holokost'u anma ve Holokost eğitimi projeleri için doğru ortağı bulduğumuz için mutluyuz" şeklinde konuştu.
Proje için kullanılan sanal başlıkların yanı sıra, akıllı telefon ve bilgisayar sürümleri de mevcut. Reuss, müzelerin ve okulların bunları kullanmak için ideal ortamlar olacağını ekledi.
Auerbacher, 1934 yılında Nazilerin soykırım kampanyası öncesi, güneybatı Almanya'da Kippenheim kasabasında dünyaya gelen son Yahudi çocuğuydu. Büyükannesi Riga'ya sürülmüş ve öldürülmüştü. Auerbacher yedi yaşındayken ebeveynleri ile Terezin Kampına gönderildi. Auerbacher'ın özgürlüğünü kazanması ise ancak on yaşına geldiğinde oldu.
Şu anda kitap yazarı ve eğitmen olarak dünyayı dolaşan Auerbacher, geçtiğimiz yıl Uluslararası Holokost Anma Günü'nde Alman parlamentosuna, yayılmakta olan "nefret kanseri" ile mücadele etmenin hayati önem taşıdığını anlattı.
2017 yılında Almanya, Holokost inkarı ve benzeri yasadışı içeriklerin sosyal medya devleri tarafından kaldırılmasını ve polise bildirilmesini mecbur kılan yasayı tartışmalı bir şekilde onaylanmıştı. Zararlı hesapların birçoğunun silinmesine rağmen, bu konudaki içeriklerin sürekli başka platformlara taşınması, yasal otoriteler için halen zorluk yaratmakta.
Auerbacher sanal gerçeklik ve yeni yapay zeka teknolojisinin, yanlış bilgilendirme ve nefret söylemiyle mücadelede bir silah olarak kullanılmasını istediğini söylüyor.
"Öldüğünüzde, yok olacaksınız - herkes cennete inanmıyor! Ve benim için önemli olan şey bu tarihin ölmemesi" diye ekliyor Auerbacher. "Ben öldükten sonra bile belki birileri beni hatırlayabilecek. Bu teknoloji şu an var ve onu kullanmalıyız."