Reagan döneminden itibaren Amerikan başkanları çoğunlukla iki dönem süreyle başkanlık yaptı. Cumhuriyetçi Baba Bush 1992’de ve yine Cumhuriyetçi Trump 2020’de bu döngüyü kırıp ikinci dönem seçilemediler. Son 44 yılın 20 yılını yöneten Demokratların son temsilcisi Biden’ın birinci dönemi gelecek sene doluyor ve onun için tehlike çanları çalıyor. 5 Kasım 2024’te yapılacak seçimlere doğru bir tarafta Biden, diğer tarafta Trump genç adaylara taş çıkartırcasına adaylıklarını açıkladılar.
Demokrat Parti tarafında şu ana kadar sadece üç aday yarışa katıldı.
Biden, kendisini Trump’tan sonra demokrasinin koruyucusu olarak göstermişti. Başkanlık döneminde Cumhuriyetçilerden de destek alarak, meclisten büyük bir altyapı yasası geçirmeyi başarmıştı. Enflasyonu da kontrol altına almışa benziyor. Ancak özellikle oğlu Hunter Biden’ın şaibeli işleri yüzünden itibarı sarsılmış durumda. Ayrıca Demokrat seçmenler karşılarında daha genç bir aday görmek istiyor. Eski Başkan Obama’nın genç bir aday bulup onu ikna etmek için çalışmalarını sürdürdüğü biliniyor.
Eski Başkan John F. Kennedy'nin yeğeni Robert F. Kennedy Jr., aşı karşıtı önde gelen bir aktivist. Bir zamanlar, çevre avukatı olarak Hudson Nehrinin temizlenmesine yardım eden Robert’ın aşılara karşı yürüttüğü Haçlı seferi Kennedy ailesini bile sinirlendirmişti. Yazar ve ruhani lider Marianne Williamson ise ikinci kez yarışıyor. Trumpizm'i, Amerikan siyasi hayatında tedavi edilemeyen bir hastalığın belirtisi olarak nitelendiriyor.
Yapılan güncel anketlerde, Demokratların yüzde 58’i Biden’ı, yüzde 15’i Kennedy’yi, yüzde 6’sı Williamson’u destekliyor. Geri kalan beşte bir kesim henüz kararsız.
İlerleyen aylarda bu yarışa başka adaylar da eklenebilir. Kaliforniya Valisi Gavin Newsom bunlardan biri. Ancak Newsom, Cumhuriyetçilerin son on yıldır sürdürdüğü, Kaliforniya’da evsizlerin sayısının ve suç oranının artmasını merkeze alan güçlü anti-propaganda kampanyasından olumsuz etkilenebilir. Diğer potansiyel adaylar: Kolorado Valisi Jared Polis, Pensilvanya Valisi Josh Shapiro, Biden döneminin Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, Vermont Senatörü Bernie Sanders, eyaletindeki son iki seçimin galibi Georgia Senatörü, siyahi rahip Raphael Warnock.
Cumhuriyetçilerde bugüne kadar toplam 12 kişi adaylığını koydu bile.
En önemli aday eski Başkan Donald Trump; 2020'de kaybettiği başkanlığı geri almak için yarışıyor. Trump’ın, Kongre Binasına yapılan saldırı sonrası Cumhuriyetçi Parti içindeki etkisi azalmıştı. Ayrıca, Trump çok sayıda soruşturmayla karşı karşıya. 2024 kampanyası için topladığı paranın çoğunu kişisel davalarının ücretlerini ödemek için harcadığı dedikoduları da cabası. Süregelen davaların başkan olma sürecini ne kadar etkileyeceği tartışılıyor.
Trump’ın dışında diğer adaylar şunlar: Birleşmiş Milletler eski Büyükelçisi Nikki Halley, Florida Valisi Ron DeSantis, önceki dönem Başkan Yardımcısı Mike Pence, CIA eski siber güvenlik uzmanı Will Hurd, Kübalı göçmen ve Miami Belediye Başkanı Francis Suarez, New Jersey eski Valisi Chris Christie, Kuzey Dakota Valisi Douglas Burgum, ilk siyah Cumhuriyetçi Senatör Tim Scott, Kaliforniya vali adaylarından Larry Elder, eski Arkansas Valisi Asa Hutchinson ve multi-milyoner girişimci Vivek Ramaswamy.
DeSantis, son yerel seçimlerde çok başarılı olmuş, Florida valisi olarak, okullarda Amerikan ırk teorileri ve tarihiyle ilgili dersleri ‘ayrımcılık yayıyor’ gerekçesiyle sınırlamış ve LGBTQ konusunda önemli kısıtlamalar içeren kanunlar çıkarmıştı. Ancak, Disney şirketini karşısına alınca Florida’ya yatırım yapmayı düşünen sermayedarları tedirgin etti.
Güney Carolina'nın eski valisi, aynı zamanda Trump döneminin BM Büyükelçisi Nikki Haley, kendisini ‘yeni nesil liderliğin’ bir üyesi olarak tanıtıyor. Trump döneminin Başkan Yardımcısı Mike Pence ise bilindiği gibi, 2020 seçim sonuçlarına müdahale etmeyi reddetmiş, haliyle Cumhuriyetçilerin ve Trump destekçilerinin hedefi haline gelmişti. Diğer taraftan, bu hareketiyle Amerika’daki demokratik kurumlara inancın sarsılmasını bir nebze engellediğini söyleyebiliriz. Evanjelik bir Hristiyan olarak kürtaj yasağına verdiği desteği de unutmayalım.
Diğer adaylar arasında, en ilginç olanlardan, Miami Belediye Başkanı Suarez gençlere, büyük şehirlere ve Latin seçmene hitap ediyor. Trump eleştirileriyle hatırlanan Will Hurd ise akılcı göçmen politikalarıyla öne çıkıyor.
Cumhuriyetçi adaylar arasında Trump yüzde 53 ile ilk sırada. DeSantis yüzde 21 ile onu takip ediyor. Mike Pence şimdilik yüzde 6’da.
2024 seçimleri dünya için de büyük bir önem taşıyor.
Ilımlı bir Cumhuriyetçi başkanın seçilmesi Çin-Rusya ve Ortadoğu politikalarında ciddi bir değişim yaratmayabilir. Ancak Trump seçilirse Çin’le gerginlik artabilir. Rusya ile Ukrayna, Trump’ın liderliğinde barışa imza atabilirler ve Ukrayna NATO’ya giremeyebilir. NATO’nun etkisi daha da azalabilir; hatta Trump NATO’dan çekilebilir. Avrupa ile Amerika arasında ilişkiler zayıflayabilir.
Demokratlar seçildiği takdirde ise iç politikaya odaklanmayı tercih etmeleri beklenebilir. Yeşil enerji ve teknolojik yatırımlara destek verip “Çin ile rakibiz ama düşman değiliz” söylemlerine devam ederken yarı iletken çip sektörünü güçlendirip Çin’in teknolojideki ilerlemesini yavaşlatmaya çalışacaklardır. NATO’yu daha da güçlendirmeleri, Kuzey Atlantik’ten Pasifik’e uzanan, Asya’daki bazı büyük ittifak ülkelerini de içine alan küresel bir orduya dönüştürmeyi düşünmeleri pek muhtemel.
Son not olarak şunu düşelim: ABD’nin, gerek kendi içinde gerekse dünya genelinde son 20 yılda büyük artış gösteren zengin ile fakir arasındaki uçurumun azaltılması konusunda aktif olması gerekiyor. Şimdilik, seçime hazırlanan adaylar arasında hiçbir liderin ajandasında bu madde yok gibi duruyor. İktidara kim gelirse gelsin, bu konuya odaklanılmadığı sürece mülteci akınını durdurmak, iç gerginlikleri ve bölgesel savaşları engellemek mümkün olmayacak.