Anne fırında ekmek var!

Yazımın konusu olan ekmek kavramını iki bölümde paylaşacağım. İlkinde bir sembol olarak ekmeği incelerken onu meydana getiren fiziksel kabuğu ortaya çıkarmaya çalışacağız. Gelecek ay ise ´Yahudi maneviyatında ekmek´ başlığıyla konunun özüne odaklanacağız. Tıpkı iki zıt bileşenden, beden ve ruhtan oluşan insan gibi.

Moşe PASENSYA Kavram
19 Temmuz 2023 Çarşamba

Yemek tarihçisi ve ödüllü yazar Rachel Lauden, “Bir kez aramaya başladığınızda ekmek ve erotizm kesinlikle her yerdedir” cümlesiyle ünlenir. İnkâr edilemez şekilde ekmek ve cinsellik, insan ruhuyla yakından bağlantılı iki zevktir. Four Seasons Hotel'de yemek sanatçısı olan Şef Simone Tiberio bu fenomeni şöyle ifade ediyor: “Yemek, vücudu içten dışa besler; cinsellik onu dışarıdan içeriye besler. Birlikte hayat yaratırlar.” Aşk tanrısı Eros'un adından türetilen erotizmin temelinde, sanılanın aksine seks değil sevgi ve aşk tutkusu yatar. Çünkü erkekler erotizmden, kadınlar romantizmden gelir.

Antik Mısır’da yemekler için kap olarak özel, kalın, gözeneksiz ekmek türleri kullanıldı. MÖ 450’de Mısırlılar bu portatif yemeği en bol olan tahılı kullanarak yapabileceklerini anladı. Bu keşif daha sonra tarımsal faaliyetlerde, daha büyük köylerde ve yerleşimlerde bir artışa ve sonuç olarak dünya çapında şehirlerin yaratılmasına yol açtı. Mısırlılar ekmeklik buğday fazlasını Yunanlılara ihraç etti. Böylece ekmek pişirme bilgileri Avrupa’ya geçmiş oldu. 

Antik Yunanlıların yaşamında bir gün, sabahın erken saatlerinde şaraba batırılmış arpa ekmeği ve belki de birkaç incir veya zeytinle başlardı. MS 2-3. yüzyıl gramercisi Athenaeus, The Deipnosophistae'de (Yemek masası filozofları) farklı ekmeklerin uzun bir listesini verir. Bu kitap eski Yunan yaşamında ekmeğin önemini vurgulayan, hayatta kalan en eski yemek kitabı olarak anılır. Atina eski literatüründe sıklıkla adı geçen ve en ünlü fırıncı olarak tanımlanan Thearion idi. 

Roma İmparatorluğunda ise ekmek pişirmek ve bununla ilgili görevler ya bir köle ya da kadınların işiydi. Ancak MÖ 300-150 yıllarındaki gelişmelerle özgür insanlar ekmek pişirme sanatını başlattı. İlk Fırıncılar Loncası ‘Collegium Pistorum’ MÖ 168'de kuruldu. O kadar yüksek bir üne sahipti ki, temsilcilerinden birinin Senato'da sandalyesi vardı. Loncanın kuralları katıydı; bir kez çırak olduktan sonra, fırıncılar, çocukları ve torunları uygulamadan çekilemezdi. Ayrıca tiyatroya katılmaları da yasaktı (o zamanlar alt sınıf bir etkinlikti).

Roma ekmek tarihindeki iki büyüleyici gelişmeyi sundu

İlki, Diocletian'ın Fermanı (MS 301) idi. ‘Edictum de pretiis Rerum Venalium / Tavan Fiyatlar Fermanı’ ile ekmek politik bir şekil aldı. İkinci gelişme ise hiciv ustası Juvenal tarafından dile getirilen ‘Panem et circenses’ (Ekmek ve sirkler) ifadesiydi. Üstat bu deyimle, o zamanki üst düzey yöneticilerin sorunların üstünü örtüp onları bir nevi sümenaltı etmek için başvurdukları karın doyurma (ekmek dağıtılırdı) ve eğlendirme faaliyetlerini eleştiriyordu.

Perslerin de fırıncılık endüstrisinde büyük başarıları vardı. MÖ 600 civarında Nashtifan Yel Değirmenleri olarak bilinen yel değirmenlerini ilk icat eden arasındaydılar. Günümüzde İran-Afganistan sınırında küçük bir köyde, halen çalışan durumda olanlar mevcuttur.

Avrupa'da herkesin ekmeğe eşit erişimi yoktu. Zenginlerin en baskın ekmek türü ‘hendek’ oldu. Hendekler, zenginler için bir tabak görevi gören ve et, sos ve patates püresi gibi diğer akşam yemeği yiyeceklerini barındıran kalın yassı ekmeklerdi. 

Etnologların ‘insanlık tarihinin dönüm noktası’ olarak kabul ettikleri yerleşik düzene geçiş, dolaylı olarak ekmek arayışından kaynaklanmıştır (tarım bu amaca ulaşmanın yoluydu). Neolitik dönemden bu yana, mitolojik ve ritüel simgeler bitkilerle özdeşleştirildi. Çünkü insan türünün doğum ve ölüm gizemi birçok açıdan bitkilerin yaşam döngüsüne benzemekteydi.

 

Hamur ve kadın

Buğday, hayat döngüsü boyunca, önce ölür ve birkaç ay sonra insanlara gıda tedarik etme kapasitesine sahip başaklar olarak yeniden doğar. Ölümle yaşamın gizini barındırdığına inanıldığından kutsal bir bitki olarak kabul edildi. Böylece hayvan dünyası ile kurulan dini bağlantılar değişmiş, onun yerini insan türüyle bitkiler arasında mistik bir dayanışma olarak tanımlanabilecek bir ilişki doğmuştur.

Ek olarak, kadınların tarımdaki rolünün etkisi arttıkça, dişi kutsallığı ve genel olarak dişil kavram önem kazanmıştır. Kadın doğurganlığı toprağın doğurganlığıyla özdeşleştirilmiş, kadınlar yaratılışın gizemine vakıf oldukları için hasadın bereketinden sorumlu olmuştur. Sirakuz’daki (Sicilya) bereket festivallerinde, kadın genital organı şeklinde pişirilmiş susamlı ekmekler dağıtılırdı.

Antik çağlarda, hamurun fırına verilmesi, pişmesi ve fırından çıkarılması, insanların çiftleşmesi, hamilelik ve doğumla özdeşleştirilmişti. Latince’deki ‘placenta’ sözcüğü, Roma’da bayram günlerinde pişirilen ve çok sevilen bir hamur çeşidinin adıydı.

İspanyolca’da maya sözcüğü ‘anne/madre’ olarak kullanılır. Çeşitli popüler ifadelerle ekmek, üreme kavramıyla özdeşleştirilir. Fransa’da evlenmeden önce hamile kalan kadınlar için, “bir somunu ödünç aldı” (Avoir emprunté un pain sur la fournée) denir. İngiltere’de “annenin fırında ekmek var” (Mom has bread in the oven) deyimi, bir kadının hamile olduğunu ifade eder.

Fransızca fırın anlamına gelen ‘four’ (daha önce forn denirdi) sözcüğü, Latince ‘fornicatio’ (cinsel birleşme) sözcüğünden gelir; bu sözcüğün kökeni de, gerçek anlamı mahzen olan ama argoda hayat kadını anlamında kullanılan ‘fornix’ sözcüğüdür. Bu nedenle Antik Roma’da hayat kadınları müşterileriyle fırına benzeyen kemerli odalarda buluşurdu. 

Fransızca yuvarlak bir ekmek somunu anlamına gelen miche sözcüğü, aynı zamanda göğüs veya kalça anlamına da gelir; bâtard sözcüğü ise, Fransız baget ekmeğine verilen isimdir. Bu bağlamda İngilizce çörek ve her tür küçük ve yuvarlak ekmek çeşidi kalça veya popo anlamında kullanılır.

İtalya’da Napoli bölgesinde küçük ekmek somunları ise ‘melek penisi’ olarak bilinir. Almanya’da ise ‘brotleib’ sözcüğü argoda kadın vücudu anlamında kullanılır. Almanya’nın Hamburg kentinde düğün günü gelinle damada erkeklik organı şekli verilmiş bir ekmek hediye edilir.

Kral Süleyman Özdeyişler Kitabı 9:17’de; “Çalıntı sular tatlı ve gizlice yenen ekmek lezzetlidir” der.

 

Ekmek, Yahudi deneyiminin hayati bir parçasıdır, öyleyse neden hamuru kendiniz yoğurmayasınız?

Şabat ekmeği ‘Hala’ dışında belki de en tipik Yahudi ekmeği begeldir. Efsaneye göre begelin, 1683'te Viyana Savaşı'nda Osmanlılara karşı kazandığı zafer için Polonya Kralı III. Jan'a hediye olarak verildi. Fırıncıların Osmanlı hatlarını bozan ünlü süvari hücumunu hatırlatmak için üzengi şeklinde yaptığı sanılıyor. Üzengi için Avusturya/Almanca kelime 'begel'dir.
Bununla birlikte, bu efsane olası değildir. Çünkü daha 1610'da Polonya'nın Krakow Yahudi cemaatinin tüzüğünde 'begel' kelimesinin yazılı belgelerine sahibiz. Orada, doğumda bir kadına hediye olarak begel vermenin adet olduğu, ekmeğin yuvarlak şeklinin de yaşam döngüsünü simgelediği yazılıdır. Begel geleneksel olarak aynı nedenle bir yas evinde de servis edilirdi.
Begelin, Lent'te (Büyük Perhiz’in ilk günü) yenen bir Hıristiyan ekmeği olan 'bublik' ile rekabet etmek için 1600'lerin başında Polonya'daki Yahudi topluluğu tarafından icat edildiği yaygın olarak kabul edilmektedir. 1900'lerin başında Doğu Avrupalı göçmenler tarafından ABD'ye getirilene kadar küresel boyutlara sahip değildi ve o zamandan beri krem peynir ve salamura somon (lox) ile yenen bir Amerikan yemeği haline geldi.
Kadim ekmeğin ilk görünümü Kutsal Kitap’ta (Tora) şu şekilde geçer: “... Sizi getirmekte olduğum Ülke’ye girişinizde; …Ülke’nin ekmeğini yediğinizde, Tanrı adına bir bağış (teruma) ayırmalısınız. Hamurunuzun başından (reşit) nesilleriniz boyunca Tanrı'ya bir sunu (teruma) sunacaksınız (Bamidbar 15:17-21).

Hamursuz ekmeği (matsa) en eski ve belirgin Yahudi ekmeğidir. Pesah Bayramında yedi gün boyunca tüketilir. Mayasız ekmek, şişirilmiş materyalizminin aksine ‘Manevi Öz’ü sembolize etti. Bu hiçbir yerde Antik Tapınak Mişkan’ın Masa’sı üzerinde bulunan 12 Kutsal Ekmek Sunusu’ndan daha belirgin olmamıştı. Kudüs'teki Tapınak günlerinde Yahudiler her Şabat, hamurların bir kısmını ayırıp Tanrı adına Kâhinlere (Kohanimlere) verirdi. 

Tapınakların yıkılmasından ve Yahudi halkının Diaspora'ya dağılmasından sonra ekmek, Şabat'ta yenen örgülü bir somun olan hala’da manevi çağrışımlarını korudu. Bu örgülü formun kökeni ve sembolizmi hakkında birçok teori ortaya atılmıştır. Yaygın fikir birliği, örgülerin iç içe geçmesinin aşkı ve doğurganlığı sembolize ettiğidir. Fiziksel biçiminde, karı-koca arasındaki sevgi ve manevi biçimde, erkek ve Tanrı arasındaki aşk temsil edilmiştir. Bu nedenle, onu haftanın en kutsal günü Şabat'ta ve bayramlarda yeme geleneği korunmuştur.

Tora’nın açılış sözleri ‘BeREŞİT bara Elokim’dir (Başlangıçta Elokim dünyayı yarattı). Midraş’ta, Tanrı’nın dünyayı önce ‘Reşit’ olarak anılan mitzvotların erdemi için yarattığı şeklinde yorumlanır. Bu ekmek hamurunun başından (Reşit) bir kısmını Kohanimler için ayırma emri olan ‘Hala’ mitsvasıdır.

Bir hamur parçasını ayırma konusunda Midraş’ın yaratılış amacı olduğunu söyleyecek kadar önemli ne olabilir(ki)? Kadim Bilgeliğe göre İbranice ‘hala’ sözcüğü iki kelimeye bölünebilir ve ‘hei’ (harfi) yerleştir anlamına gelen ‘hol hei’ olarak okunabilir. (Tikkunei Zohar, Tikkun 16; Or ha-Torah, s. 541); “Varlığımızın amacı, yaşam resmine ‘hei’ yerleştirmektir.”

Hala ekmeği yendiği bayrama göre çeşitli şekiller aldı. En ünlüsü Yahudi Yeni Yılı'nda (Roş Aşana) yapılan yaşam döngüsünü simgeleyen yuvarlak şekildi. Bir başka ilginç şekil de ‘anahtar hala’dır. Pesah’ı takip eden ilk Şabat günü yenir ve yıl boyunca bol gelir sağlayan iyi bir alamet olduğu varsayılır. Purim Bayramında Aşkenazlar Megilat Ester okumasının sonunda söylenen bir şiiri (piyut) ‘Shoshanat Yaakov’u (Yakup'un Gülü) simgelemek için çiçek şeklinde hala pişirir. Fas Yahudileri Purim’de ‘Aman'ın gözleri’ olarak adlandırılan ve Elton John'un gözlüğüne benzeyen ekmek pişirirler. Gerçekte çoğu Mizrahi (Doğulu) Yahudi’si, modern İsrail toplumuna entegre olana kadar örgülü hala ekmeğinden habersizdi. 

Devam edecek…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün