Ada sakinleri, Adalar için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni imar planına yönelik tepki gösteriyor.
İmar planlarının adaları koruma amacı taşımaktan çok turizm amaçlı yapılaşmalara zemin sağlayacağını belirten ada sakinleri, perşembe günü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü önünde bir araya geldi.
Basın açıklamasını ada sakinlerine destek amacıyla eyleme katılan sanatçı Tilbe Saran okudu. Açıklamanın ardından dilekçelerini müdürlüğe teslim eden adalılar, imar planlarına itiraz nedenleri maddeler halinde açıkladı.
Burgazada Mahalle Meclisi ve tüm adaların sakinlerinin büyük katılımı ile gerçekleştirilen açıklamada, imar planındaki sakıncalı noktalara şu şekilde dikkat çekildi:
"Önemle belirtmek isteriz ki birçok açıdan riskli bulduğumuz, Adalılar ve Adalılara ek olarak Türkiye’nin her yerinde yaşayan doğa ve ada severlerin endişe etmesine sebep olan maddeler içeren planların birincil sakıncası, kıyıların plan dışı bırakılmış olmasıdır. Dört tarafı suyla çevrili kara parçalarının kıyı planı olmadan bir imar planının düzenlenmesi doğru değildir. Sadece bu sakınca bile adalar halkını derin bir kaygıya sürüklemiştir.
İstanbul’un hemen kıyısında bulunan Prens Adaları vatandaşın yeşiliyle, mimarisiyle kaostan uzaklaşıp nefes alabildiği ender alanlar arasındadır. Adaların müşterek alanlarının korunabilmesi ve bir sayfiye alanı bölgesi olması özelliğini yitirmemesi gerekir. En önemli itiraz başlıklarımızdan biri de planların, lojistik, ulaşım, ziyaretçi yönetimi ve afet planlamasını içermemesidir.
Plan kapsamında kıyı şeridiyle birlikte düşünülmeden ve tüm bu acil ve çok önemli gereklilikler hesaplanmadan Burgazada’da 2000 m2’lik bir otel inşaatına izin verilmiştir. Üstelik turizm yapılaşmasına açılan ve etki alanı çok daha geniş olacak bu büyük alan, Burgazada’nın en önemli kültür mekanlarından biri olan Sait Faik Abasıyanık’ın hikayelerinde söz ettiği Paradiso’u yani şimdiki Cennet Bahçesi’ni yok etmektedir. 1903 yılında bir kır gazinosu olarak faaliyete geçmiş olan Paradiso, halen adanın kültür sanat ihtiyacı için önemli bir gereksinimi karşılayan bir sahne ve etkinlik alanıdır.
Otel inşaatı, Ayanikola’da yapılması planlanan günübirlik tesisler ve Marta Koyu çevresi için öngörülen düzenlemeler hem ziyaretçi yükünü arttıracaktır, hem de mevcut kültürel ve doğal dokuya zarar verecektir. Ayrıca Marta Koyu çevresi, pek çok göçmen kuş ve balık türü için hayati öneme sahip hassas bir ekosistem barındırmaktadır ve bu husus planda hiç dikkate alınmamıştır.
Heybeli Ada’da yer alan Sanatoryum ve Ruhban Okulu gibi tescilli binalar, kültürel miras alanları ve arazileri kültür mirası olarak koruma statüsüne alınırken fonksiyonları sağlık ve eğitim olarak belirtilmiş ancak 1/1000’lik uygulama planlarında bu fonksiyonlar belirtilmemiştir. Bu durum bu alanların planda bir boşluk oluşturma ve fonksiyon değişikliği riski barındırmaktadır.
Büyükada’da da Aya Nikola Manastırı yakınlarına devasa bir lojistik alanı planlanmaktadır.
Bunlar Adalarımız için risk gördüğümüz sadece örnek konu başlıklarıdır.
Unutmamak gerekir ki Adalar UNESCO Dünya Mirası listesine girmeye aday olan ve buna ilişkin resmi bir süreç yürüten çok kıymetli bir coğrafyadır. Titizlikle hazırlanması gereken koruma amaçlı imar planlarında en çok önem verilmesi gereken konulardan biri de yapılacak plan ile Adaların UNESCO Dünya Mirası listesine girebilmesini sağlamak olmalıyken maalesef hazırlanan planlar bu amaçtan çok uzaktır.
Ülkemizin her bir noktası gibi Adalarımız da çok özel ve korunması gereken yerleşim alanlarıdır. Adalarımızın sahip olduğu doğal güzelliklerini, kültür zenginliklerini, turizm değerlerini korumak hem ülkemiz hem de çocuklarımız için görevimizdir. Bugün yapılacak yanlışlar sonrasında bedeli ödenemeyecek, değiştirilemeyecek kötü sonuçlara neden olabilecektir. Bu nedenle çok önemli olan gerekçelerle planlara itiraz ediyor, düzeltilmesini talep ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni, Adalar İlçe Belediyesi’ni hassasiyete ve Adalıların çabasını anlamaya ve belirttiğimiz yanlışlardan dönmeye davet ediyoruz’’ ifadelerine yer verildi.