WEB'DEN SEÇMELER

•Motivasyonlarını kendi İslami hassasiyetlerden alan bu araştırmacıların önemli bir kısmı Yahudilikle ilgili hemen her araştırmada veya ilmi toplantıda güncel siyasi meselelerin gündeme gelmesini beklemekte, Yahudilik veya Yahudilerle ilgili hususlara genellemeci bir bakışla yaklaşmakta, kendi yaklaşımlarını sergilemeyen uzmanlara karşı süratle tavır alarak tüm mecralarda suçlayıcı bir üslupla hareket edebilmektedirler. Bahis konusu amatör araştırmacılar Türk uzmanların akademik motivasyonlarla bilimsel çerçeve içerisinde kalmaya özen göstermelerini Filistin davası şuurundan yoksun olmakla ve Yahudi radikallerin Müslümanlara uyguladığı şiddeti önemsizleştirme yaklaşımıyla itham edebilmekte, onların fikir işçisi olduklarını göz ardı edip eylemci aktivist performansı bekleyişine girmektedirler. •Eldar Hasanoğlu – Star

İzak BARON Diğer
13 Eylül 2023 Çarşamba

Bu Haftanın “Takılanlar”ı

  • NETANYAHU VE MÜTTEFİKLERİ, ABD’NİN DİPLOMATİK DESTEĞİNE ALTERNATİF OLARAK AVRUPALI YABANCI DÜŞMANI VE AŞIRILIKÇI PARTİLERİ GÖRÜYOR

Geçen hafta Netanyahu’nun Dışişleri Bakanı Eli Cohen İsrail’in Romanya büyükelçisi Reuven Azar’a ve yerleşimci liderlerinden Yossi Dagan’a aşırı sağcı bir Rumen parti ile Bükreş’te buluşma talimatı verdi. Söz konusu parti antisemit ve Holokost’u inkar eden beyanlarından ötürü uzun süredir İsrail tarafından boykot ediliyordu.

Neden buluşmak istiyorlar? Haaretz gazetesinde yazıldığı üzere, görüşme “İsrail ile Avrupa’daki aşırı sağ partiler arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik. Amaç bu partileri Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimleri desteklemeye ikna etmek”. Evet, Netanyahu ve müttefikleri, ABD’nin diplomatik desteğine alternatif olarak Avrupalı yabancı düşmanı ve aşırılıkçı partileri görüyor. Oysa 75 yıllık ABD-İsrail ilişkileri İsrail’i Araplardan ve İran’dan gelecek dış tehditlere karşı korumak üzerine inşa edildi. Bu yüzden ABD’li diplomatlar, Amerikan ordusu, ABD vatandaşları ve Amerika’daki Yahudi kuruluşları için yeni rollerini kavramak kolay değil.

Bu da bizi yeniden Suudilerle yapılacak anlaşmaya getiriyor. Anlaşmanın iki unsuru bir araya getirmesi tasarlanıyordu. Birincisi, ABD-Suudi ittifakının güçlendirilmesi. Bu kapsamda ABD ikili savunma antlaşmasını kabul edecek, Suudiler de hem sivil nükleer program geliştirebilecek hem de ABD’nin en ileri silahlarına erişim kazanacak. Karşılığında Suudi Arabistan ABD’nin safında kalacak ve Çin’le askeri, teknolojik ve askeri bağ kurmaktan kaçınacak. İkincisi, İsrail’in iki devletli çözüm umudunu canlı tutacak şekilde Filistinlilere bazı tavizler vermesi şartıyla Suudiler ile İsrail arasındaki ilişkiler normalleşecek.

Ama Netanyahu tatlı diliyle ABD’yi aleyhimize olan seçeneğe ikna etmeye çalışacak. Kendi aşırılıkçı hükümetini kısıtlamaya kalkan İsrail Yüksek Mahkemesi’nin altını oymak, bu arada Filistinlilere kayda değer hiçbir şey vermek zorunda kalmadan Suudi Arabistan’la barış anlaşması yapıp ülke içinde kahraman haline gelmek ve neticede koalisyonunun Batı Şeria’yı ilhak etme hayalinde mesafe kaydetmek istiyor. Üstelik bunların bedelini Suudi Arabistan’a ödetmek, Joe Biden’a onaylatmak. Biden ve Prens Selman bu anlaşmayı hemen reddetmeli.

Thomas L. Friedman

https://gazeteoksijen.com/yazarlar/thomas-l-friedman/sayin-joe-biden-netanyahuya-hayir-deyip-gecin-188304

 

  • MOTİVASYONLARINI KENDİ İSLAMİ HASSASİYETLERDEN ALAN BU ARAŞTIRMACILARIN ÖNEMLİ BİR KISMI YAHUDİLİKLE İLGİLİ HEMEN HER ARAŞTIRMADA VEYA İLMİ TOPLANTIDA GÜNCEL SİYASİ MESELELERİN GÜNDEME GELMESİNİ BEKLEMEKTE, YAHUDİLİK VEYA YAHUDİLERLE İLGİLİ HUSUSLARA GENELLEMECİ BİR BAKIŞLA YAKLAŞMAKTA, KENDİ YAKLAŞIMLARINI SERGİLEMEYEN UZMANLARA KARŞI SÜRATLE TAVIR ALARAK TÜM MECRALARDA SUÇLAYICI BİR ÜSLUPLA HAREKET EDEBİLMEKTEDİRLER

Eldeki yazının da konusu olan Yahudilik üzerine çalışmalarda Türkiye akademiyası son yıllarda önemli ölçüde mesafe kat etmiş durumdadır. İlahiyat Fakültesi çatısı altında kurumsal olarak Dinler Tarihi branşının kurucusu kabul edilen Hikmet Tanyu'dan itibaren Dinler Tarihçileri arasında Yahudilik üzerine çalışanlar ilmi sıkleti yüksek, derinlikli eserler ortaya koymuşlardır. Ne var ki o günden bugüne değin birtakım objektif ve sübjektif etkenler dolayısıyla Türkiye'de Yahudilik üzerine çalışmaların ilerlemesi bazı engellerle, zorluklarla da karşılaşmıştır. Bu olumsuz faktörlerin bazıları günümüzde de etkisini büyük oranda hissettirmektedir.

2000'li yıllara girilmekle birlikte, genel olarak ilmi araştırmalar için oluşan imkânlar bir devrim sayılabilecek niteliktedir. O zamana kadar kendisini şiddetle hissettiren en temel eksiklik, kaynaklara ulaşma imkanlarının çok kısıtlı olmasıydı. Başta İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ve Millet Kütüphanesi olmak üzere büyük kütüphanelerin yurtdışında üretilmiş literatürü okuyucularına sunmaları, nitekim dijital çağın getirdiği kaynaklara ulaşma imkânlarının artması, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin yurtdışı dijital kütüphanelere kurumsal üyelikleri neticesinde böyle bir eksiklik günümüzde artık neredeyse sıfıra inmiş durumdadır. Kaynaklara ulaşımın zor olduğu zaman diliminde üretilen eserler incelendiğinde, araştırmacıların ciddi özveriyle ulaşabildikleri her bir bilgiyi titizlikle değerlendirdikleri ve nice zorluklarla ulaştıkları kaynaklardan mümkün en azami düzeyde faydalanarak konuları doğru bir şekilde Türk okurlara ulaştırdıkları hemen fark edilmektedir.

Yahudilik üzerine araştırmalarda kendisini hissettiren ikinci temel zorluk, yabancı dil becerisidir. Başta kutsal kitapları olmak üzere yaklaşık iki bin sene boyunca üretilen dini literatürü anlamak için İbranice bilgisi zaruridir. Bunun dışında, asırlarca Müslümanlar arasında selamet içerisinde yaşayan Yahudi alimlerin eserlerini Arapça kaleme almaları, Batı'da II. Dünya Savaşı'na kadar Almanya'nın Yahudi entelektüel merkezi olması ve sonradan bu konumu ABD'ye kaptırması dolayısıyla üretilen literatürü orijinal dilinden okumak için Arapça, Almanca ve İngilizce de bilinmesi gereken dillerdir. Dahası, Ortaçağda Doğu ile Batı entelejansiyası arasında köprü konumunda olan Endülüs'teki Yahudiliği araştırmak için İspanyolca ve Portekizce bilinmesi elzemdir. Burada sayılan diller işin ehli bir Yahudilik uzmanı için araştırdığı konulara nüfuz etmek için bilmesi gereken başlıca genel dillerdir. İlaveten, asırlar boyunca Yahudiler dünyanın dört bir yanında dağıldıkları için o bölgelerde ürettikleri literatürü orijinalinden okumak için yerel dillerin ve konusal araştırma yapıldığında yoğun kaynak eserlerin dillerinin de bilinmesi beklenir. Günümüz Türkiye'sinde dil imkânlarının artmasıyla araştırmacılar İbranice kaynakları okuyabilmekte, diğer dillerdeki literatürden de destek almaktadırlar. Bu durum, Yahudilik üzerine kapsamlı bir okuma yapabilmek için yukarıda sayılan dillerin tamamını kendisinde toplayan Türk araştırmacılarının çok zaman geçmeden yetişeceğine dair umut vermektedir.

Yahudilik çalışmalarında karşılaşılan zorluklardan biri de amatör araştırmacılar ile profesyonel uzmanlar arasında yaklaşım farklılığından doğan fikri uyumsuzluğun sosyal zemine indirgenmesidir. Söz konusu amatör araştırmacılar esasında İslami hassasiyetleri dolayısıyla Filistin davasına sahip çıkma saikiyle Yahudiliği inceleyen kişilerden oluşmaktadır. Profesyonel uzmanların tabi olması gereken metodolojik kaidelere bağlı olmayışları onlara geniş bir serbestlik tanımakta, zihinlerinde var olan yargıya muvafık söylemleri sağlamlık ve tutarlılık derecesini teste tabi tutmadan kabul etme rahatlığı sunmaktadır. Yine, uzmanlar irdeledikleri konuyu bütüncül bir bakışla, teori ile pratiği birlikte ele alıp titizlikle farklı yönlerden değerlendirme yapma sorumluluğuyla hareket ederken, amatörler pratikten teoriye hızlı çıkarımda bulunabilmenin verdiği konfor ile kamil olmayan teşhiste bulunmakta sakınca görmemektedirler. Şüphesiz her iki yaklaşımın hitap ettiği okuyucu kitlesi mevcuttur ve hatta bu iki kitle elindeki esere kendi algısına ve beklentisine göre, ilgisini tatmin etmesi muvacehesinde değer biçmektedir. Ancak bu değer biçme, amatörlerin yaklaşım ve metot farkını göz ardı ederek uzmanlar hakkında "Yahudisever İlahiyatçı", "İsrail sempatizanı akademisyen" ya da "Yahudi meraklısı" gibi cesurca yakıştırmalar yapma kolaycılığına sevkedebilmektedir. Hatta amatörler, akademisyenleri kategorize edip itibarsızlaştırma eylemlerine de tevessül edebilmektedirler. Motivasyonlarını kendi İslami hassasiyetlerden alan bu araştırmacıların önemli bir kısmı Yahudilikle ilgili hemen her araştırmada veya ilmi toplantıda güncel siyasi meselelerin gündeme gelmesini beklemekte, Yahudilik veya Yahudilerle ilgili hususlara genellemeci bir bakışla yaklaşmakta, kendi yaklaşımlarını sergilemeyen uzmanlara karşı süratle tavır alarak tüm mecralarda suçlayıcı bir üslupla hareket edebilmektedirler. Bahis konusu amatör araştırmacılar Türk uzmanların akademik motivasyonlarla bilimsel çerçeve içerisinde kalmaya özen göstermelerini Filistin davası şuurundan yoksun olmakla ve Yahudi radikallerin Müslümanlara uyguladığı şiddeti önemsizleştirme yaklaşımıyla itham edebilmekte, onların fikir işçisi olduklarını göz ardı edip eylemci aktivist performansı bekleyişine girmektedirler. Oysaki bahis konusu amatörlerin konuyu değerlendirirken kendi yaklaşımlarından başka yöntemler de olduğunun idrakine erişmeleri, akademisyenleri damgalamaktan sakınmaları ve yöntem farklılığının farkında olmaları gereklidir. Esasında uyumsuzluğun büyük kısmı önyargıdan kaynaklanmakta olup dar ve sığ bakış açısı ülkede ilmi anlamda Yahudilik çalışmalarının gelişmesini olumsuz yönde etkileyen bir durumdur.

Doç.Dr. Eldar Hasanoğlu/ Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

https://www.star.com.tr/acik-gorus/turkiyede-yahudilik-calismalarinda-karsilasilan-zorluklar-haber-1810853/

 

  • İYİ DE BİRBİRİNİ TANIMAYAN HATTA DÜŞMAN OLARAK KODLAYAN İKİ ÜLKENİN DIŞİŞLERİ BAKANLARININ GÖRÜŞMELERİNDEN EVVEL DAHA ALT SEVİYELERDE GÖRÜŞMELER OLMAZ MI? EĞER DIŞİŞLERİ BAKANLARI GÖRÜŞÜYORSA BU GÖRÜŞMENİN İÇERİĞİNİN DAHA ÖNEMLİ OLMASI BEKLENMEZ Mİ?

Şimdi gelelim görüşme sırasında neler yaşanmış olabileceğine… 27 Ağustos tarihinde bir İsrailli gazeteci bana, sosyal medya üzerinden iki bakanın görüşmelerine dair İsrail dışişleri bakanının yapmış olduğu paylaşımı gönderdi. Tarihi görüşme olarak tanımlanan paylaşımda, bakanlar arasındaki görüşmede “iki ülke arasındaki iş birliği olanakları ile Libya’daki Yahudi mirasının korunması” konularının ele alındığı belirtilmekteydi.

İyi de birbirini tanımayan hatta düşman olarak kodlayan iki ülkenin dışişleri bakanlarının görüşmelerinden evvel daha alt seviyelerde görüşmeler olmaz mı? Eğer dışişleri bakanları görüşüyorsa bu görüşmenin içeriğinin daha önemli olması beklenmez mi?

Mesela; Libya’nın daha önce İsrail ile normalleşen BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan gibi İbrahim Anlaşması’na katılmak için talep ettiği şartlar veya İsrail’in de muhtemel bir anlaşma durumunda Libya’dan talep edeceği şeyler gibi…

Öyleyse biraz şeytanın avukatlığını yaparak aşağıdaki soruların muhtemel cevaplarını arayalım.

Libya, İsrail ile normalleşme karşılığında ne istemiş olabilir? Hatta şöyle sormak daha doğru olur sanırım; Necla Mengüş’ün yakın olduğu cenah İsrail ile normalleşme için ne talep etmiştir?

Böyle sordum çünkü Mengüş’ün, Serrac hükûmeti döneminde Hafter’e yakın olduğu ve o tarihlerde Türkiye’ye karşı muhalefet yaptığı hatırlanacaktır. Hafter’in de iç savaşın en yoğun yaşandığı dönemde bazı Körfez ülkeleriyle birlikte İsrail tarafından da desteklendiği, hatta bir ara uçağının İsrail’e iniş yaptığı da hafızalarımızdadır. Öyleyse Hafter’e yakınlığıyla bilinen Mengüş’ün, Hafter’in talimatıyla İsrail dışişleri bakanıyla görüşmüş olması hiç de yabana atılacak bir iddia olmayacaktır.

Eğer durum bu şekildeyse iletilen talebin, “Libya’nın yönetiminin Hafter’e verilmesi için gerekli desteğin sağlanması” olması kuvvetle muhtemeldir.

Peki, İsrail’in bunu gerçekleştirecek bir gücü var mıdır?

Açıkçası İsrail’in böyle bir gücü olmadığını hepimiz biliyoruz. Ancak İbrahim Anlaşması sürecini kotaran ABD’nin daha önce Sudan’a ve Fas’a verdiği sözler gereğince; Sudan’ın teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarılması ve Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenlik iddiasının tanındığı hatırlanınca, Libya’ya böyle bir söz verilmiş olması ihtimal dâhilinde gözüküyor.  

Bilindiği üzere İsrail ile Türkiye, Ağustos 2023 itibarıyla resmî olarak yeniden normalleşti. Ancak bu normalleşmenin ana motivasyonlarından biri olan enerji iş birliği bir türlü hayata geçirilemedi. Oysa çıkarılan doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya transfer edilmesi hem daha kısa hem de daha ucuz olan bir alternatifti. Fakat İsrail’in; Türkiye ile ilişkisizlik döneminde Yunanistan ve GKRY ile aşırı yakınlaşmış olması ve buna mukabil aralarındaki bazı anlaşmalar ile iç politikadaki bazı aktörlerinin Türkiye’ye karşı mesafeli tutumları, gazın Türkiye üzerinden Avrupa iletilmesi projesinin hayata geçirilmesini engelliyordu.

Dolayısıyla İsrail, Yunanistan ve GKRY’den müteşekkil cephe açısından en uygun seçenek, Libya’daki UMH’nin düşürülmesi ve Türkiye ile yapılan anlaşmayı iptal edecek bir yönetimin başa getirilmesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Yani İsrail bir taraftan Türkiye ile normalleşme kapsamında görüşmeleri ve diğer iş birliklerini sürdürecek ama diğer taraftan Libya’daki statüko değiştirilerek; Türkiye’nin Doğu Akdeniz üzerindeki hak iddiası boşa çıkarılacak ve Türkiye’nin dahil olmadığı Doğu Akdeniz Gaz Boru Hattı projesi hayata geçirilecektir. Böylelikle AB de enerji tedariğinde Türkiye’ye bağımlı olmayacaktır.

Bu iddiaların ve tahminlerin ne kadar doğru olduğunu zaman gösterecektir. Belki de görüşmenin sızdırılması tamamen bir yol kazasıdır. Ancak mevzu bahis İsrail olunca yaşananların bir kaza olması ihtimali hiç inandırıcı gelmemektedir. Eğer öyleyse, durum İsrail için çok vahim demektir ve üzerinde konuşmaya bile gerek yoktur.

Bu süreç Libya ile İsrail’in normalleşmesinin yolunu mu açar yoksa İsrail karşıtlığını mı artırır bilemeyiz ama ortada kesin olan bir şey var; o da Libya Başbakanı Dibeybe’nin, Bakan Mengüş’ü devre dışı bırakarak şimdilik süreci iyi yönettiği ve hem kendisini hem de hükûmetini ayakta tutmayı başardığıdır.

Haydar Oruç

https://www.dirilispostasi.com/makale/16359441/haydar-oruc/israil-libya-gorusmesinin-arka-plani

 

Takılan tweetler

  • bir vakitler Edirne...@birvakitler1

Yıl,  1932...

"Edirnede bir spor kulübü tesis edildi...

Musevi vatandaşlarımız burada futbol, voleybol, basketbol, tenis şubelerini ihtiva eden bir spor kulübü tesis etmişlerdir.

Kulüp (Yavuz kulübü) ismini taşımaktadır.

Kulübün 90 faal azası vardır."...

https://twitter.com/birvakitler1/status/1698416050486775820

  • Uygur Kayahan@Kayahanuygur

Filistin lideri Mahmut Abbas diyor ki:

"Hitler Yahudileri Yahudi oldukları için öldürmedi. Faizle para verdikleri, Alman ekonomisini sabote ettikleri için onlarla savaştı."

Bu topluluk bu zihniyetle Kudüs'te yaşamayı hak ediyor mu?

https://twitter.com/Kayahanuygur/status/1699829439738073457

  • Haber İsrael@ShemaNews

Paris, Abbas'ın madalyasını elinden aldı: 'Avrupa'daki Yahudilere soykırımı haklı gösterdiniz.

Belediye Başkanı Anne Hidalgo, Filistin Yönetimi başkanını Yahudi karşıtı Holokost konuşmasından dolayı kınadı.

https://twitter.com/ShemaNews/status/1700212294653792550

  • Nuh ARSLANTAŞ 🇹🇷@NArslantas_Prof

Yahudilikte yazmaya çalıştığım "yivum ve halitsa"nın İslami dönemdeki uygulanmasına dair İbranice tefsir ve hukuk literatüründe ilginç bilgiler var.  Çocuksuz ölen birinin karısı en büyük kayınbiraderi ile evlenip ocağı tüttürmek zorunda.Erkek evlenmek istemezse halitsa yapıyor. Halitsa mahkemede yapılıyor. Kadın kayınbiraderinin deri pabuçunu çıkarıp yüzüne "Kardeşinin evini bina etmeyene böyle yapılır" diyerek tükürüyor. Tesniye'de anlatılan bu olaya Biruni ve İbn Hazm gibi müslüman alimler de değiniyor.Alimlerin Yahudiliğe vukufiyetleri takdire şayan.

https://twitter.com/NArslantas_Prof/status/1700528356242964891

  • Nuh ARSLANTAŞ 🇹🇷@NArslantas_Prof

Bizdeki "Sanat [zanaat] altın bileziktir" sözüne benzer bir söz Yahudi geleneğinde de var:

"Melaha meluha": "מלאכה  מלוכה"

"Sanat [zanaat] sahibi olmak krallıktır."

#sanat #zanaat

https://twitter.com/NArslantas_Prof/status/1699797239143735412

  • Doç. Dr. Orhan Karaoğlu@OrhanKaraoglu

İran'dan sonra İsrail'i tüm yönleriyle ele aldığımız, @NailElhan  ile birlikte derlediğimiz, alanında uzman 29 yazarın katkılarıyla oluşan kitabımız yakında tüm kitapçılarda. @inkilapkitabevi

 Emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.

#İsrail #Israel #kitap #yenikitap #books

https://twitter.com/OrhanKaraoglu/status/1697508653178269841

  • Karel Valansi@karelvalansi

İsrail, ABD Vize Muafiyet programına katılma yolunda. Bu ayın sonuna kadar Homeland Security’nin resmi bir açıklama yapması bekleniyor.

https://twitter.com/karelvalansi/status/1699817293415350374

  • Karel Valansi@karelvalansi

 “İsrail-Türkiye ilişkilerinin 2022'de yeniden canlanması göz önüne alındığında, İsraillilerin göreceli bir çoğunluğu (38 %) bu ilişkinin her şeyden önce İran, Suriye ve Lübnan'daki güvenlik koordinasyonunu geliştirmek için kullanılması gerektiğini düşünüyor. %20 ise İsrail gazına odaklanması gerektiğini düşünüyor) Türkiye üzerinden Avrupa'ya ihracat ve Filistinlilere karşı %18 gerilimi azaltma”

@Mitvim  İsrail Dış Politika Endeksi 2023

https://twitter.com/karelvalansi/status/1699520281256034531

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

Mısır, Ben Ezra sinagogunu yeniden aştı..

Nadir yazmaları ile ve Yahudi tarihine ilişkin değerleri ile dikkat çekiyor sinagog..

Mısır'da 10-15 Yahudi kalmış..

Sinagog ziyarete açılıp, Mısır turizmine de hizmet edecek..

https://twitter.com/AdelinaSfishta/status/1698957720760578205

  • Yonatan Gonen@GonenYonatan

Fas'ın Tizi Ouaddou bölgesindeki bir dağ köyünden bir fotoğraf:

İsrailli bir gönüllü Faslı bir kadını destekliyor 🇮🇱🇲🇦

İsrail sağlık örgütü United Hatzalah'tan ileri bir ekip Pazar sabahının erken saatlerinden bu yana Fas'ta faaliyet gösteriyor. Bu, dağlardaki bu bölgeye ulaşan ilk kurtarma ekibidir. Yıkımla karşılaştılar ama aynı zamanda çok sayıda dirençli ve güçlü insan da vardı. @UnitedHatzalah

https://twitter.com/GonenYonatan/status/1700986003132125554

 

Ağa Takılanlar Öneriyor

  • İSRAİL'DE HAYRETE DÜŞÜREN OLAY: KADIN FOTOĞRAFI VAR DİYE OTOBÜSE SALDIRDI

https://onedio.com/haber/israil-de-hayrete-dusuren-olay-kadin-fotografi-var-diye-otobuse-saldidi-1171225

  • GÖÇ ETMENİN İNANILMAZ MUCİZESİ… - Aaron Baruch

https://ankarali-2001.blogspot.com/2023/09/goc-etmenin-inanilmaz-mucizesi.html

  • ÇİN-İSRAİL İLİŞKİLERİ NE KADAR İSTİKRARLI? - Giorgio Cafiero - Arab Center Washington DC (Emre Köse)

Avrupa’daki savaş devam ederken Orta Doğu ve Arap ülkeleri son yılların en sakin dönemini geçiriyor. Bu sükûnet döneminde, tarihi sayılabilecek hadiseler de meydana geldi. Bunların başında, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin, Çin’in arabuluculuğuyla normalleşmesi geliyor. Bunun diğer bölge ülkeleri üzerinde de etkileri oldu ve Yemen’deki dondurulmuş çatışmada (ki esasında Suudi Arabistan ve çeperindeki Körfez ülkelerinin Mart 2015’te başlattığı bir işgaldi) uzun zaman sonra ilk kez çözüm belirtileri görülmeye başladı. Ayrıca Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü de büyük sayılabilecek bir gelişmeydi. Durumun Çin’in ABD karşısındaki amansız yükselişiyle bir ilgisi olduğu muhakkak ve burada, öteden beri Washington’un bölgedeki ileri karakolu olan İsrail’in Çin ile geliştirdiği ilişkiler ve bu ilişkilerdeki açmazlar yakından bakmayı hak ediyor.

https://harici.com.tr/cin-israil-iliskileri-ne-kadar-istikrarli/

  • FİLİSTİNLİLERİN, SUUDİ ARABİSTAN-İSRAİL ANLAŞMASINA DESTEK İÇİN ŞARTLARI NELER? - Tom Bateman

Suudi Arabistan, Arap ve İslam dünyasında lider özelliği olan bir ülke. Riyad yönetimi, 1948'de kurulan İsrail devletini hiçbir zaman tanımadı. Bu bakımdan böylesi bir anlaşmaya atacağı imza, hem tarihi önem taşıyacak hem de derin tartışmalara yol açacak.

İsrail'i tanıma karşılığında Suudi Arabistan'ın ABD'den, en yeni teknoloji ile üretilmiş Amerikan silahları alma garantisi istediği söyleniyor. Riyad'ın bir diğer talebi ise çok tartışmalı başka bir konuda. Suudi Arabistan'ın, sivil amaçlı nükleer program oluşturmasına ve bu kapsamda uranyum zenginleştirme faaliyetlerine izin verilmesini talep ettiği belirtiliyor.

İsrail ise böyle bir anlaşma sayesinde Körfez'in bu süper gücü ile ticaret ve savunma alanlarında ilişki geliştirebilecek. Tahran yönetimi, 2020 yılında diğer bazı Arap ülkeleri ile vardığı anlaşmalardan sonra, bölgede komşularıyla hep aradığı tarihi uzlaşma zeminini yakalamış olacak.

Fakat böyle bir anlaşmanın yapılabilmesi için Arap dünyasının siyasi dengeleri içerisinde İsrail'in Filistinlilere de kayda değer ödünler veriyor görünmesi gerekiyor.

https://www.bbc.com/turkce/articles/cjld90wk94yo

  • İSRAİL VATANDAŞI FİLİSTİNLİLER, İSRAİL'DEKİ YARGI PROTESTOLARINA NEDEN KATILMIYOR? - Abdel Ra'ouf D. A. R. Arnaout, Halime Afra Aksoy 

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-vatandasi-filistinliler-israildeki-yargi-protestolarina-neden-katilmiyor/2985861

  • NAZİLERİN ANATOMİ KİTABI: PERNKOPF ATLASI - L. Deniz Ertuğ

https://www.politikyol.com/nazilerin-anatomi-kitabi-pernkopf-atlasi/

  • VATİKAN İLK DEFA YAHUDİLERİ SAKLADIĞI İÇİN NAZİLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN BİR AİLEYİ AZİZ İLAN ETTİ

https://tr.euronews.com/2023/09/10/vatikan-ilk-defa-yahudileri-sakladigi-icin-naziler-tarafindan-oldurulen-bir-aileyi-aziz-il

 

  • 6-7 Eylül Anmalardan Takılanlar
    • 6-7 Eylül 1955 Pogromu’nda Müzeyyen Senar ne yapıyordu? | Ayşe Hür

https://www.avrupademokrat3.com/6-7-eylul-1955-pogromunda-muzeyyen-senar-ne-yapiyordu-ayse-hur/

  • Bugün 7 Eylül 1955 - Gözde Bedeloğlu

https://www.birgun.net/makale/bugun-7-eylul-1955-466661

  • ramize erer@ramizeerer

#67Eylül 🌱Unutmadık.

https://twitter.com/ramizeerer/status/1699696374470582758

·       6-7 Eylül'den geriye kalan şarkı: Cibali'de bir tütün işçisi - ÖZKAN ÖZTAŞ

Ø  Seslendirdiğiniz şarkılardan hikayesinden en çok etkilendiğiniz hangisiydi peki?

Çok hikaye var ama en son konserimde repertuara tekrar aldığımız bir şarkının hikayesini anlatayım.

Yahudilerin genelde tüccar olduğu bilinir ama eski yıllarda durum oldukça farklıydı ve toplumun büyük kesimi işçiyidi. Bahsedeceğim şarkı da eskiden var olan Cibali Tütün Fabrikası'nda geçen bir aşk şarkısı.

Fabrikada çalışan bir delikanlıya aşık olan bayan, onu iş çıkışı karşılıyor ve yanındaki arkadaşlarına onu işaret ediyor. Bu şarkıyı 1990 yılında yine bir kısa metrajlı filim çalışması için hikaye toplama amacıyla yaptığımız derleme çalışmasında senaryo yazarı rahmetlı Sadık Karlı ile Kadıköy Yeldeğirmeni’nde yaşlı bir bayandan derlemiştim. Kadıncağız "Bu şarkının bende çok güzel birçok hatırası var, bunun kaybolmasını istemiyordum, iyi ki geldiniz ve benden bu şarkıyı aldınız" demişti. Bu suretle de aslında nadir olan bir işçi aşk hikayesini içeren Sefarad şarkıyı derlemiş oldum ve ileriki yıllarda bunu albümde yorumladık.

Şarkının ismi Esta Parea Ke Viyene. Parea aslında Rumca'dan Sefarad diline geçmiş, grup anlamını taşıyor. Bu gelen grup külhanbeyler grubudur diye başlıyor ve devam ediyor.

https://www.youtube.com/watch?v=0gJ95kIGCPI&t=3s

https://haber.sol.org.tr/haber/6-7-eylulden-geriye-kalan-sarki-cibalide-bir-tutun-iscisi-383804

·        Unutmadık da, yanlış mı hatırlıyoruz acaba? – Ümit Kıvanç

 

https://www.gazeteduvar.com.tr/unutmadik-da-yanlis-mi-hatirliyoruz-acaba-makale-1636589

·       Altmış sekiz yıllık utanç - Leyla Emeç Tavşanoğlu

https://www.muhalif.com.tr/haber/altmis-sekiz-yillik-utanc-165507

·       Peyami Safa ve 6-7 Eylül olayları - Bahar Akpınar

https://www.gercekgundem.com/yazarlar/bahar-akpinar/peyami-safa-ve-6-7-eylul-olaylari-435057

·       Selin Nasi@selinnasi

Annem takı malzemesi almaya sıkça Tahtakale’ye gider. Yine bir cuma, namaz saatine denk gelmiş.Hoca vaaz veriyor, Yahudilerle neden dost olunmaması gerektiğini anlatıyor…

Dayanamamış, dükkanda servis veren adama sormuş: “Kardeşim, sizin bu pasajda hiç Yahudi esnaf yok mu?” “Var,” demiş adam. “Peki nasıl yüz yüze bakıyorsunuz hoca bunları söylerken?” deyivermiş. Adam başını öne eğmiş,tıss yok.

Çok kültürlü bir toplum içinde bir arada yaşamanın gerektirdiği karşılıklı sevgi, saygı ve güven duygusu bugün dahi tesis edilmiş değil. Zaten giden gitti, geride pek azı kaldı da diyebilirsiniz.

Ama #6-7Eylul olaylarını anarken, bunu da düşünmemiz gerek.

Hele ki gerek Türkiye’de gerekse küresel ölçekte milliyetçi/ırkçı hareketler kuvvetlenirken…

https://twitter.com/selinnasi/status/1699335520751423922

·       6-7 Eylül’ün 68. yılı: On yılda binlerce Rum göçe zorlandı, İstanbul'un yerlileri ve belleği yok edildi – Sibel Yükler

https://t24.com.tr/haber/6-7-eylul-un-68-yili-on-yilda-binlerce-rum-goce-zorlandi-istanbul-un-yerlileri-ve-bellegi-yok-edildi,1128767

·       6-7 Eylül’e giden süreç – Ümit Kardaş

https://artigercek.com/makale/6-7-eylule-giden-surec-264298

·       Türkiye'nin "Kristal Gece"si 6-7 Eylül 68 yaşında – Aydan Çelik

https://t24.com.tr/yazarlar/aydan-celilk/turkiye-nin-kristal-gece-si-6-7-eylul-68-yasinda,41412

·       Güven Bayar@guvenbayar_

6-7 Eylül Pogromu

 

Unutmayanların, karşı çıkanların, insanlık suçu diyenlerin çoğalması umuduyla…

https://twitter.com/guvenbayar_/status/1699165077503439118

·       6-7 Eylül'de İstanbul dışındaki kentlerde ne oldu? – Evrim Kepenek

https://bianet.org/bianet/toplum/283617-6-7-eylul-de-istanbul-disindaki-kentlerde-ne-oldu

·       Babaannemin 6-7 Eylül'ü anlattığı gün – Katia Arslan

https://bianet.org/bianet/azinliklar/283602-babaannemin-6-7-eylul-u-anlattigi-gun

https://twitter.com/ramizeerer/status/1699696374470582758

·       6-7 Eylül'den geriye kalan şarkı: Cibali'de bir tütün işçisi - ÖZKAN ÖZTAŞ

Ø  Seslendirdiğiniz şarkılardan hikayesinden en çok etkilendiğiniz hangisiydi peki?

Çok hikaye var ama en son konserimde repertuara tekrar aldığımız bir şarkının hikayesini anlatayım.

Yahudilerin genelde tüccar olduğu bilinir ama eski yıllarda durum oldukça farklıydı ve toplumun büyük kesimi işçiyidi. Bahsedeceğim şarkı da eskiden var olan Cibali Tütün Fabrikası'nda geçen bir aşk şarkısı.

Fabrikada çalışan bir delikanlıya aşık olan bayan, onu iş çıkışı karşılıyor ve yanındaki arkadaşlarına onu işaret ediyor. Bu şarkıyı 1990 yılında yine bir kısa metrajlı filim çalışması için hikaye toplama amacıyla yaptığımız derleme çalışmasında senaryo yazarı rahmetlı Sadık Karlı ile Kadıköy Yeldeğirmeni’nde yaşlı bir bayandan derlemiştim. Kadıncağız "Bu şarkının bende çok güzel birçok hatırası var, bunun kaybolmasını istemiyordum, iyi ki geldiniz ve benden bu şarkıyı aldınız" demişti. Bu suretle de aslında nadir olan bir işçi aşk hikayesini içeren Sefarad şarkıyı derlemiş oldum ve ileriki yıllarda bunu albümde yorumladık.

Şarkının ismi Esta Parea Ke Viyene. Parea aslında Rumca'dan Sefarad diline geçmiş, grup anlamını taşıyor. Bu gelen grup külhanbeyler grubudur diye başlıyor ve devam ediyor.

https://www.youtube.com/watch?v=0gJ95kIGCPI&t=3s

https://haber.sol.org.tr/haber/6-7-eylulden-geriye-kalan-sarki-cibalide-bir-tutun-iscisi-383804

·        Unutmadık da, yanlış mı hatırlıyoruz acaba? – Ümit Kıvanç

 

https://www.gazeteduvar.com.tr/unutmadik-da-yanlis-mi-hatirliyoruz-acaba-makale-1636589

·       Altmış sekiz yıllık utanç - Leyla Emeç Tavşanoğlu

https://www.muhalif.com.tr/haber/altmis-sekiz-yillik-utanc-165507

·       Peyami Safa ve 6-7 Eylül olayları - Bahar Akpınar

https://www.gercekgundem.com/yazarlar/bahar-akpinar/peyami-safa-ve-6-7-eylul-olaylari-435057

·       Selin Nasi@selinnasi

Annem takı malzemesi almaya sıkça Tahtakale’ye gider. Yine bir cuma, namaz saatine denk gelmiş.Hoca vaaz veriyor, Yahudilerle neden dost olunmaması gerektiğini anlatıyor…

Dayanamamış, dükkanda servis veren adama sormuş: “Kardeşim, sizin bu pasajda hiç Yahudi esnaf yok mu?” “Var,” demiş adam. “Peki nasıl yüz yüze bakıyorsunuz hoca bunları söylerken?” deyivermiş. Adam başını öne eğmiş,tıss yok.

Çok kültürlü bir toplum içinde bir arada yaşamanın gerektirdiği karşılıklı sevgi, saygı ve güven duygusu bugün dahi tesis edilmiş değil. Zaten giden gitti, geride pek azı kaldı da diyebilirsiniz.

Ama #6-7Eylul olaylarını anarken, bunu da düşünmemiz gerek.

Hele ki gerek Türkiye’de gerekse küresel ölçekte milliyetçi/ırkçı hareketler kuvvetlenirken…

https://twitter.com/selinnasi/status/1699335520751423922

·       6-7 Eylül’ün 68. yılı: On yılda binlerce Rum göçe zorlandı, İstanbul'un yerlileri ve belleği yok edildi – Sibel Yükler

https://t24.com.tr/haber/6-7-eylul-un-68-yili-on-yilda-binlerce-rum-goce-zorlandi-istanbul-un-yerlileri-ve-bellegi-yok-edildi,1128767

·       6-7 Eylül’e giden süreç – Ümit Kardaş

https://artigercek.com/makale/6-7-eylule-giden-surec-264298

·       Türkiye'nin "Kristal Gece"si 6-7 Eylül 68 yaşında – Aydan Çelik

https://t24.com.tr/yazarlar/aydan-celilk/turkiye-nin-kristal-gece-si-6-7-eylul-68-yasinda,41412

·       Güven Bayar@guvenbayar_

6-7 Eylül Pogromu

Unutmayanların, karşı çıkanların, insanlık suçu diyenlerin çoğalması umuduyla…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün