30 Aralık 2010’da Saint Petersburg’daki bir otelin görevlileri, alarm çağrısına cevap vermeyen müşterilerinin odasını kontrol ettiklerinde, 61 yaşındaki misafirlerini yatağında ölü vaziyette buldu. Şehirlerinde konserler vermek üzere bulunan medyatik müşterileri, 80’li yıllarda ünlenen Boney M. grubunun, solist ve dansçısı Bobby Farrell’in ta kendisi idi ve kaderin talihsiz bir cilvesi olarak, grubun en ünlü şarkılarından birinin ‘ikonik’ karakteri Rasputin’le aynı şehirde, 94 yıl sonra, aynı tarihte vefat etmişti.
Karayiplerdeki Hollanda sömürgesi Aruba’da doğmuş olan Farrell, Alman müzisyen Frank Farian tarafından kurulan Boney M. grubunun dansçısı idi. Gruptaki üç kadın vokalist de onun gibi Karayip adalarındandı.
Boney M. grubu 80’li yılların başında, kariyerlerinin zirvesindeyken de Sovyetler Birliğine konser vermeye gelmiş ama dönemin rejimi, organizatörlerden, ‘Rasputin’in repertuvarlarından çıkarılmasını istemişti. Şarkıya getirilen sansür konusunda Sovyet rejiminin kendilerine göre haklı gerekçeleri vardı.
Şarkı, 4,5 dakikada tarihi bir karakter olan Rus keşiş Rasputin’in Çarlık Rusya’sında imparatorluk ailesiyle ilişkisini, imparatorluktaki politik gücünü ve hayatının bir suikastla sonlanışını anlatıyor. Neredeyse tamamında tarihi gerçeklerin anlatıldığı şarkıda tek spekülasyon, bir playboy olarak tasvir edilen Rasputin’in son Çariçe Alexandra Fyodorovna’nın sevgilisi olduğu idi.
“Ra Ra Rasputin, Lover of Russian Queen” nakaratı, dönemin Sovyetler Birliğinde tolere edilebilecek bir cümle değildi haliyle.
Grubun bir başka şarkısı, hatta en önemli hitlerinden biri daha farklı bir yerde, yerel yönetimin gazabına uğramış ve repertuvardan çıkarılmıştı.
2010 Temmuz’unda Boney M.’in yıldızlarından Maizie Williams, Batı Şeria’daki Ramallah Kültür Merkezindeki bir festivale katılmıştı. Orkestra ‘Daddy Cool’, ‘Ma Baker’ gibi hit parçalarını çalmıştı ama ‘Rivers of Babylon’ organizatörlerden kırmızı kart görmüştü.
1960’lı yılların sonlarında Jamaika’da Melodians grubu tarafından bestelenen bu şarkı, neden sakıncalı bulunmuştu? Şarkıda nasıl bir hikaye anlatılıyordu?
1930’lu yıllarda Jamaika’da Hristiyanlıktan doğan, Tevrat’tan da birçok kavram ve öğeler barındıran, Rastafaryanizm olarak adlandırılan bir inanç ortaya çıkmıştı. Rasta hareketi de bir mesihe inanıyordu ancak Yahudi inanışında mesih, Kral David’in hanedanından bir kral olarak beklenirken, rastalar Etiyopya kralı Haile Selassie’nin Kral Solomon’un hanedanından geldiğine ve mesih olduğuna inanıyorlardı.
Jamaika’daki rastalar büyük dedelerinin esaret ve özgürlük şarkılarını, adanın reggae müziğiyle harmanlayarak ifade ediyordu. ‘Rivers of Babylon’ tam da “bir sürgünün, ağıtların ve özgürlüğün” hikayesi idi, hem de neredeyse 2600 yıllık bir hikaye…
MÖ 587 yılında Asur Kralı Nabukadnezar, üçüncü kez Kudüs’ü işgal emiş, ama bu sefer şehri yerle bir etmemekle kalmamış, Tapınağı da yıkmıştı. Şehrin ileri gelenleri de Babil’e sürgüne gönderilmişti.
Mezmurlar kitabındaki (İbranice Teilim ‘övgüler’) 137. mezmurda, Babil’deki sürgünde, bir nehrin kıyısında, (Fırat veya Dicle olabilir) Siyon’u - Kudüs’ü hatırlayarak yas tutan İsrailloğulları tasvir ediliyordu. Babilliler, esirlerinden Siyon ezgilerinden birini söylemelerini isteyerek onları alaya alıyordu. İsrailliler ise bunu yapamıyordu. “Yabancıların toprağında Tanrı’nın ezgilerini nasıl söyleyebilirlerdi.”
Melodians ‘Rivers of Babylon’un sözlerinin neredeyse tamamını, 137. mezmurdan almışlardı.
137.Mezmur:
1. By the rivers of Babylon, there we sat down, yea, we wept, when we remembered Zion.
2. We hanged our harps upon the willows in the midst thereof.
3. For there they that carried us away captive required of us a song; and they that wasted us required of us mirth, saying, Sing us one of the songs of Zion.
4. How shall we sing the Lord's song in a strange land?
Rivers of Babylon sözleri:
By the rivers of Babylon, there we sat down
Yeah, we wept, when we remembered Zion
By the rivers of Babylon, there we sat down
Yeah, we wept, when we remembered Zion
There the wicked
Carried us away in captivity
Required from us a song
Now how shall we sing the Lord's song in a strange land?
Bob Marley’nin de üyelerinden olduğu Rastafarianizm dininin takipçilerinden Jamaikalı Melodians grubu, şarkılarında neden İsrailoğullarının Babil sürgününü konu olarak seçmişti?
Rastafarianlar kendilerini İsrail’in 12 kabilesinden birinin mensubu olarak görüyordu. Etiyopyalı olan Saba Melikesi, Kral Solomon ile evlenmişti ve oğlu Menelik bir Yahudi olarak büyümüştü. Onların inancında, kutsal olarak vaat edilmiş topraklara, genel anlamda ‘zion’ ismi verilmişti. Babil onlar için batıya sürgün edilmelerini ifade ediyordu. Baskıcı bir toplumda özgürlük hasretiyle yaşayan rastalar bu şarkıyla kendilerini Babil’de nehir kıyısındaki esaret altındaki İsrailoğulları ile özdeşleştiriyordu.
Melodians’ın reggae yorumu uluslararası bir başarı kazanmamış olsa da birkaç filmde kullanıldı. Boney M.’in 1978’de yaptığı cover ise, birçok ülkede liste başı oldu, İngiltere’de beş hafta boyunca liste başında kaldı ve tüm zamanların en çok satan on single’ından biri oldu. https://www.youtube.com/watch?v=l3QxT-w3WMo
2015’te grubun üyelerinden Liz Mitchell’in Rusya konserindeki remix yorumuyla ‘Rivers of Babylon’ yeniden gündeme geldi ve TikTok’ta ‘Rasputin’den sonra en çok viral olan Boney M. şarkısı oldu. https://www.youtube.com/watch?v=nKThyNeKqUU
Kaynakça:
Stowe D., By The Rivers Of Babylon : Why a 2500-year-old Hebrew poem still matters, July 2020
Cheal D., Rivers of Babylon- Boney M’s hit has a history stretching back thousands of year,27.07.2020
Songfacts, Rasputin, Rivers Of Babylon
Rivers of Babylon,Boney M.,Rastafarians,Judaism and Rastafari,Psalm 137,