Ryan Lochte ve Lochtegate skandalı

Geriye bakıldığında, Lochtegate skandalı “-gate” ekini hak etmeyen basit bir skandalmış gibi görünüyor. Yıllarca ülkesini temsil etmiş ve başarılara imza atmış sporcular tek bir olayın ardından imajlarını yitiriyor. Halbuki bence bu hikaye 21. yüzyılda medya ve ünlü insanlarla ilişkimizi çok güzel özetliyor.

Eran KAN Spor
27 Eylül 2023 Çarşamba

1972 - 1974 yılları arasında Amerika kendi tarihinin en büyük politik skandallarından birini yaşadı. Zamanın Başkanı Richard Nixon yaklaşan seçim öncesi Demokrat Partili rakiplerinin toplantılarına casusluk yaptı. Öyle büyük bir skandal ki Nixon denince akla ne kadar Vietnam Savaşındaki tutumu veya Ay’a astronot yollayan başkan olduğu hatırlanırsa bir o kadar da bu skandal hatırlanır. Bu skandal ismini Demokrat Partinin ofis olarak kullandığı Watergate Otelinden alır. Amerikan medyası da son 50 yıldır her türlü büyük veya küçük skandalın ismini “-gate” eki ile bitirir. Bu ekin belki de en komik kullanımlarından biri 2016 Rio Olimpiyatları sırasında yaşanan Lochtegate skandalı.

Ryan Steven Lochte, 1984 yılında New York’ta doğdu. Babası tarafından profesyonel yüzmeyi öğrenen Lochte, sporu çok ciddiye almazmış. Bu yaklaşımı 14 yaşında değişmiş. Yarıştığı bir turnuvada aldığı mağlubiyetin ardından kendi kendine kaybetmekten sıkıldığını ve bir daha kaybetmeyeceğini söylemiş. Lochte’nin kendine verdiği bu söz ise tarihin en başarılı yüzücülerinden birine dönüşmesini sağladı. 12 kere Olimpiyatlarda madalya kazanan Lochte, Michael Phelps’in ardından en çok madalyaya sahip yüzücü. 2004, 2008, 2012 ve 2016 Olimpiyatlarında altın madalya kazandı ve 2010’larda farklı basın mensupları tarafından yılın yüzücüsü seçildi. Ama Lochte’nin kariyeri ve hayatı sadece yüzmeden ibaret değildi.

Lochte, yüzücülük kariyeri devam ederken, aktif olarak dizilerde oynuyor ve dergi kapaklarında yer alıyordu. NBC’nin ünlü dizisi 30 Rock’ın bir bölümünde oynayan Lochte, kısa bir süre kendi ismini taşıyan bir dizide de oynadı. ‘What Would Ryan Lochte Do? /Ryan Lochte Ne Yapardı?’ isimli dizi sekiz bölümlük bir sezon boyunca Lochte’nin 2016 Olimpiyatlarına hazırlanış sürecini anlatıyor. Dizi reyting bakımından büyük bir başarısızlığa imza atmış olsa da Lochte’nin aktif bir sporcuyken de ne kadar popüler bir figür olduğunu gösteriyor. Ryan Lochte 2016 Olimpiyatları öncesinde tarihin en popüler ve başarılı 2 yüzücüsünden biri olma yönünde ilerliyordu. Her şey Rio sokaklarında gerçekleşen Lochtegate skandalı ile değişti.

2016’DA NE YAŞANDI?

Rio de Janeiro’da gerçekleşen 2016 Olimpiyatları adeta başlar başlamaz problemlerle karşılaştı. Politik ve ekonomik sıkıntılar yaşayan Brezilya’nın bu yarışmaya ev sahipliği yapmasına zaten birçok ülke tarafından sıcak bakılmıyordu. 14 Ağustos sabahı bir skandal daha Amerikan yüzme takımının başına geldi. Yüzücü Ryan Lochte, Jimmy Feigen, Gunnar Bentz ve Jack Conger bir önceki akşam sokakta onları silahla tehdit eden bir adam tarafından soyuldukları anlattılar. Yabancı atletlerin güvenliği hakkında endişe yaratan bu haber hızlıca manşetlerde yer aldı. Zaten ünlü bir figür olan Lochte ise hızlıca söyleşilere katılmaya başladı. Lochte’nin anlattıkları arasında farklılıklar olduğu ortaya çıktı. Anlattığı hikayenin bazı versiyonlarında hırsızlar onları sokakta çeviriyor, bazılarında taksiden indiriyor, bazılarında ise benzin istasyonunda kovalıyordu. Bentz ve Conger’in de Lochte’nin söylediklerini desteklememesi üzerine Brezilya polisi resmi olarak Lochte’ye karşı bir soruşturma başlattı. Polisin yaptığı araştırmaların ardından bir benzin istasyonundan görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, Lochte ve takım arkadaşları sarhoş bir şekilde istasyona gidip etrafa zarar verip, yerlere işiyorlar. Ardından sporcular benzin istasyonunda çalışanlara bu olayı saklamaları için rüşvet veriyor. Bu olay hızlıca ‘Lochtegate’ ve ‘Lochmess’ ismiyle popülerleşti. Lochtegate skandalının ardından Lochte, Feigen, Bentz ve Conger’in imajları çok zedelendi. Spor federasyonları tarafından cezalandırılan sporcular kısa bir süre içinde sponsorluklarını da kaybetti.

2023 yılında geriye bakılıp araştırıldığında, Lochtegate skandalı “-gate” ekini hak etmeyen basit bir skandalmış gibi görünüyor. Yıllarca ülkesini temsil etmiş ve başarılara imza atmış sporcular tek bir olayın ardından imajlarını yitiriyor. Halbuki bence bu hikaye 21. yüzyılda medya ve ünlü insanlarla ilişkimizi çok güzel özetliyor. Basit insanları çok kolayca ünlü yapabiliyor, ünlü insanları tekrardan yerin dibine sokabiliyoruz. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi kesinlikle bilmiyorum ama buradan alınabilecek bir ders olduğunu düşünüyorum: Birincisi ünlü ve başarılı insanların da insan olduğunu unutmamak. Bir suç işlediklerinde herhangi biri bu suçu işlemiş gibi yargılamak, bir başarıya imza attıklarında herhangi biri bu başarıya imza atmış gibi değerlendirmemiz gerekiyor. Ünlü insanları insanüstü görmeye başladığımız anda onları hak ettiklerinden daha az veya daha fazla yargılamaya başlıyoruz. Günün sonunda ünlü aktörler, sporcular ve politikacılar sadece insan. Bazen inanmak veya hatırlamak zor olsa da.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün