Rabi Gagin, Yeruşalayim´deki Mahane Yehuda Çarşısındaki esnafa yardım etmiş, Nablus´tan Samirileri kurtarmış ve dünya çapındaki Yahudi cemaatleri ile yazışmıştı. Rabi Gagin´in arşivi, 19. yüzyılın en ilginç Yahudi simalarının öykülerini anlatır.
İsrail Ulusal Kütüphanesinin en ilgi çekici servetinden biri, bir kitap, antik bir belge veya bir el yazması değil; bir sırıktır. Daha doğrusu iki parçadan oluşan ve bir vidayla bağlanmış tahta bir sopadan bahsediyoruz. Bu, yaklaşık 130 cm uzunluğunda, fildişi bir kap da uçlardan birbirine zapt edilmişti. Bu asa, Gagin 1842’de ‘Rishon LeZion’ (İsrail topraklarındaki Yahudilerin Başhahamı) olarak tayin edildiğinde, kendisine Osmanlı Sultanı tarafından gönderilmişti. Bu objenin kamuya açık olaylarda ve törenlerde kullanılması amacı vardı. Sultan, bu gibi resmi görevlerde bulunanlarda, kendi hükümdarlığının bir işaretinin temsil edilmesini istiyordu.
Yüzyıllardan beri, Osmanlı İmparatorluğunun hükmü altında, ‘Haham Başı’, tüm imparatorluğun başhahamı atfedilen makamı ifade ediyordu. Haham başı, hükümet nezdinde Yahudi Cemaati’nin resmi temsilcisiydi. Rişon LeZion ise, İsrail topraklarındaki Yahudilerin liderine verilen lakaptı. Rabi Gagin ise, her ikisini de aynı anda taşıyan ilk kişiydi.
Beit El Yeşivasına girdi
Rabi Hayim Abraham Gagin, İstanbul'da yaklaşık 240 yıl evvel, 1787’de doğdu. o zamanlar İstanbul’a Yahudiler, ‘Kuşta’ derdi. Çocuk yaşta Yeruşalayim’e göç etti ve Eski Kent’teki ünlü Beit El Yeşivası’na dâhil oldu. Burada seçilmiş az sayıda kişi, kendilerini Yahudilik ve Kabala etüt etmeye adamıştı. Tora öğrenimini teşvik etmenin ötesinde, bu yeşiva, ayrıca cemaati desteklemeyi de teşvik ediyordu. Öğrenciler, birbirlerini sevmeyi, sıkıntı ve sevinç anlarında birbirlerine destek olmayı taahhüt eden bir anlaşmayı imzalamak mecburiyetindeydi; buna birbirlerine kin tutmama da dâhildi. O zamanlar Beit El, Yeruşalayim’de bağımsız bir şekilde, dışarıya elçiler göndererek, diasporadaki Yahudiler arasında fonlar oluşturmaya yetkili tek kurumdu.
Rabi Gagin, Beit El Yeşivasında büyüdü, rabi oldu ve Yahudilik yasasına ilişkin konular üzerinde kararlar verdi; Kabala konusunda uzmandı ve zamanla Yeşiva başkanı rolünü üstlendi. 55 yaşında evlendi, bir erkek çocuğu oldu; Haham Başı ve Rishon LeZion unvanlarını aldı.
Birçok konuda kararlarına başvuruldu
İsrail Ulusal Kütüphanesinin koleksiyonları arasında Gagin’in sekiz yaşından itibaren oluşturduğu yüzlerce madde, belge ve yazışmalar bulunur. Rabi Gagin, Yeruşalayim'in eski kentinden İsrail topraklarındakiler ve ötesindekilerle yoğun bir muhaberat yönetiyordu. Tiberia, Ramla, Safed, Akro, Beyrut, Halep, Suriye, Mısır, Yugoslavya, Fas, Cezayir, Libya, Bulgaristan, Viyana ve Londra, Rabi Gagin’in münasebette bulunduğu ve sayısız meselede destek vermiş olduğu Yahudi cemaatlerinin sadece bazılarıydı. Gagin, gereken konularda ‘Alahaik responsalar’ gönderiyor, vasiyet, bağış ve veraset misali mahkeme belgelerini ve hatta kira kontratlarını imzalıyordu. Zengin aileler ve cemaat liderleri, dini mahkeme hâkimleriyle temas halindeydi. Genç gelin adayları için fonlar oluşturuyor, miras münakaşalarına çözüm getiriyor, yetimhane kurulmasına yardımcı oluyordu. Rabi Gagin, çeşitli iftiralarla suçlanan, Şam’dan Yeruşalayim’e gelen bir adamın lehine şahitlik bile etmişti.
Bütün bu etkinliklerle meşgulken Rabi Gagin, Tora hakkında makale, vaaz ve kitaplar da yazıyordu; bunlar da kütüphanede muhafaza edilmektedir. Görevi başındayken yazdığı kitaplar arasında, ‘Sefer HaTakanot VehaHaskamot’ (Yönergeler ve Uzlaşmalar Kitabı) dikkat çeker. Bu kitapta, Yeruşalayim’in gelenekleri yer alır; kentte basılan ilk kitaplardan biridir. Diğer bir kitap, ‘Chaim M’Yeruşalayim’ (1882) cemaat meselelerini ele alır, Yeruşalayim’deki çağdaş tarihsel konuları ve yaşamı, 200 yıl öncesi itibariyle aydınlatır.
Rabi Gagin’in, çalışmalarının çok yönlü tabiatını örnekleyen ilginç bir vaka, Samiri cemaatine verdiği onaydır. İslami uygulamalara göre, sadece ‘ehl-i kitap’ (ki bu, genel olarak Yahudi ve Hıristiyanları içermektedir), İslam’ın yasası altında korunma hakkına sahiptir. İslam din bilimcileri, Samirilerin Yahudi dinine mensup olmadıklarını ve dolayısıyla, korunmasız oldukları kararını vermişti. Nablus Samiri cemaati, Rabi Gagin’e müracaat ederek; Şam’da Müslümanlar tarafından imha edilen mezheptaşlarının kötü akıbetine uğramamalarının sağlamasını talep etti: Rabi Gagin bir mektup yazarak, “Samiri halkı, İsrailoğulları’nın Tora’yı kabul eden bir dalıdır” dedi. İslami yetkililer, Rabi Gagin’in kişisel imzasını ve statüsünü tanıyarak, belgeyi kabul etti ve Samiriler de, hükümetin koruması altına girdi.
Rabi Gagin, 1848’de 61 yaşındayken vefat etti ve Yeruşalayim’de Zeytin Tepesinde gömüldü.
Rabi Gagin’in ölümünden 60 yıl sonra, Yeruşalayim’in Rabileri, Osmanlı yetkililerine takdim ettikleri bir deklarasyonu imzaladı. Beyannamede şöyle yazıyordu: “Beyannamenin altında imzası bulunan biz, bilgeler ve Yeruşalayim’deki Sefaradi cemaatin Rabileri burada bildirir ve şahitliğinde bulunuruz ki… Rişon LeZion’un rolünün Haham Başı’nın rolü ile bir yakınlığı yoktur ve aralarında bir bağlantı bulunmamaktadır. Çünkü bunlar iki belirgin ve ayrı makamlardır. Ve dolayısıyla, Haham Başı, Rişon LeZion lakabı ile ve Rişon LeZion da Haham Başı lakabı ile anılmayacaktır. Ve bunun için isimlerimizin altına imzamızı koyduk… Yeruşalayim, Sivan 1909”. Deklarasyona imza atan 26 Rabinin isimleri arasında Rabi Gagin’nin torunu olan Rabi Hayim Abraham Gagin de bulunuyordu. Muhakkak ki adını taşıdığı büyükbabasının, aynı anda hem Haham Başı hem de Rişon LeZion olarak görev yapmış olduğunu biliyordu. Öyle anlaşılıyor ki, bu iki rolün aynı kişi tarafından taşınabileceği yıllar fazla devam edemedi. Pek az kişi, Rabi Gagin’in ayak izlerini izleyebildi ve bahsi geçen asayı her iki ucundan tutabildi…
Rabi Hayim Abraham Gagin’in arşivi, kataloglara ayrılma aşamasındadır ve Samis Foundation’un (Seattle, Washington) Samuel Israel’in anısına ithaf edilen bağışı sayesinde, araştırmacıların hizmetine açılabilecek1.
Rabi Gagin, Yahudilerin hükümete göndermek mecburiyetinde olduğu vergilerle ilgilenmek sorumluluğunu taşıyordu; ayrıca cemaatte et (‘gabela’), ‘mazzot’, şarap vs. üzerinde de vergiler uygulayabiliyordu. Gagin’in yaşamış olduğu Yeruşalayim’in Eski Kentindeki makam binasında, büyükbabası Kabalist Şalom Şarabi de görev yapmıştı. Hükümet, onun yaşadığı mahalde Yahudi mahallesini korumak için on askerden oluşan bir koruma müfrezesi tahsis etmişti. Gagin’in diğer eserleri arasında ‘Minhah Tehorah’ (Selanik, 1825-36), ‘Hukkei Hayim’ (1843) ve ‘Yeri’ot ha Ohel’ (2 cilt, 1886-1904) de bulunmaktadır2.
Rabi Gagin’in ailesi
Rabi Gagin’in oğlu Şalom Moşe (Ben Hayim Abraham) Gagin ise (1883’te öldü), babasından geniş bir kütüphane devraldı ve bunu başka din bilgelerinin istifadesine de sundu. Şalom, Bet El Yeşivası’nda Kabalist din bilgelerinin çevresinde yer aldı ayrıca Tamudist olarak da anıldı. Kendisi, 1862-65 yılları arasında Yeruşalayim’in bir elçisi olarak Tripoli, Cezayir ve Tunus’u ziyaret etti. Burada Caid Nissim Şamama’dan İsrail toprakları için büyük bir teberruda bulunmasını sağladı. ‘Samah’ kısaltılmış ismi ile başlayan başlıca beş eseri ve şiirleri bulunur3.
Rabi Hayim Abraham Gagin’in büyükbabası ise, Raşhaşı veya Ribi Şalom Mirahi deyedi a Şarabi (1720-1777) diye de anılırdı ve Yemenli bir Rabi, Halahist, Hazan (duahan) ve Kabalist idi. Beit El Yeşivasının başkanlığını yapmıştı. Kızı, Yeruşalayimli Rabi Hayyim Abraham Gagin ile evlenmiş ve kendisi böylece ünlü uluslararası Rabi ‘Keter Şem Tob’un (Şem Tob Gaguine) büyük dedesi olmuştu. Şalom Şarabi’nin türbesi, Zeytin Dağındadır. Şem Tob Gaguine ise 1953’te Manchester’da vefat etmişti4.
---
1 The National Library of Israel
2 Judaica, G Cildi, S.254
3 a.g.e., S.255
4 Wikipedia