ABD Başkanı Biden, sekiz bakanlığının Sivil Haklar Yasası koruma kapsamını antisemitizmi içerecek şekilde genişletti.
Biden yönetimi federal olarak finanse edilen toplu taşıma sistemlerinde, konut, gıda ve diğer alanlarda antisemit ayrımcılığa karşı koymayı hedefliyor. Bu Beyaz Saray'ın mayıs ayında antisemitizmle mücadeleye yönelik geniş kapsamlı bir stratejiyi açıklamasından bu yana attığı en büyük adımlardan biri.
Geçtiğimiz perşembe Biden yönetimi, sekiz bakanlığına sivil haklar korunmasını, antisemitizm ve diğer dini yobazlık mağdurlarını kapsayacak şekilde genişletme talimatı verdiğini açıkladı. Bu karar 1964 Sivil Haklar Yasası’nda esaslı bir genişlemeye işaret ediyor.
Buna ek olarak yönetim, bu sonbaharda okulları ve üniversiteleri gezerek ve Yahudi öğrencileri dinleyerek kampüste, Yahudi grupların ifadelerine göre, çoğunlukla İsrail karşıtı solcuların gerçekleştirdikleri düşmanca davranışlar konusunda bilgi alacak bir dinleme turu başlatıyor.
Bir Beyaz Saray yetkilisi, "Biden-Harris Yönetimi antisemitizm ve her türlü gizli ayrımcılıkla mücadele etmek için güçlü ve tüm toplumu kapsayıcı bir girişime liderlik etmeye devam edecek," ifadeleri bulunmakta. Dört sayfalık belge antisemitizm stratejisinin geçtiğimiz mayıs ayından bu yana nasıl uygulandığı konusunda bugüne kadar yapılmış en kapsamlı açıklama. Biden'ın bu stratejinin tüm yürütme organı genelinde uygulanması için belirlediği son tarih ise Mayıs 2024.
Açıklama antisemitizm stratejisi kapsamında hâlihazırda gerçekleştirilmiş olan girişimlerin kapsamlı bir listesini içeriyor. Bu açıklama aynı zamanda Başkan Joe Biden'ın eski aşırı sağcı Başkan Donald Trump'tan gelecek olan demokrasi tehditlerine karşı uyarıda bulunduğu bir konuşma yaptığı günde gerçekleşti.
Beyaz Saray'ın açıklamasında 1964 Sivil Haklar Yasası'nın altıncı maddesinde federal fon alan hiçbir program veya etkinliğin ırk, renk veya ulusal kökene dayalı ayrımcılık yapamayacağı yazmakta. Beyaz Saray açıklamasında, Tarım, Sağlık ve Beşerî Hizmetler, Milli Güvenlik, Konut ve Kentsel Gelişim, İçişleri, Çalışma, Hazine ve Ulaştırma Bakanlıklarındaki personelin 1964 Sivil Haklar Yasası'nın bu dönüm noktası niteliğindeki antisemitizm, İslamofobi ve diğer dini önyargılara dayalı ayrımcılığı yasaklama maddesi konusunda bilgilendirilecekleri ifade ediliyor.
Kampüsler öncelikli
Girişim, George W. Bush, Obama ve Trump yönetimlerinin Eğitim Bakanlığı yoluyla Sivil Haklar Yasası'nın Yahudilere koruma sağlaması için genişletme girişimlerinin önemli ölçüde genişletilmiş hali. Trump tarafından imzalanmış bir idari emir Yahudi ve Siyonist öğrencilerin düşmanca kampüs ortamlarıyla karşı karşıya kaldığını iddia eden bir dizi federal şikâyete yol açmıştı.
Açıklamada personelin ‘bu tür ayrımcılığa yanıt vermek, bu şekilde ayrımcılık yapması yasak olan kuruluşlarla iletişime geçerek yasal sorumluluklarını açıklamak ve toplumları bu tür ayrımcılıklardan korunma hakları ve nasıl şikâyette bulunabilecekleri hakkında bilgilendirme’ konularında eğitileceği ifade ediliyor. Konuyla ilgili bilgilendirme tabloları Yidiş, İbranice, Arapça, Pencapça ve diğer dillerde mevcut olacak.
Geçtiğimiz yıllarda Yahudi gözlem grupları halka açık yerlerde üstünde açık bir şekilde Yahudi sembolleri veya kıyafetleri bulunan kişileri hedef alan antisemit saldırılarda artış kaydetmişti. Ayrıca Müslüman ve Yahudi gruplar uzun bir süredir Kaşer ve Helal gıdaların yardım programları aracılığıyla ulaşılabilir hale getirilmesi konusunda, kısmen başarılı olarak çalışmaktalar.
Yahudi gruplar yıllardır Sivil Haklar Yasası'nın korumasına dâhil olmak için çabalıyor fakat kilise ile devletin ayrılığı etrafındaki anayasal engelleri çözme zorluğu sebebiyle hüsrana uğruyorlardı. Bush, Obama ve Trump dönemlerindeki eğitim bakanlığı yöneticileri, Yahudileri sadece bir inanç grubu olarak değil, kısmen kalıtım yoluyla ve aynı zamanda ırk olarak algılanan bir grup olarak tanımlayarak (ki bu kategoriler altıncı maddenin kapsamına giriyor) bu konuya geçici bir çözüm getirmişlerdi.
Kampüs antisemitizmi iddialarına yapılan vurgu, bazı Yahudi kurumlarının Biden yönetiminin sol kanattan gelen antisemitizmle mücadeleye sağ kanattan gelen antisemitizm kadar odaklanmadığı ve İsrail karşıtı aktivizm bağlamındaki antisemitizmle ilgilenmediği endişelerini giderebilir.
Beyaz Saray açıklamasında 6. maddenin genişletilmesi ve öğrenci dinleme turu konularına ek olarak yönetimin antisemitizm stratejisi kapsamında gerçekleştirdiği eylemlerin listesinden bahsedildi. Bunların arasında tehditlere karşı binalarının ve bilgisayar sistemlerinin güvenliğini sağlamak konularında Yahudi ve diğer toplumları bilgilendirme ve eğitme, şiddetin hedefi olan dini topluluklar ile kolluk kuvvetlerini bir araya getirmek bulunmakta. Federal yetkililer ayrıca Ulusal Park Hizmet personeline antisemit tacizin durdurulması ve önlenmesi konularında eğitim veriyor.
Beyaz Saray, dini cemaatlere, yerel otoriteler tarafından engellenen Müslüman ve Ortodoks Yahudi topluluklarının çözemediği bir konu olan ibadethane inşa etme hakları konusunda bilgi sağlıyor. Aynı zamanda ABD'nin Holokost konusunda verdiği tepkiyi gösteren bir sergi de ülke çapındaki kütüphaneleri geziyor.
Kasım ayında Tarım Bakanlığı’nın dini liderler arasında Omaha'da gerçekleştirmeyi planladığı bir zirve ‘antisemitizmin durumunu değerlendirecek, antisemitizme karşı etkili stratejileri öne çıkaracak ve inançlar arası dayanışma inşa edecek.’
Açılımın bir parçası olarak Dışişleri Bakanlığı Antisemitizmle Mücadele Elçisi Deborah Lipstadt, geçtiğimiz yıl süresince yurtdışındaki antisemitizmi tespit etme ve onunla mücadele etme çabalarına ilişkin bir rapor yayınladı. Raporunda devlet görevlilerini ‘yasal olarak bağlayıcılığı bulunmayan Uluslararası Holokost Anma İttifakı'nın (IHRA) kullandığı tanımı antisemitizmin tartışılmasında temel çizgileri olarak benimsedikleri ve uyguladıkları’ için övdü.