Dünya bir kaos ortamına döndü. Son dört yıldır ardı arkası gelmeyen zorluklarla başa çıkmaya çalışıyoruz.
Zorlu zamanlar insanları birleştirir diye düşünürdüm ama yanılmışım. Maalesef birleşmek şu yana dursun, insan en zor zamanda bile yine savaşmaya yatkın bir varlık.
Ortalama 80 yaş gibi bir ömrü olan insan, koca dünyada kiminle neyi paylaşamıyor hiç anlamış değilim.
Şu dünya kimseye kalmadı kalamayacak da… Bu konuda hepimiz sanırım hemfikiriz.
Peki neyin kavgası bu hiç bitmeyen?
2020 senesi başrolleri olan Mars-Plüton-Satürn üçlü silahşörleri, yine devrede.
Ama biz adam olsak, gezegenler de ona göre davranacak. Biz düzelmemeye and içmişken gezegenler bize ne yapabilir?
Tüm insanlık bir sınav döneminden geçiyor. Kimi canı ile, kimi ekonomi ile, kimi sağlığı, kimi ilişkileri ile bedel ödüyor.
Yıl olmuş 2023, insanlık hala savaşıyor.
Savaşın kazananı yoktur ama kaybedeni çoktur. Bugüne kadar da faydası olduğunu da hiç görmedik.
Tanrı’nın yarattığı ve tek aklını kullanabilen zeki yaratık insan yine sınıfta kaldı. Yazık…
İnsanın içindeki kötülük ağır bastı. Savaşırken bile etik kurallar vardır. Hepsi unutuldu.
Savaşta her şey mübahtır felsefesine geçildi.
Çok düşündüm, bu hayatta haklı olmak mı, yoksa mutlu olmak mı daha önemli.
Dünya var olduğu sürece davalar da hiç bitmeyecek.
Evren kendi kendine mucizevi şekilde işleyen bir mekanizma iken, biz insanlar ne yazık ki; onu da bozmayı becerdik.
Senenin en zorlu zamanlarını deneyimliyoruz. Tüm dünya zorluklardan nasibini alıyor.
14 Ekim ve 28 Ekim; iki tane çok zorlu tutulma deneyimliyoruz. Önümüzdeki altı ay - bir sene arası büyük değişimler, büyük bedeller, büyük kayıplar söz konusu.
14 Ekim Terazi burcunda gerçekleşen güneş tutulması ile, tüm ilişkiler önce savaş mı, barış mı, ardından da ‘tamam mı devam mı?’ sorusuyla seneye damga vuracak.
İlişkiler; kişiler özelinde de, ülkeler arası da zorlanıyor.
Evliliklerin de boşanmaların da çok olacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz.
Ülkeler arası ilişkiler de aynen tüm çıplaklığıyla ortada olacak. Herkes kendini sonuna kadar savunacak.
28 Ekim Boğa burcundaki ay tutulması da zorlu zamanlar yaşatacak.
Savaşın getirdiği zorluklar, konfor alanımızda zorlanma, ekonomide dibe vuruş gibi etkiler bizlerle beraber bir dönem maalesef.
Mars - Plüton gezegenleri kafa kafaya gelince, hastalık, savaş, terör ne varsa ortaya çıkıyor.
Çokça yozlaşma yaşadığımız bir dönem bu. Uçlarda yaşamlar, din ve modern yaşam çatışmaları, fanatizm de boğadaki jüpiterin körüklediği durumlar.
Satürn Balık ise, şefkati, fedakarlığı, kabullenişi, affetmeyi unuttuğumuzu gösteriyor.
Ah insanoğlu... Birbirimizi öldürüyoruz, korku ile yaşıyoruz, hiç düşündün mü neden?
Acıyı çeken hep masum halklar. Politik çıkarların insanları düşürdüğü durumlar çok acı.
Ülke yönetimleri çatışırken yine olan masumlara oluyor.
Savaşan ülkelerin ardında başka büyük ülkelerin çıkarları olduğu da açık ve seçik görülüyor.
Ölümsüzlük iksiri mi bulundu da benim haberim yok. Kim ne kadar yaşayacak ki bunca acı ve keder sokuyoruz kısacık hayatlarımıza.
Savaş bölgesinde yaşayan her iki ülke halkına üzülüyorum, çocuklara, gözü yaşlı anne babalara, gençliğini yitiren gençlere hepsine de bakıp ağlıyorum.
İnsan ne zaman bu kadar kötü oldu? N’olur taraf olmayalım. N’olur korkuyu yayanlara destek olmayalım.
Dünyanın her bir yanında düzenlenen fanatik gösterilere alet olmayalım.
Dini inancı için masum insanları parmakla gösterip suçlamayalım.
Asıl sorun politik nedenler ve siyasi çıkarlardır.
İnsanlık uyanmalı. Paylaşmayı ve sevmeyi öğrenmeli.
Plüton Oğlak’taki son retro geçişi ile yakıp yıkıyor. Ders almadınız diyor. Almaya da pek niyetimiz yok. Öyleyse Plüton çok ağır bedelleri yaşatacak.
2024 senesi Plüton - Kova geçişi ile yeni bir 19 senelik serüven başlıyor. Ana konu hümanizm.
Hümanizm olması için öncesi yaşanan bu yozlaşma dönemi zorlu geçecek.
Güzel günlerin gelmesi için bedellerin bu kadar ağır olması şart olmamalı.
Hayatı zorlaştırmayı değil, sevgi ile kolaylaştırmayı seçtiğimiz günlerin çabucak gelmesi dileğimle…