Oscar Ödülü sahibi Yönetmen Steve McQueen´in Cannes Film Festivalinde ayakta alkışlanan, dört saat süren Holokost belgeseli, 25 Aralık´ta sinemalarda gösterime girecek.
Oscarlı İngiliz yönetmen Steve McQueen’in ‘Occupied City- İşgal Edilmiş Şehir’ adında dört saat süren Holokost belgeseli 2023 yılı başından beri gösterildiği film festivallerinde büyük beğeni topladı. Yahudi olmayan McQueen azınlıkların mücadelesini konu aldığı iki yapım ‘12 Years a Slave’ ve ‘Small Axe’ filmleriyle tanınıyor.
Belgesel bugüne kadar görülmemiş bir teknik kullanıyor. Günümüz Amsterdam’ında çocuk oyun parklarından, düğünlerden, bisiklet yarışlarından ve COVID-19 salgını sırasındaki protestolardan görüntüler eşliğinde, üzerine dış ses olarak 1940’larda Nazilerin şehri ele geçirip istila etmesi ve sistemli bir şekilde şehrin Yahudilerin hepsini yok etmesi anlatılıyor. II. Dünya Savaşı sırasında her beş Yahudi Hollandalının dördü öldürüldü.
2023 Cannes Film Festivalinde açılışı yapılan belgesel dünya çapında 25 Aralık’ta sinemalarda gösterilmeye başlanacak.
McQueen, filmini eşinin ‘Atlas of an Occupied City (Amsterdam 1940-1945),’ adındaki resimli kitabı üzerine temellendirdi. McQueen’in eşi Bianca Stigter, Amsterdam doğumlu ve kendisi belgeselin tüm senaryosunu yazdı. Kendisi de yönetmen olan Stigter daha önce ‘Three Minutes: A Lengthening / 3 Dakika – Uzatmalı’ adında bir Holokost belgeseline imza atmıştı. 2022 yapımı olan bu belgesel 1938’de bir ev kamerası ile çekilmiş 3 dakikalık bir videoyu baz alıyor. Polonya’nın Yahudilerin yoğunlukla yaşadığı Nasielsk şehri Nazilerce yıkılmadan aylar önce çekilmiş bu üç dakikalık videoda görüntülere giren insanların kim oldukları araştırılıyor.
‘Occupied City’ belgeselinde geçmişten hiçbir görüntüye yer verilmedi. Yalnızca salgın sırasında Amsterdam’da çekilen görüntülerin olduğu belgeselde kamera 130 adresi takip ediyor. Bu adreslerde şu anda yaşamakta olan insanların görüntülerine, 1940’ta aynı noktada yaşanan dehşet, ihanet ve kahramanlıklar anlatılıyor.
Bir sahnede, bir apartman dairesinde country müzik eşliğinde dans eden yaşlıca bir kadın görürken üzerine aynı salonda bir ailenin zorla toplama kampına gönderilmek üzere bir araya getirildiği anlatılıyor.
McQueen filminin dört saatten bile daha uzun olmasını dilediğini söylüyor çünkü Stitger’ın kitabı çok daha fazla böyle öykü barındırıyor. Nitekim belgeselin 36 saatlik versiyonu da mevcut ve bir gün İngiliz yönetmen bu versiyonu insanlara göstermek istediğini belirtiyor.
