Evvel zaman kalbur saman içinde iki komşu ülke varmış… Bu iki ülkenin yıllardır bitmeyen savaşları dönem dönem bazen sakinler bazen de alevlenirmiş.
Günlerden bir gün tam da bölgede huzur var sanılırken, bir tarafın saldırı düzenlemesi ve bunun üzerine karşı tarafın da savaş ilan etmesiyle aralarındaki savaş en büyük en zorlu, en kanlı mücadele dönemine gelmiş.
İnanmazsınız, yıllardan da MS 2023 imiş... İnsanlık her alanda ilerlemiş ama bir türlü kendi aralarında anlaşma konusunda bir arpa boyu yol alamamış.
İnsan tek aklı olan ama maalesef bunu da kötüye kullanan bir varlık olarak yeryüzünde uyum ve huzurla yaşamayı seçmek yerine hep haklı olmak ister; hep daha toprak, daha para, daha güç diye savaşırmış.
Gösterilen sebep ‘din ve inançlar’, ana sebep de güç ve paraymış. Başka büyük devletlerin, kendi çıkarları için küçük olanları destekleyip savaştırdığı bir play station oyununa benzemiş dünya üzerindeki yaşam.
Kin ve nefret de ‘din’ adı altında geçerli gösterilmiş.
Bu savaş oyunlarını oynayan iki devletin güneş burçları birinin Boğa, diğerinin Akrepmiş. İki zıt, dediğim dedik, zorlu burç başlamış tepişmeye.
Bu savaş da tam da Akrep - Boğa aksındaki tutulmaların sonuncusuna denk gelmiş. Tutulmanın etkisi de öyle kısa değilmiş maalesef. Bu savaş ara ara durulsa da bir - iki seneyi bulmuş.
Masal bu ya; dönemin liderlerinin yanlış kararları tüm halkı, hatta tüm dünyada yaşayan din mensuplarını etkilemiş.
Savaş, iki ülke savaşından çıkmış, dünyada din savaşına dönmüş.
Savaş olan yerde masal bile olsa mutlu son yoktur. Filler tepişmiş, çimenler ezilmiş maalesef.
Ve insanlık sınıfta kalmış.
Terazi - Koç aksındaki tutulmalarla insanlar ve ülkeler arası ilişkiler de en büyük sınavını vermiş. Tutulmalar Koç tarafını gösterdiği için de herkes daha savaşçı, daha ben, daha kafasının dikine gitmiş.
Ekim ayında başlamış savaş, kasım sonlarında Güneş ve Mars’ın Akrep’te buluşması ile yeni bir iki senelik süreci başlatmış.
Mars savaş, ateş, kavga, patlama, mücadeleyi anlatan gezegen olarak almış bir de gezegenlerin kralını yanına. Hem de Akrep burcunda.
2019’da Başak’ta birleşen ikili, dünyaya sağlık, hijyen konularını öğretmek amaçlı büyük bir ders vermiş.
2021’de Terazi’deki kavuşumla dünya üzerindeki tüm ilişkiler masa üzerine yatırılmış.
2023 son ayında başlayan Akrep’teki büyük kavuşum ise savaşı, mücadeleyi, kin ve nefreti yaymış.
Böyle masal mı olur demeyin. İnsanlık sınıfta kalmış.
Herkes kendi çıkarı peşinde.
Liderlerin yanlış ve kötü kararları tüm insanlığa mal edilir olmuş.
Bu kadar kötülük varken dünyada; masal da anca bu kadar olur işte.
Ama merak etmeyin elmalar liderlerin kafasına düşünce masalın sonu da elbet düzelecek. Biz de çıkıcaz kerevetine.
***
Çok yazımda belirtmiştim. 29 Ekim bir küllerinden doğma dönemi. Önce yanacağız, sonra yeniden doğacağız. Tıpkı anka kuşu gibi. Yandığımız dönemdeyiz. En zorlu kısma geldik.
Zor zamanlar el ele verince, birbirine destek olunca, yaraları beraber sarınca kolay atlatılır.
Gelin biz yapmayalım.
Onlara uymayalım.
Dünya liderleri ‘savaş’ der de biz kendi aramızda kin ve nefreti yaymayalım.
Hepimizin inandığı aynı Tanrı. Ve eminim insanın savaşmasını istemez. Üç büyük din de doğruyu öğretmek için gelmiş ama hep insan eğriyi seçmiş.
İnsanlık sınıfta kaldı.
Dünyanın çok daha fazla sevgiye ihtiyacı var.
Son olarak, ötekileştirmek isteyen ve suçsuz insanları dini inançları için düşman belleyenlere.
Din, dil, ırk bırakın artık bunları.
Kimse ölmesin. Kimse öldürmesin.
İbadet Tanrı kul arası olsun. Savaş sebebi olmasın.
İnançla millet arasındaki fark ayırt edilsin. Tüm dünyadaki dindaşlara mal olmasın bunlar.
29 Ekim Cumhuriyetimizin 100. yılı idi. Bize yakışır şekilde kutladık. Gözlerimiz dola dola.
10 Kasım’da da ağlayarak andık Atamızı.
Güç birlikleri hep sevgiyle olsun artık, nefretle değil.
Herkese inat,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
olsun masalın sonu
Sevgiyle kalın…
