WEB'DEN SEÇMELER

İzak BARON Diğer
13 Aralık 2023 Çarşamba

        Savaş sona erdiğinde İsrail halkının 7 Ekim saldırısındaki ihmallerin hesabını hükümetten sorması Netanyahu’nun zaten sarsıntıda olan iktidarının sonunu getirebilir. Ancak süreç demokratik işleyişe bağlı olduğundan bunun ne zaman gerçekleşeceğini öngörmek zor. Netanyahu iktidarda kaldığı müddetçe Türkiye’nin Filistin meselesinin çözümünde etkin bir rol oynamasına geçit vermeyecektir. Dış politika ideal şartlarda duygusallık kaldırmaz. Ancak İsrail’in 7 Ekim saldırısı karşısında yanında olanlar ve hasmını destekleyenler arasında bir ayrıma gitmesi durumunda, ikili ilişkilerdeki hasarın onarılması daha uzun zaman alabilir.

  •  

         

         

 

         Bu Haftanın “Takılanlar”ı

        miha schwartzenberg@miradulescu

Şu anda uzayda bulunan Yahudi Amerikalı Astronot Jasmin Moghbeli, bu benzersiz Hanuka mesajını Dünya üzerindeki tüm Yahudilere gönderdi. Beni tanıdığın kadarıyla meraklı:), 150'den fazla savaş görevine sahip, 25 farklı uçakta 2000 saatlik uçuş süresine sahip, baş belası bir pilot olduğunu öğrendim. Aynı zamanda bir helikopter pilotu olan adamım, Vay be, dedi. İşte onun olağanüstü kariyeri hakkında daha fazla bilgi. #jewishwomen @AstroJaws @Space_Station

https://twitter.com/miradulescu/status/1733283379791954068

 

        Batı Şeria'da aşırı dinci Yahudi yerleşimciler nasıl güçlendi? - Reha Kansara, Mohanad Hashim - BBC Dünya Servisi

 

https://www.bbc.com/turkce/articles/cj5pl802z78o

 

        İsrail-Filistin sorununa iki devletli çözüm yeniden gündemde mi? - Martin Asser, Lamees Altalebi ve Paul Cusiac - BBC Arapça Servisi

        https://www.bbc.com/turkce/articles/c72qgx17p92o

 

        Kudüs'te üçüncü tapınak... - Güneri Cıvaoğlu

        https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri-civaoglu/kuduste-ucuncu-tapinak-7044514

 

        Kongre’de antisemitizm için sorgulanan Harvard, Pensilvanya ve MIT rektörlerinin “ifade özgürlüğü” cevapları Amerikalı Yahudileri kızdırdı

ABD Kongresi’ndeki üniversitelerde antisemitizm soruşturma komisyonunda Harvard, Pensilvanya Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) rektörleri ifade verdi. Cumhuriyetçi senatörlerin “intifada” ve “nehirden denize” sloganlarının Yahudiler için soykırım çağrısı olduğu, bu çağrıları üniversitede yeri olup olmadığına Harvard Rektörü Gay, “Harvard'ın değerleriyle zıt olabilir ancak görüşler uygunsuz, saldırgan ve nefret dolu olsa bile ifade özgürlüğüne bağlılığı koruyoruz" yanıtını verdi. Cevap Cumhuriyetçiler ve Amerikalı Yahudi toplumunun önde gelen isimlerini kızdırdı.

https://serbestiyet.com/featured/kongrede-antisemitizm-icin-sorgulanan-harvard-pensilvanya-ve-mit-rektorlerinin-ifade-ozgurlugu-cevaplari-amerikali-yahudileri-kizdirdi-150326/

 

        House Committee on Education & the Workforce@EdWorkforceCmte

Vay. Harvard, UPenn, MIT başkanları @RepStefanik'ın Yahudilere soykırım çağrısında bulunmanın Yahudi öğrencilere yönelik zorbalık ve taciz teşkil edip etmediği sorusuna net bir cevap vermedi.

https://twitter.com/EdWorkforceCmte/status/1732156436803698794

 

        ivo molinas@basyazar

Kampüslerinde ‘yahudi soykırımına’ çağrı yapan öğrencilere yaptırım uygulanmasına karşı çıkan üç üniversiten biri olan Penn’in rektörü Elizabeth Magill görevinden istifa etti. Sıra diğerlerinde.

 

https://twitter.com/basyazar/status/1733607984360554944

 

        Kongre’deki “soykırım” tartışması Pennsylvania Üniversitesi rektörünü götürdü: “Kendinde değildi”

        https://serbestiyet.com/dis-haber/kongredeki-soykirim-tartismasi-pennsylvania-universitesi-rektorunu-goturdu-kendinde-degildi-150625/

 

        Eli Kowaz@elikowaz

Bu çok korkutucu. 30 yaşın altındaki Amerikalıların yaklaşık 1/4'ü Holokost'un bir efsane olduğunu düşünüyor.

 

https://twitter.com/elikowaz/status/1733265260101210507

 

        Albert Bourla@AlbertBourla

Geçtiğimiz günlerde üniversitenin en iyi 3 rektörünün ifadesini duyduğumda utandım. Kişisel görüşüme göre bu, ABD akademi tarihinin en aşağılık anlarından biriydi. Üç Başkana ırkçı, antisemitik ve nefret söylemlerini kınamaları için çok sayıda fırsat sunuldu ve bunu “bağlam” çağrılarının arkasına saklanarak yapmayı reddettiler. Auschwitz'de ölen babamın ebeveynleri Abraham ve Rachel Bourla'nın, erkek kardeşi David ve küçük kız kardeşi Graciela'nın anıları aklıma geldi. Onların ölümlerinin bu başkanlara Nazilerin Yahudi karşıtı propagandasını kınamaları için yeterli "bağlam" sağlayıp sağlamayacağını merak ediyordum.

Kurbanların insanlıktan çıkarılması "kendi bağlamınızı oluşturmanızı" ve herhangi bir şeyi haklı çıkarmanızı kolaylaştırdığı için burada 17 yaşındayken toplama kampında yok edilen Graciela Bourla'nın bir fotoğrafı var. Ne yazık ki büyükannem ve büyükbabamın ve amcamın fotoğrafı yok. hayatta kaldı. Hala neye benzediklerini merak ediyorum.

 

https://twitter.com/AlbertBourla/status/1732484370332623330

 

        Aviva Klompas@AvivaKlompas

Helsinki Yahudi Cemaati'nin başkanı başkanlık sarayındaki bir resepsiyona katıldığında #BringThemBack yazan bir künye taktı ve karısı da rehinelerin isimlerinin yazılı olduğu bir elbise giydi.

 

https://twitter.com/AvivaKlompas/status/1733512698757804045

 

        İsrail ve Hamas'tan üst üste açıklamalar: Kurtarma girişimi başarısız oldu - Aaron Boxerman ve Richard Pérez-Peña / New York Times

İsrail güçleri cuma günü Hamas'ın elindeki rehinelerini kurtarmak için Gazze Şeridi'ndeki en az bir hedefe baskın düzenledi. Ancak her iki taraf da kayıplar ve yaralanmalar konusunda farklı iddialarda bulundu. İsrail ordusu ve Hamas’ın farklı rakamlar vermesi aynı kurtarma girişiminden mi yoksa iki farklı olaydan mı bahsettiklerini belirsiz hale getiriyor.

https://gazeteoksijen.com/new-york-times/israil-ve-hamastan-ust-uste-aciklamalar-kurtarma-girisimi-basarisiz-oldu-196667

 

        İsrail son fırsatı kaçırdı - Ergin Yıldızoğlu

Gelin bir de şu senaryoyu düşünün: “Aksa Tufanı” ertesinde İsrail devleti, hemen işgal ve soykırım başlatmak yerine, önce sınırlarını yeniden güçlendirebilir, Hamas’a karşı cezalandırıcı önlemler için Birleşmiş Milletler’e başvurarak tüm dünyayı, özellikle de Çin’i, arkasına alabilirdi. İsrail, BM’den bu yönde karar çıkardıktan sonra, Filistin yönetimi ile “iki devletli çözüm sürecini” yeniden canlandırabilir, dahası Arap devletleriyle başlamış yakınlaşmayı derinleştirmeye devam ederken onlardan Filistin sorununun çözümüne, Hamas’ın tasfiyesine, İsrail’in güvenliğini sağlamaya ilişkin katkı isteyebilirdi. Bunları yapabilseydi şimdi Gazze son teknoloji ürünü bombalarla Dresden’den daha beter düzeyde dümdüz edilmemiş, 16 binden fazla insan öldürülmemiş (Bu sayı artmaya devam ediyor), İsrail’in siciline, bir de soykırım lekesi eklenmemiş olacaktı. Dahası İsrail, Batı’da, “kredisi” bu kadar hızla eriyen, “Küresel Güney”de yalnızlaşan bir ülke konumuna düşmeyecekti. Şimdi, yalnızca İsrail halkını, Avrupa ve Amerika’daki Yahudileri daha tehlikeli bir gelecek bekliyor.

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ergin-yildizoglu/israil-son-firsati-kacirdi-2148915

 

        Bir tutarsızlığın portresi: Sanchez ve İsrail – Berrak Güngör

        https://10haber.net/2023/12/06/bir-tutarsizligin-portresi-sanchez-ve-israil-304641/

 

        Kimin işine yarayacak? “Ateşkes“ neden başarısız oldu? - Mustafa K. Erdemol

Kişisel görüşümdür belirteyim; İsrail, kamuoyunun tersi görüşüne rağmen Hamas’tan rehine alma konusunda çok da istekli gibi görünmüyor. “İnsani Duraklama“yı (ikinci kez) uzatmamasının nedenlerinden biri bu olabilir. Çünkü taktik/stratejik askeri nedenleri de var bunun. Ordu içindeki bazı generaller mevcut iki günlük uzatmanın son olmasını istediklerini açıklamıştı. Generaller siyasi liderliğe, ordunun çatışmaların Perşembe sabahı yeniden başlaması gerektiğine inandığını söylenişti. Ordu “bir dur bir ilerle“ anlamına gelecek bu duraklamalardan çok, bir an önce hedefe ulaşıp savaşın bitmesini istiyor. Kararsızlık ya da ara vermeler askerin motivasyonunu düşürecek etkenler olarak değerlendiriliyor orduda. Askerdeki yaygın görüş “başlatılan işin“ yani “savaş“ın Hamas yok edilinceye kadar sürmesiydi.

https://halktv.com.tr/makale/kimin-isine-yarayacak-ateskes-neden-basarisiz-oldu-786624

 

        Bölgede Üçüncü Kez İlan Edilecek: Gazze'de Tampon Bölge Gerçekçi Değil - Mustafa K. Erdemol

        https://halktv.com.tr/makale/bolgede-ucuncu-kez-ilan-edilecek-gazzede-tampon-bolge-gercekci-degil-787236

 

        Ankara’nın İsrail’e yönelik tavır değişikliğinin ardındaki hesaplar - Selin Nasi

Erdoğan İsrail’e yönelik söylem değişikliğine giderken hesabını İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun siyasi kariyerinin yakında sona ereceği ve Hamas’ın tamamıyla yok edilmesinin mümkün olmayacağı beklentisi üzerine kuruyor. Doğrusu, gelişmelerin uzun vadede Erdoğan’ı haklı çıkarma olasılığı var. Savaş sona erdiğinde İsrail halkının 7 Ekim saldırısındaki ihmallerin hesabını hükümetten sorması Netanyahu’nun zaten sarsıntıda olan iktidarının sonunu getirebilir. Ancak süreç demokratik işleyişe bağlı olduğundan bunun ne zaman gerçekleşeceğini öngörmek zor. Netanyahu iktidarda kaldığı müddetçe Türkiye’nin Filistin meselesinin çözümünde etkin bir rol oynamasına geçit vermeyecektir. Dış politika ideal şartlarda duygusallık kaldırmaz. Ancak İsrail’in 7 Ekim saldırısı karşısında yanında olanlar ve hasmını destekleyenler arasında bir ayrıma gitmesi durumunda, ikili ilişkilerdeki hasarın onarılması daha uzun zaman alabilir.

 

Diğer konuya gelirsek, İsrail’in Gazze operasyonunun Hamas’ın yok edilmesi hedefine ne ölçüde hizmet ettiği, bu hedefin gerçekçi olup olmadığı tartışılıyor. İsrail bir taraftan ağır bombardıman ile Hamas’ın askeri kapasitesinin bir daha ayağa kalkmayacak şekilde çökertilmesine çalışıyor. Müslüman Kardeşler hareketini kendilerine tehdit olarak gören Körfez ülkeleri, MK hareketinin Gazze şubesi olarak gördükleri ve İran’ın da vekil gücü olarak da hareket eden Hamas’ın gücünün budanmasından şikâyetçi değiller. Bu esnada ABD ise Hamas’ın askeri yapılanmasına harcanan fonları kesmeye odaklanmış durumda. Bu bağlamda, Katar ve Türkiye’nin Hamas’a sağladığı mali destek sorgulanmaya başladı bile.

Ancak güç kullanımı yoluyla Hamas’ın askeri kapasitesi geriletilse dahi siyasi açıdan hareketin yok edilmesinin gerçekçi bir hedef olmadığını ABD yetkilileri de kabul ediyor. Hamas’ın siyasi olarak zayıflatılması gerçekten hedefleniyorsa bunun yolu Filistin Yönetimi’nin meşruiyetini kazanacak şekilde yeniden yapılanmasından geçiyor. Zvi Barel’in Haaretz’deki yazısında belirttiği gibi Filistin Yönetimi seçimlere gittiği takdirde Hamas’ın Filistin Yeşiller Partisi olarak seçimlere girmesinin önünü tıkamak mümkün mü? Değilse, hedeflerin daha gerçekçi ölçekte güncellenmesi gerek. Ankara da bu olasılığın peşinden gitmekte. Ancak burada da olaylar Ankara’nın arzu ettiği yönde gelişmeyebilir. Filistin Yönetimi Başbakanı Muhammed İştiyye Hamas’ın yeni bir yönetim yapılanmasına katılması gerektiğini savunuyor. Ama Katar’dan son yıllarda Hamas’a sağladığı önemli mali desteği Filistin Yönetimi’ne devretmesini istemek üzere bu hafta sonunda Doha’ya gidecek olması, güç mücadelesinde yeni bir safhaya işaret etmekte.

https://medyascope.tv/2023/12/10/selin-nasi-yazdi-ankaranin-israile-yonelik-tavir-degisikliginin-ardindaki-hesaplar/

 

        İsrail ve Afrika ülkeleri ilişkileri Orta Doğu’nun gölgesinde mi? - Ceren Gürseler

        https://yeniarayis.com/yorum/cerengurseler/israil-ve-afrika-ulkeleri-iliskileri-orta-dogunun-golgesinde-mi/

 

        Gazze’de zor hedeflerin esiri olmak - İslam Özkan

Netanyahu’yu savaşın devamına zorlayan unsurlardan biri de, ateşkese karşı olan aşırı sağcı kanadın, savaşın devam etmesi yönünde kurduğu baskıydı. Bu baskı aynen devam ediyor ve başta fanatik Kahana hareketinin üyesi Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir’in hükümetten çekilme tehdidinde bulunması nedeniyle koalisyonun devamı, bir ölçüde savaşın devamına bağlıymış gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Meselenin bir de Batı Şeria ve Lübnan ayağı var. Savunma Bakanı Gallant, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada Lübnan’ın güneyine düzenlenecek askeri operasyonun gündemlerinde olduğunu ima etti. Belki şimdilik boş bir tehdit gibi değerlendirilebilir ancak kimse Gazze’de yaşanan insanlık dramının, zaten yoğun çatışmaların yaşandığı Batı Şeria’da geniş çaplı bir intifadaya dönüşmeyeceğini ve savaşın Lübnan’a sıçramayacağını garanti edemez. İsrail bütün bu olguların baskısı altında ve Gazze’de yaşananlar bu baskıyı azaltmıyor.

https://yeniarayis.com/yazar/islamozkan/gazzede-zor-hedeflerin-esiri-olmak/

 

        Tulin DALOGLU 💫🦋@TulinDaloglu

        "#SuudiArabistan Dışişleri Bakanı Prens @FaisalbinFarhan  Gazze Şeridi'ni kontrol eden İran destekli terörist grup Hamas'ın yok edilmesi konusunda Krallığın kamusal ve özel pozisyonlarının aynı olduğunu teyit etti. Bu, Suudi Arabistan'ın bölgede terörle mücadelede daha aktif bir rol üstlenmeye istekli olduğunu göstermesi bakımından önemli bir gelişmedir!

Bu şiddet döngüsünün ötesine geçmek için Filistin nüfusunu radikalizmden arındırmak üzere ortak bir çaba sarf edilmelidir. Şu anda birçok Filistinli arasında hakim olan zihniyet, şiddet söz konusu olduğunda IŞİD'inkine benzemektedir.

✅ İki devletli bir çözüm nihai hedef olmaya devam etmektedir, ancak bu Hamas ve diğer İran ve Katar destekli terörist grupların ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Uygulanabilir bir barış anlaşması için gerekli koşulların yaratılması amacıyla bu örgütler ortadan kaldırılmalıdır.

✅ Filistinlilerin radikalleşmesi öyle bir noktaya ulaştı ki ne Arap dünyasında ne de Batı'da tek bir ülke bile Filistinli mültecileri kabul etmeye yanaşmıyor. Bu vahim durum İsrail'den kapsamlı bir plan talep etmektedir. Etnik temizlik bir seçenek değildir ve İsrail, çatışmayı gelecek nesiller için daha da kötüleştirmekten kaçınmak için dikkatli davranmalıdır.

✅ Mümkünse İsrail, askeri eylemlerini İran ve Katar destekli terörle mücadele taahhüdünü paylaşan Arap ülkeleriyle koordine etmelidir.

✅ İsrail ve Suudi Arabistan arasındaki normalleşme barışa yönelik olumlu bir adımdır. Bu ilerleme, İsrailliler ve Filistinliler arasında kalıcı ve adil bir barışın sağlanması nihai hedefiyle her ne pahasına olursa olsun devam etmelidir."

https://twitter.com/TulinDaloglu/status/1733418345318297611

 

Uzmanlar yanıtlıyor: Savaş nasıl bitecek? Bir sonraki nasıl önlenebilir?

        https://harici.com.tr/uzmanlar-yanitliyor-savas-nasil-bitecek-bir-sonraki-nasil-onlenebilir/

 

Filozoflar Gazze savaşı hakkında ne yorum yaptı? – “Fahd Süleyman Şukeyran

        https://www.indyturk.com/node/679971/d%C3%BCnyadan-sesler/filozoflar-gazze-sava%C5%9F%C4%B1-hakk%C4%B1nda-ne-yorum-yapt%C4%B1

 

İsrailli yazar Levi: Rejimin ırkçılığı Netanyahu'nun da ötesinde, uluslararası hukuk İsrail'e hiçbir zaman işlemedi

        https://www.indyturk.com/node/678516/d%C3%BCnya/i%CC%87srailli-yazar-levi-rejimin-%C4%B1rk%C3%A7%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1-netanyahunun-da-%C3%B6tesinde-uluslararas%C4%B1-hukuk

 

Hamas Filistin mi? – Selim Kuneralp

        Ülkemize gelince, savaşın ilk başında temkinli hareket ettikten sonra iktidar belki bu savaştan içeride yararlanmak güdüsüyle belki de sempatiyle baktığı Müslüman Kardeşlerin Hamas ile bağlantılarından dolayı söylemini gittikçe artan ölçüde sertleşme yoluna gitmiş, Netanyahu ile en azından şimdilik köprüleri atmış ama fiiliyatta zaten bütün selefleri gibi bavulları hazır vaziyette oturduğuna şüphe etmediğim Tel Aviv Büyükelçisini geri çekmek ve sanırım THY seferlerine ara vermek dışında bir şey yapmamıştır.   Hatta, Dışişleri Bakanı Fidan İsrail ile mevcut ilişkimizin Filistin davasına zararı olmadığını bile öne sürmüştür.

Bununla birlikte kanaatimce iktidar iki vahim hata işlemiştir.  Birincisi Batı ülkelerinin terör örgütü olarak gördükleri bilinen Hamas’ı ulusal kurtuluş hareketi ilan etmiş olmasıdır.  Oysa kendisi de en az kırk yıldır terör belasından mustarip olan ülkemiz dış dünyayı haklı olarak bu mücadelesine yetecek kadar destek vermemekle suçlamaktadır.  Bu suçlamaları yapmak daha zor olacaktır çünkü Hamas’ın Türkiye’deki mevcudiyeti ve özellikle kendisine sağlanan finansal kolaylıklar tüm dünya basınının ve Batı hükümetlerinin dikkatinden kaçmamış, tersine uyarılar gelmeye başlamıştır.  Yani sık sık dile getirdiğimiz çifte standart suçlamalarını maalesef kendimiz davet etmiş olduk.  Oysa Hamas’a aleni bir şekilde bu kadar arka çıkmak ve ilan etmek hem gereksiz olup hem de ülkemizin denklemin dışına atılmasını sağlamaktan başka bir netice yaratmamıştır.

İkinci vahim hata soykırım kelimesinin ucuzlatılmış olmasıdır. Meslek hayatım boyunca bizim 1915 olayları olarak adlandırdığımız katliamların soykırım olmadığını ispat etmek için zaman zaman tüm meslektaşlarım gibi epey dil döktüğüm olmuştur. Gazze olayları sadece iktidar değil, çoğu muhalif medya tarafından soykırım olarak nitelenince Ermeni tehcirinin soykırım olmadığını iddia etmek artık o kadar kolay olmayacaktır. 

https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/hamas-filistin-mi-150770/

 

“Holokost Anısının Araçsallaştırılması Bugün Gazze'deki Savaşı Meşrulaştırmak İçin Kullanılıyor” - Enzo Traverso ile Söyleşi

        Mathieu Dejean (Söyleşi), Joseph Confavreux (Söyleşi)

https://birikimdergisi.com/guncel/11572/holokost-anisinin-aracsallastirilmasi-bugun-gazze-deki-savasi-mesrulastirmak-icin-kullaniliyor

 

Bundeskanzler Olaf Scholz@Bundeskanzler

        Margot Friedländer Shoah'tan sonra ülkesine ulaştı. Ne büyük bir jest, ne mutluluk!

Hikayesini bize anlattı. Bu hikayeyi anlatmak ve bu güvene layık olduğumuzu sürekli olarak kanıtlamak bizim işimiz.

ttps://twitter.com/Bundeskanzler/status/1733624266220798437

 

Rachel Block@rachel_blo9944

        Milei, Zelensky'ye bir hediye verir. Bu Hanukiah adı verilen bir şamdandır. Işık festivalinin sembolü.

ttps://twitter.com/rachel_blo9944/status/1733945344721834269

 

Goldman ve Lehman’ın uzun yolu - Joshua Franklin / Financial Times

         

        Gazeteci yazar Daniel Schulman “The Money Kings” (“Para Kralları”) adlı son kitabının başında, Trump döneminde yükselen antisemitizm dalgasını bu yeni metinle büyütme ihtimalini sorguladığını yazıyor. Amerikalı Yahudi banker hanedanların gücüne dair araştırmasının Yahudilerin ve dünyayı kontrol ettikleri yönündeki komplo teorilerini besleyebileceğinden şüphelenmiş.

Schulman sonunda böyle olmayacağı kanaatine varmış: Aksine bu hikayeleri anlatmak birçok ailenin hatırasına gölge düşüren yalanlara karşı koymaya yardımcı olabilirdi. Neticede ABD’ye 1800’lerde gelip kuşaklar boyu sürecek servetler kazanan bir grup Alman Yahudi göçmenin belgelerle desteklenmiş, sürükleyici tarihi ortaya çıktı. Schulman bu göçmen topluluğunun Wall Street ve dünya üzerinde bıraktığı derin izi okura sunuyor. Öte yandan zaman zaman modern Amerika’yı bu insanların şekillendirdiğini kabul ettiği de oluyor.

“The Money Kings” kitabının en etkileyici kısımları ise sonlara doğru, I. Dünya Savaşı sonrasını ve Hitler’in Almanya’daki yükselişini ele aldığı bölümler. Antisemitizm dünya meselelerinde Yahudilerin etkisine ilişkin komplo teorileriyle körüklenmiş, Yahudi cemaati otomobil devi Henry Ford’un desteklediği yayınların saldırılarına maruz kalmıştı. Görünüşe göre Ford’un antisemitizmi I. Dünya Savaşı’ndan fayda sağlayan Yahudi bankerlerin savaşı gizliden gizliye kontrol ettiği inancından ileri geliyordu.

Schiff beklenmedik derecede tedbirli davrandı ve kurucularından olduğu Amerikan Yahudi Komitesi adlı savunma grubuna saldırılar karşısında pasif bir yaklaşım benimsemelerini önerdi. Schiff iftiralarla kavgaya girişmenin “nasıl söndürüleceğini kimsenin bilemeyeceği bir ateş yakacağını” iddia etti. Schulman’ın da yazdığı gibi bu aslında ölümcül bir yanılgıydı: “Ateş zaten yakılmıştı ve o alev hiç sönmedi.”

ttps://gazeteoksijen.com/financial-times/goldman-ve-lehmanin-uzun-yolu-196501

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün