Ağaçlar Bayramı Tu Bişvat

Ağaçlar Bayramı, Ağaçların Yılbaşı olarak kutlanan Tu Bişvat Bayramında, Kutsal Topraklarda yetişen meyvelerden yemeye özen gösterilir. “Buğday, arpa, üzüm, incir ve nar ülkesi, yağlık zeytin ve bal (veren hurma) ülkesi.” (Devarim: 8:8) Tu Bişvat Bayramı, bu yıl, 24 Ocak Çarşamba akşamı başlayıp, 25 Ocak Perşembe akşamı sona eriyor

Nazlı DOENYAS Kavram
17 Ocak 2024 Çarşamba

Şevat ayının 15’i, anlamına gelen Tu Bişvat Bayramı; Ağaçların Yıl Başı, Hag Aİlanot-Ağaçların Bayramı, Hag APerot-Meyvelerin Bayramı veya İbranicede 15 anlamına gelen Hamişa Asar BeŞevat olarak da anılır. Ağaçların meyveleri ile ilgili kanunların doğru olarak uygulanabilmesi amacı ile Rabilerimiz tarafından konulan Tu Bişvat’ın anlamı 16. yüzyılda Kabalistlerin derin ve kapsamlı bakış açıları ile zenginleşmiş ve Tu Bişvat’ta Pesah Sederine benzer bir sıra ile başta Kutsal Topraklarda yetişen meyveler olmak üzere Sederdeki meyveler berahalar eşliğinde yenmeye başlanmıştır. Zaman içinde Tu Bişvat Bayramı, Seder’e ek olarak ağaç dikmenin önemi, insanın etrafına ve doğaya karşı sorumluklarının bilinci, Tanrı’nın Nimetlerinin farkındalığı ve doğal mucizeler için sürekli şükür içinde olma kavramlarını da içinde barındıracak şekilde genişlemeye devam etmiştir. Tu Bişvat bayramı bu yıl 24 Ocak Çarşamba akşamı ve 25 Ocak Perşembe günü kutlanıyor.

Tu Bişvat’ın sekiz yüzü

1) Ağaçların Yılbaşı

Sözlü Yahudi kanunlarının derlemesi Mişna’ya göre Tu Bişvat, takvimdeki dört yılbaşından biridir (Mişna Roş Aşana 1:1, Roş Aşana 14a). Diğer üç yılbaşı ise 1 Nisan-Kralların hükümdarlık döneminin başlangıcını ve Yahudi aylarının başlangıcını belirtir. 1 Elul-Hayvanlarla ilgili verginin başlama yılbaşıdır. 1 Tişri-Roş Aşana ise, yaradılışın başı, insanoğlunun yaratıldığı gün, yılların yılbaşıdır.

2) Tu Bişvat Sederi*

Başlangıçta rabilerimiz tarafından ağaçlara ait mitsvalar için konulmuş Tu Bişvat’ın derinlikleri, 16. yüzyılda Safed’deki Kabalistler tarafından keşfedilmeye başlandı. Bu özel günün Adem ile Havva’nın günahının onarılması için çok elverişli bir zaman olduğunu belirten Kabalistler, Tu Bişvat’a ait özel bir düzen - Seder geliştirdi. Kabalistlere göre, zengin meyvelerle donatılmış Tu Bişvat masasındaki meyveleri berahalarıyla yemek gibi doğal ve basit bir eylem bile, bu onarıma - tikun’a katkı sağlamaktadır.

Tu Bişvat akşamı Kutsal Toprakların kutsandığı meyveler başta olmak üzere masadaki meyveleri berahalarıyla yerken bize doğal ve normal gibi gelen şeylerin her birinin aslında Tanrı’nın sürekli tekrarlanan birer lütfu olduğunu hatırlarız.

3) Doğayı ve çevreyi korumak

19. yüzyıldan başlayarak gün geçtikçe daha çok önem kazanan çevrecilik, doğanın, hayvanların, kaynakların korunması, geri dönüşüm, sürdürülebilirlik ve bunların alt bölümlerini oluşturan kavramları, binlerce yıl önce yazılmış olan ve tüm zamanlar için güncelliğini koruyan Tora’dan öğrenebiliyoruz.

Londra ve Birleşik Krallık eski Başhahamı Lord Rabi Jonathan Sacks zt”l, insanın doğaya egemen olmak için yaratıldığını, ancak bu hakimiyetin dünya üzerindekileri sınırsızca ve aklına estiği şekilde kullanmak, bozmak, yok etmek anlamına gelmediğini, tam tersine insana büyük bir sorumluluk yüklediğini anlatır. İlk kişi, Adem ‘işlemesi ve onu koruması’ için Cennet Bahçesine yerleştirilir. ‘Tanrı adamı aldı ve hem işlemesi hem de koruması için onu Eden Bahçesi’ne yerleştirdi’ (Bereşit 2:15).

İnsan, doğanın hem efendisi hem de hizmetlisidir. Bir koruyucu olarak da dikkatli ve uyanık olmalıdır ve ihmal nedeniyle meydana gelen kayıplardan şahsen sorumludur. Bizler, doğanın sahibi değiliz.  “Aşem’e aittir yeryüzü ve içindekiler, ikamet edilen dünya ve orada yaşayanlar” (Teilim 24: 1). Bizler, her şeyi yaratan ve her şeye sahip olan Tanrı adına doğanın hizmetkârları ve dünyanın koruyucularıyız ve doğanın bütünlüğüne ve dengelerine saygı duymakla görevliyiz.

Tu Bişvat Bayramı’nda da Tanrı’nın bizim için yarattığı ve korumakla görevli olduğumuz doğanın meyvelerini yerken, doğaya ve dünyaya olan sorumluluklarımızın farkındalığını hisseder ve bu yolda ne adımlar atabileceğimiz üzerine düşünür ve harekete geçmeye niyet ederiz.

4) Umut

Tu Bişvat-15 Şevat bir dönüm noktasıdır, tüm o soğuk ve kar altındaki görüntünün altında ağaçların özsuyu yükselerek bahara hazırlanır. Şevat'ın 15'i, bize hayatımızın en karanlık ve en soğuk gibi görünen anlarının bile sonrasında yeni çiçeklerin ortaya çıkacağını, bizi yeni başlangıçların beklediğini hatırlatır.

Tu Bişvat bize hayatımızdaki zor zamanların ağaçların çıplak durumları gibi, ayın hareketleri gibi geçici olduğunu öğretir. Biz de ağaçlar gibi, yuvarlak şeklini almaya başlamadan önce küçülüp yok olan ay gibi hayatımızı döngüler halinde yaşarız. Tu Bişvat-15 Şevat dolunayında da hayat döngüsünü deneyimleriz. Kış olsa bile hemen köşeyi dönünce baharı göreceğimizi biliriz. Çünkü Talmud'un belirttiği gibi, daha iyi zamanlar ‘göz açıp kapayıncaya kadar’ gelir. Yeshuat Hashem K'heref Ayin (Pesikta Zutreta, Esther 4:17).

5) Kutsal Topraklarda yetişen meyveler ve simgeledikleri

“Buğday, arpa, üzüm, incir ve nar ülkesi, yağlık zeytin ve bal (veren hurma) ülkesi” (Devarim: 8:8).

Bilge Kabalist (Yahudi mistik) Rabi Isaac Luria (Arizal) Kutsal Topraklarda yetişen yedi tür yiyeceğin özel önemini, her bir meyvenin spiritüel gücünü, Yedi Alt Sefirottan biri ile bağlantılı olarak yorumlar. (Sefira: Tanrı’nın bu dünyada bizim insan aklımızla anlayabildiğimiz şekil yansıması olan Özellikleri; Üç Üst Sefirot ve Yedi Alt Sefirot olmak üzere On Sefirot- On İlahi özellikten her biri Sefira olarak tanımlanır).

Meyvelerin sıralaması, Tora’daki pasukta (Devarim 8:8) geliş sırasına göredir.

Buğday-Hesed-Sevecenlik: Buğday, Yedi Alt Sefirottan ilki olan hesed’e (sevecenlik) karşılık gelir. Hesed’in özelliği uzanmak, başkalarına ulaşabilmek üzere kendini genişletmektir. Buğday aynı zamanda bugüne kadar temel besin kaynağımız olmayı sürdüren ekmek gibi, iyiliğin de besleyici yanını yansıtır. Başkalarına yaptığımızı sandığımız iyilik aslında hem kendimizi hem de karşımızdakini besler.

Arpa-Gevura-Kısıtlama, sınırlar: Arpa, gevuraya (kısıtlama) karşılık gelir. Karakteristik özelliği daralma, küçülme ve sınır koymadır. Bu, her arpa tohumunun, harmanlama sırasında bile bozulmadan kalan güçlü bir kabuk (sınır) içine alınmasıyla yansıtılmaktadır.

Hayatımızda zor zamanlar geçirdiğimizde, arpa bize Tanrı'nın bize olan sevgisinin her zaman iyilik gibi görünmeyebileceğini veya hissettirmeyebileceğini, ancak sonuçta bu kabuğun içindekinin bizim büyümemize ve refahımıza yol açacağını hatırlatır.

Üzüm-Tiferet-Ahenk, denge: Üzüm, iyilik ve sevecenlik ile sınırlar, kısıtlama arasındaki mükemmel dengeyi ifade eder. Hayat bizi çoğu zaman bir uç noktaya getirse de üzümler bize merkezimize dönüp dengeyi bulmamız gerektiğini hatırlatır.

İncir-Netsah-Dayanıklılık, azim: Netsah’a denk gelen incirin ağacı, üç aydan fazla süren en uzun olgunlaşma dönemlerinden birine sahip olduğundan sonsuz verimliliği yansıtır. Malbim (19. yüzyıl Doğu Avrupalı Tora yorumcusu), birbiri ardına olgunlaştığı için incirleri her gün toplayarak incir ağacını çok dikkatli izlememiz gerektiğini açıklar; aynı şekilde bizler de bilgeliğin meyvelerini toplamak için öğretmenlerimizi ve bize bir şeyler öğretmek için karşımıza çıkan kişileri her gün farkındalıkla gözlemlemeliyiz.

Nar- Hod- Görkem, şükran: Çok güzel ve görkemli bir meyve olan narın bir tacı bile vardır. Nar, görkem ve ihtişam anlamına gelen hod’a karşılık gelir. Hod ayrıca İbranice teşekkür ve takdir anlamına gelen toda kelimesiyle de ilişkilidir. Nar bize hepimizin Tanrı'nın çocukları olduğumuzu ve O'nun bize bahşettiği nimetlere şükrederek, O'nun içimize üflediği Nefesini hareketlerimize yansıtacak şekilde yaşamaya çalışmamız gerektiğini hatırlatır.

Zeytin-Yesod- Temel, bağ kurma: Yahudi öğretilerinde zeytin, yesod’u (temel, bağ kurma) temsil eder. Tüm yıl boyunca yeşil olan zeytin ağacı refahın, uzun ömürlülüğün ve gücün simgesidir. Zeytin dalı, Noah’ın hikâyesindeki rolü nedeniyle aynı zamanda barış ve umudun simgesidir: “Güvercin akşam vakti ona geldi; ve işte-ağzında, yeni koparılmış bir zeytin dalı vardı! Noah böylece suların yeryüzü üzerinden alçaldığını anladı” (Bereşit 8:11).

Zeytin ağacı aynı zamanda bize güçlü, sağlam ve gerçeğe kök salma ilhamı verir, böylece Tanrı’nın ışığını, bilgeliğini ve umudunu dünyaya getirebiliriz.

Hurma-Malhut-krallık: Hurma, malhut, krallık, egemenlik, liderliği temsil eder. Hurma ağacı, dürüstlüğün, adaletin ve bağımsızlığın simgesidir.

Hurma ağacının her parçasının bir kullanımı vardır; lulav olarak bilinen kapalı yaprakları Sukot Bayramında ibadet için kullanılır, lifleri halat olarak, gövdeleri inşaat için, meyveleri ise beslenmek için kullanılır. Hurmanın her bölümünün kullanılması, bize bahşedilen her nimeti Tanrı'ya hizmet etmek, adalet için savaşmak ve dünyaya tatlılık getirmek için kullanmamızı hatırlatır.

6) Ağaç gibi insan yetiştirmek

İnsan(ın yaşamı) kırın ağacı (na bağımlı) dır…” (Devarim: 20:19).

Ağaçların yılbaşı olan Tu Bişvat’ta Tora’nın insan ile ağaç arasındaki benzerliğe dikkat çektiğini hatırlayarak buradan kendimize nasıl öğretiler çıkarabileceğimiz üzerine düşünebilir, fikir alışverişinde bulunabiliriz.

Ağacın hayatı, toprağa ekilen tohumla başlar. Gelişebilmesi için toprağı devamlı sulamak, zararlı otlardan temizlemek gerekir. Her bir Yahudi’nin içine, Tanrı tarafından ekilen tohum, kendi ruhudur. Kişi, bu tohumu Tanrı yolunda yürüyerek ve O’nun öğretilerini takip etmeyi bir yaşam tarzı haline getirerek sular, korur ve geliştirerek büyütür. İnançlı, içinde Tanrı sevgisi ve Tanrı’dan uzaklaşma korkusu taşıyan çocuklarımız, Avraam ve Sara’dan günümüze uzanan sağlam köklerine sıkı sıkıya bağlı yeni nesiller de ağaçlarımızın bereketli meyveleridir.

7)  Günlük mucizelerin farkında olmak

Ağaçlar bayramı, meyvelerin bayramı olarak da bilinen Tu Bişvat Bayramı bize bir an durup etrafımızda günlük olarak tekrarlanan ve doğal oldukları için gözümüzden kaçabilen mucizelere dikkat çeker. Sabah güneşin doğması, okulda fasulyeleri pamuğun altına ekince filiz vermeleri, ağaçların mevsimlere göre yapraklanmaları, çiçek ve meyve vermeleri ve benzeri sayısız mucizenin arkasında Kim var?

Tu Bişvat da diğer bayramlarımız gibi bize bir an durup düşünme fırsatı verir. Tanrı’dan gelen ve bize günlük normal gelen olayların her birinin aslında tekrarlanan birer mucize olduklarını fark etmemiz ve Tanrı’nın bizim faydalanmamız için yarattığı dünyaya karşı olan görev ve sorumluluklarımız üzerine düşünmemiz için kısa bir mola.

Tu Bişvat masasındaki meyveleri yemeden onlara ait beraha-duayı dile getirirken bir tohumun toprağa atıldığı andan tabağımıza gelene kadarki yolculuğunu, bunun gerçekleşmesi için gereken güneşi, yağmuru, rüzgârı kimin tam zamanında sağladığını düşünür ve bunlar için Tanrı’ya şükrederiz.

Sonrasında bu farkındalığı ve şükretmeyi Tanrı’nın bize her gün bahşetmeye devam ettiği ve bize doğal gelen diğer nimetleri kapsayacak şekilde genişletmeye çalışırız. Rabilerimiz bu konuda bize yol gösterebilmesi için sabah kalktığımız andan itibaren şükredebileceğimiz nimetlerden bazılarını dua haline getirmişlerdir. (Gözlemkitap.com –Sidur kol Yaakov s.2-10)

8) Tu Bişvat, Şabat Şira ve kadınlarımız

Tu Bişvat'tan önceki Şabat veya Tu Bişvat'ın cumartesiye denk geldiği Şabat, Şabat Şira-Şarkı Şabat’ı olarak adlandırılır. Bu yıl Şabat Şira 27 Ocak Cumartesi günüdür.

Bugün okunan haftanın peraşası (Tora bölümü) Beşalah, Yahudilerin Kızıldeniz'i geçtikten sonra Tanrı'ya olan minnettarlıklarını dile getirip Tanrı'yı övmek için söyledikleri şarkıdan -Şirat Ayam/ denizin şarkısından bahseder.

Moşe Rabenu ve İsrailoğulları kendi şarkılarını söyledikten sonra Miryam tefi eline alır ve bütün Yahudi kadınları onu tefler ve danslarla takip eder. Bu şekilde Miryam, Tanrı’ya olan sarsılmaz inancıyla, acıyı ümide dönüştürmeyi ve hayatı canlandırmayı başarır.

*Tu Bişvat Sederi, Tu Bişvat Hakkında Bilinmesi Gerekenler, Tu Bişvat’ın ABC’si, Tu Bişvat Yemek Tarifleri, Tu Bişvat Felsefesi, Dört Element, İyi Seneler, Tu Bişvat Masasındaki Yiyecekler ve Dualarının Uygulamalı Videosu:

http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=36&Itemid=109

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler okuyucuya konu hakkında fikir vermek amacıyla www.chabad.org, aish.com, https://bronfman.org, https://www.gns.org, https://www.tribeuk.com, https://static1.squarespace.com, https://www.meaningfullife.com,

https://tbsoc.com, https://ajrca.edu, https://www.myjewishlearning.com,

http://adathisraelsf.org, https://bethhamidrash.com, https://thetrugmans.com sitelerinden, Gözlem’in El Gid Para El Pratikante ve Yahudilik Ansiklopedisi kitaplarından derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün