Bir süredir Müslüman bir arkadaşımla her pazar ailecek kahvaltı yaptıklarını ve bunun onları nasıl yakınlaştırdığını konuşuyorduk. Bu hafta ben de hazır işten fırsat bulmuşken ailemle pazar kahvaltısı yapma kararı aldım. Pazar ailecek zaman geçirmek denilince sanırım en iyi örnek pazar ayinine ailecek giden Hristiyanlardır. Bu pazar da pek çoğu gibi Santa Maria Kilisesi aileler, eşler ve çocuklarla dolmuştu. Tam biz ailecek kahvaltı ederken ve huzurla çaylarımızı yudumlarken 2 kişi sadece kendilerinden farklı diye Tanrı’nın evinde cana kıydı. Hatta olayın derinlerine indikçe bunun planlı bir eylem olduğu bir terör örgütü tarafından yapıldığı da ortaya çıktı.
Bütün bu yaşananları duyduğumda çoktan evden çıkmış geziyordum. Hatta bir hayli de yoğun bir planım vardı. Ama haberi görür görmez tüm planlarımı iptal edip eve koştum. Hatta arkadaşlarımdan “Sana ne, seni ilgilendirmiyor, neden planı iptal ediyoruz ki?” sözlerini sıkça duyduğumu itiraf etmeliyim. Belki doğruydu, benim başıma gelmemişti ama biri sırf bir gruba ait diye öldürüldü ve bu ben de olabilirdim. Sanırım bu histen dolayı en güvende olduğuma inandığım yere, ailemin yanına gitme isteği uyandı. Yoldayken bir yandan haberlere bakıp bir yandan da Hristiyan arkadaşlarıma mesaj atmaya çalıştım. Haberlerde bilgiler çok sınırlı olduğu için uzun süre ne olduğunu anlamlandırmakta da zorlandım. Eve gidince günün geri kalanında olay hakkında bilgi edinmeye çalıştım.
Şu ana kadar öğrendiklerimiz saat 11 civarında, 2 silahlı şahsın Santa Maria Kilisesi’ne girerek her hafta ziyaret amaçlı kiliseye gelen Tuncer Murat Cihan’ın ölümüne neden olmaları ve saldırıyı DAEŞ’in üstlenmesi oldu.
Yetkililer olaya dair kınama mesajları atarken emniyet görevlileri ise soruşturmayı derinleştirmiş durumda.