40 yıllık yazar arkadaşım, komşum, sevgili Mario Levi’yi kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. 500 yıllık İstanbullu bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’u güzelliği ve sorunlarıyla, geçmişi ve bugünüyle, çok kültürlü tarihi ve inançlarıyla gerçekten seven, roman yazacak kadar iyi Fransızca, Ladino ve İspanyolca bilmesine karşın çok sevdiği anadili Türkçe yazmayı tercih etmiş Mario Levi, Türk Edebiyatı’na kazandırdığı eserleriyle hep yaşayacak.
Arkadaşı olarak onun mizah zekâsını, hâlâ oyun oynamayı seven neşesini, kızlarına sevgisini ve son yolculuğunda bayrağına sarıldığı Fenerbahçe sevgisini özleyeceğim.
Güle güle Mario...