Modern ve çağdaş sanata odaklanan, farklı disiplinlerden sanatçıların eserlerini sergilemeyi amaçlayan Ruzy Galeri, Esra Çevik tarafından kuruldu. Galeri ilk sergisinde ‘Uyandığımız Çağ’ ile usta sanatçı Ahmet Güneştekin’in resimlerini, özgün seramiklerini ve heykellerini ağırlıyor. Sergi, sanatçının çeşitlilik nosyonundan beslenen ve temelini hayal gücünün yüzey üzerindeki dönüşümlerinden alan yorumlamacı bir yöntemle çalıştığı eserlerini bir araya getiriyor. Galeri, sergi alanı dışında sanat ve kültür paylaşım yeri olmayı da hedefliyor.
‘İstanbul Kadar Güzel’ konserinde Kayahan şarkıları
İş Sanat, Türk pop müziğinin efsane ismi Kayahan'ın unutulmaz şarkılarını Emre Altuğ'un eşsiz yorumuyla ‘İstanbul Kadar Güzel’ konserinde bir araya getiriyor. Müzik dünyasının usta ismi Alper Kömürcü'nün aranjmanlarının yer aldığı özel konserin konukları ise İpek Açar ve Demet Sağıroğlu olacak. Sanatçılara 30 kişilik bir orkestra da eşlik edecek. Konser, 13 Mart akşamı İş Kuleleri Salonu'nda.
‘Ne İlyas Ne Cemşit’
Performistanbul, performans sanatçılarına alan açmaya devam ediyor. Dört senenin ardından Işıl Eğrikavuk’un ‘Ne İlyas Ne Cemşit’ adlı sergisi, 7-28 Mart tarihleri arasında Performistanbul’a konuk oluyor. Sergi, Cengiz Aytmatov’un aynı isimli kitabından uyarlanan ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filminden yola çıkıyor. Filmin sonunda sevdiği erkek İlyas ile iyi kalpli Cemşit arasında bir tercih yapmak zorunda kalan Asya’nın bu ikilemi temel bir mesaj veriyor. Asya’nın varoluşu, öz değeri, hayatta kalışı ve sevilme olasılığı bu seçime bağlı gibi. Eğrikavuk’un performatif fotoğraf işi ise Asya’ya üçüncü bir alternatif sunuyor. 7 Mart’ta gerçekleşecek olan sergi kapsamındaki canlı performans, iki performatif fotoğraf, bir video kesit ve performansın dokümantasyonu seçkiye eşlik ediyor.
Selma Gürbüz Sergisi Casa Botter’de!
İstanbul’un ilk art nouveau yapısı Casa Botter, Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde ve İrem Büşra Çoşkun’un asistan küratörlüğünde gerçekleşen olan ‘Solo Botter: Selma Gürbüz’ sergisine ev sahipliği yapıyor. 14 Nisan’a kadar sanatseverlerle buluşacak olan sergi, iki sene önce kaybettiğimiz Gürbüz’ün farklı dönemlerinden karakteristik çalışmalarını bir araya getirerek sanatçıyı ve onun bu eşsiz dünyasını hatırlatmayı amaçlıyor. Bu eşsiz imge dünyasının merkezinde kadın, doğa ve canlılar yer alıyor.
Evrim Demirel ile ‘Makamsız Project Feat Vasilis Saleas’ CRR’de
‘Makamsız Project’, besteci, piyanist Evrim Demirel’in Türk Müziği ve cazı bir araya getirdiği bir ‘Dünya Müziği’ projesidir. Murat Tırnak (nefesli çalgılar), Kağan Yıldız (kontrbas), Meriç Öztürk (trompet), Bekir Sakarya (vurmalı çalgılar), Yaman Hadi (vurmalı çalgılar) ve konuk sanatçı Vasilis Saleas’tan (klarnet) oluşan ekip, bu müzikal projeyi 7 Mart’ta CRR’de gerçekleştirecek. ‘Makamsız’, bir yanıyla 2000 yıllık antik-arkeolojik müzik tınılarını yansıtırken, diğer yandan çağdaş müzik anlamında yenilikçi ve özgün diliyle, kadim Anadolu geleneklerinden besleniyor.
Görkemli Prodüksiyonu ile II. Mehmet (Maometto II) Operası AKM‘de
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği II. Mehmet (Maometto II) Operası, 24 Şubat’ta Atatürk Kültür Merkezi – Türk Telekom Opera Salonunda yaptığı prömiyer ile sanatseverlerin hayranlığını kazandı.
Romantik dönem opera literatürünün en önemli bestecilerinden Gioachino Rossini ve librettist Cesare della Valle tarafından kaleme alınan, Türklerle ilgili operalar içindeki en önemlilerinden biri olma özelliğini taşıyor. Rossini'nin en yenilikçi ve iddialı operası olarak değerlendirilen eser, zengin orkestrasyonu ile dikkat çekiyor. Özenle planlanmış ama bir o kadar da karmaşık dramatik yapısında; siyasi entrika, komplo ve trajedi gibi melodram ögeleri taşımaktadır. Eserde, iki düşman arasındaki kahramanca çatışma öyküsü, imkânsız bir aşkın dramına dönüşüyor…
3 Aralık 1820 tarihinde Napoli’deki Teatro di San Carlo’da dünya prömiyeri yapılmış olan bu iki perdelik opera, Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahı olan ve İstanbul’un fatihi olan Fatih Sultan Mehmet’in Venedik Cumhuriyeti hâkimiyetindeki Eğriboz (Negroponte) adasının kuşatması (1470) sırasında âşık olduğu Anna’nın hikâyesini konu alır. Gerçek kimliğini bilmeden Fatih Sultan Mehmet’e âşık olan Venedikli Anna, babasına ve ülkesine olan sadakati ile Türk Sultanı Mehmet’e olan aşkı arasında bir seçim yapmak zorundadır.
Prömiyer gecesi, eserin orkestra şefliğini, dünyanın en prestijli opera evlerinin orkestra şefliğini üstlenmiş olan; barok ve belcanto müziklerini ustalıkla yöneten ünlü İtalyan orkestra şefi Alessandro de Marchi üstlendi.
Eserin görkemli rejisi ise, İtalya'nın zengin repertuvarına sahip dünyaca ünlü rejisörü Renato Bonajuto tarafından yapıldı. Eserin dekor tasarımı Zeki Sarayoğlu, kostüm tasarımı Gizem Betil, ışık tasarımı Ahmet Defne imzalı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi Korosunu Paolo Villa yönetiyor. Eserdeki koreografi ise Nil Berkan İmzalı.
II.Mehmet rolünde Burak Bilgili; Anna rolünde Gülbin Günay; Calbo rolünde Esen Demirci; Paolo Erisso rolünde Mert Süngü; Condulmiero rolünde Berk Dalkılıç; Selim rolünde Anıl Önder sahnedeydi.
Sanatseverlerin beğenisini kazanan ve ayakta alkışlanan eser 28 Şubat, 2-6 Mart, 2-4 Mayıs tarihlerinde, Atatürk Kültür Merkezi – Türk Telekom Opera Salonunda seyirciyle buluşmaya devam edecek.
Video link : https://we.tl/t-cfmapO5yCx