Şişli'de değişim umudu: TİP

Geçtiğimiz hafta Şişli Belediye Başkan Adayı Mehmet Tolga Bektaş, Türkiye İşçi Partisi olarak gazetemizi ekip arkadaşlarıyla ziyarete geldi. Ziyaretlerinden sonra meclis üyesi adaylarıyla bir söyleşimiz oldu.

Elda SASUN Toplum
13 Mart 2024 Çarşamba

Mahalle komşum, sevgili Tolga, bize biraz kendini ve üyelerini tanıtır mısın?

1975 Heybeliada doğumluyum. Öğretmen bir anne-babanın çocuğu olarak 1979’da Teşvikiye’ye geldik. Nilüfer Hatun, sonra da Nışantaşı Anadolu Lisesine devam ettim. İstanbul Üniversitesi Maden Mühendisliği, Karadeniz Teknik Üniversite İşletme Fakültesinde eğitim gördüm. Yayıncılık yaptım, sonra Teşvikiye’de çocuk yuvası işlettim. Şimdi aynı yerde bir organik bakkal işletiyorum. Siyasal çalışmalarım, üniversite zamanında başlamıştı. Yerel siyasetin içinde olmaya çalıştım ve bugün, yaşadığım bölge Şişli’nin yerel politikasının belirlenmesi üzerine TİP ile bir adaylık süreci gerçekleşti.

 

Neden bu partide olmayı seçtiniz?

M.T.Bektaş: Toplumsal dönüşümün yalnızca oy vererek, milletvekillerimizi meclise sokarak olacağını düşünmüyorum. Bunun haricinde, siyasetin sokakta, tarlada, fabrikada, sorunlarının çözülmesi için çaba sarf eden insanlarla birlikte olması gerektiğini düşünüyorum. TİP hem hayatın yaşandığı alanlarda hem de Ankara’da. Sözü net, demokratik bir cumhuriyet istiyoruz. Tüm halk ve renkleriyle beraberce, özgürce yaşadığı, birbirine tahakküm kurmadığı, laik, seküler bir cumhuriyet istiyoruz. Sağlık güvencesi, barınma hakkı hepimizin hakkı diyoruz. İnanç özgürlüğüne saygılı yaşam alanlarımızı büyütmeyi umut ediyoruz.

Sinan Çulhaoğlu: 1982 Ankara doğumluyum. Siyaset geleneğinden gelen bir ailem var. TİP’in son dönemlerdeki çıkışında hem genç hem de kucaklayıcı bir tavır alması benim açımdan çekici bir etken oldu. Yakın zamanda babamı (Metin Çulhaoğlu) kaybettim ve babamın manevi mirasını sahiplendim, böylece duygusal olarak da partiye yakınlaştım.

Nilüfer K.Yeğın: 70 kuşağıyım. Solcu bir ailede büyüdüm. İnsan biraz genlerine çekiyor. Kadın ve bir LGBT annesi kimliğiyle buradayım. TİP’te olma nedenlerimden biri de kadın-erkeğe verdiği toplumsal eşitlik. TİP cinsiyete bakmadan bunu en iyi yansıtan parti. Homojen biri değilim, partide çok çeşitlilik var; avukat var, öğrenci var. Beşinci sırada adayım ve TİP’te kendimi çok rahat hissediyorum.

Murat Karslıoğlu: 1972 Şişli doğumluyum. Halen burada doğduğum evde yaşıyorum. Son yıllarda reklamcılıkla uğraştım. 90’larda Boğaziçi Üniversitesindeydim. O yıllar kardeşçe, eşit, demokratik bir kampüs ortamı vardı fakat şu anda iktidar en çok Boğaziçi Üniversitesiyle uğraşıyor. Hiçbir zaman kendimi bir partiye tam ait hissetmedim. Son yıllarda TİP’in yaklaşımını daha iyi bir hayat, daha iyi bir toplum ve ülke bekleyen insanların hassasiyetine yaklaştığını hissettim. Hak, emek, özgürlük çok önemli şeyler; TİP bunlardan vazgeçmeden farklı kitlelerinin de duyarlılığını önemseyerek kucaklayan bir parti. Türkiye’nin gerçeklerini görerek kendi içerisinde bir değişim yakaladığını hissettim. Böylece, ‘partim’ diyebileceğim bir parti bulduğum için TİP’te yer almaya karar verdim. Etkinlere katıldım ve meclis üyesi adaylığım da bu kararlarımdan biri oldu.

Yerel seçimlerin merkezi sisteme etkisi ne olur?

M.T.B: Her şeyin, bir ağaç gibi kökünden başlayacağına inanıyorum. Ağacın kökü iyi ve sağlıklı olmadıkça meyvesi de iyi olmuyor. Bu kökler de mahallede yaşayan bizleriz. Komşularımız, hepimiz, çıktımız ya da meyvemiz ne olur, nasıl olmalı soruları da bununla ilgili. Bu mahalle nasıl işler, çocuk parkımız nerede olmalı, ücretsiz çocuk kreşleri nasıl olmalı, afet durumunda mahalle hazır olup kendine yetiyor mu? İşte bu köklerin meyvelerini verebilmek için sana, bana, tüm komşularımıza ihtiyaç var. Bir arada bir umut yaratırsak 270 bin kişilik bir ilçede bir hikaye değişirse, siyasetlerin üstünde bir ilgi olabilir. Böylece, “Şişli’de insanlar bir arada, bir şeyleri değiştirebilmişler. Şişli mutlu, ben de Şişli’de yaşamak istiyorum” der. İnsanlara her anlamda bir umutsuzluk hali yükselmiş vaziyette. Umuda ihtiyacımız var. Burası bir cazibe ve umut merkezi olabilir. Bu nedenle merkez siyasetini de etkilemek ve şekillendirmek istiyoruz. Önce kapımızın önünü, sonra Ankara’yı, sonra ülkeyi şekillendirelim. Vaatlerle değil, somut değişimlerle, biz de öğreneceğiz, biz dediğimiz şey de gelişecek, biz değiştikçe de hayallerimiz büyüyecek ve gerçekleşecek.

Şişli’nin anketleri ne durumda?

Son seçimlerde Şişli’nin dördüncü partisiydik, yüzde 8’e yakın oyumuz vardı. Belediye meclisine girmek için oyların yüzde 10’un üstüne çıkması gerekiyor. Şu anda yüzde 10’un üstünde bir potansiyelimiz olduğuna inanıyorum. Önemli olan, bu potansiyeli hayata geçirebilmek. Ana muhalefetin “oylar bölünmesin” propagandası maalesef işe yarıyor. Bilhassa CHP bunu bize karşı çok kullanıyor. Meclise bir milletvekili sokabilmek, işleyişinde çok şeye müdahale etmek anlamına gelebilir, böylece Şişli’nin yaşamında da birçok şey değişebilir. Bu oyları, emanet oylar diye adlandırıyoruz. Seçmenler, stratejik oy vererek asıl istediklerine oy vermiyorlar. Kendi seçimlerinden kendilerini alıkoyuveriyorlar. Bu sefer diyoruz ki “İnandığına oy ver. Gönlünden TİP geçiyorsa oyunu ona ver.” Arkadaşlarımız üç milletvekiliyle cumhuriyetin özgürlük mücadelesini veren meclisinin vekilliğini yapıyor.

Beklentileriniz nedir?

Muradımız hayal kurduğumuz bir Şişli için yerel yönetimi almak. Şişli çok zengin bir ilçe. Arazileri büyük rant ediyor. İmar değişiklikleri korkutucu bir yön almış durumda. Bunların durması için talibiz. Bölge rant alanlarında kentsel dönüşüme kurban gitme ihtimali var. Kentte barınma hakkımızı savunmak için TİP’teyiz. Kentin içerisinde mekan olmazsa ne olur? Sen, ben, komşular olmaz. Burası sadece barlar, kahveler, iş yerleri diyarı olur. Mahalle bir çöküntü alanına dönüşüyor. Halk, komşular mahalleyi terk eder ve burası otel gibi günübirlik kullanılan bir yaşam alanına dönüşür. Buna mülkiyetin el değiştirmesi ve çöküntü alanı diyoruz. Kentsel dönüşümle ahaliyi değiştirmeye çalışıyorlar.

Ayrıca gıda politikaları var; kibutzlar gibi şehrin dışında tarım yapılacak arazilerimiz olmalı. Gıda ve tarım, iyi beslenme gerçek bir sorun; yüksek fiyatlar hepimizin sorunu. Afet yönetimi, güvenli yaşam, iyi eğitim, kamusal sağlık ve iyi yaşam standartları için yönetime talibiz.

Meclis üyesi, Av.İlke Acar: Kurtuluşluyum. Mahalle kültürünün anlamını iyi biliyorum. Bomonti’deki yeni plazalarda komşuluk ilişkisi olmadığını, esnafla iletişim kurulamayan yapı tarzını görüyoruz. Şişli’deki belediye seçimi örgütlenmesine ve komşularımıza güveniyorum. Kentsel hafıza ve mahalle kültürünü, farklı kültürlerin bir arada yaşamasını koruyacağız. Değişim ve değişmek şart.

***

Bu söyleşi vesilesiyle aramızdan 100 yaşında ayrılan Moris Gabbay’i anmak istedim. Gabbay yaşamı için hazırlanan belgeselde şöyle anlatılmıştı: “Üniversiteye başladığında ‘artık bir şeyler yapmak gerekir’ anlayışıyla Türkiye Sosyalist Partisi, Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi’nde çıkış yolu arayan Gabbay, Mehmet Ali Aybar’ın teşvikiyle Türkiye İşçi Partisi’ne katılır ve partinin pek çok kademesinde görev alır. İşçi Partisi’ne katılmasını, ‘Yaşamımın en güzel günlerini partide geçirdim. 15 sosyalist milletvekilini TBMM’ye yolladık’ dediği, kendini nihayet ‘öteki’ gibi hissetmiyorum dediği yıllarıdır.”

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün