Okuyacağınız röportajda İzmir ile yurt dışında yaşayan bir grup Yahudi genç olarak Yahudilik eğitiminin farklı yönlerini Türkçe dilinde dijital alana taşımak amacıyla başlattığımız Despertar EDU projemizin ´Yahudilikte Çoğulculuk´ odaklı bir çalışmaya nasıl evrildiğinden bahsedeceğim. Soruları daha önceden oluşturduğum içeriklerle soru havuzlarından da faydalanan ChatGPT Plus ile Google Gemini sordu, ben de elimden geldiğince yanıtlamaya çalıştım.
Ceki hoş geldin, seni tekrar bu sayfada görmek güzel. En son 17 Ocak tarihli Şalom Gazetesi’nde ‘Despertar EDU: 21. yüzyılda İzmir’de Yahudi Olmak’ başlıklı bir yazı yazmıştın. Arada geçen sürede Despertar EDU çalışmalarında ne gibi gelişmeler oldu? Bizimle paylaşır mısın?
Hoş bulduk. O yazıyla ilgili İzmir’in yanı sıra İstanbul ve yurt dışındaki Şalom okurlarından da aldığım olumlu geri dönüşler beni biraz da olsa umutlandırdı. Aradan geçen üç aylık sürecin bir aylık dilimini ABD’nin farklı kentlerindeki müzeleri gezerek, çeşitli eğitim kurumlarını yakından inceleyerek değerlendirdim. Yine o yazıda kısaca bahsettiğim Viyana ziyaretiyle başlayan Central European University’deki (CEU) Avrupa Yahudi Kültür Mirası dersinin online buluşmalarla ve ödevlerle geçen 12 haftalık programının kapanışı için bu hafta Budapeşte’deyim.
Budapeşte çok güzel şehir… Son 2-3 yıllık zaman diliminde hatırladığımız kadarıyla Frankfurt, Berlin, Varşova, Krakow, Viyana, Barcelona, Tel Aviv, Kudüs ve ABD kentlerindeki Yahudi müzeleri, Yahudi toplum merkezleri ve kültür mirası kurumlarına çok sayıda ziyaretin oldu. Online seminer ve konferanslara da sık sık katılıyorsun. Önümüzdeki aylar için başka ziyaret planların var mı?
Evet, yaz döneminde Londra ve Stockholm’de olan iki programdan haber bekliyorum. Odak noktam Avrupa’daki Yahudi diasporası olduğu için fırsat buldukça Avrupa şehirlerindeki konferanslara gitmeye ve etkinlikleri yerinde görmeye çalışıyorum. Gittiğim etkinliklerin kimisi Yahudi Kültür Mirası üzerineyken bazıları da Yahudi topluluklarının bugünü ve yarınının tartışıldığı seminer ve konferanslar oluyor. Özellikle pandemi döneminde başlayan online seminer ve eğitimler de yine Avrupa başta olmak üzere dünyanın farklı noktalarından çok sayıda eğitimciyi, Yahudi topluluklarıyla çalışan profesyonelleri ve uzmanları bir araya getiriyor.
Yapay zekâ araçları bu alandaki çalışmaları nasıl etkiledi?
Kişisel olarak benim için devrim niteliğinde diyebilirim. Son dönemde ChatGPT Plus ile Google Gemini Advanced başta olmak üzere yapay zekâ araçlarının Yahudilik eğitiminde eğitsel materyal üretmesi, mevcut içerikleri farklı formatlarda çeşitlendirme süreçlerime deyim yerindeyse çağ atlattı. Beni asıl heyecanlandıran ise bu araçlarla olan günlük etkileşimimizde daha yolun çok başında olduğumuzun dev teknoloji firmaları ve start-up camiası tarafından her hafta yeni ürün duyuruları ile bizlere hatırlatılması. Yapay zekâ alanındaki gelişmelerin ekonomiye, iş dünyasına ve günlük yaşamımıza olan etkisini ve yakın gelecekteki olasılıkları konunun uzmanlarına bırakmam daha doğru olur.
Kendi uzmanlık alanım olan eğitsel içerik geliştirme ve farklı yaş gruplarındaki insanlara bu içeriklerin fiziksel ve online platformlarda aktarılması hususunda son bir yıldır yeni bir dönem başladığını görüyorum. Yirmi yıl kadar önce onlarca ciltlik ansiklopedilerin yanına Wikipedia gibi açık kaynaklı dijital platformların katılması, binlerce yıllık mazisi olan fiziki kütüphanelerin yanına dünyanın herhangi bir noktasından ulaşabildiğimiz e-kütüphanelerin de eklenmesi gibi fizikselle dijitalin harmanladığı bir çağa dijital asistanlar hatta iş arkadaşları ekleniyor.
Ne var ki gerek akademi dünyası gerek iyi isimli okulların bu gelişmeleri takip etme konusunda sokaktaki vatandaşlar kadar zorlandıklarını gözlemliyorum.
Bu anlattıklarına biraz daha somut örnekler verebilir misin? İçerikleri nasıl oluşturuyorsun? Doğrudan bizlere mi soruyorsun?
Elbette, öncelikle diyebilirim ki Yapay Zekâ araçları eğitim alanında yeni bir bilgi üretmiyor. İçeriği yine insanlar üretiyor. Binlerce yıldır birikmiş külliyatı benim gibi sıradan insanlarla kıyaslanamayacak hızda tarıyor, derliyor ve sonuçlandırıyor. Ancak bunun için onu kullanan insanın da onun dilinden, davranışlarından anlaması gerekiyor. Bu bir insan-makina takım çalışması.
Yahudilik eğitimi özelinde de her ne kadar çeşitli İngilizce internet sayfalarının bu konuda gayet zengin içeriklere sahip olduğunu söylesem de nitelikli ve derinlemesine içerik denildiğinde benim açımdan iki bilgi edinme kanalı ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki, tarih boyunca olduğu gibi hiçbir zaman vazgeçmememiz gerektiği kitaplar ve diğer yazılı materyaller. Yazılı materyallere göre insanlık tarihinde çok daha yakın zamanlarda ortaya çıkmış olan video ve ses teknolojisi de diğer önemi bilgi edinme kanalım. Birbirinden renkli ve ilgi çekici eğitsel videolara sahip YouTube kanalları da aynı şekilde. Unutmamak gerekir ki bu kitap ve videoların içeriklerin oluşturulmasında hayatta olan ve olmayan binlerce kişinin emeği var. Ve bu kişiler aynı dönemde yaşamadılar. Bugün hayatta olanların da herkesi tanıması, birbirleriyle tanışması imkânsıza yakın.
İşte yapay zekâ araçları bu bilgileri bir araya getirmek ve hedef kitledeki insanlara uygun formata getirmek amacıyla çocukluğumdan beri hayalini kurduğum fırsatları ekranlarımıza taşımış oldu. Şimdiki gençler ekransız, cihazsız bir teknolojik formatın da eğitim hayatımıza gireceği günleri görecekler mi bilmiyorum ama şu an gelinen seviye bile yetişkinler için heyecan verici! Düşünsenize! Bu yazıyı bile sizlerle birlikte çalışarak oluşturdum. Ve bu yazıyı yine sizlerin desteğiyle onlarca dile bir tuşla çevirebiliyorum, seslendirebiliyorum, hatta videoya aktarabiliyorum. Pardon, sizlerin düşünemediğini bir an unutmuşum. Biz insanlar da unutuyoruz işte. Hepimizin eksik tarafları var.
Bize röportaj için iletmiş olduğun yazı karakter limitini de düşünerek dilersen yazının başlığında yer alan ‘Çoğulcu Yahudi Olmak’ konusuna gelelim. İngilizce olarak arama yaptığımızda ‘Jewish Pluralism’ gibi kavramlar, kitaplar karşımıza çıkıyor. Ama internet taramamızda Türkçe pek bir içerik bulamadık. Bu konuda neler söylemek istersin?
Bir yandan eğitim ve sivil toplumda dijitalleşme üzerine profesyonel hayatımı dijital göçebe olarak geçirirken öbür yandan Yahudi diasporasının bugünü üzerine akademik alanda uzmanlaşmayı hedefliyorum. Dolayısıyla bu konu akademik ve sosyal hayatımın da çok önemli bir parçası.
2020-2023 yılları arası Despertar İzmir projesini yaparken merkeze aldığımız kavramlar toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsayıcılık ve çeşitlilikti. İngilizce olarak belirtirsek ‘gender equality, inclusivity and diversity’. Bu kavramların yanı sıra şimdi de çoğulculuk kavramını ekliyoruz.
Türkçe çoğulculuktan bahsettiğimde birçok kişi çeşitlilik kelimesi yerine neden bu kelimeyi tercih ettiğimi soruyor. Bu arada sorunuzdaki bir noktayı düzelteyim. Yahudilikte ‘çoğulculuk’ konusunda yazılmış Türkçe makaleler internette bulunabiliyor. Doğru anahtar kelimeleri kullanmanız gerekiyor. Ne var ki bu tür bilgiler günlük hayatta, medyada karşımıza çıkmıyor. Daha doğrusu çıksa bile Türkiye Yahudi Toplumuna yabancı kavramlar olarak bahsediliyor. Haksız da sayılmazlar çünkü hem Türkiye’deki hem de genel olarak Sefarad topluluklarında da tarihsel olarak böyle bir bakış açısı olmamış.
Reform, Masorti (Conservative), Ortodoks, Yeniden Yapılanmacı (Reconstructionist) gibi başlıkları genelde ABD’de duysak da aslında günümüzde Avrupa Yahudi topluluklarıyla İsrail’de de bu çeşitliliği görmek mümkün.
Bu çeşitlilik ve çoğulculuk konusunu biraz açar mısın? Türkçede azınlık-çoğunluk, az-çok gibi kavramlar yaygın da çoğulculuk konusunu sen nasıl ele alıyorsun?
Bence bu soruya sizler benden daha iyi cevap verebilirsiniz. En iyisi ben size özelden sorayım sonra da buraya kendi cevabımmış gibi yazayım. Umarım sizler için de sorun olmaz.
Çeşitlilik bir toplumda mevcut olan farklı özelliklerin geniş yelpazesini ifade eder. Çoğulculuk, toplumdaki çeşitliliği kabul etme ve kucaklama anlayışıdır, yani farklı kimliklerin, görüşlerin ve yaşam tarzlarının bir arada saygıyla var olmasını destekler. Bu iki kavram birbirine bağlıdır; çoğulculuk, çeşitliliğin korunması ve olumlu bir şekilde yönetilmesi için gerekli bir yaklaşımdır. Çeşitlilik, bir toplumun zenginliğini temsil ederken, çoğulculuk bu zenginliğin barışçıl ve üretken bir şekilde bir arada yaşamasını sağlar.
Yahudilikte çoğulculuk tarih boyunca vardı. Modern dönemde yeni akımlarla daha da arttı. Benim özellikle odaklandığım alansa günümüzde dünyadaki tabloyu anlamak ve ilgili herkese Türkçe olarak ulaştırabilmek.
Aslında bu dediğini nasıl yapacağını da detaylı olarak anlatmanı isterdik. Belki ileride bir devam röportajı yaparız. Kusura bakma senin verdiğin kelime limitinin sonlarına geliyoruz. Bize son olarak bu konu özelinde önerebileceğin ve aslında tam da bunu Türkiye’de herkese anlatmak istiyoruz dediğin bir kitap var mı?
Evet. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki kendimi yakın hissettiğim Yahudilik hareketi Avrupa’da da yayılan ve kadın hahamların da aktif görev aldığı Masorti Yahudiliği. Kendimi Türkiyeli Sefarad Yahudi olarak tanımlasam da Ortodoks Yahudiliğe ait hissetmediğim ve bunun zorlamayla olamayacağını vurguluyorum. Çoğulculuk işte Türkiye’de de farklı alt grupların olabileceğinin dillendirilebilmesi ve kişisel, grupsal aidiyet seçimlerimize saygı gösterilmesine vurguda bulunuyor.
Kitap konusuna gelirsek, bu aralar her boy tabletimde benimle seyahat eden bir başucu kitabım var. Türkçeye ‘Yahudi Topluluğu 21. Yüzyılda Nasıl Gerçekten Çeşitli ve Kapsayıcı Olabilir?’ olarak çevirebileceğimiz 2021 yılında çıkmış İngilizce bir kitap. İsterseniz bu kitap özelinde başka bir zaman röportaj yapabiliriz. Hem o zaman Despertar EDU’yu da daha iyi anlamış olursunuz.
Teşekkürler. Bir başka röportaj için tekrar yazışmak dileğiyle…