“Uzayda birçok kez, Dünya´nın dışında, gezegenimizi ziyaret eden başka varlıklar olduğuna dair kanıtlara tanık oldum. Ancak bu gerçeği paylaşmak, şu anda bazı kesimler için çok zor olabilir.” Edgar Mitchell
Sonsuz bir evrende, insanlık yalnız mı? Belki de değil. Antik efsanelerden çağdaş bilim kurguya kadar, insanlar daima gökyüzüne bakıp, “Bu koca evrende yalnız biz mi varız?” diye sormuşlardır. Şimdi ise bu soru daha da yoğunlaşmış durumda, yalnız olmadığımıza dair kanıtlar unuttuğumuz bir gerçeği hatırlamamızı istercesine her yerde karşımıza çıkıyor. Gökyüzü de bu noktada boş durmuyor! 21 Nisan 2024'ün astrolojik olarak önemli bir tarih olduğu ifade ediliyor çünkü bu tarihte Jüpiter ve Uranüs gezegenleri Boğa Burcunda kavuşuyor. Yalnızca 14 yılda bir gerçekleşen bu kavuşum, kolektif bilinçte çığır açan değişimlerin sinyalini veriyor. Jüpiter büyümeyi, fırsatları ve varoluşun daha geniş yönlerini sembolize ederken, Uranüs uzay, teknoloji, ani değişimleri ve devrimleri temsil ediyor. İstikrar ve maddi kaynaklarla ilişkilendirilen bir burç olan Boğa Burcundaki kavuşumları, teknolojik, maddi ve sosyal reform dalgası olarak ortaya çıkabilecek yaklaşan dönüşümleri akla getiriyor. Gökyüzü ayaklarımızı yerden kesmeye hazırlanıyor gibi görünüyor. Bu olayın sadece astrolojik etkileri değil, aynı zamanda uzaylılarla ilgili kültürel ve bilimsel spekülasyonlar üzerinde de etkisi olabilir diye düşünüyorum.
Ve tam da 21 Nisan kavuşumundan bir ay önce Netflix’te 21 Mart 2024 tarihinde Brad Pitt’in de yapımcılığını üstlendiği bir dizi yayınlandı. Dizimizin adı ‘3 Cisim Problemi’. ‘3 Cisim Problemi’ romanı, Çinli yazar Liu Cixin tarafından yazılmış bir bilim kurgu eseri. Roman, insanlığın dünya dışı bir medeniyetle temas kurmasını ve bu temasın yol açtığı olayları ele alıyor.
Hikâye, bir grup bilim insanının dünyaya doğru ilerleyen bir uzaylı istilasını keşfetmesiyle başlar. Bu uzaylılar, insanlıkla iletişime geçmek için VR teknolojisinin kullanıldığı gizemli bir oyun teorisini kullanır. Dünyanın kaderi, insanlık tarihindeki en büyük soruları ve dünya dışı zekâ ile olan etkileşimlerin derin anlamını sorgulayan bu oyunun sonucuna bağlıdır. Bu uzaylı ırk ise San-Ti’lerdir. San-Ti’ler, Trisolaris gezegeninin zorlu yaşam koşullarına adapte olmuş ve teknolojik olarak gelişmiş bir ırktır. Şimdi ise gezegenleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Her ne kadar Liu Cixin'in ‘3 Cisim Problemi’ romanının uyarlaması olan dizi, geleceğe dair bir sorgulama gibi görünse de, aynı zamanda insanlığın geçmişini de gözden geçirmemizi sağlıyor. Gelecek mi, geçmiş mi? Belki de ikisi de birden. Roman, sadece bir bilim kurgu hikâyesi değil, aynı zamanda insanlığın sonsuz merakının bir yansıması. Çünkü dünya tarihindeki uzaylılarla temas konusu yeni değil.
Dünya tarihinde insanların uzaylılarla temasa girdiğine dair kültürel, mitolojik veya tarihi bilgiler kaydedilmiştir. Bu kayıtlar genellikle mitolojik veya dini hikâyelerde bulunabilir ve farklı kültürlerde çeşitli formlarda ortaya çıkar. İşte bazı örnekler:
Dünyanın farklı kültür ve coğrafyalarında birbirine benzer bu hikayeler karşımıza çıkarken peki, sizce dünya tarihinde gerçekten de uzaylılarla temas oldu mu? Yoksa bu sadece efsanelerde mi var? Gökte ne varsa yerde o vardır prensibine uygun bir şekilde astrolojik işaretler dönüşümü işaret ederken aynı dönemde yayına giren ‘3 Cisim Problemi’ dizisi bize kurgudan öte bir gerçeği anlatıyor olabilir mi? Veya dizi bizi olması muhtemel bir temasa hazırlıyor olabilir mi? Ne dersiniz?