Antisemit hakaret içeren ifadeler bazı kampüslerde yetkilileri harekete geçirirken, Boston´daki Northeastern Üniversitesi´nde "Yahudileri öldürün" ifadesinin kullanıldığı protestoda 100 gösterici tutuklandı.
İsrail-Hamas savaşını protesto eden Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı öğrenciler, geçtiğimiz hafta sonu da ABD genelindeki kampüslerde gösterilerini sürdürmeye devam ederken, bazı üniversiteler protestocuların antisemit davranışta bulundukları haberleri üzerine kampları kapatmak için harekete geçti.
Gazze’de kayıplar devam artarken, ABD genelinde İsrail karşıtı protestocular, okulların İsrail ile finansal bağlarını kesmelerini ve savaşa destek olduklarını belirttikleri şirketlerden yatırımlarını geri çekmelerini talep ediyor. Bazı Yahudi öğrenciler ise protestoların antisemitizme dönüştüğünü ve kampüse ayak basmaktan korkmalarına sebep olduğunu ifade ediyor.
Geçtiğimiz cumartesi erken saatlerde çevik kuvvet polisleri Boston'daki Northeastern Üniversitesi kampüsündeki bir protesto kampını temizledi. Massachusetts Eyalet Polisi yaklaşık 102 protestocunun tutuklandığını ve bu kişilerin 'izinsiz girme ve usulsüz davranışla' suçlanacaklarını açıkladı. Protestocular tutuklanmadan önce dağılmak için kendilerine yaklaşık 15 dakika süre verildiğini söyledi.
Temizlik görevlileri çadırları söküp kamp alanındaki çöpleri toplarken, kamp kurulan bölgedeki onlarca kişi "Çocukları Bırakın" diye bağırarak İsrail-Hamas savaşına karşı sloganlar attı. Bu kişiler geçen polis arabalarını yuhaladı ve kamp bölgesinde nöbet tutan polislerle alay ettiler.
Okuldan yapılan açıklamada, iki gün önce başlayan gösteriye "okulla hiçbir bağlantısı olmayan profesyonel göstericilerin sızdığı" ve "Yahudileri öldürün" ifadesi de dahil olmak üzere birçok antisemit küfür ve hakaretin kullanıldığı ifade edildi.
Üniversitenin X platformunda yayınladığı açıklamada, "Kampüsümüzde bu tarz bir nefrete tahammül edemeyiz" denildi.
Özgür Filistin için Huskie'ler (Huskies for a Free Palestine) öğrenci grubu, üniversitenin X platformu hesabında karşılık olarak yazdığı itirazında, bu hakaretlerin sorumlusunun karşıt protestocular olduğunu ve öğrenci göstericilerin hiçbirinin "iğrenç nefret söylemini tekrarlamadığını" belirtti.
Protestoya katılan öğrenciler, bir karşıt protestocunun nefret söylemi başlatmaya çalıştığını söyleyerek, aktivitelerinin aslında ülke genelindeki diğer birçoğu gibi barışçıl olduğu ve Gazze'deki 'soykırım' olarak tanımladıkları duruma ve üniversitelerin bu konudaki suç ortaklıklarına dikkat çekme amacında olduğu konularında ısrar ettiler.
Pennsylvania Üniversitesi de geçtiğimiz cuma günü Northeastern gibi bir önlem aldı. Geçici müdür J. Larry Jameson, durumun üniversitenin tesis politikasını ihlal ettiğini söyleyerek Batı Philadelphia kampüsündeki protesto kampının dağıtılması çağrısında bulundu. Buna rağmen 40 civarında çadır cumartesi sabahı hala yerinde duruyordu.
Jameson açıklamasında, bazı protestocuların "taciz edici ve korkutucu ifade ve davranışlarının" okulun açık ifade kurallarının yanında hem eyalet kanunlarını hem de federal kanunları ihlal ettiğini söyleyerek, bir heykelin antisemit yazılarla vandalizmi konusunun "özellikle kınanması gereken bir olay olduğunu ve bunun bir nefret suçu olarak soruşturulacağını" ekledi.
Bir grup öğretim üyesi ise geçtiğimiz cumartesi günü üniversite başkanının e-postasından çok rahatsız olduklarını belirterek, "gösteriye katılan ve gösteriyi izleyen öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından kendilerine yöneltilen asılsız iddialar" içerdiğini söylediler.
Üniversitenin Amerikalı Üniversite Profesörleri Birliği Bölümü ise açıklamasında "Jameson'ın açıklaması normal olarak her iki tarafa karşı güçlü duygular içeren, ancak bildiğimiz kadarıyla kampüsümüzdeki bireylere yönelik herhangi bir fiili şiddet veya şiddet tehdidi içermeyen bir savaş karşıtı protestonun genel doğasını yanlış tanımlıyor" dedi.
Protestocu öğrenciler, Hamas'ın İsrail'e karşı gerçekleştirdiği ve teröristlerin çoğu sivil yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdüğü, 250 kişiyi ise rehin aldığı 7 Ekim saldırısının tetiklemiş olduğu Gazze'deki savaşa dikkat çekmek istediklerini belirtiyor. İsrail'in Hamas'ı bölgenin yönetiminden almak amacıyla başlattığı harekatın, Hamas yönetimindeki Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 34 bin Filistinlinin ölümüne sebep olduğu söylenmekte. Bu sayı bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanamıyor. İsrail ise askeri kuvvetlerinin 13 binin üzerinde terörist öldürdüğünü açıklıyor.
Uluslararası yardım kuruluşlarının ifadesine göre, savaş aynı zamanda nüfusun yaklaşık yüzde 80'ini evinden etti ve yüz binleri kıtlığın eşiğine getirdi.
İsrail ve destekçileri protestoları antisemit olarak nitelendirirken, İsrail'i eleştirenler ise İsrail'in bu tür iddiaları muhalifleri susturmak için kullandığını söylüyor. Bazı protestocular antisemit ifadelerde veya vahşi tehditlerde bulunurken kameralara yakalanmış olsalar da, aralarında bazı Yahudilerin de bulunduğu protesto organizatörleri, bunun Filistinlilerin haklarını savunmayı ve savaşı protesto etmeyi amaçlayan barışçıl bir hareket olduğunu iddia ediyor.
Protestocuların tüm Amerika'da Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı gösterilere ilham kaynağı olduğu Columbia Üniversitesinde kamp kuran öğrenciler, geçtiğimiz cuma günü yöneticilerle bir çıkmaza girdiklerini ve protestolarına devam etmeye niyetli olduklarını söylediler.
Üniversite senatosu, geçen hafta protestoyu kaldırma çabasıyla kampüste polisi görevlendiren üniversite yönetiminin liderliğini incelemek üzere bir görev grubu oluşturma kararını geçtiğimiz cuma günü kabul etti. Polisin kampüse girmesiyle, protestocularla aralarında arbede çıkmış ve yüzün üzerinde kişi tutuklanmıştı.
Columbia Üniversitesi, kamp kuran protestocuları kampüsten çıkarmak için defalarca tarih belirlemesine ve sonrasında bu tarihi geriye çekmesine rağmen, geçtiğimiz cuma günü öğrencilere "polisin şu anda geri getirilmesinin ters etki yaratacağını" söyleyen bir e-posta gönderdi.
Protestolar, ABD yönetiminin de gündeminde… Bu protestoların önemli olduğunu anladıklarını belirten Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, ancak gösterilerin barışçıl kalması gerektiğini vurguladı. Basına açıklamalarda bulunan Kirby, Beyaz Saray'ın protestolara yönelik tutum konusundaki kararı yerel yetkililere bıraktığını ifade etti.
"Barışçıl protesto hakkına kesinlikle saygı duyuyoruz" diyen Kirby, "Ancak son günlerde duyduğumuz antisemit dili ve nefret söylemi ile şiddet tehditlerini kesinlikle kınıyoruz" şeklinde konuştu.
Farklı üniversitelerde son durum
St. Louis kentindeki Washington Üniversitesi, kampüste süren gösterilere ilişkin açıklama yaptı.
Polisin 80'den fazla kişiyi gözaltına aldığını belirten üniversite yönetimi, kampüste kamp kuran öğrencilerin "niyetlerinin iyi olmadığı ve tehlikeli olabileceklerini" belirtti.
Güney California Üniversitesi (USC), "bir kargaşa nedeniyle" kampüste yaşayanlar hariç kampüsün herkese geçici olarak kapatıldığı açıklandı.
Gösterilerde şu ana kadar yaklaşık 100 kişinin gözaltına alındığı USC mayıs ayındaki mezuniyet töreninin yapılmayacağı belirtilmişti.
Arizona Eyalet Üniversitesi, 15'i öğrenci 72 kişinin, "izinsiz kamp kurdukları" gerekçesiyle gözaltına alındığını belirtti.
New York Times'ın haberine göre üniversitelerdeki gösterilerde 18 Nisan'dan bu yana 800'den fazla kişi gözaltına alındı. Birçok kişinin kısa bir süre sonra yeniden serbest bırakıldığı, ancak bazı göstericilerin daha sonra derslere veya kampüse girmelerine izin verilmediği belirtiliyor.