Riyad´da yaşayan diplomatlar ve insan hakları gruplarının temsilcilerine göre, 7 Ekim saldırıları ardından gelen süreçte yaşanan güvenlik endişeleri sebebiyle tutuklananlar ve sosyal medya hesabı kapatılanlar arasında devletin ´2030 Vizyonu´ adlı ekonomi planında görevli bir yetkili de bulunuyor.
Bloomberg’de yayınlanan habere göre, İsrail ile Hamas arasında savaş sürerken, Suudi Arabistan İsrail’i eleştiren ve Filistin yanlısı görüş bildiren sosyal medya mesajları paylaşan kişilerin hesaplarını kapatmaya ve göz altına almaya başladı.
Kulislerde, Filistin’in bağımsız bir devlet olması şartı karşılığında İsrail ile kurduğu diplomatik ilişkinin devamını sağlayabilmek için bu eylem dalgasını gerçekleştirdiği konuşulan Suudi Arabistan hükümetinin, normalleşme sürecine bağlılığını göstermek için Filistin karşıtı görüşleri susturmaya çalıştığı da söyleniyor.
Diğer yandan bu tutuklamalar, Suudi Arabistan’da zaten konuşma özgürlüğü ve politik görüş bildirme konusundaki yasakların daha da altını çiziyor.
Riyad’da ikamet etmekte olan diplomat ve insan hakları grupları yetkilileri son günlerde artan tutuklamaların, 7 Ekim sonrasındaki ortamda giderek artan güvenlik endişeleriyle ilgili olduklarını, ulusal güvenlik tehdidine karşı bir önlem alındığını düşündüklerini dile getiriyorlar.
Yetkililerin Gazze’deki savaşla ilgili tahrik edici olarak nitelendirdikleri mesajları paylaşan kişileri hedef alan tutuklamalar için mesajlar ve paylaşımlarda on sene öncesine kadar gidiliyor. Tutuklananlar arasında hükümetin 2030 Vizyonu adını verdiği ekonomi planında görev alan bir yönetici, İsrail’in asla affedilmemesi gerektiğini beyan etmiş bir medya kişisi ve Amerikan hızlı tüketilen gıda zincirlerine boykot çağrısı yapan bir vatandaş da bulunuyor.
Halen İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını şiddetle kınayan açıklamalar yapan Suudi Arabistan yönetimi, ateşkes çağrısını her fırsatta yeniliyor. Diğer yandan İsrail ile ilişkilerinin ılınması için çaba harcama vaadi vermiş olan Riyad’da, Prens Muhammed bin Salman yönetimindeki hükümetin muhalif görüşlerini paylaşan vatandaşların tutuklanmalarına izin vermesinin, prensin İsrail ile normalleşme yolunda ne kadar kararlı olduğunu gösterdiği belirtiliyor.
Normalleşme görüşmeleri, ilerlemeyi sekteye uğratan 7 Ekim olaylarından önce, ABD’nin girişimi ve aracılığında gerçekleşmişti.