İzmir'in eski Yahudi mezarlıklarının ortak kaderi…

Toplulukların herhangi bir bölgedeki varlığının en önemli kanıtı olan mezarlıklar ve mezar taşları, arşiv verisi niteliği taşır. Dolayısıyla, en önemli ve en değerli kültürel ve tarihi varlıklar olarak koruma altına alınmalıdırlar...

Toplum
8 Mayıs 2024 Çarşamba

Siren Bora

Saraybosna'da bulunan ve 3500 mezar taşına sahip tarihi Yahudi Mezarlığı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Bu mezarlıktaki en eski mezar taşı 1650 tarihli. Dikkatinizi çekerim, Gürçeşme Yahudi Mezarlığı’nda saptadığım en eski mezar taşı ise 1644 tarihlidir. Öte yandan, Ahlat'ta bulunan eski Urartu ve Osmanlı mezar taşlarının UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması için, halen Adaylık Dosyası hazırlanıyor.
Tarihi ve kültürel miras olarak nitelendirilen somut eserler,  mezarlık arazileri değil, “mezar taşlarıdır”. Şu anda, İzmir Gürçeşme Yahudi Mezarlığı'nda 2500 mezar taşı mevcut.
En eskisi 1644 tarihli olan bu mezar taşlarının büyük bir bölümü Bahribaba İzmir Yahudi Mezarlığı'ndan (Maşatlık) getirilmiştir. Gürçeşme Yahudi Mezarlığı'ndaki mezar taşları İzmir Liman Kenti UNESCO Dünya Mirası adaylık dosyasında mutlaka yer almalıdır. Ya da Türkiye Musevi Cemaati, söz konusu mezar taşlarının UNESCO Dünya Kültür Mirası envanterine dahil edilip koruma altına alınmasını sağlamak amacıyla, tek başına, ‘müstakil bir adaylık dosyası’ hazırlamalıdır…

Antik dönemden beri İzmir’de var olan İzmir Yahudilerinin[1] bugün bilinen en eski mezarlığı, Değirmendağı üzerindeki Bahribaba Yahudi Mezarlığı (Maşatlık). Mezarlığın kuruluş tarihine ilişkin pek çok arşiv verisi ve harita mevcut[2]. Osmanlı döneminde İzmir Yahudi Cemaati’nin kuruluş aşamaları 1590’larda başladı. İzmir Yahudi Cemaati’nin kuruluş tarihi ise, 1605 - 1610 yılları arasıydı[3]. Bahribaba Yahudi Mezarlığı’ndaki mezar taşlarının tümüne ulaşma olanağımız yok. Mezar taşlarının ancak bir bölümü Gürçeşme Yahudi Mezarlığına taşındı. Diğer mezar taşları ise, tahrip edildi, bu alanda inşa edilen yapılarda yapı taşı olarak kullanıldı ve hala toprağın altında keşfedilmeyi bekliyor[4]. Bugün mezarlık arazisi üzerinde, iki müze, eski İzmir Gureba-i Müslimin Hastanesi’nin (yeni Diş Hastanesi) bir bölümü, Karataş Kız Lisesi ve pek çok konut yer almakta. Bu arazi, Karataş ve ötesinin imara açıldığı 1865 tarihinden itibaren yerel idarenin ve işgal döneminde İzmir Yunan İşgal Komiserliği’nin taciz ve tecavüzüne maruz kaldı[5]. Bu yüzden en eski mezarlığa ait elde bulunan en eski mezar taşı, 7 Aralık 1644 tarihli. İsrael Galiko’ya ait ve Gürçeşme Yahudi Mezarlığında[6]. Böylece, İzmir Yahudilerinin tarihine ilişkin önemli bir arşiv verisi de korundu. Toplulukların herhangi bir bölgedeki varlığının en önemli kanıtı olan mezarlıklar ve mezar taşları, arşiv verileri niteliği taşır. Dolayısıyla, en önemli ve değerli kültürel ve tarihi varlıklar olarak koruma altına alınmalıdırlar[7]...

Aydın Vilayet Yönetimi’nin Değirmendağı ve ötesindeki araziyi imara açıp, Bahribaba Mezarlığı’nı (Maşatlık) ilâmen müzayedeye çıkardığı tarih 1865’te, İzmir’de, salgın hastalıklardan ölen Yahudilerin defni için kullanılan bir mezarlık daha mevcuttu. 19. yüzyılın ilk yarısında, muhtemelen 1850’li yıllarda kurulan bu mezarlık, Gürçeşme Yahudi Mezarlığıydı[8]. Yakın zamanda bulduğum İzmir Yahudilerinin tarihine ilişkin dosyalar dolusu belge, Gürçeşme Yahudi Mezarlığı’nın öyküsü hakkında enteresan bilgiler veriyor. Öykünün başlangıç tarihi, 1922 İzmir Yangını. Bu yangın, kentin büyük bir bölümünü yok ettikten sonra, 1923’te, İzmir’in yeniden imarı gündeme geldi. 1925’te ve 1950’de, kente ilişkin iki imar planı hazırlandı. İlk plan René Danger’e, diğeri ise Le Corbusier’e aitti. 1950 yılına gelindiğinde, her iki planın uygulama aşamaları, II. Dünya Savaşı’nın neden olduğu ekonomik krizden dolayı gecikti. Ancak adlarını zikrettiğim planlarda, Gürçeşme Mezarlığı arazisini yakından ilgilendiren öneriler mevcuttu. Esasen, her iki imar planının hazırlanmasının başlıca nedeni, gitgide artan oranlardaki göçmen varlığı ve konut gereksiniminin karşılanmasıydı.

1 Ağustos 1934 tarihinin kayıtlı olduğu Gürçeşme Yahudi Mezarlığı’na ait dosya üzerinde ayrıca şu yazılı: Viejo Kabristan (Eski Kabristan). İzmir Belediye Başkanı Faruk Tunca, İzmir Belediye Başkan Yardımcısı Rüştü Şardağ, Türkiye Hahambaşılığı, İzmir Hahambaşılığı, İzmir Emlak ve İstimlâk Müdürlüğü, İzmir Yahudi Cemaati Yönetimi ve İzmir Musevi Kabristan Cemiyeti Başkanlığı arasında 1955 ila 1962 tarihleri arasında süregelen yazışmaları içeren dosyadan edindiğim bilgilere göre, İzmir, Güney Mahallesi, Kançesme (Gürçeşme), Buca yolu üzerindeki 33.280 metrekarelik Yahudi Mezarlığı, 1961 yılında, “iki ecnebi mezarlığının” tam karşısındaydı. 1944’te, Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğü’nün emriyle Yahudi mezarlığı arazisinin tamamı metruk ad edildi ve Belediye Kanunu’nun 160. maddesine istinaden İzmir Belediyesi üzerine kaydedildi. İzmir Belediye Başkanı Faruk Tunca tarafından İzmir Musevi Cemaati Başkanlığı’na yazılan 7/ 11/ 1958 tarihli yazıda bütün ayrıntılar mevcut. Bu yüzden yazıyı aynen paylaşıyorum (Belge 1): 

“İzmir Belediyesi Emlak ve                                                                                                                          7/11/1958

İstimlak Müdürlüğü

Say1-7372-

 

Musevi Cemaati Başkanlığına

İzmir

 

Tepecik-Güney mahallesinde Buca yolu üzerinde kain olup -1580-sayılı kanunun 160.no1 maddesi gereğince diğer mezarlıklar meynında Belediyemize intikal elen ve bilahare 2243 ada 1 раrsel numarası kaydı tahtında 33280 M2, olarak kadastroca Belediyemiz adına tescil edilen Cemaatiniz kabristanında bu güne kadar tarafınızdan nakli kubur muamelesine tevessül edilmemiştir.

Mevzubahis kabristan yerinin imar planında mesken bölgesi olarak ayrılmış olarak ayrılmış olması hasebile nakli kubur ameliyesinin tarafınızdan yapılması dini örf ve adetin yerine getirilmesi bakımından isabetli ve muvafık olacağı ve bu işe I5 gün sarfında tevessül edilmesini, eğer mümkün görülmediği takdirde Belediyemizce yapılmak üzere keyfiyetten bilgi verilmesini rica ederim.

                                                                                                  Belediye Başkanı

                                                                                                   FARUK TUNCA”

18/4/1955 tarihinde başlayan ve 1962’ye değin devam eden Belediye Başkanı, Belediye Başkan yardımcısının çeşitli uyarı yazılarına, İzmir Musevi Kabristan Hayır Cemiyeti Başkanı ile İzmir Hahambaşısı tarafından verilen yanıt, 1961 tarihli. Ayrıca, 17 Aralık 1961 tarihinde İzmir Hahambaşılığı İdare Heyeti adına Başkan A.Benghiat ile Başkatip Jozef Gomel tarafından imzalanan dört sayfalık bir mektup, Hahambaşı Rav David Asseo’ya gönderilmiş. Bu tarihe değin sessiz kalan İzmir Yahudi Cemaati, belediye yetkilileriyle bizzat görüşüp sorunun çözülmesi için çaba göstermiş, fakat olumlu bir yanıt alamamış. 17 Aralık 1961 tarihli mektup, son derece önemli. Çünkü sayfaları arasında, İzmir Gürçeşme Yahudi Mezarlığı hakkında şimdiye değin bilinmeyen ayrıntılar mevcut (Belge 2): Gürçeşme Yahudi Mezarlığı, yaklaşık olarak yüz yıl önce yani, 1850’lerde ya da 1860’larda kurulmuştur. Mezarlığın mülkiyeti Hahambaşı Palaçi ve Gabay üzerine kayıtlıdır. Sözü edilen Hahambaşı Palaçi, Rav Hayim Palaçi olmalıdır. Çünkü, 1868 tarihinde vefat eden Rav Palaçi döneminde, İzmir Yahudi Cemaati adına pek çok kurumsal yapı inşa edilmiş ve bizzat Palaçi’nin şahit olduğu şiddetli veba ve kolera salgınları sebebiyle[9], Pandemi Hastanesi kurulmuştur. Bu salgınlar, Hayim Palaçi’nin önemli üst düzey görevlerde bulunduğu ve Hahambaşı olarak da görev yaptığı yıllara denk gelmektedir. Öte yandan, mezarlık arazisi Palaçi ve Gabay üzerine kayıtlı olmasına rağmen, başlangıçtan beri, Gürçeşme Yahudi Mezarlığı’nın bakımı ve vergileri, Kabarim (İzmir Musevi Kabristan Hayır Cemiyeti) tarafından karşılanmaktadır. 1933 tarihinde defne kapatılan mezarlıkta, aralarında, dünya din literatürüne geçen büyük hocalar Rav Hayim Palaçi, Rav Avraam Palaçi, Rav Yosef Eskapa'nın kabirleri bulunmaktadır ve mezarlık, yakınları bu mezarlıkta defnedilen aileler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.  

Türkiye Hahambaşılığından İzmir Yahudi Cemaati’ne gönderilen “Türkiye Hahambaşılığı – E. Dilek ve A. Barzilay” imzalı, 8/1/1962 tarihli yanıtta (Belge 3) ise, Hahambaşının hem meseleyi Ankara’ya aksettireceği belirtilmekte hem de, dava vekillerine danışıldığı ve onlardan dava açılabileceği görüşü alındığı, ancak konunun anlaşmaya varılarak çözülmesinin daha uygun bir çözüm yolu olacağı önerilmektedir. Tüm yazışmalardan çıkardığım sonuç şudur: Eski Bahribaba Yahudi Mezarlığı'nın (Maşatlık) 1880 ile 1926 yılları arasında başına gelen ne varsa; aynen, İzmir Gürçeşme Yahudi Mezarlığı'nın da başına gelmiştir. Maşatlık, 1882 tarihine değin, 205+49=toplam 254 dönümdür ve haritası mevcuttur. Zaman içerisinde, arazinin bir bölümü yerel yetkililer tarafından habersizce istimlak edilip imara açılmış; sonunda Bahribaba Maşatlık arazisi, 115 dönüme inmiştir. Gürçeşme Mezarlığı da başlangıçta 33.280 metrekaredir. 14.000 metrekarelik mezarlık alanı muhtemelen İzmir Belediyesi tarafından istimlak edilip imara açılmış; cemaat ise, buna razı olarak, geride kalan 19.000 metrekarelik mezarlık alanını korumayı tercih etmiştir.

Mezarlık arazisi (Mimar Hayim Beraha tarasgfından ölçeklendirilmiştir)

[1] Ayrıntılı bilgi bkz. Siren Bora, Anadolu Yahudileri-Ege’de Yahudi İzleri, Gözlem Yay, İstanbul 2017, 119-135.

[2] Bkz. Siren Bora, “İzmir Yahudilerine Ait Tarihi Bir Haritanın Yazdırdığı Öykü”, Şalom,  25 Aralık 2019.

[3] Ayrıntılı bilgi bkz. Siren Bora, Birinci Juderia İzmir’in Eski Yahudi Mahallesi, Gözlem, İstanbul 2021.

[4] Bkz. Siren Bora, “1971 Yılı: Bahribaba Yahudi Mezarlığı (Maşatlık)”, Şalom, 2 Kasım 2022.

[5] Ayrıntılı bilgi için bkz. Siren Bora, Karataş Hastanesi ve Çevresinde Yahudi İzleri, İBB APİKAM Yay., İzmir 2015, 116-127.

[6] Bora, 2015, 119.

[7] 2013 tarihinden beri, İzmir’deki ve çevre illerdeki Yahudi mezarlıklarında ve mezarlıklardan geriye kalan İbranice mezar taşları üzerinde “alanda” çalışıyorum. Bodrum, Tire, Manisa, Akhisar, Bergama, Urla, Turgutlu (Kasaba), Ödemiş, Salihli, Aydın, Milas, Çeşme, Foçateyn, Tekirdağ (bir öğrencimle birlikte), Alaşehir ve İzmir (Bahribaba, Gürçeşme ve Bornova) Yahudi mezarlıkları hakkında yaptığım araştırma ve çalışmaların bir bölümü akademik dergilerde makale, bir bölümü İngilizce ve Türkçe kitaplar olarak yayınlandı. Ayrıntılara, https://independent.academia.edu/S%C4%B0RENBORA adresinden ulaşabilirsiniz. 

[8] Ayrıntılı bilgi için bkz. Siren Bora, Çöküşten Yükselişe İzmir Yahudileri Rav Hayim Palaçi ve Dönemi, İBB APİKAM Yay., İzmir 1922, 89-91.

[9] 1834, 1835, 1837, 1848/49, 1854 ve 1865 veba ve kolera salgınları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Bora 2015, 146-148.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün