Baharın gelmesi ile birlikte çocuklarda görülen polen kaynaklı alerjik hastalıklar da artış gösterdi. Çocuklarda sıklıkla görülen bu durumları ve daha ötesi kulak burun ve boğaz sağlığını Doç. Dr. Ceki Paltura´yla konuştuk.
Çocuklarda, sorunları olmasa da rutin KBB kontrolü yapılmalı mıdır? Yapılmalı ise kaç yaşında yapılmalıdır?
Çocukluk çağında, östaki tüpünün yapısının gelişmemesi nedeniyle orta kulak iltihabı sık görülür. Yapılan yayınlarda üç yaşına kadar çocukların yüzde 50’sinin en az bir kere orta kulak iltihabı geçirdiği bildirilmiştir. Ayrıca her kulak iltihabında ateş ve ağrı görülmeyebilir. Seröz ya da efüzyonlu orta kulak iltihabı adını verdiğimiz bu durumda çocuklarda sadece işitme kaybı görülebilir. Bu hastalığın erken teşhisi çok önemlidir. Bu nedenle konuşulanı anlamayan, televizyon ya da tabletin sesini çok açan çocukların mutlaka bir KBB muayenesi olmasını tavsiye ederim.
Çocuklarda en çok rastladığımız KBB hastalıkları nelerdir?
Üst solunum yolu enfeksiyonları en sık görülen hastalıklardır. Bu enfeksiyonun kimisi bademcik iltihabı, kimisi sinüzit kimisi de orta kulak iltihabı olarak karşımıza çıkar. Bunun yanında geniz eti ve bademcik problemleri de çocukluk çağının en çok görülen hastalıklarındandır. Bademcik (Tonsil) ve geniz eti (Adenoid) olarak isimlendirilen dokular lenfoid hücrelerden oluşmuştur. Bu yapılar vücudun mikroplara karşı ilk savunma sistemlerini oluşturur. Başka bir deyişle bağışıklık sisteminin ilk parçalarını oluştururlar. Yeni doğanda anneden geçen antikorlar (mikroplara karşı vücudu savunan moleküller) nedeniyle küçüktürler. Ancak çocuk büyüyüp mikroplarla karşılaştıkça geçirilen enfeksiyonlara bağlı olarak büyürler. 6-8 yaşlardan itibaren bağışıklık sisteminin olgunlaşması, östaki tüpünün gelişmesi ve kafanın büyümesiyle küçülme eğilimi gösterirler. Geniz etinin büyük olması burundan solunuma engel oluşturur. Ayrıca kulak ve sinüslerin sıvılarının boşalımını bozarak değişik boyutta problemlere yol açar. Bu çocuklarda işitme kayıpları (kulakta sıvı birikimi nedeni ile), horlama (yetişkin gibi horlama ya da uykuda solunum durması), ağızdan soluma, gece öksürükleri, ağız kokusu, burun akıntılarına sebep olur. Kronik geniz eti iltihapları veya büyümeleri, ortodontik bozukluklar, yüz gelişiminde bozukluklar ve konuşma bozukluğuna yol açabilmektedir.
Geniz eti olan çocuklar mutlaka ameliyat olmalı mıdır?
Bademcik ve geniz eti ameliyatları KBB kliniklerinde sık uygulanır. İlaç tedavisinden fayda görülmediğinde cerrahi tedavi uygulanır. Bu ameliyata karar vermek için kullanılan iki kriter vardır. Kesin ve göreceli olarak ameliyatın gerekliliği belirlenir.
Kesin ameliyatı gerektiren durumlar
Üst solunum yolunun bademcik ve geniz eti büyüklüğüne bağlı olarak tıkanması,
Bademcik etrafında apse,
Kötü huylu tümör şüphesi,
Çene yapısını bozan geniz eti ve bademcik büyümeleri.
Göreceli kriterler
Sık tekrar eden bademcik enfeksiyonları. Bademcik ameliyatlarının yüzde 40’ı bu nedenle yapılır. Son bir yılda yedi defa veya son iki yılda yıl başına beşer defa veya son üç yılda yıl başına üçer defa ya da daha sık ateşli bademcik iltihaplanması geçirilmesi, difteri (Kuş palazı) mikrobu taşıyıcıları, kalp kapak bozukluğu olanlar, bademcik ve geniz eti iltihaplanmasına bağlı olarak sık orta kulak iltihabı geçirilmesi.
Bu gibi durumlar kronik bademcik iltihaplanması olarak adlandırılır. Çözümünde cerrahi tedavisi önerilir, planlanır.
Neden bazı çocuklar boğaz enfeksiyonunu ağır bazıları hafif geçirir?
Bağışıklık sistemimiz vücudu iki şekilde korur. Birincisi vücuda mikrobun girmesi ile başlayan spesifik olmayan savunma sistemidir. Buna doğal immün yanıt denir. İkincisi ise vücuda giren mikroba karşı geliştirilen kazanılmış bağışıklıktır. Kazanılmış bağışıklık oluşabilmesi için çocuğun bu mikroplarla karşılaşması gerekir. Çocuklar bu durumla ancak kreş - anaokulu döneminde karşılaşmakta ve bağışıklık sistemi gelişmektedir. Çocuğumuzun bağışıklık sisteminin durumu enfeksiyonu ağır ya da hafif geçirmesini etkileyen durumlardan en önemlisidir.
Bahar mevsiminde çocuklarda görülen alerjiler nelerdir? KBB haslıklarını alerjiden nasıl ayırt ederiz?
Bahar mevsiminin gelmesiyle ortaya çıkan alerjik reaksiyonlar kişide öksürük ve baş ağrısı, yorgunluk, burun akması ve tıkanması, hapşırma, burun ve gözlerde kaşıntı, gözlerde kızarıklık ve sulanma, gözaltlarının şişmesi ve mavimsi bir renk alması, koku ve tat duyularında azalma, sık sık ellerini buruna sürtme ve kaşıma hareketi, uyku bozukluğu, damakta ve gırtlakta kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bahar alerjisi olan hastaların çoğunda ailede bir yakınında da benzer şikâyetler görülmektedir. Çocuk KBB hastalıklarından en büyük farkı bu hastalarda ateş, kulak ağrısı, boğaz ağrısı, yanması ve işitme kaybının görülmemesidir. Ancak yapılacak muayene sırasında hekim en doğru tanıyı koyacaktır.
SES TELLERİ RAHATSIZLIĞI VE KONUŞMA TERAPİSİ
Konuşma terapisi ile ilgili uzmanlığınızdan bahsetmek isterim. Konuşma terapisi nedir?
Ses hastalıklarının çoğu sesini uygun olmayan ton ve şiddette kullanan kişilerde görülür. Bu ses sanatçısı, din görevlileri, çağrı merkezi çalışanları, öğretmenler gibi ses profesyonellerinde görüldüğü gibi normal tonda konuşma alışkanlığına sahip olmayan küçük çocuk ve yetişkinlerde de görülebilir. Örneğin ebeveynleri ile iletişim sırasında sürekli bağıran veya derdini ağlayarak anlatan küçük çocuklarda da ses teli hastalıkları görülebilir. Bu nedenle ses teli hastalıkları sadece ses profesyonellerini değil bütün toplumu etkileyen hastalıklardandır. Ses teli hastalıklarını içine kapanık, sosyal olarak izole olmuş ve az konuşan bireylerde değil tam tersi sosyal olarak aktif, çevresine neşe ve enerji veren kişilerde daha sık görmekteyiz.
Bu hastalıkların tedavisinde cerrahi tedavinin yanında dil ve konuşma terapisi mutlaka yer almalıdır. Çünkü ses telinde ameliyatla tedavi olan bir hastanın cerrahi tedavi ile ses telinde bulunan lezyon tamamıyla güvenli bir şekilde çıkarılmış olsa da aynı konuşma alışkanlıklarına devam etmesi problemin yeniden oluşmasına neden olabilir.
Ses terapisi neyi amaçlar?
Hasta gırtlağı mümkün olan derecede düzeltmeyi, aynı zamanda yeniden oluşmasını engellemeyi amaçlar. Ses terapisi iki konudan oluşur:
1- Ses hijyeni, yani ses tellerinde oluşan hastalığın tekrar oluşmaması için kişinin ses tellerini nasıl doğru ve verimli kullanacağını göstermek.
2- Ses tellerine zarar veren alışkanlıklardan nasıl kaçınılması gerektiğini göstermek. Bunun yanında kişisel stresle başa çıkabilme çalışmaları da yapılabilir.
Ses terapisinde başarı hangi faktörlere bağlıdır?
Öncelikle kişinin hastalığının doğru teşhis edilmesi çok önemli. Burada bir konu üzerinde durmak çok önemlidir. Kişinin sesi birçok nedenlerle kısılabilir. Ancak 15 günü bulan ses kısıklıklarında mutlaka bir KBB uzmanının görüşü alınmalıdır. Hekim terapi ya da cerrahi durumla ilgili bilgilendirme yapacaktır. Ses teli nodülü olan bir hastanın tedavisi öncelikle ses terapisi olarak yapılmalı ancak ses tellerinde yer kaplayan bir lezyon (kist ya da polip) durumunda cerrahi tedavi düşünülmelidir. Kişi sesini yaşına, ses tellerinin yapısına ve mesleğine göre uygun kullanmayı öğrenmelidir. Ayrıca hasta ve konuşma terapistinin arasındaki sinerjinin tam olması da başarıyı etkileyen faktörlerden biridir.
Doç.Dr. Ceki Paltura
1980 yılında İstanbul’da doğan Doç.Dr. Ceki Paltura, Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesinde tıp eğitimini aldı. 2005-2010 arasında İstanbul Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Kliniğinde uzmanlık eğitimini tamamladı. Uzmanlık tezini ‘Alerjik Rinitli Hastaların Nazal Steroid ve Antihistaminik Kombinasyonu ile Tedavisini Takiben Ses Kalitelerindeki Değişikliğin Sübjektif ve Objektif Olarak Değerlendirilmesi’ konusunda hazırladı. Uzmanlık sonrasında askerlik görevini Erzurum Mareşal Çakmak Asker Hastanesinde ve mecburi hizmetini Kastamonu Taşköprü Hastanesinde yerine getirdi. 2013-15 yıllarında Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, 2015-2021 yılları arasında ise Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yaptı. 2020’de Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Doçentlik unvanını aldı. Aynı hastanede eğitim görevlisi ve idari sorumluluk görevlerini yerine getirdi. 2022 yılında ise İstanbul Arel Üniversitesi Odyoloji Bölümü Başkanlığına başladı. 2023’ten itibaren Fenerbahçe Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik hayatına devam etmekte. Mesleki eğitimi süresince kendi gelişimini arttırmak amacı ile 2007 yılında Boston General Hospital’a bağlı Center for Laryngeal Surgery & Voice Rehabilitation’da gözlemci olarak ses cerrahisi eğitimi aldı. Ayrıca Türk Kulak Burun Boğaz Derneği’nin yıllık eğitim düzenlediği Laringoloji-Foniatri, Otoloji ve Baş Boyun Cerrahisi okullarında eğitim aldı. Uluslararası ve ulusal hakemli dergilerde 20’den fazla bilimsel yayını bulunmakta. Evli ve iki çocuk babası Doç.Dr. Ceki Paltura 2021’den beri muayenehanesinde çalışmalarını sürdürmekte.