Aranmayan fırsat her zaman bulunmayandır. Soruların hem kültürümüzde hem de hayatımızda yeri ve önemi reddedilemeyecek kadar yüksek. Biz de bu ortak yazıda sorulardan güç alarak deneyimlerimizi paylaşmak istiyoruz.
Liza Cemel & Nesim Eyal Mantel Gabay
Bunu sık sık diyoruz. Yahudi dünyasında her yerin ve toplumun ihtiyaçları ve kaynakları çok farklı olabilir. Türkiye bazı Balkan ve Avrupa projelerine göre çoğunlukla kendi ‘bubble’ında süregelmiş bir yapıda varlığını sürdürüyor. Bu şartlarda çevre ülkeler ve dış dünyada olup bitenden bazen bihaber olabiliyor. Bunu etkileyen siyasal, finansal, fikirsel ve kültürel etkenler de cabası.
Her organizasyonun kendine göre hedef kitlesi, misyonu, yapısı olmasının yanı sıra bu yazıda üç kuruma odaklanacağız.
Avrupa Yahudi Öğrenciler Birliği (EUJS) hem kırk yıllık bir tarihe yayılan kalıcı bir vizyonu temsil eder, hem de bu vizyonun, organizasyonu yönlendiren; bağlamlar ve gerçekler değiştikçe yönünü belirleyen liderler ve ekipler aracılığıyla hayata geçirilmesi anlamına gelir.
1978 yılında Fransa'nın Grenoble kentinde kurulan EUJS, 36 üye ülkenin; çoğulcu, kapsayıcı ve partizan olmayan şemsiye örgütüdür. EUJS, Avrupa genelindeki Yahudi öğrenci birliklerini desteklemekte ve üyelerini uluslararası kurum ve kuruluşlarda temsil etmektedir.
Bir sonraki proje ‘Ahlan Europe’ gibi birçok farklı projeye imza attı. En büyük projelerinden biri bu yıl 41.si düzenlenecek Summer Üniversitesi, ya da bilinen adıyla SummerU’dur. Her yıl başka bir şehirde yazın 300’ü aşkın Yahudi genci bir araya getiren etkinlik, her gün spor ve sanat aktivitesinden, networkinge, Yahudi temalarını tartışmaktan beraber Şabat geçirmeye kadar birbirinden farklı sosyalleşme ve öğrenme alanı sunar.
Eyal: Ahlan Europe (Merhaba Avrupa) Dünya Yahudi Kongresi Gelecek Nesil’in (World Jewish Congress NextGen) Lauder Fellowship programı altında başlamış olan bir çoğulculuk projesidir. Hannah Nir, Emma Hallali, ve Guy Dabby-Joory tarafından başlatılan proje, Aşkenaz Yahudi kültürünün baskın olduğu Avrupa’da Sefarad Yahudi kültürüne, geleneklerine, ve deneyimlerine görünürlük katıyor. Geçtiğimiz yaz EUJS tarafından düzenlenen Summer U programında Emma Hallali tarafından tanıtımı yapılan proje, ilk etkinliğini 2024 yılının mayıs ayında Selanik’te bir seminer halinde gerçekleştirdi. Bu dört günlük etkinlikte, Ahlan Europe başkanlarının yanı sıra Dünya Yahudi Kongresi, Amerikan Sefarad Federasyonu’ndan, ve Groningen Üniversitesinden konuşmacılar da yer aldı. Seminerin ana teması Avrupa’da Sefarad Yahudilerine nasıl alan sağlanabilir olmakla birlikte, programda farklı Sefarad Yahudi cemaatleri üzerine tarihsel ve kültürel konuşmalar da yer aldı. Programın sonunda, Ahlan Europe projesinin devamlılığı üzerine tartışıldı.
Proje yaratıcıları: Emma Hallali, Hannah Nir, Guy Dabby-Joory (soldan sağa)
Türkiye’de büyüyen bir Yahudi olarak, Hollanda’ya lisans eğitimim için taşındığımda buradaki Yahudi cemaatinde bir alan bulmak pek kolay olmadı. Yıllar içinde Hollanda’nın çeşitli şehirlerinde dâhil olduğum birçok cemaatte, ‘tipik’ Yahudi geleneği olarak bilinen adetlerin ve tatların çoğu bana yabancıydı. Türkiyeli Yahudilerin çoğu gibi benim de büyürken Şabat soframda Kugel veya matzo ball soup yerine tomat reynado ve yaprak sarma gibi tatlar vardı. Sinagoga gittiğimde duyduğum melodiler makam geleneğiyle okunurdu ve hahamlar siyah takım elbiseler ve şapkalar takmazdı. Hollanda’ya taşınana kadar benim için Yahudi olmak demek Türkiye’de Yahudi olmak neyse oydu. Fakat Avrupa’ya gelince ‘Yahudi’ olmanın ‘Aşkenaz Yahudi’si olmak ile eş anlamlı olduğunu gördüm.
Geniş Yahudi kimliğinin Aşkenaz Yahudiliği ile birebir bağdaştırılması Avrupa’da ve de genel olarak Batı’da, konuştuğum birçok Sefarad Yahudi’sinin farklı şekillerde ve derecelerde şikâyet ettiği bir durum. Bu olguya, yani ‘normal’ Yahudi kültürünün Aşkenaz Yahudi kültürü olduğu varsayılması ve bu grubun dışında kalan tüm Yahudi kültürlerinin (Sefarad, Etiyopyalı, Hindistanlı, vb.) ‘normal’ Yahudi kültürünün dışında kalmasına, Aşkenormativite deniyor. Dolayısıyla, birçok Sefarad Yahudi’sinin evde yaşadıkları ve büyüdükleri Yahudilik ile dünyanın onlardan bekledikleri Yahudilik arasında bir tutuşmazsızlık mevcut. Bu da dolaylı olarak Sefarad Yahudilerinin zaman içinde kendi kültürlerini kaybetmesine yol açıyor. Günümüzde Sefarad ve Aşkenaz Yahudilerinin birbirleriyle bu kadar etkileşime geçmesi ve zaman zaman tek bir cemaat haline gelmesi bence hem çok heyecanlı, hem de oldukça merak uyandırıcı. Fakat bu yeniden birleşmenin bir kültürün ötekinin içine asimile olup kaybolarak gerçekleşmesindense, harmanlanarak evrilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bunun için de Aşkenormativite’nin getirdiği sorunların ele alınması lazım.
Bu sebepten ötürü Ahlan Europe, ve benzeri projeler, geniş topluma Yahudi kültüründeki çeşitliliği göstermek için, ve de özellikle Sefarad Yahudi kültürünü varsayılan Yahudi kültürüne entegre etmek için önemli bir role sahip. Avrupa’daki Sefarad Yahudilerinin bu tarz projelerle kendi kültürlerine bağlılıklarını arttırıp, Aşkenaz Yahudilerinin de Sefarad Yahudiliği hakkında bilgilenmesi, Hollanda gibi farklı cemaatlerin bir araya geldiği ülkelerde daha dengeli bir birleşmeye öncü olabilir. Bu sayede, belki de yakın bir gelecekte Sefarad sofralarında Hala ekmeğinin popülerliğinin arttığı gibi, Aşkenaz sofralarında yaprak sarma bir Yahudi yemeği olarak yerini alır.
Liza: Moishe House aslında birçok Yahudi toplumunun yaşadığı bir probleme çözüm buluyor. Üniversite yaşını geçmiş ama henüz aile kurmamış veya geleneksel yetişkin cemaatine henüz girmemiş genç profesyoneller için bir alan sağlıyor. O arada kalan grup kimi zaman kendini toplumda bir yere ait hissetmezken, daha onlara hitap eden programlar düzenliyor.
Moishe House fikri ve bu problemin analizi 2006’da ortaya çıktı. Bu projeyi destekleyen de, Santa Barbara’da bir filantrop olan Morris Squire oldu. Moishe House’un şu anki CEO’su ise David Cygielman. Cygielman ile Morris Squire ve Bay Area’da genç Yahudiler bir Şabat düzenlemek için beraber çalıştılar. O Şabat’ın ardından çeşitli etkinliklerin gerisi geldi ve ilk ‘Moishe House’ doğdu.
Konsept belliydi, bir grup Yahudi genç aynı evde yaşıyor ve arkadaşları ile toplulukları için evlerini etkinlikler çerçevesinde açıyor. Oakland’da olan o ilk Şabat o evden yayıldı ve kapsamını genişletti. Ondan 18 yıl sonra, Moishe House ağı 27'den fazla ülkeyi kapsıyor ve her yıl dünya çapında 70.000'den fazla eşsiz genç yetişkine, kendileri ve akranları için anlamlı, misafirperver Yahudi toplulukları yaratmaları amacıyla ulaşıyor. Hitap ettiği yaş grubu da 20’ler, 30’lar olduğundan, hedef kitlenin konumu, hayatı, uğraşı, ilgisi de geniş bir yelpazede değişkenlik gösteriyor.
Bu kurumun bir diğer güzel özelliği de hem Moishe House sakinlerine, hem üyelere hem de isteyen herkese açık olan liderlik seminerleri ve buluşmalar düzenlemeleri. Moishe House büyümeye devam ederken, kuruluş, katılan genç yetişkinlerin (ve henüz katılmamış olanların) ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamak için yenilikçi girişimlere önderlik ediyor. Yahudi Öğrenme Retreatleri adıyla geçen seminerlerde gençlere kaynak ve network sağlayıp, program geliştirmeleri için bir alan yaratıyorlar.
Benim de 2022 Temmuz’unda İngiltere’de ve geçen martta da Polonya’da toplamda iki tane ‘retreat’e katılma şansım oldu. Biri doğa ve Yahudilik hakkındayken, Varşova’daki ise Getto Ayaklanması ve tarihten ilham alarak Pesah’ı konuşmakla ilgiliydi. Hem içerik hem de sağlanan kaynaklar oldukça ilginç ve etkileyiciydi. Farklı ülkelerdeki Moishe House’lardaki fikirleri paylaşmak ve zorlukları konuşmak da kişiyi küçük bir toplumun büyük bir parçası gibi hissettiriyordu. Akran liderliği de başka bir önemli noktası. Gençler tarafından yönetilip, başka gençlere hitap ediyor. Üyelerin desteğiyle de büyüyor.
Yaklaşık 1 buçuk yıldır Karlsruhe’de bulunan Moishe Pod’a aktif bir şekilde destek oluyorum. Kuruluşundan beri Baden bölgesinde birçok Yahudi ve Yahudiliğe ilgisi olan genci yaratıcı etkinlikler yoluyla bir araya getirmiş olmak oldukça tatmin edici bir duygu. Katkı sağlayan genç yetişkinlerin kendi Yahudi kimlikleriyle, arkadaşlarıyla ve daha geniş topluluklarıyla bağlantı kurmaları için bir fırsat. Ben yakın zamanda üç projede aktif liderlik rolü sergiledim. Pesah Seder’i katılımcı sayısının en yüksek olduğu etkinliğimizdi. Üç gruba bölündüğümüz gecede, dönüşümlü olan tartışma gruplarını modere ettim. Pesah üzerinden modern konseptleri tartışmamızın yanı sıra, ‘özgürlük’ün çok manidar olduğu bu günlerde hem rehineleri andık hem de atalarımızın kölelikten kurtuluş hikâyesini farklı açılardan değerlendirdik. Rehinelerin sevdikleri olmadan hayat mücadelesi verdikleri bu günlerde, onları nasıl Seder masamızda dâhil edebiliriz, onu düşündük. Aynı düşünce Şabat masası kurulan şehirlerde, dünyanın her tarafında sergileniyor. Seder sonunda ben de Yahudi-Arapçası bir aile şarkımızı katılımcılar ile paylaştım. Planlamada aktif rol aldığım bir diğer etkinlik ise mangal ile Lag Baomer etkinliğiydi ve öğrencilerin bolca bulunduğu Heidelberg şehrinde gerçekleştirdik. Bu yazıya katacağım son proje ise yerel sinema ile anlaştığımız İsrail ve Yahudilik temalı filmlerin gösterilmesi ve seyirciler ile kurduğumuz etkileşim. ‘Gett: Viviane Amsalem'in Duruşması’ ya da ‘Viviane Amsalem'ın Boşanma Davası’ olarak bilinen film çok etkileyici ve önemliydi. Filmi yerel sinemada izlememizin yanı sıra, başı ve sonrası bilgilendirme ve tartışma gerçekleştirdik. Film, Viviane Amsalem’in uzun süre devam eden boşanma girişimlerini ve İsrail’de Bet Din’in (dinî mahkeme) evlilikler üzerindeki gücünü anlatıyor. Viviane’ın hikâyesi Pesah’ta kafa yorduğumuz özgürlük ile de bağlantılı. Kocasının uzlaşmaz ve katı tutumu ile Viviane’ın kararlılığı, yargıçların gücü ve kafa karışıklığı ile birleşince ortaya büyük bir trajedi ve anlamsızlık çıkar.
2023 yılında Moishe House mezunlara yönelik çabaları da genişleterek, genç yetişkin nüfusun yeni kesimlerini ilgilendiren yenilikçi programları başarılı bir şekilde deniyor. Kurum aynı zamanda etkinlikler düzenlemek isteyenler ama daha az sıklıkla veya tek kişi yapmak isteyenler için, ‘Moishe House Without Walls’u da yaratıyor. Böylece istekli kişi, resmi olarak bir Moishe House’ta yaşamadan, ayda üç etkinlik sayısına çıkma gereksinimi olmadan ve tek yaşayarak da etkinlik düzenleyebiliyor.
Umarız bu üç kurumla alakalı kişisel deneyimler ve bilgi aktaran görüşler Avrupa Yahudi gençliğini ve hayatını biraz olsun tanımak için yardımcı olmuştur!