Tatil kelimesini birçok kişi gibi belki siz de sınırsız ve özgürce yemek olarak algılıyor, hemen yiyebileceğiniz restoranlarda rezervasyon planları yapıyor olabilirsiniz. Tatil ve diyet iki zıt kelime olarak gözükse de bu iki kelimeyi bir arada kullanabilmenin yollarından bahsetmek istiyorum. Belki bu şekilde, arkadaşınızla “Çok yedik, kilo aldık; yarın şok diyete başlıyorum” demeden tatilinizi bitirebilirsiniz.
Genelde tatilde siz veya yanınızdaki arkadaşınız diyet yapıyorsa şöyle denir: “Tatilde de diyet mi yapılır?” İlk sabotaj dışardan gelir ve bizi düşündürür. O ana kadar bütün kış veya son aylarda yaptığınız beslenme programı tıkır tıkır işlemiştir, son kilolar kalmıştır, vermeye devam ediyorsunuzdur veya inanılmaz bir motivasyonla yolunuzdan şaşmamaya kendinize bu sefer söz vermişinizdir. Ama işler düşündüğünüz gibi gitmeyebilir, beraber gittiğiniz arkadaş, aile fertleri ve sınırsız açık büfe aklınızı başınızdan almış olabilir. Özelliklede şok veya sıkı diyetler sonrası gidilen tatil genelde hayal kırıklığıyla sonlanabilir.
Bunun en büyük sebeplerinden biri iradenizin güçsüz olması değil; tatil kelimesinin size tam olarak ne ifade ettiğidir. Tatil kelimesini iyice tanımlayıp, değiştirmeyi biraz olsa başardığınız takdirde göreceksiniz ki tatil, her an iradenizle mücadele etmeniz gereken bir savaşa dönüşmeyecek. Bunun için algıyı yavaş yavaş değiştirmek gerekir. İlk önce kendinize farkındalık kazandırıp, daha sonra da adım adım aksiyon almaya kendinizi hazırlayabilirsiniz.
Şimdi soruyorum; tatil denildiğinde aklınıza gelen ilk on kelime nedir?
Hatta bunu birkaç arkadaşınızla birlikte yaparsanız, birbirinizin anlamlarını da karşılaştırabilirsiniz.
Şimdi gelelim diğer soruya; tatilde diyet yapılır mı?
İlk önce diyet kelimesini hayatınızda ilk anda olmasa da çıkarmanızı öneriyorum. Her söylediğinizde kendinizi düzeltmeye çalışın. Hafiflemek, yüklerinden kurtulmak olarak değiştirelim. Biraz değiştirmeyi başarırsanız, ilk ve en zor adımı başarıyla tamamlamış sayılırsınız. Tatil demek özgürlük, rahatlamak, keyifli zaman geçirmek, stres atmak, yenilenmek, günlük rutinden çıkıp güzel vakit geçirmektir; diyet, perhiz ise bu açıklamaya zıt bir kelimelerdir. Diyet denilince, yemek yiyememenin verdiği stres, yiyip yememek arasında gel-gitlerin oluşturduğu keyifsizlik, sizi yiyen, bitmeyen bir iç ses, özgür olmak isterken kısıtlanmak gibi birçok duyguyu barındırıyor.
Tatilde olduğunuz için mutlu ancak istediklerinizi yiyemeyeceğiniz düşüncesinin verdiği mutsuzlukla birleşince doğal olarak “bu benim zamanım neden kısıtlıyım kendimi, neden mutsuz olayım” düşüncesiyle motivasyonu düşürüyor. Özellikle de tatil öncesi uzun zamandır zorlayan bir diyetteyseniz bilinç altındaki kıtlık psikolojisi ile birlikte tıka basa yeme eylemi gösterebilir, aç olup olmadığınızı bile fark etmeye zaman bulamadığınız bir yeme döngüsüne içinde kendinizi bulabilirsiniz. Özetle ipin ucu kaçıyor.
Bunu önlemenin ilk adımı tatil anlayışınızı yemek üzerine kurmayın; ilk düşündüğünüz nasıl yiyeceğiz, nerede yiyeceğiz veya rezervasyon yapmak olmasın. Gideceğiniz oteli, çevresini inceleyin, size göre olan aktiviteleri bulun. Daha önce gitmiş arkadaşlarınız varsa onlardan yalnızca nerede yemeniz gerektiği ile ilgili bilgiler almamaya çalışın. Başka neler yapabileceğinizi de öğrenin. Kıtlık psikolojisinden uzak durmaya çalışın, tatilde yapabileceğiniz diğer aktivitelerden bahsedin, arkadaşlarınız devamlı restoran konuşuyorsa konuyu başka yöne yönlendirmeye çalışın. Midenizin alabileceği kapasite bellidir, bir tatilde hiç durmadan yerseniz tatil sonunda mide problemleri ile son bulabileceği için o tatil olmaktan çıkabilir. Tatile bile giderken birçok kişi mide rahatlatıcı ilaçları yanına almadan gitmiyor. İlaçlar rahatsızlığı baskılar, ilaçların yerine daha dengeli yemek şüphesiz daha doğru bir karar olacaktır.
Sağlıklı beslenme ve hafiflemenin ilk adımı kendini sevmek, kendine iyi davranmak ve kendine kızmayı bırakmaktan geçer. Tatilde kilo almak, tekrar başa dönmek ve başa döndüğünüz için kendinize kızdığınız birçok söylemle sizi baş başa bırakır. Tatilde yemek yeme alışkanlığını hafifletmek için kendinize size zamanın nasıl geçtiğini unutturan aktiviteler keşfetmeye çalışın. Elinize aldığınız göreve odaklanıp bir süre zamanın nasıl geçtiğini bilmezsiniz, buna akış denir, sizi akışta tutacak aktivitelerle yemek yeme aktivitesini biraz dengeleyebilirsiniz. James Clear’in ‘Atomik Alışkanlıklar’ isimli çok sevdiğim kitabında şöyle diyor: “Başarının karşısındaki en büyük tehdit başarısızlık değil sıkıntıdır.” Yıllarca diyet yap - bırak döngüsündeyseniz özellikle tatil denilince bu döngüyü de tatile çıkarma eğilimine giriyor olabilirsiniz. Çünkü tatil eğlenmektir, keşfetmektir, gezmektir. Eğer yap bırak döngüsünden sıkılmışsanız, kendinizi tamamen bırakmayı tercih ediyor olabilirsiniz. Aşırı stresli bir dönemden geçip, dürtüsel hareket etme arzusu duyuyor olabilirsiniz. Bu da sizi duygusal yeme döngüsünün içine sokabilir.
Bu yaz bu döngüden kurtulabilirsiniz! İlk önce diyet kelimesinden kurtulun; hafifliyorum diyerek devam edin. Sonra denge kelimesi üzerinde biraz düşünün, her konuda nerede dengesizlikler yaşıyorsunuz? Az spor, çok iş, çok sosyalleşme, az kendinizle baş başa kalmaktan, az sebze çok tatlı gibi, bir kağıda denge ve dengesizliğin nerede olduğunu yazın. Beslenme programınızı bir kıtlık varmış gibi değil sanki vücudunuza en iyi şekilde bakmaya karar vermiş gibi bir algı ile devam edin. Kendinize hazır hissedene kadar bunu tekrarlayın. Tatil günü yaklaştıkça ne yiyeceğinizi değil ne giyeceğinizi, nereleri keşfedebileceğinize odaklanın.
Tatilde ne yapabilirsiniz?
Özellikle açık büfe tatillerinde, büfenin karşısına çok aç çıkmamaya çalışın. Eğer çıktıysanız kendinize ilk önce yarım kase çorba veya salata alın. Çünkü çok aç bir tatil motivasyonu ile dolan bir iştah ile normalde yiyeceğinizden ve yiyebileceğinizden çok daha fazlasını yemek anlamına gelir. Gün içinde sağlıklı ara öğünler yaparak özellikle akşam yemeğini biraz daha sakin geçirebilirsiniz. Mümkünse tatlı tabakları kullanmaya çalışın aldıklarınız çok fazla gözükeceğinden gözünüz daha çabuk doyar. Tatlı büfesine karşı koyamıyorsanız, o taraflara yalnızca bakacağım neler varmış diyerek bile uğramamaya çalışın. Yemek almadan önce bir, iki dakikanızı ayırın yiyecekleri gözlemleyin, ne alacağınıza karar verin. Çünkü elinizde bir tabak ile büfenin başına geçip devam ettiğinizde ne aldığınızı farkına varmaya biliyorsunuz. Tatilde bol bol su içmek de çok önemli çünkü beynimiz susuzlukla açlık arasındaki farkı bilemeyebiliyor ve bu yüzden tatilde kendimizi hep aç zannedebiliyoruz, hâlbuki susuz da kalmış olabiliyoruz. Küçük detaylara dikkat ederek kilo almadan tatilden dönebilirsiniz. Tatile yüklerinizden hafiflemeye gidiyorsunuz, yeni yüklerle geri dönmek için değil. Tatilde keyfinize bakın, güzel anların tadını çıkartın. Şimdiden iyi tatiller ve güneşin enerjisini motivasyona dönüştürebileceğiniz bir yaz olmasını diliyorum.