Geçtiğimiz ay, Despertar İzmir olarak başladığımız ve yakın zamanda Despertar EDU ismiyle ‘Yahudilikte Çoğulculuk’ odaklı Türkçe içerikler üretmek için devam eden çalışmalarımız kapsamında, Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği Azınlık Hakları Akademisine katıldım.
Hrant Dink Vakfı Bolis Enstitüsü tarafından Avrupa Birliğinin desteğiyle 2023 yılında hayata geçirilen bu proje, etnik, dinsel ve dilsel azınlık topluluklarına mensup bireyleri ve ayrımcılıkla mücadele eden sivil toplum kuruluşlarını desteklemeyi hedefliyor. Proje, azınlık haklarına erişimi artırmak için özellikle sivil toplum örgütlerinde çalışanlar, akademisyenler, hukukçular, medya temsilcileri, kamu sektöründe ayrımcılıkla mücadele edenler ve insan hakları savunucuları ile azınlık gruplarından bireyler ve kurumları hedef alıyor. Dört yıl sürecek bu proje, azınlık hakları konusunda bilgilendirme, beceri ve kapasite geliştirme, farkındalık oluşturma ve farklı disiplinler arasındaki iş birliğini artırma gibi birçok etkinliği kapsıyor.
Akademiye katılım için geçtiğimiz aylarda yapılan başvurular neticesinde seçilen 20 kişi yüz yüze eğitim için İstanbul’da bir araya geldi. Hrant Dink Vakfının Harbiye’deki merkezinde 7-10 Haziran tarihleri arasında yapılan dört günlük eğitim boyunca yerli ve yabancı akademisyenler tarafından katılımcılara yönelik azınlık kavramı, Türkiye’deki azınlık politikalarının dünü ve bugünü, insan hakları hukuku, uluslararası hukukta azınlık hakları, dünyanın farklı noktalarında azınlık hakları ve savunuculukla ilgili vakalar gibi pek çok konuda sunum yapıldı. Avrupa Birliği’nin dışında Azınlık Hakları Akademisinin bir diğer destekçi kurumu İsveç İstanbul Başkonsolosluğu.
Katılımcılar arasında hukukçuların sayısının belirgin oranda yüksek olması dikkatimi çekti. İstanbul’daki katılımcılarının yanında İzmir, Ankara, Hatay, Rize, Diyarbakır gibi illerden de gelenler vardı. Öğle ve akşam yemeklerinde katılımcıların da deneyimlerini dinlemek benim için en az gün içerisindeki konuk konuşmacı ve eğitmenlerin yaptıkları sunumlar kadar öğretici oldu.
23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı
Eğitimin bir parçası olarak, birinci günün akşamı 23,5 Hrant Dink Hâfıza Mekânında rehberli tura katıldık. Kapılarını 2019 yılında ziyaretçilerine açan 23,5 Hrant Dink Hâfıza Mekânı, Hrant Dink Vakfı tarafından hayata geçirilen bir hafıza ve diyalog mekânı. Adını, Hrant Dink'in 2007 yılında öldürüldüğü, Agos Gazetesi'nin eski ofisinin bulunduğu Şişli'deki Halaskargazi Caddesi üzerindeki Sebat Apartmanı'nın numarasından alıyor.
Mekân, Hrant Dink’in yaşamını, düşüncelerini ve mücadelesini anmak için kurulmuş. Hrant Dink’in mücadelesine, Agos Gazetesi’nin hikâyesine, cinayete giden sürece ve cinayet sonrasında yaşananlara ışık tutarken, aynı zamanda azınlık hakları, insan hakları ve demokratikleşme bağlamında yakın Türkiye tarihine bir bakış fırsatı sunuyor. Burada, insan hakları, ifade özgürlüğü, azınlık hakları ve barış gibi konular üzerine sergiler, etkinlikler ve eğitim programları düzenleniyor.
23,5, ziyaretçi programları kapsamında düzenlenen rehberli turlar ve atölyelerle, ziyaretçilerine farklı deneyimler sunuyor. Hrant Dink'in mirasını yaşatmak ve toplumsal hafızayı diri tutmak için önemli bir rol oynayan 23,5, ziyaretçilerine diyalog ve empati ortamı sunmayı amaçlıyor.
Mekânın tasarımı kadar, mekânda ziyaretçilere rehberlik yapan, aynı zamanda Türkiye’nin farklı bölgelerinde gezici olarak hafıza ve diyalog atölyeleri düzenleyen ekibin yetkinliği ve motivasyonu da beni oldukça etkiledi. Türkiye’de en çok ihtiyacımız olan hafıza ve diyalog çalışmalarının yaygınlaşması ve kalıcı hale gelmesi için bu gibi atölyelerin ve ekiplerin sayılarının artmasını diliyorum.
Akademinin Devamı…
Yüz yüze eğitimler tamamlanmış olsa da akademi bizler için henüz bitmedi. Dört adet çevrimiçi buluşmanın ardından sonbahar döneminde katılımcılardan bazılarının temsil ettikleri kurumların çatısı altında azınlık hakları alanında süreli projeler yürütebilmeleri için hibe desteği sunulacak. Bir diğer deyişle, almış olduğumuz eğitimlerden de yola çıkarak Türkiye’de azınlık hakları alanında farkındalık yaratmak, savunuculuk yapmak veya eğitsel içerikler geliştirmek için proje başvurusu hazırlayıp hibe desteği alabilmek için Hrant Dink Vakfına başvurabileceğiz. Böylelikle Hrant Dink Vakfının projesi sadece teorik bilgi ve eğitimlerle sınırlı kalmayıp, etkisi ölçümlenebilecek çalışmalara da ön ayak olmuş olacak.
Sonbahar döneminde gelişmeler ve ne gibi bir çalışma yapmak istediğimizle ilgili olarak Şalom Gazetesi okuyucularına bilgilendirme yapmayı umuyoruz.
