Ayların adları nereden geliyor - 2

Gerek Türkçede gerekse İbranicede, hepimizin kulağına tanıdık gelen ama beynelmilel olan miladi takvimdeki ayların adlarından farklı olan bu isimleri nereden gelir? Merak konusu olan, zamana ait bu isimleri biraz eşelemek istedim.

Nesim ŞALOM Perspektif
3 Temmuz 2024 Çarşamba

Binyıllardır kullanılan takvimlerin, kullandıkları ölçüte göre aralarında farklılıklar olsa da genel olarak en çok kullanılanlar mevsimsel döngüleri esas alan takvimdir. İbrani Takviminde de bir yıllık takvim döngüsünde yer alan 12 (veya 2-3 yılda bir 13) ayın doğada yaşanılan olaylarla doğrudan bağlantısı vardır.

Esas olarak tarım faaliyetleri üzerine oluşturulmuş İbrani Takvimindeki ayların adlarının nereden geldiğine kaldığımız yerden bakmaya devam edelim:

7) Takip eden ay Tişri. Bu ayın adı Akad dilinden gelmektedir. Malum bu ay içerisindeki beş dini bayram ve iki oruç ile maneviyatın zirveye ulaştığı aydır. Elul ayından itibaren maneviyatın zirvesine ilişkin hazırlıklar başlamıştır. Bu kadar yüksek maneviyatın olduğu ay da dini yeni bir yıl için başlangıç kabul edilir. Ayın ilk günü yılbaşı ve 10 gün sonrası yeni seneye beyaz bir sayfayla başlamanın kefaret günüdür. Bu ayın burcu olan Terazi’nin kefeleri, adeta bu ay içerisindeki yargı günlerini işaret eder. Akad dilinde Tasritu veya Sarru başlangıç demektir. Bu kelimenin İbraniceye Tişri olarak geçmesi İbranilerin Babil sürgünü ile olmuştur. Babil sürgününe kadar İbranice bu ayın adı Etanim olarak geçerdi. Sebebi, bu ay sonbaharın başladığı aydır. Etanim, sonbahar gelmesine rağmen suyunun akışı kesilmeyen ve sürekli akan dereler demektir. Bu ay da her daim akan sulara adanmıştır. Etanim ismi halen Tişri ile birlikte eş anlamlı olarak kullanılır.

Bu ay Türkçede ekimdir. Anadolu’da ekimin eş anlamlısı Gazel’dir. Gazel sonbahar demektir ve hasadın yapılıp yeni tarım yılı için ekime başlanma zamanı gelmiştir.

Miladi takvimdeki October ise, September´in 7. ay olmasına benzer şekilde Roma takviminin başlangıcından itibaren 8. ay demektir. Octo Yunanca 8. Ahtapot 8 bacak. (Oço)

8) Takip eden ay İbrani takvimine göre Nisan ayından itibaren saymaya başlandığında 8. ay olan Heşvan. Bu ayın kelime kökeni biraz karmaşıktır. Aslen ayın adı Heşvan değil Marheşvan’dır. İsmin başına gelen Mar (acı) eki bu ay herhangi bir bayram veya kutlama olmamasındandır. İbranicede diğer tüm ay adları tek veya iki heceli olduğundan bu kelime de iki heceye uydurmak amacıyla Heşvan olarak kısaltılmıştır. Marheşvan ise Babil ve Akadca’dan farklı bir telaffuzla devşirilmiştir. Baştaki M ile V harfi değişerek aslen Warahsamnu olan kelimeden gelir. Yarah-Şamnu okunur, yani 8. Ay. (İbranice Yareah Şemini). Heşvan ayı sevinme vesilesi olacak günlerden yoksun olduğu için, öncesindeki ay içerisinde bol miktarda gerçekleşen kutlama ve kutsanma günlerinden sonra kendi içimize kapanıp düşünme ve değerlendirme için bir fırsattır. Kendi içimize kapanma dürtüsü bir yerde bu ay ile birlikte kendini iyice hissettiren güz mevsiminde doğanın kış uykusuna yatarak kendini yenilemeye hazırlaması ile örtüşür. Nuh Tufanı yağmurlarından sonra ilk çıkan gökkuşağının da bu ayda ve takip eden Kislev ayında görüldüğüne inanılır.

Aylar için Türkçe isimler kullanılması kanunun çıkmasına kadar ekim ayının adı Teşrin-i Evvel ve kasım ayının adı Teşrin-i Sani olarak geçerdi. Arapça Teşrin-i Evvel ilk Teşrin ve Teşrin-i Sani ikinci Teşrin demektir. Yani İbranicedeki Tişri ayı. Türkçe kasım adı ise taksim etmek bölmekten geliyor. Söylenceye göre Türklerin Anadolu’ya gelmeye başlamasıyla, yılın günleri ikiye bölünürmüş. Yılın yarısı Hızır Peygamber’in günleri, diğer yarısı ise İlyas Peygamber’in günleriymiş. Hızır’a ait günlerin başlangıcı 6 Mayıs iken İlyas’a ait günlerin başlangıcı 6 Kasım’mış ve bu taksimattan ötürü bu aya Kasım adı verilmiş.

Miladi takvime göre benzer şekilde November 9. Ay. (Nueve) 

Kasım Ayı Alegorisi ve Heşvan Ayında akla gelenler

9) İbrani Takviminde takip eden Kislev ayı. Bu isim de Babil veya Akadça’dan Kissilimu adından gelmekte ancak anlamı çok net değildir. İbranice bu kelime içerisindeki KSL (כסל) kök harfleri, kışa girilmesi ile beraber bol su bırakacak yağmurların hayali ve umudu manasında da yorumlanmaktadır. (Amida duasında bulunan yağmur dileme duasına ait paragrafın okunmasına bu ayda başlanır.) Bu ay ile bağdaştırılan olumlu düşünce, umut ve temennilerin bir mucize ile vücut bulması ise Hanuka Bayramıdır. MÖ 165 yılında gerçekleşen bu mucize her Kislev ayının 25’inde kutlanmaya başlanır ve bir sonraki Tevet ayının 3’üne kadar, 8 gün boyunca yakılan mumlarla kutsal yağın mucizesi anılır. MÖ 168 yılı olarak bilinen Makabilerin Seleukoslara karşı zafer kazanarak Bet Amikdaş’ı kurtarmaları ve içerisindeki putlardan temizlemeleri kutlanır. Diğer taraftan İsrail Devleti için, biri Polonya ve Türkiye, diğeri ise Kiev kökenli çok önemli iki lider, David Ben Gurion ve Golda Meir’in vefatları (1973 ve 1978) bu ayda olmuştur.

Bu ayın adının Türkçede anlamı çok derin değil. İki ardışık yılın arasında olan ay manasında aralık denmiştir. Miladi takvimi zikretmeye artık gerek yok, December başlangıçtan itibaren 10. ay. (Diez)

 

Miladi yılın son ayı Aralık, İbrani Takviminde Hanuka Mucizesinin ayı

10) Miladi takvimin ilk ayı, İbrani Takviminde Tevet ayına karşılık gelir. Tevet adı da Babil ve Akad dillerinden geçmiş olup aslen Tebetu veya Tebu olarak söylenir. Anlamı ilginçtir, bir önceki ayda umut ve temennilerde bulunulan bol su dileği gerçekleşmiştir ve bu kelimenin anlamı, suda, bataklık veya çamurda batmak veya boğulmak demektir. İbranicedeki Litboa (לטבוע) kelimesi de bu manadadır. Ama bu kökten gelmesi kötü manada değildir. Suyun bol olması ile bağlantılıdır. Zaten Tevet adı aynı zamanda İbranice Tov yani iyi kelimesi ile de aynı kökten gelir. Mevsim olarak suya ve ıslaklığa atfen bu isim verilmiştir. Burada Kabalistik bir bilgi eklemek gerekirse, Tevet ayına karşılık gelen alfabedeki harf Ayin (ע) harfidir ve Ayin göz demektir. Bu ay için umutla ve iyi gözle etrafa bakmak gerektiğine inanılır. Çünkü MÖ 362’de gerçekleşen Purim Mucizesinin baş aktörü Ester bu ayın ilk günü 1-Tevet’te kraliçe olmuştu. Bu ayın acı bir anısı ise MÖ 425’te gerçekleşen ve Yeruşalayim’in yıkımına götüren kuşatma 10 Tevet tarihinde başlamıştı. Bu kederli olayın anısına ise Asara Betevet orucu tutulmakta.

Türkçedeki anlamı tahmin edildiği üzere, mevsimsel olarak en soğuk ayda bulunulması ve bu zamanlarda yakılan ocaklardan gelmektedir. Miladi takvimde ise anlamı biraz derin. January adı, İbrani Takvimindeki başlangıç ayı olan Tişri’nin manevi anlamına benziyor. Janus antik Roma’nın iki yüzlü Tanrısının adıydı. Bu figürün sakallı ve yaşlı bir yüzü arkaya bakarken genç ve umutlu diğer yüzü öne bakar. Bu figürün heykelleştirilmiş olduğu birçok eser mevcuttur. Bu figür aynı zamanda geçmiş ile geleceğin ayırım çizgisi olan eşiğin sembolüdür. Dolayısı ile Latince Janus veya batı dillerinde Janua olarak kullanılan bu kelime, kapı girişi, eşik, kemer, geçit manasına gelir. January adı bu Tanrının adının aynı zamanda geçit koruyucusu anlamında bu dillere geçmesiyle kullanılmaya başlanmış. January, yeni bir yıla başlarken bulunulan eşikte, geçmişe dönük yüz ile geride kalan yıl ile hesaplaşma ve ileriye dönük diğer yüz ile yeni başlayan yıla ait planlar yapma ve umutlar besleme zamanıdır. Janus Tanrısının karakteri de budur. 

Viyana Schönbrunn Sarayı bahçesindeki Tanrı Janus ile Tanrıça Bellona heykeli ve Ocak ayı yani Tevet sembolleri

11) İbrani takvimindeki 11. ay Şevat Ayı, Türkçede aynı isimle anılan şubat ayıdır. Kelimenin kök harfleri ŞVT, Akadca Sabatu’dan gelir. Bu kelimenin anlamı lider asası, değnek, dövmek ve fırtınayla gelen şiddetli yağmurlar manasındadır. Kış mevsimine denk gelen bu ayın sembolizması da toprağa düşen yağmurlar ve topraktaki bol suyu çeken ağaçlar ile ilintilidir. Önceki Tevet ayının harfinin göz yani Ayin (ע) olduğunu hatırlayalım. Bu aya karşılık gelen harf ise ağaca benzeyen Tzadik (ץ) harfidir. Arka arkaya gelen bu iki ayın harfleri arka arkaya yazıldığında Etz (עץ) yani ağaç kelimesine ulaşırız. Suyun bol olduğu ve ağaçların hayat vermeye başladığını görüp gözlemlediğimiz aydayız. Bu nedenledir ki, ağaçların yılbaşı bayramı Tu Bişvat bu ayın ortasında kutlanır. Ayın anlamı sadece bununla kalmıyor. Zodiac’ta bu ay astrolojik olarak Kova burcudur. Kova da suyun burcudur. Aynı zamanda ağaçların topraktaki suyu çekerek gövdelerinden yukarıya taşımalarına benzer şekilde, Kova da kuyuda ve daha alçakta olan suyu çekerek yukarı taşımaya yarar. Dolayısıyla Şevat tarımsal faaliyetlerin azaltılıp izleme ve dinlenmeye daha fazla vakit ayrılan bir aydır. Bundan ötürü de kelimenin içerisinde yer alan sadece Ş ve V (שב) harfleri aynı zamanda oturmak demek olduğundan, (kesin bir bilgi olmamakla birlikte) Şabat ile de ilintili olabilir. Şevat’a ait bir diğer olay ise, Hz. Musa’nın Ürdün Nehri geçildikten sonra, Tanrı’nın Tevrat’ta verdiği öğretilerini sözlü anlatımla halka aktarmaya bu ayda başlamıştır.

Bu ayın Latince February adı, arınma ve temizlenmeden gelmektedir. Eski Roma döneminde bu ayda kutlanan bir festival olan Februa (Arınma Bayramı) bu aya adını vermiştir. 

MS. 354’de derlenmiş Philocalus Takvimi'nde su ve arınma temalı February Ayına ait ilüstrasyon ve İbrani Takviminde Şevat ayı

12) Geldik İbrani takvimindeki 12. ay olan Adar’a. 2-3 yılda bir eklenen (19 yılda 7 kez) artık ay ikinci Adar ayı bu arada tekrarlanır. Kelime kökeni Akadca’dan gelmekle beraber Adar’ın anlamı İbranice Adir (אדיר) kelimesinden gelir güçlü ve muktedir demektir. Bu ayda gerçekleşen olaylar vesilesiyle bu ismi almıştır. Hz.Musa’nın doğum tarihi ve ölüm tarihi, 120 yıl arayla aynı gün bu ayın 7’sindedir. En büyük sevinç vesilesi Purim Bayramı ve MÖ 422’de gerçekleşen Ester Mucizesi bu ayın ortasında kutlanır. Neşe ayı olmasını sembolize eden bir olgu da bu ayın karşılığı olan alfabedeki harf Kof (ק) harfi, kof kelime olarak da anlamı maymun demektir. Maymun komikliği ve soytarılığı ile bilinen hayvandır. Önceki aya benzer olarak bu ayın da Zodiac’taki anlamı da gene Purim mucizesine işaret eder. Balık burcu, şansın ve suların altında gizli kalan ruhların sembolüdür. “Pers veziri Aman’ın yaşattığı zulmün sona ermesine kadar Tanrı yüzünü kullarından sakladı ve Kraliçe Ester’in kralın gözünü açmasıyla mazlum halkın şansı döndü.” Purim eğlencelerindeki maskeli baloların da anlamı bundan gelir.

Bu ayın adı Türkçe ve Latin dillerinde Mart (March) olarak geçer. Roma Takvimine göre başlangıç ayı olarak kabul edilen mart ayının adı Savaş Tanrısı Martius’tan gelir. Romalılar için bir savaşa başlanacaksa en uygun zaman mevsimsel olarak bu aydır. Mars gezegeninin adı da, kızıl rengi ile savaşı anımsattığından ötürü bu tanrıdan gelir. Savaş zamanlarında moral yükseltmek için çalınan marşların da kökeni Savaş Tanrısı Mars’a dayanır.

Sıklıkla kullandığımız ayların adlarının sadece birer isimden ibaret olmaması ilginç değil mi…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün