•Yandaş Türkiye Gazetesi´nin manşetinde bir haber yayınlandı. Özel olarak kurgulanmış, belli bir hedefi gerçekleştirmeye matuf bir haberdi bu. Gazetenin manşeti şöyleydi: Gazze´de masumları öldürmeye gittiler – 4 Bin Katil Türkiyeli! Gazetenin iddiasına göre Türk Yahudilerden 4 bin kişi, soykırımda İsrail ordusuna yardım etmek için Gazze´ye gitmişti ve cinayetlere katılmıştı. Haberin kaynağı belli değildi. İddiaya göre Türkiye´den İsrail´e bu amaçla gidenlerin sayısı gönüllü ve geri hizmetlilerle birlikte 10 bin kişiyi aşıyordu. Türkiye´nin Yahudi nüfusu 20 bin kişi civarında olduğunu biliyoruz. Küçücük bir cemaatin neredeyse yarısı adam öldürmeye Gazze´ye gitmiş, kimsenin haberi yok! Ama Türkiye gazetesinin muhabiri bunu keşfetmiş! Haberin niyeti çok açık: Türkiyeli Yahudileri hedef haline getirmek. oMEHMET Y.YILMAZ – www.t24.com.tr
CIA'in World Factbook'u grubun çeşitli tip ve menzillerde 150.000'den fazla füze ve rokete sahip olabileceğini söylüyor. Ayrıca Nasrallah'ın 100.000 savaşçısı olduğunu iddia etmesine rağmen grubun 45.000 kadar savaşçısı olduğunu tahmin ediyor. Ancak analistler ve İsrailli yetkililer Hizbullah'ın cephaneliğinin, İsrail'in kritik altyapı ve askeri varlıklarını hedef alabilecek hassas güdümlü füzeleri nedeniyle Hamas'tan çok daha tehlikeli olduğunu söylüyor.
Hizbullah ayrıca İsrail'i gelen roket ve füzelere karşı korumak için tasarlanan Demir Kubbe'yi atlatabilen patlayan insansız hava araçları da sergiledi. Grup ayrıca Demir Kubbe'nin engelleyemeyeceği kadar hızlı ve alçaktan uçan tanksavar füzelerine de sahip görünüyor. Nasrallah iki hafta önce yaptığı konuşmada Hizbullah'ın elindeki silahların sadece küçük bir bölümünü kullandığı uyarısında bulundu. Gerekirse Hizbullah'ın bu silahları hassas saldırılarla fırlatabileceğini söyledi. Nasarallah “Düşman bizi karada, havada ve denizde beklemesi gerektiğini biliyor” dedi.
https://gazeteoksijen.com/new-york-times/nyt-yazdi-israil-ve-hizbullah-savasin-esiginde-215859
Taraflar arasında artan kavgacı söylemlerin karşıdakini caydırmak için gövde gösterisi mi yoksa savaşın ayak sesleri mi olduğunu kestirmek zor. Blöf bile olsa taraflardan birinin tek bir yanlış hamlesinin büyük bir savaşa dönüşme riski var.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1701 sayılı kararına göre sınırdaki Mavi Hat ile Litani Nehri’nin güneyindeki bölgede silahlı personel olarak sadece Lübnan Ordusu askerleri ve Birleşmiş Milletler Barış Koruma Gücü UNIFIL olabilecek. Yani bu bölgedeki Hizbullah askerlerinin çekilmesi isteniyor.
Temmuz 2006’daki savaşı bitiren bu karar yıllardır uygulanmıyor. Her iki taraf da BMGK’nın 1701 sayılı kararına ihlallerde bulunuyor. Hizbullah saldırılarını durdurmak için İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılarına son vermesini şart koşuyor.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, “Biz her zaman barışın savunucusuyuz” açıklamasında bulundu ve İsrail’in Gazze’deki operasyonlarını durdurması ve Lübnan’da Hizbullah’a saldırmayı bırakması gerektiğini söyledi. Mikati, “Halkımızın yanındayız. Direniş görevini yapıyor, Lübnan hükümeti görevini yapıyor ve amacımız ülkeyi kelimenin tam anlamıyla korumaktır” dedi.
Olası bir İsrail-Hizbullah savaşında, İran ve Irak’taki bazı gruplar da Hizbullah’a desteklerini açıkladılar. Arap Birliği, Hizbullah’ı terörist örgüt listesinden çıkardı. Gazze’ye destek için Şii bir örgüt olan Hizbullah İsrail Ordusu’nu karşısına aldı. Dolayısıyla Lübnanlılar, Gazze’de olup bitene kınamadan öte tepki veremeyen Arap ülkelerine kızgınlar.
https://harici.com.tr/yabba-dabba-doo/
Üçüncü konu, Hamas’ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze’de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze’de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas’ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail’in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas’ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze’nin Hamas’ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi.
Siyasi bir çözüm -Başkan Biden’ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde-, Hamas’ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail’in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.
Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.
https://www.youtube.com/watch?v=sJj-71cKkwM
Yandaş Türkiye Gazetesi’nin manşetinde bir haber yayınlandı. Özel olarak kurgulanmış, belli bir hedefi gerçekleştirmeye matuf bir haberdi bu.
Gazetenin manşeti şöyleydi: Gazze’de masumları öldürmeye gittiler – 4 Bin Katil Türkiyeli!
Gazetenin iddiasına göre Türk Yahudilerden 4 bin kişi, soykırımda İsrail ordusuna yardım etmek için Gazze’ye gitmişti ve cinayetlere katılmıştı.
Haberin kaynağı belli değildi.
İddiaya göre Türkiye’den İsrail’e bu amaçla gidenlerin sayısı gönüllü ve geri hizmetlilerle birlikte 10 bin kişiyi aşıyordu.
Türkiye’nin Yahudi nüfusu 20 bin kişi civarında olduğunu biliyoruz.
Küçücük bir cemaatin neredeyse yarısı adam öldürmeye Gazze’ye gitmiş, kimsenin haberi yok! Ama Türkiye gazetesinin muhabiri bunu keşfetmiş!
Haberin niyeti çok açık: Türkiyeli Yahudileri hedef haline getirmek.
Tam da TCK 216’nın 1. Fıkrasına uyuyor:
“Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Azdırılmış güruhların kahvehane bastığı, adam dövmeye kalktığı bir ülkede, bu tahrikin ne sonuçlar verebileceğini tahmin etmek de zor değil.
Haber yayımlanalı bir hafta oluyor.
Savcıların nasıl bir işlem yapacağını görmek için bekledim, “tık” yok!
Oysa mesela şarkıcı Gülşen’i bu suçlamayla hapse atmakta tereddüt etmemişlerdi. Ortada tehlikeye atılmış kimse olmadığı halde!
Cumhurbaşkanı’nı, İçişleri Bakanı’nı, Adalet Bakanı’nı uyarıyorum: Beslemeleriniz ateşle oynuyor, farkında mısınız?
https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/bak-su-konusana,45481
İsrail ne zaman Filistin’e saldırsa, ırkçılar derhal bu saldırıdan tüm Yahudileri ve özellikle Türkiyeli Yahudileri sorumlu tutan açıklamalar ve sloganlarla sokaklarda eylemler örgütlüyorlar. Bizler İsrail’in Filistin halkı üzerinde estirdiği teröre, işgal politikalarına ve yasadışı yerleşim hamlelerine karşı çıkarken, tüm savaş ve işgal karşıtlarını Yahudi düşmanı ırkçılara, antisemitistlere de dur demeye çağırıyoruz. İktidar, İsrail’in şiddetine karşı çıkarken Yahudi düşmanlığı yapan ve nefret söylemini pekiştirenlerin önünü açmamalıdır.
Yahudi düşmanlığının Türkiye’de revaçta olmasının iki nedeni var. Birisi, İsrail devletinin Yahudilerin son sığınağı olduğu yönündeki propagandanın arkasına gizlenerek işlenilen 76 yıllık sonu gelmez Nakba sürecinin yarattığı öfke. İkincisi ise konumuz açısından önemli olan ve aşırı sağcıların Yahudiler konusunda sahip olduğu genel ırkçı fikirler ve bu fikirlerin gündelik propaganda içinde olağanlaştırılması. Bir yandan Siyonizm, Yahudi düşmanlığını körüklüyor, diğer yandan Yahudi düşmanlığı sağcıların tarihsel olarak daima sörf yaptıkları bir alan olarak kullanılıyor.
…
Türkiye’de Yahudi düşmanları gerçekten de var. Sadece cumhuriyet tarihi boyunca hayata geçen uygulamalar, yani bir devlet pratiği olarak Yahudi düşmanlığı değil söz konusu olan. Aynı zamanda, devlete muhalif olan kesimler arasında da antisemitist fikirlerin varlığından söz etmek mümkün.
Yeni Şafak gazetesi, İsrail 7 Ekim’de Gazze’ye ağır saldırı başlatır başlatmaz antisemitist yayınlar yapmaya başladı. Ocak ayının başında, ABD’de bir Sinagog’un altında bulunduğu iddia edilen tünellerle ilgili “İğneli Fıçı” merkezli bir haber yaptı. Her kelimesi ırkçı, Yahudilere yönelik nefreti körükleyen bu haber gibi içerikler ve yorumlar daha sonra Balat Hastanesi’nin, sözde Gazze’de işgale karşı olanlarca, hedef gösterilmesine neden oldu.
https://marksist.org/icerik/Yazar/21077/Filistin-icin-direnise-ara-verilemez-III
Leeds'ten hukuk diploması, Oxford'dan yüksek lisans derecesi alan Keir Starmer'ın insan hakları davaları üzerine uzmanlaşan parlak bir avukat olması onu başsavcılığa taşıyor. Terör ve uyuşturucu üzerine elde ettiği başarılar ise onu politikaya yönlendiriyor.
Tony Blair'in karizmasına değil ama kararlılığına sahip deniliyor. Colbyn gölgesinde gelişen anti-Amerikancı, antikapitalist, Yahudi karşıtı daralmayı temizleyip partinin tabanı genişletiyor.
Bundan sonra Victoria Secret ve Victoria Beckham'dan çok daha fazla adını duyacağımız Victoria Starmer'a gelince...
Polonya göçmeni Musevi bir baba ile Yahudiliğe geçen İngiliz bir annenin kızı. Baba muhasebeci, anne doktor, Londra'nın kuzeyinde zengin Gospel Oak semtinde büyüyor. Varlıklı bir aileden ve güzel giyinmeyi seviyor.
….
Ateist eşini Yahudi cemaatine entegre eden de o. Amal ve George Clooney yakın arkadaşları. Çevresi onu "mütevazı, sade, normal bir hayat isteyen çok zeki, çok komik bir kadın" olarak tanımlıyor. Hâlâ en büyük zevklerinden biri evlerinin yakınındaki Penople Pub'da cin-tonik içmek.
Kocası, savcılığı sırasında Sir ünvanı aldığı, dolayısı ile kendisinin de yasal olarak Lady olmasına rağmen bu ünvanı asla kullanmıyor. Çocuklarının adını ve görüntüsünü asla paylaşmıyor. Yaşı tam olarak bilinmiyor. 1973 ya da 1974 doğumlu olduğu tahmin ediliyor. Yani 61 yaşındaki kocasından bayağı genç.
Downing Street'e taşınmayıp 2 milyon Euro'luk Kuzey Londra'da Kentishtown'daki evinde kalabileceği konuşuluyor. Hele kendisinden öncekilerle kıyaslanırsa, Boris Jonson'ın üçüncü karısının "Carrie Antoniette" denilecek kadar ortalığı kasıp kavurması, Cherie Blair'in, Samantha Cameron'un her daim kocalarının yanında boy göstermelerini düşünürsek İngiliz magazinine malzeme vermeyecek gibi.
Saçlarını her zaman düz bırakan, şık giyinen Victoria'yı Tom Baldwin "ayakları yere basan, sokak bilgesi bir kadın" olarak tanımlıyor.
Nisan ayında Filistin yanlısı bir grup, evlerinin önünde protesto gösterisi düzenleyip kapılarının önüne çocuk ayakkabısı bırakıp, pankart asıyorlar. Lady Starmer oğluyla birlikte alışverişten döndüğünde karşılaşıyor protestocularla.
Kendisini nasıl hissettiğini soran muhabire "hasta gibi" diye cevap veriyor.
İngiltere’de seçimleri açık farkla kazanan İşçi Partisi lideri ve yeni başbakan Keir Starmer:
“ İsrail'in kendini savunma hakkı varken bunun uluslararası hukuka bağlı kalma ihtiyacı da var. Her şey uluslararası hukuk içinde yapılmalıdır."
https://x.com/basyazar/status/1809146963566182678
1972'de Jean Marine Le Pen yönetiminde kuruluşundan bu yana tarihsel olarak antisemitizmle ilişkilendirilen Fransız aşırı sağı yıllar geçtikçe kayda değer bir dönüşüm geçirdi. Marine Le Pen yönetiminde 2018'de yeniden markalaşmasının ardından NR İsrail yanlısı [3] bir duruşa doğru kaydı. Partinin bu değişimi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kucaklamayı ve daha önce antisemitik söylemle olan ilişkilerinden etkili bir şekilde uzaklaşmayı da içeriyor.
Bu yeniden markalaşma bir zamanlar Ulusal Birlik'in çekirdek seçmen kitlesi içindeki dazlak kafalardan (skinheads) ve neo-Nazilerden destek alan partinin geçmişini gizlemeyi amaçlıyor. Örneğin, LR'den İsrail'deki Fransız vatandaşlarını temsil eden milletvekili Meyer Habib, Ulusal Birlik'in göz önüne gelmesinde ve sol muhalefetin şeytanlaştırılmasında büyük rol oynadı.
Aşırı sağın yeniden markalaşması hem ideolojik olarak hem de kamuoyu algısı açısından etkili oldu. Marine Le Pen'in Fransız siyasetindeki hamisi Jordan Bardella, TikTok ve Instagram gibi platformlarda güçlü bir varlık gösteriyor. 28 yaşındaki Bardella genç ve siyasette deneyimsiz olsa da geleneksel siyasi figürlerden hayal kırıklığına uğrayan Fransız gençlerinin gözünde cazibesini artıran kapsamlı medya koçluğundan yararlandı.
https://www.odatv.com/dunya/boyle-yahudiler-de-var-musanin-bozkurdu-tankci-albert-120051888
Seidman, son yıllarda Netanyahu hükümetindeki koalisyonların ağırlıklı olarak sağa kaydığını, Dini Siyonizm gibi partilerin de dahil olduğu ittifakların Gazze'deki politikaları ve askeri stratejileri etkilediğini belirtiyor.
Yüksek Mahkeme'nin Haredileri askere alma kararı, gerginliği artırdı.
İsrail Demokrasi Enstitüsü tarafından yapılan bir anket, İsrailli Yahudilerin yüzde 70'inin bu değişikliği desteklediğini gösteriyor.
Şimdiye kadar yeşiva öğrencisi olarak kayıtlı 60 binden fazla Haredi erkeği askerlik hizmetinden muaf tutuldu.
Buna yanıt olarak orduya, topluluktan 1500 askere ek olarak 3000 kişiyi daha askere alması talimatı verildi. Gelecekte bu sayının artması planlanıyor.
Güney İsrail'de tank komutanı olarak görev yapan bir askerin annesi olan Mor Şamgar, geçtiğimiz günlerde bir konferansta İsrail'in ulusal güvenlik danışmanına meydan okuyarak, "Oğlum zaten 200 gündür yedekte. Kaç yıl daha askerlik yapmasını istiyorsunuz? Nasıl utanmıyor?" dedi.
Tepki sosyal medyada viral oldu.
Yaygın algının aksine Seidman, Haredilerin kamuoyuna giderek daha fazla uyum sağladığını söylüyor.
Yol yardımı ve ambulans hizmetleri gibi kamu hizmeti girişimlerini ülke çapında genişlettiklerini ve "bu katkıların askerlik hizmetine alternatif olarak görülmesini" umduklarını da ekliyor.
https://www.bbc.com/turkce/articles/c2x0grlezleo
"Mazal Tov! Jamaikalı müzisyen Ziggy Marley'in oğlu ve müzik ikonu Bob Marley'in torunu Abraham Marley, geçtiğimiz günlerde Bar Mitzvah'ını kutladı. 🎊🥳✨
Abraham'ın annesi Orly, İran-Yahudi kökenli bir İsraillidir. İşte babasının gururla paylaştığı fotoğraf. " ❤️🇮🇱🎗️👍👏🙏
https://x.com/rachelhalinasor/status/1808248224177967547
Alman futbol takımı @werderbremen stadyumunun önünde rehine Hersh Goldberg-Polin'in yüzünün yer aldığı bir bayrak dalgalandırıyor 💚🎗️
https://x.com/AvivaKlompas/status/1808957474214641867
Fransız haham Moşe Sebbag: "Görünüşe göre Fransa'nın Yahudiler için bir geleceği yok."
Haham Sebbag bu yorumu, bir ay önce var olmayan Yeni Halk Cephesi'nin Fransız parlamentosunda en fazla sandalyeyi kazanmaya hazır olmasına yanıt olarak yaptı.
Yeni Halk Cephesi aşırı sol parti, sosyalist parti, komünist parti ve yeşil partiden oluşan bir koalisyondur. Parti platformlarından biri de Filistin devletinin derhal tanınmasıdır.
https://x.com/AvivaKlompas/status/1810085353778184481