Kilo verme veya belirli bir vücut şeklini koruma isteği günlük yaşamınızı normal işleyişini bozuyorsa, her ağzınıza attığınız lokmada kalori hesabı yapıyor ve pişmanlık duyuyorsanız, belki de bu konuda bir şeyler yapmanızın zamanı gelmiş olabilir.
Diyet takıntısı sosyal ilişkileri, iş hayatını ve ruhsal sağlığı olumsuz etkileyebilir. Bu durumdan mustarip kişiler, genellikle depresyon, anksiyete ve düşük benlik saygısı gibi sorunlar yaşayabilir. Kendilerini çirkin, değersiz ve kabul edilemez hissedebilirler. Hatta belki siz de onlardan birisinizdir. Yıllardır her yeni çıkan diyeti deniyor, kilo veren arkadaşlarınızın diyetisyenlerine danışarak kilo vermeye çalışıyor olabilirsiniz. Kilo alıp verme döngüsünden bir türlü kurtulamıyor, yarım kilo aldığınızda 10 kilo şişmanlamış gibi tepki veriyor olabilirsiniz. Diyet takıntısından farklı olmakla birlikte günlük hayatın akışını bozan bir diğer yeme bozukluğu türü de ‘Ortoreksiya Nervoza’dır. Ortoreksiya Nervoza, kilo verme takıntısından ziyade sağlıklı beslenme konusunu takıntı haline getirmek olarak da bilinir. Bu kişiler yediklerinin kalorisinden çok içeriği ile ilgilenirler. Temelinde kontrolü kaybetme, mükemmeliyetçilik ve değersizlik gibi duygular yatar.
Her zaman söylediğim gibi sorun ne olursa olsun ilk ve en önemli adım, duygu ve davranışlarınıza dair farkındalık geliştirmektir. Beslenmek tüm canlılar gibi bizim için de doğal bir ihtiyaçtır.
Taze ve işlenmemiş besinlerin yaygın olduğu bir çağda yaşıyor olsaydık, ne yediğimiz üzerine bu kadar kafa yormamız gerekmeyecekti. Fakat, ne yazık ki günümüzde yediklerimizin nereden geldiğini ve nasıl işlendiğini bilmek gibi bir sorumluluğa sahibiz. Yine de bu konuyu bir takıntıya dönüştürmeden yaşamak, diyeti bir takıntıya dönüştürmeden kilo vermek ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmak mümkün.
Diyeti takıntıya dönüştürüp dönüştürmediğinizi nasıl anlarsınız?
Beden algısı nedir?
Beden algısı, kişinin kendi bedenini nasıl algıladığı ve değerlendirdiği anlamına gelir. Bu algı, kişinin beden görünüşü, şekli, boyutu ve işlevselliği hakkındaki düşüncelerini ve duygularını kapsar. Beden algısı, kişinin özgüvenini, benlik saygısını ve ruhsal sağlığını önemli ölçüde etkileyebilir.
Beden algısı bir takıntıya dönüşürse ne olur?
Kişi bedeninin belirli bölgelerine aşırı ve sürekli odaklanarak o bölgeleri kusurlu bulmaya başlar. Bu takıntı, kişinin bedenini sürekli aynada kontrol etmesine, eleştirmesine ve başkalarıyla karşılaştırmasına neden olabilir. Kusurlu bulduğu bölgeleri gizlemek için özel giysiler giyebilir veya sosyal ortamlardan kaçınabilir. Hiçbirimiz mükemmel değiliz, herkesin vücudunda sevdiği veya sevmediği bölgeler olabilir. Bu gayet normal, ama bedeniyle ilgili olumsuzluklara odaklanan ve sağlıksız bir beden algısı geliştiren kişi, durumu kendini sosyal çevresinden yalıtacak kadar ciddi boyutlara taşıyabilir. Beden algısı takıntıları, kişinin günlük hayatını ve ruh halini olumsuz etkileyebilir ve depresyon, anksiyete ve yeme bozukluğu gibi diğer ruhsal sorunlara yol açabilir.
Beden Algısı Takıntılarının Belirtileri:
Beden algısı takıntısı ile başa çıkmanın yolları:
Olumlu bir beden algısı yaratmak için neler yapılabilir?
Beden algısı, ruhsal ve fiziksel sağlığınızı etkiler. Olumlu bir beden algısına sahip olmak, özgüveni ve benlik saygısını artırarak, daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir. Bedenin sadece bir dış görünüşten ibaret olmadığını unutmayın. Bedeniniz, sizi siz yapan şeylerin bir parçasıdır. Kendinize karşı nazik olun ve bedeninizi olduğu gibi kabul edin. Diyet yapma bağımlılığı yaygın bir sorundur, ancak bununla tek başınıza başa çıkmak zorunda değilsiniz. Yardım almak ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, bedeninizle daha barışık bir ilişki kurmanıza yardımcı olabilir.