WEB´DEN SEÇMELER

•Seçim kısır döngüsüne yakalanan İsrail´de hem bu döngüden çıkmak hem de iktidarda kalmak adına Binyamin Netanyahu´nun radikal dindar partilerle koalisyon kurmasının akabinde Haredi erkeklerin ayrıcalıklı statükosunu sürdürmek adına Yüksek Mahkemenin hükümsüz kılma yetkisinin elinden alınmasını sağlayacak yargı düzenlemesi yapmasına motivasyon sağladı. Eğer bu düzenleme Knesset´ten geçerse, bir sonraki aşama “Temel Yasa: Tora Çalışması” adlı bir yasa ile Tora çalışmasının devletin öz değeri olduğunu öne sürmek ve Yüksek Mahkemenin askerlik muafiyetinin eşitliğe aykırı olduğu kararını geçersiz kılmak olacaktır. DOÇ. DR. TUĞÇE ERSOY – www.aa.com.tr

İzak BARON Diğer
17 Temmuz 2024 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • YAHUDİ BİLGİNLER VE TÜRK TARİHİ  - İlber Ortaylı

AVRUPA dünyasında İslamistlik araştırmalarında gerekse tarihçilik ve dil araştırmalarında, hem Arabistik hem de İran araştırmalarında ve Türk tetkiklerinde hatırı sayılır bir Yahudi grup vardır. Karl Marx ve Friedrich Engels’den beri bu bahistedir. Bernard Lewis, Claude Cahen, Maxime Rodinson, Ignác Goldziher, Arminius Vambery; daha modern zamanlarda bilhassa Macar âlimler Lajos Fekete geleneğini izleyen Pál Fodor, Kaldor Naci, István Vásáry gibi tarihçiler, Edit Tasnádi, Beatrix Caner gibi üstün düzeyde tercümanlar buna örnek sayılabilir.

Avrupa çevrelerinde genellikle Yahudi entelektüellerin anti - Türk tutumuna rastlanmaz. Tam aksine Türkiye’ye, Türk tarihine bakışlarında en azından daha âdildirler. Gene Rusya ve Ukrayna’daki oryantalistlerin içinde Agafangel Efimoviç Krımskiy, Omeljan Pritsak, Viktor Ostapçuk, Alexandre Benningsen, bütün Moskova ekolü, Mihail Serafimoviç Meyer ve Svetlana Oreshkova gibilerini zikretmek gerekir. İsrail’deki Türkologlar da genellikle bu çevrelerdendir.

Türk gençlerinin Rusya, İran, Fransa, İtalya, İspanya, Macaristan ve İsrail gibi ülkelerde tarih ve coğrafya eğitimi görmesi bu toplumları tanımasıyla mümkün olur. Basit antisemitism, basit Batı aleyhtarlığı, her şeyin başı Amerika’ymış gibi bu ülkeye yanaşma merakı Türkiye’nin ve Türk milletinin politikasını, kültürel tavrını ve yönlendirilişini sağlıklı bir şekilde etkileyemez. Eğitimimize düşen dünyanın çeşitliliğine yönelmek ve onu tanımaktır. Yurdumuzun sadece bize ait olan son 900 senesini değil, daha evvelki 3000 yılını da çevresiyle birlikte tetkik etmektir. Büyük Atatürk’ün güçlü bir ulusu ve kültürü yaratmak için başvurduğu yol budur.

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/avrupa-ve-osmanliya-bakis-42489399

 

  • YAHUDİ İNSANDAN İNSAN YAHUDİ’YE – BURAK ATAMTÜRK VE KENAN MORTAN YORUMLADI: BİR ENTELEKTÜELİN YOLCULUĞU

Yahudi İnsandan İnsan Yahudiye program serisi, Metin Sarfati’nin aynı adlı kitabı ve yazarın hayatı temel alınarak farklı konuk moderatörler ve alt konu başlıklarıyla izleyicilerle buluşmaya devam ediyor.

Serinin dördüncü yayını, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi ve yazar Prof. Burak Atamtürk ve ekonomist, yazar ve öğretim üyesi Prof. Kenan Mortan’ın gerçekleştirdiği Bir Entelektüelin Yolculuğu; Metin Sarfati’nin Bizdeki İzleri alt başlığıyla izleyiciyle buluştu.

Programda, entelektüelin görevleri ve misyonu üzerinde durulurken, Metin Sarfati’nin bu yolda nasıl bir açılım sunduğu tartışıldı. Aydınlanma üzerindeki eleştirileri ve iktisat biliminin yorumlanmasında edebiyat ve psikolojiden yararlanarak geliştirdiği multidisipliner bakış açısı ele alındı. Sarfati’nin iktisat bilimine farklı bir perspektiften yaklaşması ve bu alanı edebiyat ve psikoloji gibi disiplinlerle harmanlaması vurgulandı.

Türk Yahudi kimliği ve bu kimliğin sorumluluğu da programda öne çıkan konulardan biriydi. Sarfati’nin Türk Yahudi kimliğinin tarihsel ve kültürel boyutlarını ele alırken, bu kimliğin günümüzdeki yansımalarını ve sorumluluklarını nasıl tartıştığı konuşuldu.

Metin Sarfati’nin son dönem çalışmalarında, Spinoza üzerinden aradığı cevaplar da değerlendirildi.

Spinoza’nın felsefi yaklaşımlarını temel alarak kendi entelektüel arayışlarına yön veren Sarfati’nin bu süreçte ortaya koyduğu eserler incelendi. Program, Sarfati’nin eserlerinin ve fikirlerinin günümüzdeki yansımalarını ve topluma kattığı değerleri ortaya koyarak izleyicilere derinlemesine bir bakış sunmasının yanında, entelektüel olmanın ve entelektüellerin toplumdaki vazgeçilmez rolünü yeniden sorgulatıyor.

https://medyascope.tv/2024/07/13/yahudi-insandan-insan-yahudiye-burak-atamturk-ve-kenan-mortan-yorumladi-bir-entelektuelin-yolculugu/

 

  • 10 NUMARA’DA İLK KEZ BİR YAHUDİ AİLE: İNGİLTERE’NİN YENİ BAŞBAKANI ŞABAT’I KUTLUYOR VE İSRAİL’İ DESTEKLİYOR

Starmer, Şabat’ı “haftanın en önemli günü” olarak nitelendiriyor ve Cuma akşamları düzenlenen challah ve kiddush’lu yemekleri “gerçekten hoş ve son derece kutsal” olarak tanımlıyor.

Aile, Londra’daki St. Johns Wood’da bulunan Liberal Yahudi Sinagogu’na mensup. Bu sinagog kendisini sosyal adalete bağlı ve Yahudi olmayan ortakları da kucaklayan “kapsayıcı, çoğulcu ve eşitlikçi bir cemaat” olarak tanımlıyor.

Starmer, çocuklarını “büyükbabalarının ailesinin inancını tanıyacak şekilde” yetiştirdiklerini belirtiyor. Kendileri için “Cuma günleri bu geleneği yaşatmak için inanılmaz derecede önemli.”

Starmer daha önce de Cuma akşamlarını evde geçirebilmek için bazı devlet etkinliklerden kaçındığını belirtmişti. Bu da görevden ayrılan Muhafazakâr Parti’li Başbakan Rishi Sunak’ın ve Muhafazakar Parti’nin eleştirilerine neden olmuştu.

 

https://serbestiyet.com/dis-haber/ceviri-10-numarada-ilk-kez-bir-yahudi-aile-ingilterenin-yeni-basbakani-sabati-kutluyor-ve-israili-destekliyor-173658/

 

  • GÖKÇEK'E GÖRE TÜRKİYE'DE 15 MİLYON GİZLİ RUM, ERMENİ VE YAHUDİ VARMIŞ

Eski AKP'li Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek sosyal medya paylaşımında Osmanlı'daki 1914 nüfus sayımından yola çıkarak bugün Türkiye'de 15 milyon'u aşkın Rum, Yahudi ve Ermeni olması gerektiğini öne sürdü. Gökçek, TBMM'nin kanun çıkararak bu kişilerin etnik aidiyetlerinin nüfus cüzdanlarına işlenmesi gerektiğini savundu.

https://www.agos.com.tr/tr/yazi/30659/gokcek-e-gore-turkiye-de-15-milyon-gizli-rum-ermeni-ve-yahudi-varmis

 

  • GÖLETTE İSRAİL SAZANI OPERASYONU: "BALIKLARI BİLE SİYONİST"

https://www.iha.com.tr/kocaeli-haberleri/golette-israil-sazani-operasyonu-baliklari-bile-siyonist-99400485

 

  • GÜNCEL ORTADOĞU JEOPOLİTİĞİ: SİSTEMİK DÖNÜŞÜM - Dr. Öğr. Üyesi Ceyhun Çiçekçi

7 Ekim 2023 sonrasında İsrail’in Gazze’yi işgalinin yarattığı bölgesel artçı dalgalar, savaşın ve yıkımın bölgeselleşmesi riskini fazlasıyla barındırıyor. Bir yanda Netanyahu’nun iktidarda kalarak siyasal bekasını garantileme çabası olarak uzayagiden Gazze işgali, bir yanda dikkatleri Gazze’de yaşanan soykırıma varan askeri faaliyetlerinden uzaklaştırabilmek hedefiyle bölgesel rakiplerini sürecin içerisine çekmeye çalışması, bir diğer yanda da gerileyen Amerikan liderliğinin yarattığı güç boşluğundan öncelikle Netanyahu hükümetinin ve dolayısıyla İsrail’in faydalanması dikkate şayan bir gelişme olarak duruyor. İsrail’in Gazze’yi işgal sürecinde neredeyse sınırsız bir askeri-politik destek sağlamış olsa da ABD, İsrail hükümetine söz geçiremiyor. Siyasi arenada yaşadıklarına istinaden (Aksa Tufanı baskını, yolsuzluk davaları, Uluslararası Ceza Mahkemesi süreci vb.) belki de kariyerinin en güçsüz dönemini yaşayan Netanyahu’yu kontrol edemeyen bir Amerikan liderliği, elbette ki İsrail’i Madrid Konferansı’nda masaya oturtabilen ve Oslo Süreci’nin önünü açabilen nüfuzundan, daha akademik bir ifadeyle, “tek-kutuplu an” olarak anılan Soğuk Savaş’ın hemen ertesindeki baskın pozisyonundan bir hayli uzak görünüyor.

https://foreignpolicy.org.tr/guncel-ortadogu-jeopolitigi-sistemik-donusum/

 

  • “TÜRKİYE’DE DİN, İNANÇ VEYA İNANÇSIZLIK TEMELLİ NEFRET SUÇLARI 2023”

 

https://inancozgurlugugirisimi.org/wp-content/uploads/2024/07/IOG-Nefret-Sucu-Rapor2023-TR-Full.pdf

 

  • HAMBURG'DA YAHUDİ YAŞAMINI VE GÜNLÜK HAYATI İLK KEZ İNCELEYEN DUNKELFELD ÇALIŞMASI

Çalışma, ankete katılan Yahudilerin %77'sinin, yani yaklaşık dörtte üçünün, son on iki ay içinde antisemitik olaylardan etkilendiğini gösteriyor. Katılımcıların yaklaşık %55'i, cezai olarak önemli antisemitik olaylardan etkilendiğini belirtiyor. Bu olaylar arasında çevrimiçi ve çevrimdışı hakaretler ve tehditler, fiziksel saldırılar, taciz veya takipten daha sık rapor ediliyor. Katılımcıların %76'sı olayları Hamburg'da yaşadı. Antisemitik olayları bildirenlerin büyük çoğunluğu, bu olayları rapor etmiyor. Antisemitik ayrımcılığa maruz kalanların %65'i, bu durumu İsrail ve Gazze'deki mevcut kriz durumuna bağlıyor.

https://www.gazetehamburg.com/haber/hamburgda_yahudi_yasamini_ve_gunluk_hayati_ilk_kez_inceleyen_dunkelfeld_calismasi-54073.html

 

  • ANTİK YUNAN DÖNEMİNDE YAHUDİLER - Umut Ataseven

https://www.indyturk.com/node/737326/t%C3%BCrki%C2%B7yeden-sesler/antik-yunan-d%C3%B6neminde-yahudiler

 

  • Tulin DALOGLU 💫🦋@TulinDaloglu

İsrail, Amerika’ya Deif operasyonu öncesi bilgi vermemesini Hamas’ın kulağına giderse yine yeraltına kaçarlar endişesine bağlamış. Böylelikle Biden hem yaşlı hem güvenilmeze mi oynuyor Biden , sahi sahi … ilginç zamanlarda yaşıyoruz!

 

https://x.com/TulinDaloglu/status/1812202757006164155

 

  • Deniz Ertuğ@DLeilaErtug

Özgür Filistin diye bağırıyor. Sanırsın İsrail müsaade etmediği için Filistin bu halde. Son 20 senedir seçim yapmayan Abbas özgürlüğün önünde engel değil, terör örgütü Hamas özgürlüğün önünde engel değil, İsrail engel. Evet ya ben ikna oldum 🤣

https://x.com/DLeilaErtug/status/1812188340197949526

 

  • HAREDİLERİ DE ALIN ASKERE

https://serbestiyet.com/haberler/haredileri-de-alin-askere-173811/

 

  • İSRAİL’DE BİR TOPLUMSAL BÖLÜNME MESELESİ: ULTRA-ORTODOKS YAHUDİLERİN ASKERLİKTEN MUAFİYETİ - Doç. Dr. Tuğçe Ersoy 

1998 yılındaki bir emsal kararla İsrail Yüksek Mahkemesi, Savunma Bakanının Haredi erkeklerin askerlikten muafiyetine karar verecek yasal bir otorite olmadığına hükmetti ve Knesset’in yasal bir düzenleme yaparak bu meseleye bir çözüm bulması çağrısını yaptı. İsrail’de kurumların göreli “demokratikleşmesinde” ve “liberalleşmesinde” dönüm noktası addedilebilecek kararların ardındaki Yüksek Mahkeme Başkanı Aharon Barak, o dönem yaptığı açıklamada "torato omanuto"nun eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ve kayda değer oranda bir kesimin devletin güvenliği için hiçbir şey yapmamasının ayrımcılık olduğunu dile getirmişti.

Bu karar neticesinde dönemin Başbakanı Ehud Barak Yüksek Mahkeme hakimlerinden Tzvi Tal başkanlığında bir komisyon kurarak bir yasal düzenleme yapılmasının önünü açtı. Son tahlilde, 2002 yılında Tal Yasası meclisten geçti. Buna göre tam zamanlı Yeşiva öğrencileri askerliğini 23 yaşına kadar tecil ettirebilecek; sonrasında ise orduda 16 ay kadar kısa dönemli askerlik yapmak, bir yıllık kamu hizmeti yapmak veya Yeşivada tam zamanlı çalışmaya devam etmek arasında seçim yapacaktı. Bununla beraber, bu düzenlemenin geçici olduğunu ve her 5 yılda bir Knesset tarafından yenilenebileceğini eklemek gerekir.

Gelgelelim bu yasal düzenleme tahayyül edilenin gerçekleşmesini sağlamadı. Haredi topluluk içerisindeki dini eğitim ve dini çalışmalar yapmaya yönelik adanmışlığın yerini devlet için askerlik hizmeti yapmak düşüncesi almadı. Çok sınırlı sayıda Haredi erkek orduya katıldı. Hatta iyi niyetlerle hazırlanan Tal Yasasının halihazırdaki eşitsizliği yasal bir temele oturttuğunu söylemek de yanlış olmayacaktır. Nitekim 2012 yılında Yüksek Mahkeme İnsan Onuru Temel Yasasını ihlal ettiği gerekçesiyle Tal Yasasının anayasaya aykırı olduğuna hükmetti ve düzenlemeyi iptal etti. 2013 yılında yeni bir düzenlemeyle askerlik yaşına gelen Haredi erkeklerin orduya alınmasına dair yüzde 60 oranında bir kota tanımlandı. Eğer 2017 yılına kadar yüzde 60 kotası sağlanmazsa tüm Haredi erkeklerin askerliğe çağrılacağına, aksi takdirde cezalandırılacağına karar verildi. Gelgelelim izleyen hükümetlerdeki koalisyonlarda Haredi partilerin bulunması nedeniyle meclis söz konusu düzenlemeyi değiştirebildi, cezalandırmayı kaldırdı, kotanın uygulanmasını 2020 yılına öteleyebildi.

Bu süreçte İsrail’in siyasi istikrarsızlık dönemine girdiğini, koalisyonların pamuk ipliğine bağlı olmasından dolayı hükümetlerin kısa sürede düştüğünü ve ülkede art arda seçimler yapıldığını hatırlatmak gerekir. Bu süreçte Haredi muafiyeti her zaman hem toplumsal gündemde hem de seçim gündeminde başat konu olmayı sürdürdü. Liderler bu meselenin çözümü için seçim vaatlerinde bulundular. Örneğin 2013 yılında merkez Yesh Atid (Gelecek Var) Partisinin lideri Yair Lapid “yükü paylaşma” sloganı çerçevesinde Haredi muafiyetini kaldırma sözü vermişti.

Bugünden bakıldığında 1998, 2012 ve 2017 yılında alınan kararlar eşitlikten uzak olan sistemin değişmesini sağlamadı. Tersine, seçim kısır döngüsüne yakalanan İsrail’de hem bu döngüden çıkmak hem de iktidarda kalmak adına Binyamin Netanyahu’nun radikal dindar partilerle koalisyon kurmasının akabinde Haredi erkeklerin ayrıcalıklı statükosunu sürdürmek adına Yüksek Mahkemenin hükümsüz kılma yetkisinin elinden alınmasını sağlayacak yargı düzenlemesi yapmasına motivasyon sağladı. Eğer bu düzenleme Knesset'ten geçerse, bir sonraki aşama “Temel Yasa: Tora Çalışması” adlı bir yasa ile Tora çalışmasının devletin öz değeri olduğunu öne sürmek ve Yüksek Mahkemenin askerlik muafiyetinin eşitliğe aykırı olduğu kararını geçersiz kılmak olacaktır. 7 Ekim öncesi sokaklara dökülerek 37. hükümetin düşmesi ve Başbakan Netanyahu’nun istifası için protesto yapan kitlelerin endişelerinin nedenlerini bir de bu açıdan değerlendirmek gerekir. 25 Haziran 2024 itibarıyla Haredi muafiyeti yasal olarak sonlandı; bu muafiyetin uygulamada sonlanması ise, şu an için olmasa da, gelecekte kaçınılmaz görünüyor.

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/analiz-israil-de-bir-toplumsal-bolunme-meselesi-ultra-ortodoks-yahudilerin-askerlikten-muafiyeti/3272076

 

  • İSRAİL-HİZBULLAH SAVAŞININ DÜNYAYA ETKİSİ NE OLACAK? | Mete Çubukçu ile Pasaport - 8 Temmuz 2024

https://www.youtube.com/watch?v=WeLChF4LTJg

 

  • Aviva Klompas@AvivaKlompas

Kanıtlar o kadar güçlü ki, New York Times bile Hamas'ın Filistinli sivillerin arkasına saklanarak işlediği savaş suçları hakkında uzun bir makale yazdı.

"Yerleşim mahallelerinin altında saklanıyorlar, silahlarını kilometrelerce tünellerde, evlerde, camilerde, kanepelerde, hatta bir çocuk odasında saklıyorlar ve sivillerle savaşçılar arasındaki sınırı bulanıklaştırıyorlar.

İsrail birliklerine ateş açmadan önce, bazen sandalet veya eşofman giyerek, araçlarına mayın takarak veya sivil bölgelerdeki fırlatıcılardan roket fırlatarak sivil kıyafetlerle saklanarak ortaya çıkıyorlar.

Terk edilmiş evlere patlayıcılar ve tuzak telleri yerleştiriyorlar, bazen Hamas'ın varlığına dair işaretler saçarak İsrail askerlerini bubi tuzaklı binalara girmeye teşvik ediyorlar."

 

https://x.com/AvivaKlompas/status/1812116871421776266

 

  • NETANYAHU İLE HALEVİ ARASINDA “BASKI” KRİZİ

Halevi, bir soru üzerine ordunun 7 Ekim saldırısının önleyememesi nedeniyle istifa edip etmeyeceğine savaşın hedeflerine ulaşılmasının ardından karar vereceğini söyledi. Halevi, “Neredeyse 40 yıldır IDF’de görev yapıyorum. Hizmetimin tek bir anı bile bir sandalyeye yapışmakla geçmedi. Şu anda Hamas’ın tasfiyesi, rehinelerin iadesi, sınırlarda yaşayanların güvenliğinin sağlanması gibi görevlerle meşgulüm” dedi.

Halevi, “Sorumluluğumu çeşitli vesilelerle ifade ettim ve bu sözlerin pratik bir anlamı da var, benim için çok açık. Görevleri ortada bırakmayız, görevleri tamamladığımızda kararımı vereceğim” ifadeleriyle istifa etmeyi ciddi olarak düşündüğünü ima etti.

https://harici.com.tr/netanyahu-ile-halevi-arasinda-baski-krizi/

 

  • Gözetleme savaşları, büyük misilleme saldırıları: Hizbullah-İsrail çatışması büyük bir savaşa evrilir mi?

https://haber.sol.org.tr/haber/gozetleme-savaslari-buyuk-misilleme-saldirilari-hizbullah-israil-catismasi-buyuk-bir-savasa

 

  • ivo molinas@basyazar

Haber beklendiğinden erken geldi. Bu da Yahudilerin işi çıktı. Sen neymişsin ey Yahudi!

 

https://x.com/basyazar/status/1812810798370287720

 

  • ÇİN-İSRAİL İLİŞKİLERİ BOZULMAYA DEVAM EDECEK - Shirley Ze Yu

Çin’in son on yılda İsrail’de gerçekleştirdiği çeşitli altyapı projeleri arasında en tartışmalıları iki liman oldu. Çin’in Şangay Uluslararası Liman Grubu (SIPG) 2021 yılında, ABD Donanması’nın Altıncı Filosu’nun sıkça uğradığı Hayfa limanını işletmek üzere 25 yıllık bir kira sözleşmesi imzaladı. 2014 yılında Çin Liman Mühendisliği Şirketi (CHEC), şu anda İsrail hükümeti tarafından işletilen Aşdod limanını inşa etme ihalesini kazandı.

O dönemde İsrail, ABD’nin limana bakan bir daire kiralayarak bölgeyi gözetleyebileceğini söyleyerek Amerika’nın güvenlik endişelerini yatıştırdı. O zamandan bu yana ABD burada faaliyet göstermeye devam ediyor ki bu da güvenlik endişelerinin giderildiğinin bir işareti.

Çin yatırımları 2018’de İsrail’in teknoloji sektöründe aldığı toplam doğrudan yabancı yatırımın sadece %5’ini temsil etse de ABD, İsrail’in inovasyon ve teknoloji start-up’larına yapılan Çin yatırımlarından hala memnun değildi. İsrail için ABD ile stratejik ittifakını sürdürmek her şeyden önce geliyor, bu nedenle Washington’u memnun etmek için Çin yatırımlarına muhtemelen daha fazla kısıtlama getirecek.

Özetle, Çin-İsrail ilişkilerindeki bozulmanın ekonomiden çok jeopolitikle ilgisi var. Kırk buçuk yıl önce ABD-Çin ilişkilerinin ısınmasından doğan ikili ilişki şu anda aşağı doğru bir seyir izliyor ve ne Çin ne de İsrail bu konuda fazla bir şey yapabilir. Çin’in Orta Doğu’da izlediği strateji ya da pozisyon ne olursa olsun, ABD’nin bölgedeki en güçlü müttefiki olan İsrail ile ilişkileri bozulmaya devam edecek.

https://harici.com.tr/cin-israil-iliskileri-bozulmaya-devam-edecek/

 

  • Aviva Klompas@AvivaKlompas

Bu hafta, bir intihar bombacısının patlayıcılarla dolu bir minibüsü Buenos Aires'teki bir Yahudi toplum merkezi olan Asociación Mutual Israelta Arjantin'in (AMIA) ön kapısına sürmesinin üzerinden geçen otuz yılı işaret edecek.

Arjantin tarihinin en ölümcül terör saldırısıyla ilgili olarak kimse adalet önüne çıkarılmadı.

Bu, üst düzey İran hükümet yetkililerinin saldırıyı gerçekleştirmesi için Lübnan merkezli Şii terör grubu Hizbullah'a talimat verdiğine dair çok sayıda kanıta rağmen gerçekleşti. Bunlar bugün Ortadoğu'yu istikrarsızlaştıran ve İsrail'le savaş kışkırtıcılığı yapan oyuncularla aynı.

https://x.com/AvivaKlompas/status/1812847997761245615

 

  • Aviva Klompas@AvivaKlompas

Güvenliğini sağlamak için Eden Golan, 2024 Eurovision Şarkı Yarışması için İsveç'in Malmö kentinde seyahat ederken peruk ve gözlük takmak zorunda kaldı.

Eden şöyle yazıyor: "İsrailli Yahudi bir kadının, zarar görmemek için kimliğinin bazı kısımlarını saklamak zorunda kaldığı bir döneme geri dönmemiz üzücü."

Golan ve İsrail heyetinin Şin Bet tarafından korunması gerekiyordu. Yarışmadıkları veya prova yapmadıkları zamanlarda otel odalarında kalmaları tavsiye edildi.

 

https://x.com/AvivaKlompas/status/1811416792507576570

 

  • miha schwartzenberg@mihaschw

J.D. Vance

Donald Trump.

 

https://x.com/mihaschw/status/1812935773412376579/photo/2

 

  • Dani Rodrik@rodrikdani

Büyük halam Anjel Geron. Edirne’de Alyans kız okulu müdiresi. Balkan harbinde Edirne kuşatıldığı zaman kızlara Osmanlı askerleri için sargı bezi diktiriyor. Resimde 1912 yılında Sultaniye Hastanesi’nde çalışanlarla beraber (soldaki kadın).

 

Anjel halanın hikayesini ağabeyim İzel Rozental’in yakında çıkacak çizgi roman kitabında okuyabileceksiniz.

https://x.com/rodrikdani/status/1811751304278003783

 

  • Gasteniz! 🗞@fransizgastesi

Auschwitz toplama kampından kurtulan Leon Lewkowicz (94), Paris’te Olimpiyat meşalesini gururla taşıyor.

 

https://x.com/fransizgastesi/status/1812929243279405067

 

  • Natali AVAZYAN@NataliAVAZYAN

Boyoz (İzmir Böreği)

Bir grup Yahudi usta, boyozu ilk kez 1930’lu yıllarda İzmir Mezarlıkbaşı’nda Agora yakınındaki bir fırında çıkarmaya başlamışlardı.

Başlangıçta ev boyozundan hareketle imalat yapılıyordu.

Zamandan kazanıp kâr edebilmek için boyozun seri olarak üretilmesi gerektiğini fark eden ustalar, evlerde teker teker yapılan boyozu onar onar çıkartabilecek bir yöntem geliştirdiler.

Yıllar sonra, 1950’lerde boyoz ustaları, aralarına katılan Rumeli göçmeni ustalardan serpme börek açma yöntemini öğrendiler.

Hamur, serpme yöntemiyle daha ince, üstelik daha hızlı açılabiliyordu.

Evlerde yapılması neredeyse imkansız olan serpme yöntemini boyoz üretimine uyarlayarak, bir ustanın tek başına günde bin tane boyoz çıkarabilmesini mümkün kıldılar.

Bu yolla daha ince açılan hamur, üstelik fırınlandıktan sonra pul pul dökülebilen bir yapı kazanıyordu.

Böylelikle boyoz bugünkü şekline erişmiş oldu..

Elbirliği edip bilgi ve görgülerini paylaşarak bugünkü boyozu maharetle meydana getirenler, İzmir’in yalnızca Yahudi değil, farklı kökenlerden gelen börek ustalarıydı.

Ne yazık ki geçen zaman zarfında İzmir, Yahudi nüfusunun çoğunu kaybetti.

Geride kalan Yahudi aileler evlerinde geleneksel boyozu her geçen gün daha seyrek yapar oldular, Sefarad mutfağının boyozunu İzmir’e ve İzmirlilere bıraktılar...

Fırınlarda çıkartılan boyoz şehirde tanındıkça çok sevildi ve bu değişik börek çeşidi İzmir’in günlük hayatı içinde farklı bir seçenek haline geldi.

Boyoz onlarca yıl boyunca yalnızca Agora, Azizler Sokağı, Kahraman Sokağı, sonra İkiçeşmelik, Kapılar ve ardından Tepecik’te yer alan fırınlarda üretildi.

Seyyar satışıysa bu fırınlara bağlı satıcılar aracılığıyla oldu.

1980’lerin başında Alsancak’ın ilk boyoz fırını açılana dek şehrin bu kesimi henüz boyozu tatmamıştı bile...  

Nejat YENTÜRK, “Ayaküstü İzmir”

 

BOYOZCU 1940’ lar - AGORA Azizler Sokağında bir BOYOZCU

Bugün 920 Sokak Namazgah İkiçesmelik civarı

https://x.com/NataliAVAZYAN/status/1813087565295018104

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün