Bu Olimpiyatlar dünyaya iyi gelmedi. Neyse ki Yusuf Dikeç gibi herkesin hayranlığını kazanan görseller vardı da bir nebze olsun insanlık karizmatik anlara şahit oldu.
Ateş seni çağırıyor kıvamında bir açılış töreni ile başlayan Paris Olimpiyatları skandalları ile Olimpiyat ateşinin söndüğü oyunlar olarak çoğu kişi tarafından tanımlandı. Olimpiyat Oyunlarından çok ateşli tartışmalara neden olan açılış töreni sonrası mavi Şirin Baba görünümlü Fransız şarkıcı bile gelinen noktadan özür dilerken, Melenchon dahi üzüldüğünü ifade etti. Birçok Fransız’ın dahi “Bu biz değiliz” dediği açılış töreni sonrası Macron “This is France” diyerek aslında Fransızcaya Fransız kalarak bir Fransız tabusu olan İngilizce konuşmayı ret etmeyi bir kenara koyuyordu. En son Seine Nehrinden Belçikalı triatlon atletine koli basili bulaştığı haberi Le Figaro, Le Soir gibi yerlerde haber olunca, Açlık Oyunları kıvamına dönen Paris Olimpiyatları Ateşi Yakalamak serisi ile yoluna devam etti. Bu kadar skandal üstüne haliyle bize de Alaycı Kuş kısmı ile Açlık Oyunlarını özetleme işi kaldı. Açlık Oyunları Manş’ın diğer tarafında da hızlanarak başladı. İngiltere’de sokaklar Paris sarı yeleklilerden daha agresif bir şekilde ayak oyunlarını sürdürürken, oyunların çöken ruhu dünya borsalarına ve piyasalara sıçramış olacak ki ABD borsaları sonrasında Uzakdoğu’da borsalar bir bir çökmeye başladı. Ortadoğu ve Kırım Bölgesi durur mu, “Açlık Oyunlarında en büyük hasarı ben veririm, kimseyi tanımam” diyerek tüm madalyaları toplamaya devam ediyorlardı. Bu Olimpiyatlar dünyaya iyi gelmedi. Neyse ki Yusuf Dikeç gibi herkesin hayranlığını kazanan görseller vardı da bir nebze olsun insanlık karizmatik anlara şahit oldu. Londra Olimpiyatları açılışı gibi bir daha olur mu bilinmez son yaşananlardan sonra ama hayırlısı ile kapanış törenini kazasız belasız atlatırsak Les Feux yerine belki Les Jeux aşamasına geri dönebiliriz.
Fed Tam Bir Polemik
Faiz indirir mi, seçim sonrasını mı bekler, yumuşak iniş mi, resesyon mu derken çarşı karışınca Fed faiz indirimini öne alacak kısmı artık resmileşti sayılır. Muhteşem iletişimle piyasaları yumuşak inişe ne güzel hazırladılar neo-klasik ana akım edaları arasında geçen sene batan bankalardan sonra şimdi sıra borsalarda. Fed’in 1.1 trilyon dolar tahvil zararını da düşünürsek zaten bir yerde artık durması gerekiyordu, bahanesi oldu. Şimdi bu satırları yazarken daha CrowdStrike siber çöküşü, Trump’a suikast girişimi, Biden’ın kampanyayı sonlandırması üzerinden bir ay geçmedi, çoğu kişi unuttu bile. Kamala Harris’in cloud uygulamalarındaki bulut kelimesini gerçek sandığı videosu ve enflasyon ile ilgili videosundaki cümleleri eğer yapay zekâ ile deep fake değilse piyasalar için kasım sonrasına pek ümitli olmamak lazım. Altının onsunun galopa kalkmış olması, merkez bankalarının uzun zamandır altın topluyor olması zaten bir şeyler ifade ediyor olmalı küresel ekonomi hakkında. Ucuz likidite bağımlılığı piyasaları Philadelphia sokakları gibi fentanil zombileri haline zaten dönüştürmüş durumda. Tam bu esnada hızla yükselen faizler ve daralan bilanço hızlı likidite enjeksiyonu ile piyasaları daha kötü çarpacak noktaya getirebilir. Bu oynaklıklar arasında faizlerdeki dalgalanmaların LIBOR sonrasında ‘Serbest Dalgalı Faiz Rejimi’ ile yarattığı hasarlar koca BOJ’u, BOE’yi bu kadar sallıyorsa, daha neleri sallamaz ki. Üstelik enflasyon belasından da kurtulamadı dünya. Dijital ekonomi kuşağında iklim krizini fark eden dünya henüz telefonların yenilemediğini anlayamadı. Arzın artması gereken yerde finansal ekonomi ile sadece para arzını arttırınca Açlık Oyunları daha sert geçiyor tüm dünyada. İthal malları ithal paralarla finanse edip ithal ekonomi modelleriyle sorun çözmeye çalışan ülkeler haliyle bu sertlikte VAR kayıtları devreye girsin dolarizasyona ofsayt çalınsın istiyor. Ama futbol bu koşmadan kazanmak zor. Üretim olmadan yerli oyuncudan çok yabancı oyuncularla carry trade top çevirerek maçı kazansanız da ligi ilk sırada bitirmek mümkün olmuyor. Ekonomileri canlansın diye turnuva verilen Almanya ve Fransa bile artık tartışılırken, futbolun beşiği İngiltere bile son yaşadıkları ile son yıllarda kendine gelmeyi bırak zorlanırken altyapıya yönelmenin vakti artık çoktan geldi de geçiyor bile.
Olimpiyat Ekonomisi
Olimpiyatların tarihçesinde Selanik yakınlarındaki Olympos Dağı dışında Mora Yarımadasındaki Olimpia şehrinin adı da geçmektedir. Olympos Dağında 12 Tanrının yaşadığına inanılır. Fed’in 12 bölgesel merkez bankası olduğu ve baz para diye dünyada doların hakimiyeti dikkate alınınca paranın Olimpiyatlarında haliyle kuralı koyanın dediği oluyor. Ancak Olimpos antik kenti de vardır. Antalya’nın batısındadır. Biraz yukarısında Lidyalıların yaşadığı ve ilk parayı bulanlar olduğu düşünülünce aslında Anadolu paranın çıktığı coğrafyadır. Para Olimpiyatlarında ilk kuralı koyan ile son kuralı koyan arasında dikkat edilmesi gereken bir başka husus daha var. Olimpiyat logosunda beş halka var. Kıtaları temsil eder. BRICS logosunda beş çizgi var. Kurucu ülkeleri temsil ediyor. Bu kaotik gündemde geçtiğimiz günlerde kendi SWIFT benzeri ödeme sistemini duyurdu. Kendi parasını da çıkarması yakındır. Hatta BRICS’in kendi olimpiyatlarını düzenlediği de unutulmamalı. Eurovision sonrası Olimpiyatlar skandalları ile konuşulurken işin artık sanat ve spor boyutundan çok ekonomik boyutu önem arz ediyor. Spor, sanat her ekonomik kuşakta ya dönemi yansıtmıştır ya da dönemden etkilenmiştir. Wind of Change yazımızda bunu işlemiştik. Ekonomik kırılma anlarında bu olayları sadece bir açılış töreni, müzik bestesi olarak görmemek lazım. Çok uzak değil yeni bir ekonomik kuşak geliyor. Batı’dan mı, Doğu’dan mı? Güneş batmayan krallıktan ve Fed tarafından olmadığı kesin.