Teselli Şabatı ve Mucizeler Günü Tu BeAv

Yahudi takvimindeki en üzüntülü gün olan Tişa BeAv´dan sadece altı gün sonra Tu BeAv döneminde gerçekleşen mutlu olaylar ve mucizeler, Tanrı´dan ve birbirimizden uzaklaştığımız kederli günleri artık geride bıraktığımız ve umut dolu yeni başlangıçların hemen yanı başımızda olduğu mesajını verir. Tu BeAv bu yıl 18 Ağustos Pazar akşamı ve 19 Ağustos Pazartesi günü kutlanıyor.

Nazlı DOENYAS Kavram
13 Ağustos 2024 Salı

Tarih boyunca 15 Av-Tu BeAv’da yaşanan ve affedilişi, sevgiyi, bütünlüğü ve umudu yansıtan mutlu ve hayırlı olaylar, bundan sadece birkaç gün önce derin bir yas içinde olduğumuz Tişa BeAv’daki düşüşün onarımının başladığını, yükselişin başladığını gösterir.

Yeni bir nesil, vaat edilen topraklara girmek, yeniden yapılanmanın ve canlanmanın temelini atmak ve yeni bir başlangıç için hazırdır. Yine bu dönemde toplumdan aforoz edilen Binyamin kabilesinin tekrar cemaate kabul edilmesiyle halk tekrar bir bütün haline gelir. Tu BeAv döneminde kabileler arası evlilikler yapılmaya başlanarak kabileler arası bariyerler de ortadan kalkar. Bilgelerimiz, Bet Amikdaş’ın yıkılmasındaki en önemli etkenlerden birinin, İsraeloğulları’nın kendi içlerindeki bölünmüşlük olduğuna dikkat çeker. Buna göre kurtuluşun anahtarı, İsraeloğulları’nın kendi içindeki birlik ve ahengin oluşması, korunması ve geliştirilmesidir. Tu BeAv’da halkın Bet Amikdaş’ı ziyaret etmesini engelleyen birliklerin kaldırılmasıyla halk Bet Amikdaş’a serbestçe ulaşma ve bu şekilde hem birbirleriyle hem de Tanrı ile bağlantılarını sağlamlaştırma imkânına tekrar kavuşur. Tişa BeAv’da Betar’ın düşüşü, 15 Av-Tu BeAv’da Betar’da ölenlerin gömülmesine nihayet izin verilmesi ve bu cesetlerin seneler boyu bozulmadan kalması mucizesi ile sonuçlanır. Bu şekilde 9 Av’ın başka bir yönü daha düzeltilmiş olur. 

Mucizeler günü Tu BeAv bu yıl 18 Ağustos Pazar akşamı ve 19 Ağustos Pazartesi günü kutlanıyor.                                               

Tu BeAv bize ne anlatıyor?

Rabi R. Barenblat, Tu BeAv’da geleneklerimize göre İsraeloğullarının (Mısır esareti çıkışından beri dolaştıkları) çölde dolaşmaktan artık kurtulduklarını belirtir. “Bir yoruma göre, köleliği bilen bu nesil, Mısır deneyimlerinden o kadar yaralanmıştı ki, özgürlüğe adım atmayı başaramamıştı. O zorlu koşullarda doğanlar geçmişlerinin travmalarından bir türlü kurtulamamıştı. Bu yüzden Tanrı, köleliği yaşamış neslin hayatlarının geri kalanını çölde geçirmesine karar vermişti. Onlar, bu şekilde köleliğin kısıtlamalarından kurtulmuş olacak, ancak ruhsal gelişimlerinin bir sonraki düzeyine henüz yükselemedikleri için vaat edilen topraklara giremeyeceklerdi. Tu BeAv’da ise bir sonraki nesil liderliği üstlenmeye ve vaat edilen topraklara girmeye hazır hale gelir.”

Geçmişin dayanılmaz ağırlığı

R.Barenblat’a göre hepimiz çocukluk ve gençlik yaşam deneyimlerimizin izlerini taşıyoruz. “Çoğu kez ebeveynlerimizin yaşam deneyimlerinin de izlerini taşıyoruz; onların başarıları, mücadeleleri, özlemleri, memnuniyetleri, pişmanlıkları… Bazen bizler de kölelikten kurtulan nesil gibiyiz. Geçmiş yaşanmışlıkların derinliklerini analiz etmeye takılıp kalıyoruz ve bu yüzden geçmişi bir kenara bırakıp daha ileriye gidemiyoruz. Tu BeAv, atalarımızın olduğu gibi bizim de (bizi durduran, ileriye gitmemizi engelleyen) o eski yaşanmışlıklara bağımlılıklarımızdan kurtulmamız, hayatımızın yeni bir bölümünün ilk adımlarını atmamız için bir fırsat günü olabilir. Eski hikâyelerimizi, eski kısıtlamalarımızı bırakmak, bir zamanlar bizi tanımlayan ama artık üzerimizde baskı oluşturarak bir ağırlık haline gelmiş şeyleri geride bırakmak. Bazen üzerimize yapışan o eski hikâyeler, eski travmalar sırtımızda taşıdığımız taş dolu bir çuval gibidir. O çuvalı bir kenara bırakmak, eski hikâyelere amaçlarına hizmet ettikleri için teşekkür etmek, sonra da o taşlardan bir taş anıt inşa edip onu orada bırakarak yolumuza devam etmek acaba bizi nasıl hissettirir? Kim olduğumuza dair eski kırgınlıkları ve katılaşmış inançları bırakabilirsek, kalp ve ruhun sınırsız bölgelerinden hangileri bizim için açılabilir? Tu BeAv işte bize bu geçmişten gelen yükü artık bir kenara bırakıp süt, bal, iyi geçim ve tatlılık vaadine doğru özgürce yürümenin hafifliğini hayal edebilme fırsatı verir.”

Kısa kısa Tu BeAv

İsmi: Tu BeAv- Av ayının 15’i anlamına gelir.

Tu BeAv’da gerçekleşen mutlu olaylar: Tarihte bu dönemde birçok mutlu olay gerçekleşir. Casusların kurguladığı rapor sonucu meydana gelen ve Tişa BeAv’dan beri devam eden ölümler sona erer. Toplumdan dışlanan Binyamin kabilesi, tekrar topluma kabul edilir, bu şekilde yok olmaları engellenmiş olur. Kabileler arası evlilikler yapılmaya başlanır. Halkın Bet Amikdaş’ı ziyaret etmesini engelleyen birlikler kaldırılır. Betar’da ölenlerin gömülmesine nihayet izin verilir. Ve günlerin kısaldığı, güneşin etkisinin azaldığı, döngünün son bulduğu döneme girilir.

Biliyor muyuz? Birkat Amazon- Atov Veametiv kısmının çıkış yeri: Tişa BeAv’da yas tutmamızın bir sebebi de Bar Kohba İsyanı sırasında Yahudi direnişinin son kalesi Betar’ın, Romalıların eline geçip 100 binden fazla Yahudi’nin katledilmesiydi. Romalı yetkililer, yaşamını kaybedenlerin gömülmesine izin vermemişti. Sonunda İmparator Adrian’ın ölümünden sonra, bir Tu BeAv günü, onların gömülmesine izin verilir. Bir mucize eseri bu cesetler, gömülene kadar, yıllar boyu, çürümeden, aynı şekilde kalır. Rabilerimiz işte bu mucizenin anısına, yemeklerden sonra söylenen teşekkür duası Birkat Amazon’a “Atov Veametiv/İyi Olan ve İyilik Yapan Tanrı” kısmını ekledi. 

Tu BeAv nerede belirtilir? Tu BeAv’da gerçekleşen mutlu olaylar, Talmud Bava Batra 121a ve 121 b’de belirtilir.

Ne yapılır? Rabilerimiz tarafından takvime dâhil edilen bu mutlu güne özgü bir kural veya kısıtlama yoktur. Tu BeAv bayram olduğu için bugün Tanrı’ya yakarış duaları/Tahanunim yapılmaz.

Dolunay zamanına gelen 15 Av, romantikliği, bereketi, sevgiyi çağrıştırır. Günümüzde Tu BeAv Kutsal Topraklarda bir Aşk Günü, Sevgi Günü olarak kutlanır ve evlilikler ve yeni başlangıçlar için çok hayırlı bir gün olarak kabul edilir.

 

ŞABAT NAHAMU-17 Ağustos Cumartesi

Yahudi takvimindeki en üzücü gün olan Tişa BeAv’dan sonraki ilk Şabat, Şabat Nahamu/Teselli (Avuntu bulma) Şabat’ı olarak adlandırılır.

Şabat Nahamu ismini, yoruma göre bu hafta okunan aftaranın (peygamberler kitabından okunan bölümün) giriş cümlesinden alır. “Avutun, avutun halkımı” diyor Tanrı’nız” (Yeşayau 40:1).

Tişa BeAv ile Roş Aşana arasındaki yedi aftara Şiva DeNehemta / Teselli Yedilisi olarak adlandırılır. Bu aftaralar, Yeşayau Peygamber’in kitabından, Bet Amikdaş’ın yıkılışından duyulan acıyı bir nebze olsun teselli edebilecek ve gelecek için ümit veren bölümlerdir. Bu aftaralarda Yeşayau Peygamber, çok üzgün olan Yahudilere, günah işledikleri, suçlu oldukları halde Tanrı’nın onları hiçbir zaman unutmayacağı, ışıklı günlerin yakın olduğu mesajını verir.

Nahamu/Teselli, avuntu aftarası, Şiva DeNehemta aftaralarının ilkidir.

Şabat Nahamu - Teselli (Avuntu) Şabat’ının mesajları

Rabi Noam Sendor, Teselli Şabat’ı/ Şabat Nahamu’nun mesajlarını şöyle yorumluyor.

“Tişa BeAv'ın amacı üzüntü içinde debelenmemiz değil, yıkılanı yeniden inşa etmek için yenilenmiş bir kuvvet ve kararlılıkla ortaya çıkabilmemiz için bizi güçlendirmektir.”

Bu, Berahot 3a'daki Gemara'da iletilen anlamlı bir mesajdır. Rabi Yossi, Yeruşalayim sokaklarında yürürken dua etmek için bir harabeye girer. Eliyahu ANavi ise Rabi Yossi’nin duasını bitirmesini dışarda bekler.

Rabi Yossi duasını bitirdiğinde Eliyahu ANavi ona ‘ne yapıyorsunuz?’ diye sorar. Rabi Yossi şöyle cevap verir: (İçeride dua ettim, çünkü) Duamın yoldan geçenler tarafından bölünmesinden çekiniyordum. Eliyahu ise “(Tam tersine) Yolda kalıp kısa bir dua etmeliydiniz" der.

Eliyahu ANavi ne anlatmak istedi?

Rabi Noam Sendor, Rabi J.J. Shachter’in bu gizemli karşılaşmayla ilgili güçlü bir açıklama yaptığını belirtir.

“Rabi Yossi, Rabi Akiva'nın 24.000 öğrencisinin ölümünden sonra Rabi Akiva'nın ikinci nesil öğrencisiydi. Eliyahu ANavi, Rabi Yossi’ye aslında şunu söylüyordu: İkinci Tapınağın yıkılması da dâhil olmak üzere böylesine büyük bir yıkıma tanık olduktan sonra, her zaman etrafındakileri teselli etme ve yeniden inşa etme gücünü bulan öğretmeniniz Rabi Akiva'nın örneğini takip etmelisiniz.

‘Harabenin içinde kalmayın, sokağa çıkın ve etrafınızdakilerin hayatına dokunmaya çalışın. Onların sizi (negatif etkilemelerinden) değiştirmelerinden endişe etmeyin, siz onları (pozitif olarak etkileyin) değiştirin!'

İsraeloğulları birçok yönden Rabi Akiva'nın ruhunu miras almıştır. Günümüzde korkunç trajedilerle karşı karşıya kalmış olsak da her zaman toparlanırız, her zaman kendimizi toparlarız, üzerimizdeki tozu silkeler ve iyileşme yolunda adım atarız.”

Tişa BeAv’dan sonra gelen avuntu

R.Sendor’a göre, Tişa BeAv bize aynı dönemlerde yaşadığımız korkunç şeyleri hatırlatır, ancak bugüne baktığımızda İsraeoğulları’nın her zaman dimdik ayakta kalmaya devam ettiğini ve devam edeceğini görürüz.

“Tişa BeAv aynı zamanda bu felaketlerin neden halkımızın başına geldiğini ve bunların tekrarlamaması için ne yapmamız gerektiğini kendimize hatırlatmamız için itici bir güç vazifesi görür.”

Neo-Hasidik ve post modern yazar ve düşünür Rav Shagar (Shimshon Gershon Rosenberg) zt'l şöyle yazar: “Avuntu bir iyileşme değil, aslında yaraların ortaya çıkabilmesi için bir yer açmaktır. Ancak bu yaralar yaşamımızı altüst edecek bir öfke ve depresyon şeklinde değil, tam tersine hayatı ve iyiye olan inancımızı derinleştirecek ve ilişkilerimizi geliştirecek şekilde ortaya çıkar.

Avuntu, pasif bir deneyim, travmanın ardından gelen bir rahatlama değildir. Daha ziyade, hissedilen acıya rağmen iyileşmeye ve iyiliğe inanmaya devam etmektir. Bu tür bir teselli ve iyileşme, tıpkı sevgi gibi zorlu ve emek isteyen bir süreçtir.

Bu, matem ve oruçlarımızın bize verdiği mesajlara duyarlı olmamız, bu yolda yapıcı bir şeyler yapmamız, bu günlerin verdiği mesajların zamanla solmasına izin vermememiz için bir çağrıdır.

Avuntu bulmak için öncelikle konfor alanımızın dışına adım atmalı ve başkalarının gerçekte kim olduklarını (Tanrı’nın yarattığı ve içinde Tanrısal Nefesi taşıyan kişiler olarak) görmek ve onları sadece Tanrı’nın Halkı oldukları için sevmeye açık olmalıyız.

Bugün çatlakları iyileştirmenin, (birbirimizi ayıran) sınırları yıkmanın ve başkalarının yaşadığı adaletsizlik ve zorluklara çözüm bulmak için elimizden geleni yapmanın zamanıdır. Elimizden geldiğince birbirimizin yanında olalım, elimizden geldiğince birbirimizi teselli etmeye, avutmaya çalışalım.”

 

Tu BeAv’ın Tarihsel Geçmişi, Tu BeAv ve Yom Kipur, Tu BeAv ile Tişa BeAv arasındaki bağlantı:

http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=66&Itemid=117

Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, Bamidbar (Gözlem) ve Devarim (Gözlem) kitaplarından ve https://jewishjournal.com, sefaria.org, https://ots.org.il, https://breslov.org, https://velveteenrabbi.blogs.com sitelerinden, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla derlenmiştir.

Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için, önemli günler hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

Yazı, konu hakkında sayısız yorumlardan sadece bazılarını kapsamaktadır.

Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.

 

 

Etiketler:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün