Sırbistan´ın ilk Yahudi Dışişleri Bakanı Marko Djuric, ülkesinin ABD ve İsrail ile ilişkilerini yeniden kurmayı hedefliyor. Djuric kendisiyle yapılan söyleşide eski bir Yahudi deyimini hatırlatarak, "Sadece kendi inşa ettiğin duvarlarla kısıtlısındır" dedi.
Gazze'deki savaşla birlikte Avrupa'nın büyük bir bölümünde antisemitizmin yaygınlaştığı bir zamanda, yaklaşık yedi milyon nüfusa ve çok küçük bir Yahudi cemaatine sahip Balkan ülkesi Sırbistan'da geçtiğimiz mayıs ayında ilk olarak bir Yahudi dışişleri bakanı göreve geldi.
Zamanında imparatorlukların kesiştiği bir bölgede bulunan Sırbistan, Doğu ve Batı'yı birleştirerek kendine özgü bir senteze dönüştüren zengin bir tarihe sahip bir ülke...
Batı Balkanların en kalabalık nüfuslu ülkesi olarak Sırbistan'ın politik duruşu, bölgenin genel istikrarı için büyük önem taşımakta.
Bu gerçeklerin ışığında Sırbistan'ın Washington eski Büyükelçisi Marko Djuric'in dışişleri bakanı olarak atanması ülkenin dış politikasında bir değişimin sinyali olarak yorumlanabilir.
ABD-Sırbistan ilişkilerinde diplomatik bir yenilenme
İsrail'in Jerusalem Post gazetesinin gerçekleştirdiği söyleşide Djuric, "Son on yılda Cumhurbaşkanı Vucic ve hükümetimiz, ABD ile her zamankinden daha iyi ilişkiler geliştirmenin genel önemini kabul etti. İkili ilişkilerimizin onlarca yıl ihmal edilmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Vucic, potansiyeli fark ederek ABD-Sırbistan ilişkilerine yıllardır zarar veren en çetrefilli konuları çözme sürecini başlatmak için Sırbistan'da ve uluslararası arenada kazandığı siyasi otoriteyi kullanan ve bunun sonucunda da birçok alanda iş birliğimizin genişlemesini sağlayan ilk kişi oldu" ifadelerini kullandı.
Rusya, Çin ve İran'la ilişkiler hala iyi olsa da, Vucic hükümeti, Sırbistan'ın halen eski Yugoslavya'nın bir parçası olduğu ve diktatör Miloseviç tarafından yönetildiği 1990'lı yıllarda ABD ile aralarının kötü olduğu halinden kurtarıp ilişkileri yeniden kurmak için çaba harcıyor.
Djuric'in mayıs ayına kadar Washington'da Sırp Büyükelçisi olarak görev yapmış olması onun 1881'e kadar geriye giden ABD-Sırp ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmasını sağladı.
Söyleşide Djuric, "Sırbistan ile ABD arasındaki kuvvetli ilişkiler ülkemizin küresel imajına ve istikrarına katkıda bulunuyor. Siyasi ve ekonomik olarak güçlü bir Sırbistan [aynı zamanda] istikrarlı bir Batı Balkanlar bölgesi anlamına geliyor” dedi.
İsrail-Sırbistan ilişkilerini yeniden kurmak
ABD-Sırbistan ilişkilerini canlandırma çabalarına paralel olarak Sırbistan hükümeti İsrail ile ilişkilerinde de yeniden yapılanmaya gidiyor. İki ülke arasındaki ilişkiler 2020'de İsrail'in Kosova'nın bağımsızlığını tanımasıyla dibe vurmuştu.
İsrail'in Kosova'nın bağımsızlığını tanıması, Trump yönetiminin müzakere ettiği Kosova ile Sırbistan arasındaki Washington Anlaşması kapsamında gerçekleşmişti. Bu anlaşma Kosova'nın ilk Müslüman ülke olarak Kudüs'te büyükelçilik kurmasını sağlamıştı. Sonrasında Sırbistan'ın da büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıması beklenmiş olsa da bu gerçekleşememişti.
Sırbistan, yaklaşık üç yıldır boş duran Tel Aviv Büyükelçiliği görevine geçtiğimiz ekim ayında yeniden bir büyükelçi atayarak sembolik olarak İsrailli meslektaşlarıyla yeni diyalog ve iş birliğine açık olduğunu gösterdi.
Bakan Djuric, Sırbistan'ın İsrail ile ikili ilişkilerin iyileştirilmesinden neler elde etmek istediği konusunda ise, iki ülke arasında teknoloji ve inovasyon, tarım ve ilaç endüstrisi gibi alanlarda ekonomik iş birliğinin genişletilme fırsatının altını çizdi. Sırbistan ayrıca turizmi ve iki ülke halkı arasındaki ilişkiyi teşvik etmek için Sırbistan ile İsrail arasındaki seyahat olanaklarını kolaylaştırmak konusunda da istekli.
Diplomatik arenada Djuric, Sırbistan'ın Kosova'nın statüsü konusundaki görüş ayrılıklarına rağmen, İsrail ile ilişkilerini iyileştirme yönünde ilerlemek istediğini açıkça belirtiyor. Ancak Djuric Sırbistan'ın, İsrail'in Kosovalı Sırp azınlığın haklarını koruma yönündeki çabalarına destekleyeceği umudunu da kaybetmemiş olduğunu ifade ediyor.