Güney Sudan'ın basketbol yolculuğu

Dünyanın en yeni ve fakir ülkesi Güney Sudan´ın Olimpiyatlara giden yolunda bahsetmek istiyorum.

İgal ERS Spor
28 Ağustos 2024 Çarşamba

Olimpiyatların başlamasına iki-üç gün kala hazırlık maçları oynanırken birden Twitter’ımda ciddi bir hareketlenme başladı. Takip ettiğim yerli-yabancı, Avrupalı-Amerikalı herkes bir maçtan bahsediyordu: Güney Sudan, Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı. Maç son anlara kadar Güney Sudan’ın üstünlüğüyle sürerken, bütün dünyanın Amerika’nın Golyat’ına karşı Davut’un arkasında olduğunu hissedebiliyordunuz. Ancak LeBron James bu rüyaya son dakikada dur dedi ve maçı ABD'ye getirdi.

Bırakın basketbol dünyasını, dünyanın herhangi bir yerinde kendine zar zor alan bu 13 yaşındaki ülke birden herkesin ilgisini çekti. Ben de bugün dünyanın en yeni ve fakir ülkesi Güney Sudan'ın Olimpiyatlara giden yolunda bahsetmek istiyorum.

Sudan'ın geçtiği yıllar süren acılı iç savaş sürecinden sonra kurulan Güney Sudan'ın basketbol takımına aslında bir ‘göçmen’ veya ‘mülteci’ takımı diyebiliriz. 2013 yılında FIBA'ya katılan Afrika takımını oluşturan oyuncuların çoğunluğunun yolunun Amerika'dan (üniversite, G-League ve NBA) veya Avrupa'da birçok ülkeden geçtiğini görüyoruz. Bu parçaların bir araya gelebilmesi içinse mücadele verenlerin arasında bir ismin ön plana çıktığını söylemeyelim.

 

Başarının arkasındaki isim

1985 yılında Sudan'ın Wau şehri doğumlu Luol Deng, ailesiyle önce Mısır'a, oradan da İngiltere'ye iltica etti. Küçükken futbolcu olmak isteyen Deng, fiziksel gelişimiyle beraber basketbola geçiş yaptı. Burada gösterdiği başarıyla Amerika'da üniversiteye gittikten sonra kendini NBA'de buldu. Çoğunluğunu Chicago Bulls'ta geçirdiği NBA kariyerinde kazandığı parayı özellikle emlak alanında iyi değerlendiren Sudanlı oyuncu, elde ettiği servetle memleketine katkıda bulunmak istiyordu.

Bu hedefini çiçeği burnunda ülkesinin basketbol programına katkıda bulunarak gerçekleştireceğini düşünen Deng, 2019 yılının sonunda Güney Sudan Basketbol Federasyonu'nda başkanlık görevini aldı. Sadece saha dışında değil, yardımcı koç olarak saha içinde de aktif olarak gelişime katkıda bulundu. Bütün bunların yanında 2000’li yılların sonundan beri organize ettiği basketbol kampları sayesinde birçok genç yeteneğin önünü açıp onların da başta Amerika olmak üzere birçok üniversite programına dahil olmasını sağladı. Bu süreçte Güney Sudan basketboluna sağladığı maddi manevi destek sebebiyle bir nevi “kurucu baba” statüsüne kavuştu desek yeridir.

Bunların yanında NBA ve FIBA ortaklığında 2019’da temelleri atılan Basketbol Afrika Ligi de Güney Sudan’dan çıkan yetenekler için bir platform oluşturdu. Burada kendini gösteren son MVP Jo Lual-Acuil’in Paris’te Güney Sudan’ı temsil etmesi bekleniyordu ancak kişisel sebepler doğrultusunda son kadroya alınmadığı belirtildi. Aynı şekilde 2022’de aynı ligde en iyi savunmacı ödülünü alan Ater Majok da daha önce Lübnan forması altında oynadığı yer alamadı.

Majok’un durumu tekil bir örnek değil Güney Sudan için. Savaş sürecinde dünyanın birçok yerine dağılmaları sebebiyle değişik pasaportlar altında oynayan yeteneklerinden faydalanamamak ciddi bir sorun teşkil ediyor. Ayrıca tesis konusunda sıkıntılar yaşayan bu takımın, Afrika elemelerini geçip Olimpiyatlarda kendilerine yer bulmaları takdire şayan.

Luol Deng’in kardeşi Ajou, hala taze olan yaralarını sarmaya çalışan bu ülke için basketbolun birleştirici bir güç olabileceğini söylüyor. Bakalım bu genç ülkenin basketbol dünyasındaki yeri nerelere gelecek. Benimkiler dahil artık çok daha gözün üzerlerinde olacağı kesin.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün