Geçtiğimiz hafta UEFA, yeni Şampiyonlar Ligi formatını tanıttı. İnanılmaz kafa karıştıran bir format olmakla beraber futbol sporunun geleceği için ne kadar yararlı olduğu da tartışmaya açık.
Geçtiğimiz hafta UEFA, yeni Şampiyonlar Ligi formatını tanıttı. Grup aşamalarının yerine büyük bir lig etabının yer almasıyla beraber yıllardır uluslararası futbol turnuvalarında alıştığımız grupları artık UEFA yarışmalarında göremeyeceğiz. Şimdi akıllardaki soru ise bu sistemin Dünya Kupası gibi milli turnuvalara gelip gelmeyeceği. Çok uçuk bir fikir gibi gelse de yıllar içinde Dünya Kupası’nın formatının ne kadar büyük bir şekilde değiştiği aşikâr. Sadece bir düzine ülkenin katıldığı turnuva yıllar içinde önce 24, ardından da 32 takıma çıkarıldı. 2026 Dünya Kupası ise tarihte ilk defa 48 takımın katıldığı turnuva olacak. Tabii ki katılan takım sayısından ziyade turnuvanın oynanışıyla alakalı birçok farklı değişiklik de yapıldı. Bu değişiklerden belki de en önemlisi grup maçlarının oynanış sırası. 1986 Dünya Kupası’ndan itibaren grup maçlarının hepsi farklı bir sırada oynansa da, her grubun son iki maçı aynı anda oynanıyor. Bu sistem günümüzde son saniyeye kadar gruptan kimin çıktığının belli olmamasını sağlayıp heyecanı arttırsa da kökleri çok farklı sebeplere dayanıyor.
1982 Dünya Kupası’nda olanlar
1982 Dünya Kupası, 13 Haziran ile 11 Temmuz tarihleri arasında İspanya’da gerçekleşti. 24 ülkenin katıldığı organizasyonda altı farklı grup oluşturuldu ve İspanya’nın 14 farklı şehrinde müsabakalar gerçekleştirildi. Hikâyenin ana karakteri ise Grup 2 ve olay yeri İspanya’nın Gijon şehriydi. Batı Almanya, Avusturya, Şili ve Cezayir’in oluşturduğu grup turnuvanın en basit grubu gibi görünüyordu. Batı Almanya ile Avusturya’nın rahatlıkla gruptan çıkması, Şili ile Cezayir ekiplerinin ülkelerine dönmeleri bekleniyordu. Grup maçları 16 Temmuz’da Batı Almanya ile Cezayir’in Gijon şehrindeki El Molinon stadında yaptığı maç ile başladı. Batı Almanyalı oyuncuların bazılarının maç için hazırlanmamışlardı. Hatta Alman teknik ekibi bu maç için gerektiğinden üç eksik oyuncu ile Gijon’a gelmişti. Oyunculardan biri ise Cezayir karşısında attıkları yedinci golü karısına, sekizinci golü ise köpeğine armağan edeceğini söyleyerek rakiplerini ne kadar küçümsediklerini belli etmişti. Tabii ki bunların hepsi maçın 54. dakikasında değişti. Cezayirli forvet Rabah Madjer’in kaleciden seken topu ağlara yollaması ile Batı Almanya 1-0 yenik duruma düştü. Yaklaşık 10 dakika içerisinde Batı Almanya takımının kaptanı Karl-Heinz Rummenigge skoru eşitlemeyi başarsa da tam bir dakika sonra yedikleri golün neredeyse bir karbon kopyasını atan Lakhdar Belloumi ile Cezayir maçı sonlandırdı. 2-1 biten maçın galibi Cezayir oldu.
Grubun son maçları başlamadan hemen önce Şili dışındaki her takımın gruptan çıkması mümkündü. Avusturya’nın önce Şili, ardından Cezayir’e karşı aldığı galibiyetler ve Batı Almanya’nın Şili karşısındaki 4-1’lik galibiyeti averaj üstünlüğünü Avrupalı ekiplere vermişti. Buna rağmen Cezayir eğer Şili karşısında büyük bir galibiyet alabilirse gruplardan çıkıp tarih yazmayı başarabilecekti. 24 Haziran’da oynanan maçı Cezayir 3-2’lik bir skorla kazanmayı başardı ve bütün ülke büyük bir heyecanla bir gün sonraki Batı Almanya ile Avusturya arasında oynanacak maçı beklemeye başladı. Eğer Batı Almanya maçı iki veya daha büyük bir farkla kazanırsa Batı Almanya ile Cezayir gruplardan çıkacaktı. Beraberlik veya Avusturya galibiyeti ise Avusturya ile Cezayir’i gruplardan çıkaracaktı. Bütün ihtimaller Cezayir’in yanındaydı, ama buna rağmen Gijon’da oynanacak maç kimsenin ihtimalleri arasında olmayan bir şekilde gerçekleşti.
Gijon maçı
25 Haziran 17.15’de Batı Almanya ile Avusturya maçı başladı. Maç neredeyse başlar başlamaz Horst Hrubesch’in golü ile Batı Almanya öne geçti. Bütün maçın ritmi de orada bitti. İki takım da sadece kısa paslar yapmaya başladılar ve yavaşça ataklara çıkıp uzaktan şutlar çektiler. İşte o an bütün Cezayirliler olacakları anlamıştı. Eğer maç Batı Almanya’nın sadece bir gollük farkıyla biterse hem Batı Almanya hem de Avusturya beraber gruplardan çıkacaktı. Maçın ikinci yarısı Avrupalı ekiplerin planının bu olduğunu ve maçın 1-0 bitirilmesinin amaçlandığını anlayan Cezayirli taraftarlar tam anlamıyla çıldırdı. Sahadaki İspanyol ve Cezayirli taraftarlar gözleri önünde olan bu rezaleti protesto etmek için tezahüratlar yaparken bazı Batı Almanya ve Avusturya taraftarları bile maçın sıkıcılığından şikâyetçiydi. Aynı şekilde rivayete göre maçın yayınlayan yapan bazı uluslararası kanallar seyircilerine televizyonu kapatmalarını ve bu maçın gerçek futbol olmadığını söylemişti. 90 dakikalık müsabaka bittiğinde hem Batı Almanya hem de Avusturya turnuvada ilerledi ama Cezayir’in hayalleri yarım kaldı ve eve döndüler. Maçın ardından bir İspanyol gazetesi maçın skorunu gazetenin spor sayfası yerine suç ve ceza sayfasına yerleştirdi.
İlerleyen günlerde iki takımın da futbolcuları hem uluslararası hem de kendi ülkelerinin sporseverleri tarafından eleştirildi. Cezayir futbol federasyonunun şike çağrısına rağmen FIFA maçta şüpheli hiçbir şey olmadığı kanaatine vardı. Ne tesadüftür ki maçın oynandığı zaman Batı Almanya futbol federasyonunun başı Neuberger aynı zamanda FIFA’nın başkan yardımcılığını yapıyordu. Ayrıca yine 25 Haziran’da, bu sefer akşam 21.00’de İspanya ile Kuzey İrlanda arasında çok benzer bir mücadele gerçekleşti ve iki takım da gruptan çıkmayı başardı. Bu iki sonucun ardından artan uluslararası baskı üzerine FIFA turnuvanın kurallarını 1986 için değiştirmek zorunda kaldı. Günümüzde yerel liglerde veya Avrupa turnuvalarında olan son maçları aynı anda oynama kuralı futbolun bir parçası oldu.
Günümüzde yeteri kadar protesto etmediğimizi düşünüyorum. Yanlış olan bir şeyi gördüğümüz zaman ‘zaten sistem böyle’ deyip çok kolay hayatımıza devam edebiliyoruz. Ama Gijon rezaleti başka bir hikâye anlatıyor. O maçı protesto eden İspanyol, Cezayirli hatta Avusturyalı ve Batı Alman bütün futbol severler ile ulusal kanallarda korkmadan maçı eleştiren spikerler sayesinde inatçı FIFA kural değişikliğine gitti. Bakalım 50 yıl sonra nasıl rezaletler nasıl protestoları ve bu protestolar nasıl kuralları doğuracak.