“A Ğ A T A K I L A N L A R”

•“Türkiye´nin Gazze´deki pozisyonu biraz daha farklı bir rotaya gidiyordu. Mısır´ın rotası da farklıydı. Mısır, Hamas´ı dışlamadan fakat Müslüman Kardeşler merkezli hassasiyetlerini de dile getirerek bir politika izliyordu. Öte yandan 1979´da Camp David´de İsrail ile yapılan barışı ve Amerika ile ilişkilerini de göz önünde bulundurarak bir Gazze politikası geliştirmeye çalışıyorlardı. Bu limitleri bilmeliyiz ki Mısır´ın Gazze politikasını anlayabilelim. Türkiye ise daha retorik ve ideolojik olarak önemsedi Gazze´yi. Sahiplenmesi bu sebepten. Coğrafi bir yakınlık olmaması ve pratik aşamaya giremeyeceğini düşünürsek, Hamas iç siyasette de bir kaldıraç olarak kullanıldı diyebiliriz. Kuva-i Milliye açıklaması buna bir örnektir. Mısır´ın böyle bir açıklaması yok fakat Mısır istihbaratının ve devlet yetkililerinin Hamas ile her zaman ilişkisi olmuştur. Sina´nın güvenliği için bunu önemsiyorlar.” •Gökhan Çınkara – https://anlatilaninotesi.com.tr/ - Ceyda Karan röportajı

İzak BARON Diğer
11 Eylül 2024 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • Netanyahu’nun derdi Trump’ı seçtirip kendini kurtarmak - Thomas L. Friedman

 

Netanyahu’nun beka doktrini 2019 yılında sahtekarlık, rüşvet ve güveni suistimal suçlamalarıyla soruşturmaya maruz kalmasından bu yana daha da önem kazandı. Şimdi hüküm giymesi halinde hapse düşmemek için iktidarda kalması şart. (Amerikalı okurlar, bu size birini hatırlatıyor mu?)

Dolayısıyla Netanyahu 2022 seçimlerini kazandığında kendisini iktidarda tutacak bir koalisyon kurmak için İsrail siyasetinin en beter aktörleriyle bir araya gelmeye hazırdı.

 

Söz konusu Yahudi üstünlükçüler İsrail ordusu Batı Şeria’yı ve 7 Ekim sonrası Gazze’yi kontrol altında tuttuğu sürece Netanyahu’nun başbakan kalmasına izin vermeyi kabul etti. Biden’ın önerdiği ABD-Suudi-İsrail-Filistin Yönetimi anlaşmasını kabul etmesi veya rehinelerin iadesine karşılık İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumların serbest bırakılması adına ateşkesi hemen kabul etmesi halinde İsrail hükümetini devireceklerini Netanyahu’ya bizzat söylediler.

 

Netanyahu mesajı aldı. Gazze’deki savaşı İsrail “kesin zafer” kazanana kadar bitirmeyeceğini söyledi.

 

Halbuki Batı Şeria 57 yıldır İsrail ordusunun işgali altında ve “kesin zafer” kazanılabilmiş değil. Netanyahu Gazze’de imkansız bir hedef belirleyerek savaşın ne zaman biteceğine sadece kendisinin karar verebilmesini istiyor.

 

Peki savaş ne zaman bitecek? Siyasi bekasının gereklerine uyduğu zaman. Yani bugün değil.

 

Netanyahu Harris’i köşeye sıkıştırdığının farkında. Savaşı “kesin zafere” kadar sürdürüp daha fazla ölüme yol açarsa Harris ya kendisini kamuoyu önünde eleştirip Yahudi oylarını kaybedecek ya da dilini ısırıp Michigan’daki Müslüman oylarından olacak. Harris muhtemelen ikisini de yapmakta zorlanacağı için hem Amerikalı Yahudilerin hem de Amerikalı Arapların gözüne zayıf görünecek.

 

Netanyahu’yu ve bölgeyi yıllardır izlemiş biri olarak, Bibi’nin ABD seçimlerine kadar olan süreçte Gazze’deki gerilimi tırmandırıp Demokratların kazanmasını zorlaştırmaya çalışması sürpriz olmaz (Hamas’ın eli kanlı İslamcı-faşist lideri Yahya Sinvar da savaşın devamını istiyor çünkü bu sayede İsrail bölünürken Amerika bölgede yalnızlaşıyor).

 

Netanyahu bunu yapabilir çünkü Trump’ın kazanmasını ve zaferde kendisinin de payı olduğunu söylemek istiyor. Netanyahu yeni nesil birçok Demokratın İsrail’e, en azından onun yarattığı İsrail’e düşmanca yaklaştığını biliyor.

https://gazeteoksijen.com/yazarlar/thomas-l-friedman/netanyahunun-derdi-trumpi-sectirip-kendini-kurtarmak-222083

 

  • ABD’nin Gazze ateşkesi önerisi: Köprü’den önceki son çıkış mı? - Veysel Ayhan

 

31 Mayıs 2024’te ABD Başkanı Joe Biden yaptığı konuşmada “Gazze’deki savaşa kalıcı bir son vermek için ateşkese odaklandıklarını” ifade etti ve “İsrail’in üç aşamadan oluşan, kapsamlı ve yeni bir öneri sunduğunu” belirtti. Biden, Temmuz ayında yaptığı açıklamada ise “6 hafta önce ortaya koyduğum detaylı plan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, G7, İsrail ve Hamas tarafından kabul edildi” dedi.

Ancak Netanyahu hükümeti müzakere süreçlerine katılmasına ve Haziran ile Temmuz aylarında ateşkes önerisine olumlu yaklaşmasına rağmen daha sonra anlaşmayı reddetti. Başkan Biden tarafından uluslararası kamuoyuna sunulan ateşkes anlaşması üç aşamadan oluşuyordu.Sürecin ilk aşaması, tam ateşkesi içeriyordu ve altı hafta içerisinde tamamlanması öngörülüyordu. Ateşkesin ilk aşamasında, İsrail askeri güçlerinin nüfusun yoğun olduğu yerleşim yerlerinden çekilmesi, yerinden edilmiş Filistinli sivillerin Gazze’nin kuzeyi de dahil olmak üzere evlerine dönmelerine ve insani yardımların Gazze’ye girişine izin verilmesi öngörmekteydi. Ayrıca taraflar karşılıklı esir takası da gerçekleştirecekti. Ateşkesin birinci aşamasında Hamas, İsrailli sivil, yaşlı ve yaralı rehinelerin yanı sıra bazı ölen rehinelerin cenazelerini teslim etmeyi kabul ederken, İsrail de üzerinde uzlaşma sağlanan Filistinli tutsakları serbest bırakacaktı. Arabulucular, ateşkesi kalıcı hale dönüştürmek için taslağa, müzakereler devam ettiği sürece ateşkesin de süreceğini eklemişti. Böylece arabulucular, birinci aşamada gerçekleştirilmesi öngörülen adımlarda sorun çıksa bile ateşkesin sürmesini sağlamayı amaçlamaktaydılar.

Anlaşmanın kritik ikinci aşamasında ise İsrail güçlerinin 7 Ekim öncesi sınırlarına dönmesi ve Hamas’ın da askerler dahil olmak üzere kalan tüm rehineleri serbest bırakması önerilmişti. Askerlerin çekilmesi ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasıyla ateşkesin Hamas’ın talep ettiği kalıcı ateşkese evrilmesi sağlanacaktı.

 

Anlaşmanın üçüncü aşamasında ise normalleşme sürecine öncelik verilmişti. Buna göre Hamas, ölen askerler de dahil olmak üzere rehinelere ait olan cenazeleri ve tüm kalıntılarını İsrail’e teslim edecekti. İsrail ise Gazze Şeridi’nde uygulamaya koyduğu ablukayı kaldıracak ve böylelikle insan ve malların Gazze’ye geçişi 7 Ekim öncesine dönmüş olacaktı.

 

Ağustos ayında gerçekleştirilen yeni müzakerelerde ise ABD yönetimi, İsrail hükümetini ikna etmek için taslakta revizyonlara gitti. Basına yansıyan bilgilere göre, yeni taslakta İsrail’in çekincelerinin bir kısmının dikkate alındığı belirtilmektedir. Özellikle ABD’nin sunduğu “köprü kurucu öneri,” ateşkesi geciktirerek, Gazze’de Hamas tarafından tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını kapsıyordu.[6] Ancak anlaşma önerisine daha sonra eklendiği anlaşılan, ateşkesten önce Hamas’ın rehineleri serbest bırakması ön şartı, süreci kolaylaştırmaktan ziyade kalıcı ateşkesi taleplerine büyük bir meydan okuma olarak değerlendirilmektedir. Hamas’ın müzakereler sürecinde askeri, siyasi ve diplomatik olarak güçlü taraf olmadığı açıktır. Ancak rehineler üzerinden İsrail hükümetine karşı toplumsal ve siyasi bir baskı oluşturabilme kapasitesine sahiptir. Nitekim 1 Eylül’de İsrail’de gerçekleştirilen genel grev ve geniş çaplı protestoların temel amacı da rehinelerin serbest bırakılmasını içeren bir ateşkes anlaşmasına Netanyahu hükümetini zorlamaktı. Dolayısıyla rehinelerin serbest bırakılmasından sonra İsrail’in anlaşmaya uyup uymayacağının garantisini verecek bir uluslararası gücün olmadığı da açıktır. Bu nedenle, öncelikli olarak bir iyi niyet göstergesi olarak rehinelerin serbest bırakılmasını içeren bir ateşkes önerisinin kabul görmesi oldukça güçtür.

https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/abdnin-gazze-ateskesi-onerisi-kopruden-onceki-son-cikis-mi-180453/

 

  • Netanyahu Philadelphi Koridoru'ndan neden vazgeçemiyor? - Matthew Mpoke Bigg / The New York Times

 

Netanyahu kamuoyu önünde koridor konusunda taviz vermiyor ve Hamas'ın silah ve personel kaçakçılığını önlemek için İsrail güçlerinin koridorda kalacağında ısrarcı. Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında Netanyahu, Philadelphi koridorunda bulunmanın stratejik ve diplomatik bir mesele olduğunu söyledi ve ekledi: “Orada olduğumuz gerçeğini pekiştirmemiz gerekiyor”

Bu, İsrail'in Mayıs ayında desteklediği ve ordunun sınır bölgesinden çekilmesini öneren daha önceki bir ateşkes önerisinden farklı bir noktada olunduğunu gösteriyor. New York Times'ın haberine göre Temmuz sonunda İsrail; Katar, Mısır ve ABD'li arabuluculara sadece bölgedeki güçlerini azaltma niyetinde olduğuna dair yeni bilgiler verdi.

Pazartesi günü Hamas'ın üst düzey yetkililerinden Halil El Hayya görüşmelerin önündeki en büyük engelin koridor olduğunu söyledi. Hamas'ın baş müzakerecisi Hayya pan-Arap yayın kuruluşu Al Jazeera'ye verdiği demeçte “Philadelphi koridorundan çekilmeden hiçbir anlaşma olmayacak” dedi.

https://gazeteoksijen.com/new-york-times/netanyahu-philadelphi-koridorundan-neden-vazgecemiyor-222002

 

  • İsrail’de gösteriler: iyimser bir yorum… - Oral Çalışlar

 

İsrail’de genel grev yayılıyor. Tel Aviv Havaalanı grev nedeniyle uçuşlara kapatıldı. Birçok üniversitenin de genel greve katıldığı görülüyor. HAMAS’ın elindeki rehinelerden altısının önceki gün ölüsünün bulunması, İsrail’de değişik tepkilere neden oluyor. Göstericilerin sayısı, her geçen gün artıyor. Görünen o ki Netanyahu’nun işini zorlaştıracak en önemli birikim İsrail’in içinde oluşabilir. Yakın zamanda yapılacak ABD başkanlık seçimleri, sorunun çözüm konusunda bir dönüm noktası olabilir.

Mahmud Abbas, TBMM’de yaptığı konuşmada, dolaylı olarak HAMAS seçeneğine karşı, meseleyi müzakere masasına getirme tercihini ifade etti. Türkiye’nin bu koşullarda Mahmud Abbas’a gösterdiği yakınlık dikkat çekti. İsrail’in dört bir yanında başlayan kitle protestoları, Netanyahu’nun şiddet politikasını sürdürebilmesini daha da zorlaştıracak gibi görünüyor. Öte yandan, bölgede, İran’ın merkezini oluşturduğu silahlı kargaşa, kutuplaşma ve şiddetle çözüm konusu, yeni bir boyut kazandı. Bölgenin güçlü ülkeleri, Hamas ve İran konusunda daha temkinli hareket ediyor. Tabii burada bir mesele de Avrupa’nın, Türkiye’nin, bölgedeki Müslüman ülkelerin bir gelişmeye nasıl adapte olabilecekleri.

 

15 Ağustos 2024 tarihinde TBMM’de Mahmud Abbas’ın yaptığı konuşmanın içeriği, yeni dönemin manifestosu veya ipucu olarak değerlendirilebilir. Filistin’de işte bu yeni eğilim nasıl bir karşılık bulabilir, onu görmemiz gerek. “Batı Şeria’da Mahmud Abbas’ın hiçbir gücü yok” tezi, gerçeği yansıtmıyor. Orada silahlı güçleri olan Hamas’ın toplum üzerinde maddi-manevi bir baskı yarattığı inkar edilemez. Önümüzdeki dönemde, Gazze’de de Batı Şeria’da da yeni iktidar ilişkileri oluşabilir. Peki İsrail’de büyüyen hoşnutsuzluk Netanyahu’nun sonunu getirebilir mi? Tel Aviv’de başlayan ve bütün İsrail’e yayılan gösteriler, büyük ihtimalle yeni bir paradigmaya güç verecek. Türkiye, bu yeni şekillenen ve İran’ın çaptan düşmesiyle ilerleyen çözüme katkı verebilecek etkili güçlerden biri. Erdoğan-Sisi buluşması, yeni çözüm yolları üretebilir.

https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/israilde-gosteriler-iyimser-bir-yorum-180327/

 

 

  • Filistin eylemleri yeniden başlıyor: ABD kampüslerinde seçim öncesi ne bekleniyor?

https://t24.com.tr/haber/filistin-eylemleri-yeniden-basliyor-abd-kampuslerinde-secim-oncesi-ne-bekleniyor,1182686

 

  • “İosi el espia arrepentido”: Andinia planı ve diğer komplo teorileri - İsak DUENYAS

 

https://www.turkisrael.org.il/single-post/i-osi-el-espia-arrepentido-andinia-plan%C4%B1-ve-di%C4%9Fer-komplo-teorileri

 

 

  • “Am Israel Hay” Çağrısı Diaspora’yı İkiye Böldü - Ralf ARDİTTİ

 

https://www.turkisrael.org.il/single-post/am-israel-hay-%C3%A7a%C4%9Fr%C4%B1s%C4%B1-diaspora-y%C4%B1-i-kiye-b%C3%B6ld%C3%BC

 

 

  • Londra’da Yahudi Toplumu İçin Özel Otobüs Hattı

 

Londra’da Yahudi toplumuna yönelik güvenlik endişelerini azaltmak amacıyla yeni bir otobüs hattı devreye alındı. Başkent Londra’nın kuzeyinde hizmet vermeye başlayan bu hat, yoğun Yahudi nüfusuna sahip Stamford Hill (Hackney) ve Golders Green (Barnet) semtlerini birbirine bağlayacak. Bu hamle, Birleşik Krallık’ta hızla artan antisemitizm vakalarının ardından geldi.

https://www.fransapostasi.fr/avrupa/londrada-yahudi-toplumu-icin-ozel-otobus-hatti/

 

  • Surda bir gedik: İngiltere’den İsrail’e kısmi silah ambargosu - Yunus Emre Erdölen

 

Bu hafta İngiltere geç de olsa çok önemli bir karara imza attı ve İsrail’e kısmi silah ambargosu uygulayacağını açıkladı. Barack Obama’nın yakın dostu İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy, 30 silahın ihracat lisansının askıya alındığını duyurdu. Birçok Filistin destekçisi kararı yetersiz buldu, İsrail ise kritik bir eşikte İngiltere’nin kendisini yalnız bıraktığını söyledi. İngiliz hükümetinin aldığı bu karar, uluslararası insancıl hukukunun, bizzat İngiltere’nin kendi yasalarının doğal bir sonucu. İsrail’e silah yardımı ve siyasi destekleriyle yardım eden Batı ülkeleri, İsrail’e açılan davalardan etkilenmekten, İsrail’in işlediği savaş suçları nedeniyle ulusal ve uluslararası düzeyde sorumluluklarının doğmasından endişe duyuyor, şimdiden önalmaya çalışıyor.

https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/surda-bir-gedik-ingiltereden-israile-kismi-silah-ambargosu-180717/

 

  • 'Erdoğan-Sisi görüşmesi sonrası geriye kalan tek konu Suriye dosyası' – Ceyda Karan (Gökhan Çınkara röportajı)

 

“Türkiye’nin Gazze’deki pozisyonu biraz daha farklı bir rotaya gidiyordu. Mısır’ın rotası da farklıydı. Mısır, Hamas’ı dışlamadan fakat Müslüman Kardeşler merkezli hassasiyetlerini de dile getirerek bir politika izliyordu. Öte yandan 1979’da Camp David’de İsrail ile yapılan barışı ve Amerika ile ilişkilerini de göz önünde bulundurarak bir Gazze politikası geliştirmeye çalışıyorlardı. Bu limitleri bilmeliyiz ki Mısır’ın Gazze politikasını anlayabilelim. Türkiye ise daha retorik ve ideolojik olarak önemsedi Gazze’yi. Sahiplenmesi bu sebepten. Coğrafi bir yakınlık olmaması ve pratik aşamaya giremeyeceğini düşünürsek, Hamas iç siyasette de bir kaldıraç olarak kullanıldı diyebiliriz. Kuva-i Milliye açıklaması buna bir örnektir. Mısır’ın böyle bir açıklaması yok fakat Mısır istihbaratının ve devlet yetkililerinin Hamas ile her zaman ilişkisi olmuştur. Sina’nın güvenliği için bunu önemsiyorlar.

 

Hamas da Mısır’ı önemsiyor. Hatta 2013’te Mursi’ye askeri müdahale olunca Hamas çok net bir tavır takınmadı. Temkinli yaklaştılar. Çünkü Hamas’ın nefes alabileceği tek yer Mısır. Bu yüzden Mısır Türkiye’ye ne kadar alan açarsa, Türkiye de o kadar politika geliştirebilir. Mısır oranın bir aktörü çünkü sınır onlarda. Mısırlılar bu noktada sanki Türkiye’nin doğrudan değil de dolaylı olarak işin içinde olmasını önemsiyorlar. Örneğin insani yardımlar ve Gazze’nin yeniden inşasını önemsiyorlar. Zaten Gazze’de Mısır ve Katar garantör gibi gözüküyor. Tüm müzakereleri onlar yürütüyor. Ama Gazze’de müzakereler durmuş durumda. Netanyahu adım atmak istemiyor ve maksimalist bir aşamaya gidiyor koridor konusunda. Mısırlılar, Türkiye’nin de Philadelphia Koridoru hakkında açıklama yapmasından memnun olmuştur. Bu da ilişkiler açısından önemli tabii.”

https://anlatilaninotesi.com.tr/20240906/1087744067.html

 

  • Tuğçe Ersoy-Ceylan@TugceErsoyTugce

 

Bugün Yediot’un manşeti: “günde 115 roket fırlatıldı”

“kuzeydekiler umutsuz ve kaygı içinde günlük yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor”

Gazete Bibi’nin sırtını onlara dönmesini, kafayı Philadelphi koridoruna takmasını resmetmiş.

https://x.com/TugceErsoyTugce/status/1831567153230729456

 

 

  • Hen Mazzig@HenMazzig

 

Hamas ateşkes istemiyor: Alman "Bild" gazetesi bugün, Hamas'ın askeri istihbaratına ait, Gazze'deki bir bilgisayarda bulunan ve Yahya Sinwar imzalı bir belgeye dayanarak, Hamas'ın askeri stratejisini ve aldatma taktiklerini ortaya koydu.

Sinwar'ın 2024 baharında bizzat onayladığı bu belge, Hamas'ın ateşkes müzakereleri sırasında uluslararası toplumu nasıl manipüle ettiğini ortaya koyuyor ve rehinelerin ailelerine psikolojik baskı uygulamak ve çatışmanın sonunu geciktirmek gibi stratejisini ayrıntılarıyla anlatıyor.

Belge, Hamas'ın savaşı hızlı bir şekilde bitirme niyetinde olmadığını ve Gazze'deki Filistinlilerin çektiği acıları umursamadığını ortaya koyuyor. Başlıca odak noktası, örgütün İsrail'e karşı hareket etme askeri yeteneklerini korumaktır.

Belgede ayrıca "İsrail'in askeri ve siyasi sistemlerini tüketmek" gibi bir hedeften de söz ediliyor ve İsrail'e yönelik uluslararası baskının artırılması gerektiği vurgulanıyor.

Hamas, Gazze sakinlerinin zorluklarını hafifletecek bir savaşın hızlı bir şekilde sona ermesini hedeflemiyor. Aksine, belge, görüşmeleri geciktirmek anlamına gelse bile, kilit terimleri iyileştirmek için müzakerelerin uzatılmasını öneriyor.

Hamas'ın askeri yeteneklerinin zayıfladığını kabul etmesine rağmen, belge çatışmanın hızla sona erdirilmesini talep etmiyor. Bunun yerine, Gazze'deki hasarı ve binlerce can kaybını göz ardı ediyor ve bu konulara ilişkin hiçbir endişe göstermiyor.

Belgede özetlenen temel taktiklerden biri, İsrail hükümetine yönelik kamuoyu baskısını artırmak için rehinelerin ailelerine psikolojik baskının sürekli uygulanmasıdır. Müzakerelerin ikinci aşamasında Hamas'ın, ailelerine mesaj göndermek ve ateşkesi uzatmak amacıyla "iyi niyet jesti" olarak Kızılhaç'ın rehinelerden bazılarını ziyaret etmesine izin vermeyi planladığı belirtiliyor.

Belgede ayrıca Hamas'ın uluslararası toplumu manipüle ederek konumunu güçlendirmeye yönelik talepleri ve stratejileri de yer alıyor. Örneğin, Hamas temsilcilerine Arap güçlerinin Gazze'nin İsrail ile olan doğu ve kuzey sınırlarına yerleştirilmesini önermeleri talimatı verildi. Bu güçler, Hamas askeri yeteneklerini tam olarak geri kazanana kadar İsrail güçlerinin Gazze'ye girmesini önlemek için bir tampon görevi görecekti.

Belgede ayrıca Hamas'ın, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, İsrail'i Amerikan destekli bir anlaşmanın önündeki engel olarak göstererek, müzakerelerde herhangi bir başarısızlıktan İsrail'in sorumlu tutulmasını sağlamayı amaçladığı da belirtiliyor.

Belgede, Hamas'ın mevcut müzakerelerde öncelik verdiği Philadelphi Rotası'nın yer almaması dikkat çekici bir nokta.

Bu konu kamuoyunda vurgulanmasına rağmen belgede bu konuya hiç değinilmemesi, Hamas'ın Gazze'deki insani krize çözüm bulmak yerine askeri ve stratejik kazanımlara odaklandığını daha da belirginleştiriyor.

https://x.com/HenMazzig/status/1832005424058360027

 

  • İsrail'i boykot ve yaptırımlarla durdurma fikri gerçekçi mi? - Mehmet A. Kancı

 

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israili-boykot-ve-yaptirimlarla-durdurma-fikri-gercekci-mi/3323992

 

  • Türkiye, 1938 Yılında Türkiye'ye Yahudi Göçünü Neden Yasaklamıştı? Çağrı Erhan Anlattı

 

https://www.youtube.com/watch?v=l9xMcDL1tAU

 

  • Hen Mazzig@HenMazzig

7 Ekim katliamları sırasında ve sonrasında yaklaşık 2.000 İsrailli sivil, asker ve polis memurunun sakat kaldığı tahmin ediliyor.

Bu yüzden İsraillilerin Paralimpik Oyunları'nda madalya kazanmasını görmek çok önemli.

https://x.com/HenMazzig/status/1831764929617019126

  • Dov Lipman@DovLipman

Bir buçuk yıl önce Filistinli teröristler tarafından karısı ve iki kızı soğukkanlılıkla katledilen Haham Leo Dee, soğukkanlılıkla katledilen oğulları Hersh için yas tutan Rachel Goldberg ve Jon Polin'i ziyaret ediyor.

 

https://x.com/DovLipman/status/1831709448072536505

 

 

  • Dean Shmuel Elmas@ElmasDean

Azerbaycan İsrailli yüksek teknoloji üreten firmaları Bakü'ye çekmek için vergi muafiyeti öneriyor. Tüm detaylar sadece Globes'da.

המדינה המפתיעה שמציעה לחברות הייטק ישראליות פטור ממס בתמורה לרילוקיישן 🇦🇿🇮🇱

#İsrail #Azerbaycan #Azerbaijan @globesnews

https://x.com/ElmasDean/status/1831556367393411186

 

 

  • Hen Mazzig@HenMazzig

İşte Yahudilerin sadece bu hafta karşılaştıkları zorlukların bir hatırlatıcısı:

 

• ⁠  ⁠ Bir Fransız sinagogu ateşe verildi, kundakçı Yahudilerin kaçmasını önlemek amacıyla özellikle kapıları hedef aldı.

• ⁠  ⁠ Pitt'teki Yahudi öğrencilere şişeyle saldırıldı, yaralanmalar meydana geldi.

• ⁠  ⁠ Holokost sırasında Yahudilere yardım ettikleri için hapse atılan Yahudi olmayanların anısına yapılan Berlin anıtı, "Yahudiler soykırım yapıyor" yazan grafitilerle tahrip edildi.

• ⁠  ⁠ Hunter SJP, Hillel'in dışında "Savaşı Eve Getirin" ve "Hillel cehenneme git" yazılı bir pankartla protesto düzenledi.

• ⁠  ⁠ Baruch Koleji'nin dışında maskeli adamlar, Yahudi öğrencileri korkutup tehdit ederek "Savaşı Eve Getirin" yazılı aynı pankartı taşıyorlardı.

• ⁠  ⁠ Toronto Met'teki protestocular kulüp fuarındaki Yahudi öğrencileri taciz ederek onlara "Siyonizm kampüsümüzden defolun" diye bağırdılar.

• ⁠  ⁠ Michigan Üniversitesi yakınlarında "Günde bir ölü Siyonist soykırımı uzak tutar" yazan antisemitik çıkartmalar bulundu.

Bütün bunlardan sonra dünya sessiz kalmaya devam ederse, onların konuşması için daha neler gerekeceğinden korkuyorum.

Şimdi antisemitizme karşı durmanın zamanıdır.

https://x.com/HenMazzig/status/1829990033895669839

 

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

İsrail’de sokağa dökülen halkın talepleri kendi içinde elbette ele alınabilir fakat İsrail’in genel siyasi rotasında anlamlı bir etki yaratamayacaklarını düşünüyorum.

Yüksek Mahkeme ve Yargıçların Seçimine dair yapılacak düzenlemede de “Kaplancılar” bir hayli aktif ve kalabalıktı.

Fakat değişen çok da bir şey olmadı.

https://x.com/gcinkara/status/1831404308530655601

 

 

  • Ceng Sagnic@cngsgnc

İkinci İntifada'dan sonra İsrail'de halk Araplara tavizler verildiğinde karşılığında esirlerinin serbest kalacağına ya da terör saldırılarının azalacağına inandırıldılar. Hem Hamas gibi terör örgütleri hem de bu örgütlerin varlığından dolaylı olarak istifade eden bazı Yahudi politikacılar bu yanlış algıyı suistimal ettiler. 2011 yılında esir asker Gilad Shalit'in serbest kalması karşılığında 1027 teröristin salıverilmesinde sonra ise masada her zaman hazır bekleyen yeni Shalit anlaşmaları olduğu inancı yerleşti. Shalit anlaşmasından sonra bu algıyı bu defa da en çok muhalefet suistimal ederek kitleleri hükumete karşı "yeterince taviz vermemek" iddiasıyla kışkırttı. Sonuçta aşağıdaki görüntüde görülen "rehineler teröristlere taviz karşılığında kurtarılsın" talebiyle sokağa çıkan yüz binler ortaya çıktı. (İlk bakışta bu kitlenin Hamas'tan yana olarak ateşkes istediğinin sanılması yaygın bir hata)

 

Bence yanlış fikirlere inandırılmış bir halkın ne kadar kalabalık bir çaresizlik içinde olacağını göstermesi açısından ders çıkarılacak bir fotoğraf.

 

https://x.com/cngsgnc/status/1832819909392253157

 

  • Nefret ve Şiddetin Gölgesinde Ortak Gleceğimizi Hatırlamak

 

https://fikirgazetesi.org/wp-content/uploads/2024/09/Fikir-Gazetesi-28.-Sayi.pdf

 

  • "6-7 Eylül Pogromu istisnai bir hadise olarak değerlendirilmemeli" – Tuğçe Yılmaz

 

https://bianet.org/haber/6-7-eylul-pogromu-istisnai-bir-hadise-olarak-degerlendirilmemeli-299363

 

 

  • Altı - Yedi Eylül 1955: Çocuklar yine koşuşturuyor, ama aralarında bir Efiça, Maki ya da Bobo yok – Çağatay Anadol

 

https://t24.com.tr/yazarlar/cagatay-anadol/alti-yedi-eylul-1955,46199

 

  • Selin Nasi@selinnasi

6-7 Eylül’le ilgili paylaşım yapmak içimden gelmiyor. Beyoğlu’ndaki yıkımın fotoğraflarının aynı zihniyeti hala taşıyan insanlarda “ne iyi iş çıkardılar! nasıl da sindirdik!” diye sevindirdiğinden şüphe ediyorum.

Onca yıl sonra Gazze’de -insanlığımızdan utanarak güvenli evlerimizden tanıklık ettiğimiz- savaş hepimizi fazlasıyla yordu. Böyle dönemler Türkiye’de yaşayan Yahudi vatandaşlar için fazlasıyla tedirgin edici.

Bu gazete küpürü geçenlerde elime geçti.Bir arkadaşım saklamış, İstanbul’dan getirmiş.

 

Bugün dahi “başımıza birşey gelir mi kaygısı” bence asıl üzerine düşünülmesi gereken konu olmalı.

https://x.com/selinnasi/status/1832001806844543464

 

 

  • önder kaya istanbul gezgini@onderkayaistan1

Yeldeğirmeni Kehribarcı apartmanı. Yeldeğirmeni İstanbulda apartman tarzı konutların ilk çıktığı semtlerden. Apartman Yahudi cemaatinden Levi Kehribarcı tarafından 1909da inşa edildi. Ünlü yazar Mario Levi de bir dönem bu apartmanda yaşadı

https://x.com/onderkayaistan1/status/1829770780571263275

 

  • Mr.........@Nostredame1503

Meşhur Karataş Asansörü’nün (1907) yaratıcısı Musevi işadamı Nesim Levi’nin Karataş Musevi Hastanesi’ndeki büstü

https://x.com/Nostredame1503/status/1832024288754278578

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün