Hayatı ve çalışmaları iki dünya savaşına yayılan Alman Yahudi´si Fred Kormis´in çalışmaları Londra´da açılan bir sergi ile onurlandırılıyor.
Londra'daki Wiener Holokost Kütüphanesindeki yeni bir sergi, esaret altındaki insanların anılarına odaklanan az tanınmış heykeltıraş Fred Kormis'in çalkantılı yaşamını konu alıyor.
Hayatı ve çalışmaları iki dünya savaşına yayılan Alman Yahudi’si sanatçı Fred Kormis, İngiltere’de Nazi zulmünün kurbanları için yapılan ilk anıtı yaratan kişiydi ancak adı büyük ölçüde unutuldu.
Kormis’in anıtı, Londra’daki Wiener Holokost Kütüphanesinde yakında açılacak sergide az tanınan sanatçıya ışık tutma amacıyla yaratmış olduğu diğer birçok heykel ve baskılarıyla birlikte sergilenecek. Wiener Kütüphanesi Galerisinin aylarca süren restorasyon çalışmalarının ardından yeniden açılmasını da simgeleyen sergi, 20 Eylül - 6 Şubat 2025 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek.
Kormis’in çalışmaları, hayatı boyunca yaşamış olduğu çalkantıların izini sürüyor. 1894'te Frankfurt'ta dünyaya gelen Fritz Kormis, I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Frankfurt Sanat Okulundan yeni burs kazanmıştı. Kormis, Avusturya ordusuna alındı, yaralandı ve Doğu Cephesinde yakalanarak esir alındı. Sanatçı, sonraki dört yılını Sibirya'daki bir esir kampında geçirdi.
Hapiste sanat
Kormis, sergide gösterilen gravür baskı koleksiyonu da dâhil olmak üzere sanatına hapiste devam etti. Çoğunlukla diğer mahkûmların portreleri olan bu baskıları, 1920'de Sibirya'dan kaçıp Frankfurt’a geri dönerken bile korumayı başardı.
Weimar Almanya’sında, Nazi Partisi'nin yükselişiyle hayatı yeniden çöküntüye uğradığında portre heykeltıraşı olarak ün kazanıyordu. Wiener Kütüphanesi'nin kıdemli küratörü Barbara Warnock'a göre, her ne kadar dini kurallara bağlı olmasa ve adı açıkça Yahudi kökenini belirtmese de Kormis kendisini Yahudi olduğunu açıklamaya mecbur hissetti.
Warnock, Yahudi Telgraf Ajansı'na "Kormis’in Yahudi olduğunu açıklaması kısmen etik bir konuydu" dedi. "Ayrıca eşi Rachel Sender, Ortodoks Yahudi bir aileden geliyordu. Toni olarak bilinen kız kardeşi Sidonie, Weimar Almanya'sında bir politikacıydı ve Yahudi olduğu biliniyordu. Bu nedenle bence açıklaması için bir başka motivasyon, geniş Sender ailesiyle dayanışmaydı."
Kormis'in sanatı ‘yozlaşmış’ olarak etiketlendi ve eşiyle birlikte ülkeden kaçarken eserleri galerilerden kaldırıldı.
Londra’da yeni bir yaşam
1934’te nispeten yoksullaşmış olan çift, hayatlarını yeniden kurmak amacıyla Londra’ya geldi. Bu, Kormis'in kariyerine yeniden başlayacağı son sefer değildi; II. Dünya Savaşı sırasında bir hava saldırısı stüdyosunu ve İngiltere’de ürettiği eserlerinin çoğunu yok etti.
Warnock, Kormis'in sanatının defalarca tahrip edilmesinin sorumlusunun kısmen az bilinen isminin olduğunu söyledi. Ancak yaşamına damgasını vuran kayıplar onu, savaş esiri olduğu günlerden bu yana on yıllar boyunca esaret altındaki insanları sanatında göstererek onları anmaktan alıkoymadı.
Bu uğraşısı, Nazi toplama kamplarını öğrendikçe yoğunlaştı ve Holokost'u sanatsal olarak ifade etmek gibi imkânsız olarak gördüğü görevi üstlenmek için çaba gösterdi. Çabaları 1969'da Londra'daki Gladstone Park'ta 1914 ila 1945 yılları arasında ‘savaş esirleri ve toplama kampı kurbanları’ anısına dikilen beş heykelden oluşan bir yerleştirme ile doruğa ulaştı.
Anıtta, dördü oturmuş ve bağlı, beşincisi ayakta, bakışları gökyüzüne doğru uzanan beş mahkûm tasvir ediliyor. Kormis, bu adamların esaret altındaki deneyiminin aşamalarını temsil ettiğini söyledi: yakalandıktan sonraki sersemlik, özgürlük özlemi, umutsuzlukla mücadele, umudunu kaybetme ve onu yeniden bulma. Ayrıca pek çok kişinin umutsuzluktan asla çıkmadığını da gözlemledi.
Şehir merkezinden uzakta bir parkta bulunan anıt, İngiltere’nin ilk resmi Holokost anıtından on yıldan fazla bir süre öncesine aitti. Hyde Park Holokost Anıtı, alanın uygunluğu konusunda yoğun bir kamuoyu tartışmasının ardından 1983 yılında Buckingham Sarayı yakınındaki halka açık bir bahçede açıldı ve o zamandan bu yana her yıl resmi törenlerin yapıldığı yer oldu.
Şimdilerde İngiliz milletvekilleri, hükümet binasının yakınına yerleştirilecek daha geniş bir anıt konusunda tartışmaya kilitlenmiş durumda. Yetkililer planı uygulamaya kararlı olduklarını söylüyor ancak onları eleştirenler anıtın tasarımına ve konumuna itiraz ediyor.
Warnock, Wiener Kütüphanesi galerisinde Kormis'in anıtı ve diğer eserlerinin yanı sıra kütüphane arşivinde saklanan kişisel kayıtlar, yazışmalar ve hayatından fotoğraflarla birlikte kamuoyunun dikkatini onun sanatına ve bu sanatın 20. yüzyıl tarihinin yansımasına çekeceğini umuyor.
Kormis'in yaşam döngüsünde yaratmış olduğu anıt belki de yanlış zamanda gerçekleşmişti; Holokost'u anma geleneklerinin daha az geliştiği ve çalışmalarının etkisinin susturulduğu bir dönemdi.
Warnock, “Yerel bölgede yaşayan insanlarla konuştuğunuzda, ki ben de bunu biraz yaptım, hepsi bunun farkındadır” dedi. “Fakat yine de bu farkındalığın çok büyük bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Herhangi bir etki yaratmışsa da o da unutuldu. Dolayısıyla insanlar çoğu zaman anıtın orada olduğunun ve toplama kampı kurbanları için bir anıt olduğunun farkında değiller.”