Geçmişten bir yaprak: Sudan Yahudi Cemaati

Sudan Yahudi Cemaati, 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlamıştı ve yaklaşık 250 aileden ibaretti. Bu cemaat, Ortadoğu´daki en küçük ve en kısa süreli Yahudi topluluğu oldu.

Yusuf BESALEL Perspektif
24 Eylül 2024 Salı

Sudan Yahudi Cemaati fertleri, her ne kadar Müslüman komşularıyla sıcak ilişkiler içinde olmuşlarsa da; 1948’de İsrail Devleti’nin bağımsızlığını ilan etmesi ve bunu izleyen Arap komşular savaşlar bir antisemitizm akımı yarattı ve neticede cemaat mensupları ülkeden kaçmak mecburiyetinde kaldı. Çoğu İsrail’e veya İsviçre’ye vatansız mülteciler olarak sığındılar.

Gene de Sudan’dan kaçmak zorunda kalan Yahudilerin ikinci ve üçüncü nesilleri, eski vatanları hakkında genellikle duygusallaşır ve çocukluklarındaki hoş anılara dalarlar. Miras aldığı bu nostalji 30 yaşındaki Abboudi’ye ilham verdi. Genç kadın, sözlü tarihçeyi kaydetmeye hedeflenerek, bunları bir kitapta derledi. Kitaba ek olarak, Yahudi Sudan Öyküleri (Tales of the Jewish Sudan) adlı web sitesinde ve ‘Jewish Sudan’ adlı Instagram hesabında yayınladı.

Abboudi ‘The Times of Israel’e “Büyükbabalarım ve büyükannelerimin hepsi Sudan’da doğmuştu. Bu tam manasıyla doğru değil zira babaannem orada doğmamıştı fakat çocukken oraya gitti ve annesi de Sudan’dandı. Dolayısıyla, büyük ebeveynlerimle ve onların arkadaşlarıyla görüşmeler yapmaya başlayarak hedefime ulaştım” şeklinde açıklamada bulundu.

Anlatılan öyküler; doktorları, tüccarları, Yahudi bayramlarını, aşk ve romantizmi ve Yahudi spor kulüplerinin mütevazı icraatını işliyor. Ayrıca Sudan Yahudilerinin ülkeyi terk etmesine neden olan antisemit unsurların toplandığı bilgiler de vardı. Buna iş hayatında ayırımcılık, keyfi tutuklamalar ve sorgulamalar dâhildi. 1956’da Miss Khartoum güzellik yarışmasının birincisi olan Yahudi bir kadının bu sıfatı iptal edildi ve ‘Miss Egypt’ için yarışma şansı da elinden alındı. 50 yıldan beri Mavi Nil’in kıyılarını görmemiş olan Lily Ben-David’in bu konulardaki beyanatı, internet sitesinde yer alıyor. Ben-David, doğduğu ülkeye geri dönmek istiyor ancak Sudan, İsrail’i düşman olarak görüyor. Associated Press ile yaptığı bir mülakatta Ben-David, “Takma isim altında bir bilet temin edebilirsem, oraya gitmekte kararlıyım” demişti. Ben-David, Sudan’dan 1964’te kaçmış ve halen Tel Aviv dışında oturmakta.

2020 yılından itibaren ABD aracılığı ile Sudan ve İsrail arasında resmi ilişkiler kurulması için çabalar sarf edildi. Kim bilir, böyle bir olasılıkta Ben-David, gerçek ismi ile doğduğu yere seyahat etmek için bilet alabilir mi?

Sudan İsrail’e karşı savaştı

Sudan, İsrail’in 1948’deki Bağımsızlık Savaşı’nda ve 1967’deki 6 Gün Savaşı’nda İsrail’e karşı savaştı. 1967’de Sudan, meşhur Arap Ligi’nin toplanması için ev sahipliği yaptı; bu toplantıda sekiz devlet, İsrail’i tanımamak, onunla barış yapmamak ve pazarlık etmemek hususunda söz verdiler. Bu sonuca ‘Üç Hayır’ adı verilmişti.

ABD eski Başkanı Trump yönetiminin çabaları, İsrail’in bazı Arap ülkeleri ile ilişkilerinin iyileşmesine yol açtıysa da iç karışıklıklarla boğuşan geçici hükümetin bu alanda karar alması müphemdi.

Sepharadi Voices UK adlı ve Ortadoğu, Kuzey Afrika ve İran kökenli olup Birleşik Krallık’ta yaşayan Yahudilerin deneyimlerini kaydeden ve arşivleyen bir teşkilatın müdür yardımcısı olarak görev yapan Abboudi, The Times of Israel ile yaptığı bir telefon görüşmesinde bu konuda yorum yapmaktan kaçındı. Bunun yerine Abboudi 2015 yılında ‘Yahudi Sudan’ın Öyküleri’ni yayınlamaya başlamasıyla, topladığı acı ve tatlı düzinelerce kişisel öyküye sadık kalmayı yeğledi.

Sudan Yahudilerinin tarihçesi

Aşağıdaki diyalog, konuya açıklık getirmesi açısından ilginçtir:

The Times of Israel: Sudan’daki Yahudilerin geniş tarihçesini anlatabilir misiniz? İlk kez ne zaman geldiler ve bildiğimiz cemaat ne zaman oluştu?

Daisy Abboudi: Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Sudan’da Yahudiler bulunmaktaydı fakat bu resmi bir cemaat değildi. Cemaatin ana bölümü 1900’lerin başında, 1907’den itibaren gelmeye başladı. Bunlar genellikle burada iktisadi bir fırsat yakaladıklarını gören tüccarlardı; geldiler ve Hartum, Omdurman ve Wad Medani’de yerleştiler.

Bununla beraber ilk Yahudilerin ne zaman geldiğini bilmiyoruz. Yahudilerin Sudan’da 1500’lü yıllarda bireysel olarak mevcudiyeti hakkında çeşitli kısa değinmeler var. Ancak bunların hepsi bireylere atfedilmiş, dolayısıyla bir cemaatten bahsedemeyiz. İngilizler, Sudan’a 1898’de geldiklerinde, kendilerinin Yahudi olduğunu belirten 36 kişi mevcuttu fakat bu, daha fazla olmadıkları anlamına gelmemektedir. Sadece bunu bilemiyoruz. Bir kaynakça mevcut değil.

20. yüzyılda gelen Yahudiler-nereden gelmişlerdi?

Bunlar, tüm Ortadoğu’dan gelmişti; Osmanlı İmparatorluğu’nun geri kalan bölümünden. Irak, Suriye, Mısır ve 1930’larda da Avrupa’dan kaçan az sayıda Yahudi… 1956’da az miktarda Yahudi Sudan’a Mısır’dan geldiler. Bu tarihte Mısır Yahudi Cemaatinin birçok ferdi, İsrail ile yaşanan Süveyş Kanalı krizinden sonra bu ülkeden ayrılmıştı. Sudan Yahudi Cemaati hiçbir zaman büyük olmadı. Muhtemelen en fazla 250 aile vardı. Gerçekten küçük bir cemaatti. Tek sinagogları vardı…

Sudan Yahudi cemaatinin nasıl bir altyapısı bulunmaktaydı?

Cemaatin sinagogda ve Rabi’nin evinde bir mikve (ritüel banyo) vardı. Yahudi okulları yoktu. Çocuklar ya Katolik okullarına ya da İngiliz okullarına giderlerdi. Sadece tanıdığım bir kişi mahalli okula gidiyordu. Cemaatin etkinliklerine ayrılmış ve buluşabilecekleri bir kulüp de vardı; ancak Yahudiler, genellikle Yahudi komşuları ile, Rum Cemaati ve İtalyan Cemaati ile çok iyi arkadaşlıklar kurmuşlardı. Sudan’da birçok cemaat vardı ve Yahudilerin çok iyi entegre olduklarını söyleyebilirim.

Anladığım kadarıyla, bu fazla incelenmemiş bir konu. Bu araştırmayı nasıl yönettiniz?

Sudan’da yaşamış yaklaşık 70 Yahudi’yle görüşme yaptım. 1997’de Rabi’nin oğlu Eli Malka tarafından yazılmış bir kitap bulunmakta. Ancak mevcut olan tek kitaptır. Onun haricinde Nachem İlan tarafından İbranice olarak yazılmış birkaç makale ve Amerika kökenli akademisyenler tarafından İngilizce olarak yazılmış iki-üç makale vardı. Ancak araştırmanın çoğunu ben yönettim ve sözlü ifadelere çok önem verdim. Halen kendi kitabımın üzerinde çalışmaktayım.

Peki, cemaat ne zaman dağılmaya başladı?

Cemaatin nispeten fakir mensuplarından cüzi bir sayıda Yahudi, 1948 ile 1950 yılları arasında sırf ekonomik nedenlerle İsrail’e gittiler. “Bakalım, şansımı başka bir yerde deneyeyim” diye düşündüler esas itibarıyla ve ondan sonra 1958’den itibaren Yahudilerin çoğu ülkeyi terk etmeye başladı. Bu durum, bir miktar antisemitizmin gelişmesiyle 1956’da başladı, 1958’de güçlendi ve belirgin bir göç gözlemlendi.

1967 yılı kırılma noktasıydı. Altı Gün Savaşı’ndan sonra Yahudi cemaatinin çoğunun ülkeyi terk etmesini güdümleyen antisemitizm doruğa çıktı. Sudan’ın son Yahudileri 1970’li yılların başlarında ülkeyi terk etti. Bu karmaşık bir durumdu. Sudan’daki ‘yabancı’ cemaatlerin çoğu 1970’li yılların başında ülkeyi terk ettiler; son Yahudiler de aynı zamanda ayrıldı.

O zamanlar için bu, Ortadoğu ve Afrika’daki diğer ülkelerde olduğu gibi şiddetli bir antisemitizm miydi?

Genellikle şiddetli değildi. Şiddete yönelik olarak basında ve işlek noktalarda birkaç çağrı, grafiti ve benzer şeyler vardı. Bence bu, daha ziyade huzursuz olmanın ve artık hoş görülmemenin hissiyatıydı.

Sudan Yahudi Cemaati’nden geriye kalan herhangi bir tarihsel kalıntı var mıdır?

Hartum’da pek iyi bir durumda bulunmayan bir mezarlık var, hepsi bu. Sinagog satılmıştı ve 1980’li yıllarda bir bankaya dönüştürüldü. Sonra da yıkıldı. 80’lerin sonunda ve 90’lı yılların başında genel olarak birçok binayı yıktılar ve restorasyonlar yapıldı; dolayısıyla mezarlığın haricinde esas itibariyle artık hiçbir şey mevcut değil.

Sudan Yahudi diasporası arasındaki genel hissiyat nedir, tekrar Hartum’a dönmek istiyorlar mı?

Şunu söylemek istiyorum. Kimse oraya yaşamak için dönecek değildir; bunun için artık çok yaşlandılar. Ancak eski Mısır Yahudi Cemaati’nde olduğu gibi şöyle bir aşamaya gelmek isteyeceklerinden kesinlikle eminim: muhakkak oraya turist olarak gidip ziyaret edebilmek. Ben oraya ocak ayında gittim. Güzel bir ülke ve görülecek çok şey vardı1.

Yahudiler Farhud’a maruz kaldılar

Yahudilerin diğer Ortadoğu ülkelerinden ayrılması Sudan’daki gibi acısız olmadı. Örneğin Irak’ta yönetim boşluğundan ötürü, zenginlikleri kıskanılan Yahudiler Haziran 1941’de saldırı, yağma ve katliama uğradılar. Bu pogroma Arapça talan anlamına gelen Farhud dendi. Değişik kaynaklara göre 175-780 Yahudi öldü, 1000’i yaralandı, 900 Yahudi evi harabeye çevrildi. 1951’e dek bu ülkede 2600 yıldır yaşayan Yahudi nüfusunun yüzde 80’i olan 110 bin Yahudi ülkeyi terk etti. 1948 Arap İsrail Savaşı, Arap ülkelerinde yaşayan Yahudilerin hayatını yaşanmaz kılınca; aynı Irak’taki gibi hayatlarını kurtarabilmek için mallarını, mülklerini bırakıp tüm Arap ülkelerinden kaçmak zorunda bırakıldılar. Bunların İsrail’in yüzölçümünü aşan büyüklükteki arazilerine, malına ve gayrimenkul mülküne el konuldu, yüzlercesi katledildi, kadınlarına tecavüz edildi, mezarlıkları dahi yağmalandı. Yahudilerin geride bıraktıkları malların değerinin 150 milyar dolar olduğu ileri sürülmektedir.

---

1 “Exiled Jews would ‘love’ to See Sudan again… Yaakov Schwartz, Interview, The Times of Israel, 31/10/2020.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün