“A Ğ A T A K I L A N L A R”

İzak BARON Diğer
25 Eylül 2024 Çarşamba
  • İsrail, Hizbullah darbesiyle bir taşla en az dört kuş vurdu.
  • Hizbullah yönetimin özel çağrı cihazı vermeye değer bulduğu düzeyde, cephe komutanından Beyrut yatırımcısına dek 3000 kişiyi aynı anda vurdu ve mücadele dışı bırakmak anlamında “etkisiz hale getirdi”.
  • İran’ın Beyrut Büyükelçisi Mücteba Amâni’nin de yaralılar arasında bulunması Hizbullah ile İran arasında bir organik ilişki kanıtı daha oldu. Keza Suriye’de de patlayan çağrı cihazları olduğu bildiriliyor.
  • İsrail’in bütün aktif Hizbullah üyelerini bilmesi ihtimali çok zayıftı. Şimdi örgüt şemasını çıkaracak bütün bilgiler hastane kayıtlarıyla ellerinde.
  • Siyasi açıdan İsrail’deki Binyamin Netanyahu hükümeti bu saldırıyla sadece İran ve Hizbullah’a meydan okuma şiddetini artırmakla kalmadı. Daha Hamas lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da Hizbullah askeri sorumlusu Fuad Şükür’ün Beyrut’ta suikasta kurban gitmesi üzerinden kırk gün anca geçti. İsrail bu eylemle Gazze Krizini bölgesel savaşa çevirmekten çekinmeyeceğini gösterdi.

 

 

  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • İsrail’in çağrı cihazı saldırısı ne anlama geliyor? - Robert F. Worth (The Atlantic)

 

İsrail aylardır Hizbullah üyelerini hedef almak için dijital teknolojileri kullanıyordu ancak bugünkü saldırı daha önce görülmemiş bir şeydi ve yeni bir tür darbe vurmuş gibi görünüyor. Binlerce savaşçıyı sakat bıraktı ve muhtemelen yakın zamanda daha geniş çaplı bir çatışma patlak verirse grubun karşılık verme kabiliyetini sakatladı. Aynı zamanda kurbanların kimliğini de açığa çıkararak Hizbullah’ın üyelerinin kimliğini gizli tutmaya yönelik dikkatli çabalarını da yerle bir etti.

Grubu onlarca yıldır inceleyen Lübnanlı analist Amal Saad bana Hizbullah’ın destekçilerinin saldırı nedeniyle “son derece demoralize” olduğunu söyledi. Grubun lideri Hasan Nasrallah Şubat ayında taraftarlarına cep telefonu kullanmayı bırakmaları çağrısında bulunmuştu. Birçoğunun daha güvenli görünen çağrı cihazlarına geçtiği görülüyor. Önceki çatışmalarda Hizbullah, kısmen çağrı cihazlarına dayanan basit iletişim ağının etkinliğiyle övünüyordu.

 

Pek çok Lübnanlı çağrı cihazı saldırısının ülkelerinde geniş çaplı bir savaşın başlangıcı olmasından korkuyor. İsrailli yetkililer aylardır Hizbullah’ın 20 bin kadar İsrailliyi ülkenin kuzeyinden kaçmak zorunda bırakan roket saldırılarının kabul edilemez olduğunu ve Hizbullah’ın yok edilmesinin gerekli olduğunu söylüyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant yaptığı açıklamada, diplomasinin azalan umutlarının askerî harekatı tek seçenek olarak bıraktığını söyledi.

 

Ancak saldırının zamanlaması İsrail’in niyeti konusunda soru işaretleri yarattı. Saad “İsrail bu kartı bir savaş sırasında kullanmak yerine neden şimdi açıyor?” diye sordu. Saad, çağrı cihazı saldırısının İsrail’in son tehditlerine rağmen geniş çaplı bir savaş başlatma niyetinde olmadığını gösterebileceğini söyledi. Bir başka ihtimal de İsrail’in modifiye edilmiş çağrı cihazlarının fark edileceğinden korktuğu ve saldırıyı erken başlatmak zorunda kaldığı. Açıklama ne olursa olsun, bugünkü saldırı İsrail’in en önemli hedeflerinden birine ulaştı: Düşmanlarına hiçbir yerin güvenli olmadığını hissettirdi.”

https://fikirturu.com/jeo-politika/israilin-cagri-cihazi-saldirisi-ne-anla/

 

  • Patlayıcılı çağrı cihazları nerede üretildi, cihazlara patlayıcı nasıl yerleştirildi? – Eray Özer

 

https://t24.com.tr/yazarlar/eray-ozer/patlayicili-cagri-cihazlari-nerede-uretildi-cihazlara-patlayici-nasil-yerlestirildi,46420

 

  • Çağrı cihazlarının peşinde: Sıradaki durak Bulgaristan – Eray Özer

 

https://t24.com.tr/yazarlar/eray-ozer/cagri-cihazlarinin-pesinde-siradaki-durak-bulgaristan,46431

 

  • Amazon’da satılan bir kitapla Lübnan’daki saldırının ne ilgisi olabilir? – Eray Özer

 

https://t24.com.tr/yazarlar/eray-ozer/amazon-da-satilan-bir-kitapla-lubnan-daki-saldirinin-ne-ilgisi-olabilir,46474

 

  • NYT çağrı cihazı saldırısını yazdı: İsrail modern zamanın Truva Atı'nı nasıl inşa etti? - Sheera Frenkel, Ronen Bergman, Hwaida Saad / New York Times

 

https://gazeteoksijen.com/new-york-times/nyt-cagri-cihazi-saldirisini-yazdi-israil-modern-zamanin-truva-atini-nasil-insa-etti-223293

 

  • Gabi Behiri@gbehiri

 

7 Ekim'de hazırlıksız yakalanarak yüzlerce insanı kaçırılan, binlercesi yaralanan ve öldürülen ülkeyle çağrı cihazlarına bubi tuzağı kurarak siber saldırı yapan ülkenin aynı ülke olma çelişkisi.

https://x.com/gbehiri/status/1836076223585275985

  • İsrail’in Hizbullah darbesi: kitle suikastı bir taşla kaç kuş vurdu? – Murat Yetkin

 

İsrail, Hizbullah darbesiyle bir taşla en az dört kuş vurdu.

 

1- Hizbullah yönetimin özel çağrı cihazı vermeye değer bulduğu düzeyde, cephe komutanından Beyrut yatırımcısına dek 3000 kişiyi aynı anda vurdu ve mücadele dışı bırakmak anlamında “etkisiz hale getirdi”.

 

2- İran’ın Beyrut Büyükelçisi Mücteba Amâni’nin de yaralılar arasında bulunması Hizbullah ile İran arasında bir organik ilişki kanıtı daha oldu. Keza Suriye’de de patlayan çağrı cihazları olduğu bildiriliyor.

 

3- İsrail’in bütün aktif Hizbullah üyelerini bilmesi ihtimali çok zayıftı. Şimdi örgüt şemasını çıkaracak bütün bilgiler hastane kayıtlarıyla ellerinde.

 

4- Siyasi açıdan İsrail’deki Binyamin Netanyahu hükümeti bu saldırıyla sadece İran ve Hizbullah’a meydan okuma şiddetini artırmakla kalmadı. Daha Hamas lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da Hizbullah askeri sorumlusu Fuad Şükür’ün Beyrut’ta suikasta kurban gitmesi üzerinden kırk gün anca geçti. İsrail bu eylemle Gazze Krizini bölgesel savaşa çevirmekten çekinmeyeceğini gösterdi.

 

ABD bu “kitlesel suikastla” ilgisi olmadığını söylese de özellikle 5 Kasım seçimleri öncesi İsrail’e her bakımdan tam desteğini sürdürecektir.

https://yetkinreport.com/2024/09/18/israilin-hizbullah-darbesi-kitle-suikasti-bir-tasla-kac-kus-vurdu/

 

 

  • İsrail çağrı cihazlarını patlatarak Hizbullah'ı sarstı ancak stratejik bir zafer elde edemedi - Patrick Kingsley / The New York Times

 

Analistlere göre İsrail'in Hizbullah'a ait çağrı cihazları ve diğer kablosuz cihazlara yönelik saldırısı net bir stratejik hedefi olmayan taktiksel bir başarıydı.

 

Hizbullah'ı 'aciz' durumda bırakmış ve birçok üyesini etkisiz hale getirmiş gibi görünse de, saldırı şu ana kadar her iki tarafta da 100 binden fazla sivilin düşük yoğunluklu bir savaş nedeniyle yerlerinden edildiği İsrail-Lübnan sınırındaki askeri dengeyi değiştirmedi. Hizbullah ve İsrail ordusu, Ekim ayından bu yana taraflar arasında yaşanan günlük çatışmalara uygun bir tempoda Çarşamba günü de füze ve topçu ateşine aynı düzende devam etti.

 

Salı günkü saldırı İsrail'in teknolojik gücünün göz alıcı bir göstergesi olsa da İsrail şu ana kadar Hizbullah'a karşı kesin bir darbe indirebilmiş değil ve Lübnan'ı işgal ederek yarattığı karışıklıktan da fayda görmedi. Çarşamba günü Lübnan'da patlayan çağrı cihazı ve diğer cihazların neden olduğu bildirilen ikinci bir patlama dalgası duyuldu, ancak İsrail ordusu kara işgaline hazırlanıyor gibi görünmüyor.

https://gazeteoksijen.com/new-york-times/israil-cagri-cihazlarini-patlatarak-hizbullahi-sarsti-ancak-stratejik-bir-zafer-elde-edemedi-223258

 

  • 'Hollywoodvari' çağrı cihazı saldırısının mesajı net: İsrail gereksiz bir savaş daha istiyor - GIDEON LEVY

 

Eğer Gazze’deki savaş İsrail’in durumunu herhangi bir ölçüde kötüleştirdiyse, kuzeydeki savaş bin kat daha zararlı olacaktır. Gazze, bir sonraki felaketin sadece bir habercisi haline gelebilir: Kaybedilecek canlar, yıkım, dünya çapında İsrail düşmanlığı, dehşet ve nefretin nesiller boyu devam etmesi, bizi Gazze’nin Şucaiyye Mahallesi’nde yaşanan korkunç ve pahalı çatışmaları özleyecek noktaya getirebilir. Bizzat kendi ellerimizle kendimize yapmak istediğimiz şey bu, öyle mi?

 

Ancak işler göründüğünden daha basit. Gazze'de bir ateşkes, kuzeyde de bir ateşkesi beraberinde getirecektir. İşte o zaman bir anlaşma yapabiliriz. Bir ateşkes elde edilemezse bile, kuzeyde savaş olmaması İsrail için daha tercih edilir bir durumdur. Bir sonraki savaşın sonunda nasıl bir durumda olacağımızı kimse kesin olarak bilemez: Ne kadar kan kaybedeceğiz ve söz zafer kazanana kadar ne kadar darbe yiyeceğiz? Gazze’deki savaşın hiç çıkmamış olmasının daha iyi olacağı gibi, bu da çok açık şekilde bir tercih savaşıydı, İsrail’in kuzeyinde savaş olmaması da çok daha iyi bir durumdur.

https://bianet.org/yazi/hollywoodvari-cagri-cihazi-saldirisinin-mesaji-net-israil-gereksiz-bir-savas-daha-istiyor-299899

 

  • Her yol mübah devri: İsrail, Lübnan’daki telsizleri nasıl patlattı? - Yunus Emre Erdölen

 

İsrail, Pandora’nın kutusunu bir kez daha açtı. Hedefe ulaşmak için her yolun mübah olduğu, “öteki” olarak görülen sivillerin, kadınların ve çocukların bu hedef uğruna ezilebilecek “böcekler” olarak görüldüğü, her türlü savaş kuralının ezilip geçildiği bir kutu bu. Tam da bu nedenle Belçika radikal bir açıklama yaparak İsrail’in saldırısını “terör eylemi” olarak tanımladı. Cortez gibi Amerikan solcuları Lübnan’daki saldırının net bir şekilde uluslararası hukuka aykırı olduğunu söyledi. Aklı başında herkes bu kutunun açılmasının sonuçlarını öngörebiliyor.

 

İsrail sadece Gazze’yi veya Beyrut’u değil sivillerin kasten hedef alınmaması, insani yardımların durdurulmaması, hastanelerin ve okulların bombalanmaması, bubi tuzaklarının kullanılmaması gibi neredeyse herkesin üzerinde uzlaştığı kuralları da bombalıyor. Bunu da adeta İsrail’in uzun zamandır ihtiyaç duyduğu bir PR kampanyası veya isim tazeleme furyasına dönüşen “İsrail’in teknolojisi çok iyi ağbi” övgülerini hak edecek bir üstün teknolojiyle değil, oldukça barbar bir şekilde, Ortaçağı andıracak yöntemlerle yapıyor. Tonlarca bombayı evlerini kaybetmiş sivillerin yaşadığı çadır kentlere atıyor, çarşı pazarda telsiz patlatıyor, siyasi amaçları için sivilleri terörize ediyor.

 

Halbuki bir terör örgütüyle rasyonel bir devleti ayıran en önemli özellik sahip olunan gücün nasıl kullanıldığı. Terör örgütleri, siyasi amaçları için sivillere yönelik şiddeti meşrulaştırırken, devletler en azından resmi olarak, en azından görünüşte kendilerini belirli kurallarla bağlayan organizmalar. İsrail uzun bir süredir bu kuralları çok açık ve resmi bir şekilde ayaklar altına alıyor. Kendi meclisinde Filistinli mahkumlara işkence yapılıp yapılamayacağını tartışıyor, merkez sol muhalefet partisinin vekilleri insani yardımın kesilmemesi üzerine aşırı sağcı Netanyahu hükümetini eleştiriyor. Olef Cassif gibi Arap İsraillilerin oylarıyla meclise giren birkaç vekil dışında bu eylemi uluslararası hukuk yönünden değerlendiren kimse yok. İsrail bu süreci çok açıkça, hiçbir şekilde utanmadan yürütüyor.

 

İsrail, rasyonel olduğunu söyleyen, terör örgütleriyle mücadele ettiğini belirten devletlerin terörü de bir araç olarak kullanmasını, terör yöntemleri uğruna kadim uluslararası hukuk kurallarının paramparça edilmesini de normalleştiriyor. Bütün bunlar 2. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasındaki korkunç travmalar tekrarlanmasın, kimse toplama kampları kurmasın, Dresden’de olduğu gibi sivil-asker fark etmeksizin şehirleri bombalamasın, atom bombası atmasın diye tesis edilen uluslararası düzenin “sözde” en büyük savunucusu olan Batı bloğunun da dolaylı veya doğrudan desteğiyle yaşanıyor.

 

Bu normların içi öyle oyuluyor ki, İsrail saldırısından sonra Netanyahu destekçisi Cumhuriyetçi siyasetçiler Filistin’i destekleyen Amerikalı insan hakları aktivistlerine “telsizlere “dikkat edin diyerek sataşıyor, terörist olduklarını ima ediyor ve patlatılmaları gerektiğini söylüyor. İsrail’in milyonlarca sivili doldurduğu “terörist” çuvalına herkes hevesle bir yenisini eklemeye, kendi ötekisini itelemeye çalışıyor. Fırsattan istifade herkes kendi “ötekisini” yok etmenin “yaratıcı” yollarını arıyor.

https://serbestiyet.com/featured/her-yol-mubah-devri-israil-lubnandaki-telsizleri-nasil-patlatti-182109/

 

 

  • İsrail’in Hizbullah’a yönelik elektronik harp operasyonu ve muhtemel sonuçları – Burak Yıldırım

 

Hizbullah ve İran’ın ifşa olan ve etkinliğini büyük ölçüde kaybeden güçlerini takviye ve ikame etmesi çok uzun yıllarını alacaktır. İran’ın Beyrut büyükelçisinin de çağrı cihazı taşıması nedeniyle yaralanması ayrıca incelenmesi gereken bir husustur. İran’ın Hizbullah ile bağının organikleştiğinin en büyük kanıtı olan bu husus bir kez daha İran’ın dahil olduğu süreçlerde istihbarat zafiyeti yaşandığını kanıtlamıştır. 7 Ekim saldırısına müdahil olmayan ve planlamaya dahil edilmeyen İran herhangi bir istihbarat zafiyetine sebep olmamıştır ancak akabindeki her süreçte İran kaynaklı zafiyetler gözlemlenmiştir. Hamas’ın yeni liderliğinin bu hususu dikkatten kaçırmayacağını varsaymak gerekmektedir.

https://www.yeniarayis.com/makale/israilin-hizbullaha-yonelik-elektronik-harp-operasyonu-ve-muhtemel-sonuclari-503

 

  • İsrail’in çağrı cihazı saldırıları ya da sinyallerle gelen katliam – İslam Özkan

 

Hedeflerinin hiçbiri gerçekleşmediği için Netanyahu’nun daha hırçınlaşacağını ve ABD’nin ateşkes için göstermelik bütün bastırmalarına rağmen operasyonlarını genişleteceğini, çok da uzak olmayan bir zaman diliminde Lübnan’a bir kara operasyonu başlatabileceğini öngörmek mümkün. Ancak o zaman İran’ın doğrudan ya da müttefikleri üzerinden balistik füzeleriyle savaşa dahil olmayacağını, Hizbullah’ın ise şimdiye kadar kullanmadığı silahları asla kullanmayacağını kimse garanti edemez.

Netanyahu’nun peşine takılmış ve ne kadar sivil öldürürse öldürsün ABD desteğini garantilemiş olan İsrail’in bu provakasyonları daha ne kadar sürer ve kayıplarına daha ne kadar tahammül eder bilemeyiz ama İsrail’in mevcut dengeler içerisinde görünenin aksine işinin hiç de kolay olmadığı aşikar.

https://www.yeniarayis.com/makale/israilin-cagri-cihazi-saldirilari-ya-da-sinyallerle-gelen-katliam-513

 

  • Telsizdeki bomba – Taha Akyol

 

Öyle bir çağdayız ki Müslümanların bilim ve teknolojiye ihtiyacı her zamankinden daha acil ve daha şiddetlidir.

 

Araplar 1967 ve 1973 yıllarında, Mısır, Ürdün ve Suriye ittifak ederek ve Suud’un mali, Irak’ın askeri desteğiyle İsrail’le savaştılar. Yenildiler. İsrail’in arkasında ABD, ama Arapların arkasında da Sovyetler vardı.

 

İsrail, ‘stratejik planlama’ üstünlüğü sayesinde galip gelmişti ki bu da bir zihniyet ve müktesebat meselesidir.

 

Lübnanlı Arap A.B. Zahlan, 1972’de yazdığı makalede, hiçbir Arap ülkesinin İsrail kadar bilime önem vermediğini, AR-GE çalışmalarına milli gelirden o kadar pay ayırmadığını yazar. Yahudi Hebrew Üniversitesi’nin daha kurulurken bilim ve teknolojiye öncelik verdiğini anlatır. Zahlan’a göre 1971 yılında Kuzey Afrika’dan Yemen’e, 126 milyon nüfuslu 13 Arap ülkesinde bilimsel yayın sayısının toplam 750 iken, 3 milyon nüfuslu İsrail çıkışlı bilimsel yayın sayısı bunu iki katından fazla, 1.739 idi!

 

Zahlan, Araplar da Yahudiler kadar bilime öncelik verip Ar-Ge desteği sağlasaydı onlar da başarılı olurlardı diye belirtir. “Bir tek İsrailli, 100 Arap’tan fazla üretim yapıyor” diye yazar.

https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/telsizdeki-bomba-1601242

 

  • Netanyahu ve kötülüğün sınırlarını zorlamak – Sedat Ergin

 

Bütün dikkatler Hizbullah’ın İsrail’e vereceği karşılık kadar, Netanyahu’nun bundan sonra kuzeyde ikinci bir cephe açarak Lübnan’a dönük bir kara harekâtına girişip girişmeyeceği sorusuna da çevrilmiştir.

 

Bu konuda yapılan tartışmaların akışı, İsrail Başbakanı’nın pekala bu yola gideceğini düşünenler ile muhtemel asker kayıpları da dahil, her bakımdan çok riskli olacağı gerekçesiyle kendisinin bu seçeneği göze alamayacağını öne sürenler arasında bölünmüş görünüyor.

 

Belirsizliğin bir nedeni de, Netanyahu’nun kafasından geçenleri okumanın güçlüğüdür. Bütün otoritelerin de vurguladığı üzere, yürütülen savaşın sahadaki askeri gerekleri ile yapacağı her hamlenin iç politikadaki getirisinin birlikte değerlendirmesi, Netanyahu’nun yerleşmiş hareket tarzıdır.

 

Gazze’deki savaş, karıştığı yolsuzluklar nedeniyle içeride iyice köşeye sıkışmış olan Netanyahu açısından siyasi bekasını uzatabilmesinin de bir vasatına dönüşmüştür.

 

Her halükarda, son saldırılar Türkiye’nin de bulunduğu bölgeyi tetikleyeceği yeni gerilimler ve sarsıntılar itibarıyla bugünkünden daha da büyük bir kaos ortamının içine doğru itmektedir.

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/netanyahu-ve-kotulugun-sinirlarini-zorlamak-42537480

 

  • Barış ümitleri de patladı – Hediye Levent

 

İsrail’in yeni hedefi olan Lübnan aylardır diken üstünde gidişatı anlamaya çalışırken uluslararası toplum ve bölge ülkeleri de müzakere girişimlerini yoğunlaştırdı.

 

Mesela Amerikalı ara bulucu Amos Hochstein önceki gün İsrail’deydi. İsrail-Hizbullah çatışmasını yatıştırmak için aylardır Tel Aviv ile Beyrut arasında mekik dokuyan Hochstein aslında geçtiğimiz haftalarda pes etmiş ve İsrail-Hizbullah geriliminin Gazze’de bir ateşkes sağlanmasına bağlı olduğunu vurgulamıştı. Ancak tansiyon hissedilir derecelerde artınca Hochstein bir kez daha bölgeye geldi. Gerçi Hochstein’ın İsrail görüşmelerinin Gazze’de ateşkes ve İsrail-Hizbullah arasında uzlaşma konularında pek ümit vermediğini söylemek gerek.

 

7 Ekim’den beri mesaisinin önemli bir kısmını bölge ziyaretleri ile geçiren Amerikan Dışişleri Bakanı Blinken da bir kez daha Kahire’ye gitti. Bu arada bölge ülkeleri de girişimlerini yoğunlaştırmaya başladı. Ancak hâlâ Gazze’de bir ateşkesin sağlanabileceğine dair ümit veren sinyaller yok.

 

Diğer taraftan bölgedeki tansiyonu düşürecek faktörlerden biri de İran ile ABD arasında en azından temas kanallarının açılmasını sağlayacak kadar ilişki kurulması. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan koltuğa oturduğundan beri Amerika başta olmak üzere Batı dünyasına ılımlı mesajlar vermeye devam ediyor. Pezeşkiyan son olarak “İran’ın haklarına saygı gösterilmesi şartıyla ABD ile 2015 yılındaki nükleer anlaşmaya geri dönülebileceğini” söyledi.

 

Bu açıklamaya karşı Amerikalılar hâlâ yumuşamadıklarını gösteren bir cevap vererek “İran teröristleri silahlandırmayı, Rusya’ya silah vermeyi, muhalifleri cezalandırıp insan hakları ihlalleri yapmayı bırakmalı” dedi.

 

Velhasıl 7 Ekim saldırısı bölgede zaten girift olan süreçleri daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Artık Lübnan ve Suriye’yi de yutacak hale gelen bölgesel gerilimin görünürdeki sebebi Gazze’ye yönelik saldırılar olsa da bölgede yerel veya dışarıdan ne kadar aktör varsa her birinin hesabı devreye giriyor. Gazze’de ateşkesin sağlanması bir yana bölgesel gerilim yükseldikçe yükseliyor.

https://www.evrensel.net/yazi/95583/baris-umitleri-de-patladi

 

  • 'İsrail taktiksel zafer elde etti ama Hizbullah köşesine çekilmeyecek, topyekun savaş ihtimali arttı' - Jeremy Bowen

 

Hizbullah açısından ise bu büyük bir utanç. Moralleri bozuldu ve güvensizlikleri arttı.

 

Ancak bu saldırının İsrail için potansiyel bir stratejik dezavantajı da var; bu olay Hizbullah’ı küçük düşürmüş olabilir ama örgütün karşılık vermesi noktasında caydırıcı değil.

 

Ayrıca İsrail’i Hizbullah saldırılarını durdurma ve ülkenin kuzey sınırına yakın yaşayan 60 binden fazla İsraillinin evlerine dönmelerini sağlama şeklinde açıkladığı stratejik amaca hizmet etmedi.

https://www.bbc.com/turkce/articles/cdxrv8ql7vvo

 

 

  • Netanyahu’nun yeni umudu Batı Şeria - Musa Özuğurlu

 

Batı Şeria ile Gazze arasında şöyle bir fark da var: Gazze konsantre Filistin(li), Batı Şeria’da ise Oslo anlaşmaları gereği Yahudi yerleşim birimleri de var. İsrail’in Gazze’de hiç sözü yoktu ama Batı Şeria’da var. Netanyahu Batı Şeria’da genişlemeye devam ediyor. Yani buradan İsrail’in beklentisi yüksek.

 

Görünen o ki planlar hazır el değmişken Batı Şeria’da da kalıcı sonuçlar almak, son saldırılar bunu gösteriyor.

 

Tabii bu saldırıların Gazze’den farklı/kopuk olduğu düşünülmemeli. Eğer isyan Batı Şeria’ya da sıçrarsa İsrail için daha zor günler başlayacak demektir. İç savaş tanımı bile yapılabilir bu durumda. Asıl savaş o zaman yaşanır ve Filistinliler için tarihi bir süreç başlar.

https://www.yeniarayis.com/makale/netanyahunun-yeni-umudu-bati-seria-387

 

 

 

  • İsrail Karşıtı Arkadaşlarımla İlişkilerim – Ralf Arditti

 

Genelde eğitimli arkadaşlarım sorumlu aydınlara mahsus insancıl niyetlerle İsrail’in Hamas’a karşı güç dengesizliğinden hareketle Filistin tarafını tutmakla birlikte Hamas’a doğrudan destek vermekten kaçınıyorlar (pek İhvan’cı arkadaşım olmadığını burada belirteyim). Gazze’de ölüm sayısı arttıkça, militan ve sivil oranlarıyla kafalarını meşgul etmek veya benzer kent savaşlarıyla kıyaslama (İŞİD’e karşı ABD’nin Musul harekatı), yerine doğrudan İsrail Hükümetini hedef alma kolayına kaçmaları bir noktadan sonra ilişkilerimizi germektense konuyu kesmeye varıyor.

Savaş ilerledikçe, Hamas’ın yenilgisi netleştikçe ve sahneye Lübnan’da Hizbollah ve Yemen’de Husiler gibi yeni, pek zavallı olmayan ve Filistin davasıyla nispeten uzaktan ilgili aktörler çıktıkça acıma hisleri tavan yapan arkadaşlarımı bir düşünce alıyor: “Bu işler çok karıştı, konuyu açmaya gerek görmüyorum, nasılsa benim hayatımı doğrudan ilgilendirmiyor”.

Gazze’de sivilllerin hayatlarını kaybetmeleri çok acı. İsrail’li rehineler ve siviller için de öyle. Fakat savaşı kim başlattı? Unutulmaya yüz tutan ilk olayı hatırlamak istemeyen çok… 

https://www.turkisrael.org.il/single-post/i%CC%87srail-kar%C5%9F%C4%B1t%C4%B1-arkada%C5%9Flar%C4%B1mla-i%CC%87li%C5%9Fkilerim

 

  • Ahlak ve dış politika: Riyakarlık sanatı – Yalım Eralp

 

Harpler, zaten var olan uluslararası “ahlaksızlığı” artırıyor. Basın hürriyetinin merkezi sayılan Amerika’da, New York Times gibi bir gazete Gazze’de olanları başlangıçta saklamaya çalıştı. Örneğin Gazze için “işgal altında” ifadesinin kullanılmasını istemedi. Üniversite rektörleri de antisemitizm ile itham edilip istifa ettirildi. Avrupa’da da Filistin lehine protestolar ve toplantılar zaman zaman engelleniyor. Üniversite hocalarının anlaşmaları iptal ediliyor.

İsrail’in Gazze’de yaptıklarını eleştirmek antisemitizm değildir. İsrail’in içinde yapılan protestolar da mı antisemitik? Her Filistin lehine protestoyu Musevi karşıtlığı saymak insan zekasına hakarettir. Uluslararası Adalet Divanı İsrail aleyhine karar verirse, Musevi düşmanı mı olacak?

 

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin geçmişte İsrail ve İsrail yanlılarınca tehdit edilmesi, dünyanın geldiği noktayı gösteriyor.

https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/ahlak-ve-dis-politika-riyakarlik-sanati-181998/

 

  • 'Çağrı Terörü', Beyrut'ta suikast ve savaşın ayak sesleri - Fehim Taştekin

 

Sonuç olarak İsrail son birkaç günde savaş ilanı sayılabilecek saldırılara imza attı. Bunu savaşa peşrev olarak değerlendirenler de çıkabilir. İsrail medyasına göre Genelkurmay Başkanı Herzl Halevi savaş planlarını onayladı. 98’nci Tümen Gazze’den kuzeye kaydırılıyor. Galant da “Ağırlık merkezi kuzeye kayıyor. Bunun anlamı güçlerimizi, kaynaklarımızı ve enerjimizi kuzeye doğru yönlendiriyoruz” dedi. Savaş başlıyor diyecek noktada mıyız? Kimse emin değil.

 

Savaş planları Lübnan’ın güneyini işgali içeriyor mu? İşgal seçeneği, İsrail’in kendi iç değerlendirmelerinde ‘karşı işgal’ senaryosunu tetikliyor. Haliyle bu nokta da muğlak.

 

Yoksa plan hava saldırılarıyla Lübnan’a daha büyük bedeller ödettirip Hizbullah üzerinde baskıyı dayanılmaz noktaya çıkarmakla mı sınırlı? Buna bahis yatıran çok.

 

Taraflar son birkaç günde yaşananları karşılıklı angajman kuralları içinde değerlendirmeyi tercih eder mi? Hazırlık sürecinde olabilir ama amaç güç dengesini bozmaksa İsrail’in daha ileri gitmesi gerekir.

 

Hizbullah açısından ise denklem çetrefilli bir yere geldi. İsrail’in stratejik hedeflerine ulaşmasını önlemek Hizbullah’ın varoluş dinamizmini besliyor. Hem İsrail’i stratejik hedeflerinden uzak tutmak hem de topyekûn savaştan kaçınmak zorlaşıyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/cagri-teroru-beyrutta-suikast-ve-savasin-ayak-sesleri-makale-1721898

 

  • Taksitli intikam ya da hesaplaşma savaşı – Fehim Taştekin

 

https://www.gazeteduvar.com.tr/taksitli-intikam-ya-da-hesaplasma-savasi-makale-1722351

 

  • İsrail, psikolojik üstünlüğü de eline aldı! – Cem Küçük

 

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/cem-kucuk/israil-psikolojik-ustunlugu-de-eline-aldi-644998

 

 

  • 1967 Arap-İsrail Savaşı: Orta Doğu'yu sarsan 6 gün - Jeremy Bowen

 

 

https://www.bbc.com/turkce/articles/cly4ddp2dy2o

  • Mossad nasıl kuruldu, diğer istihbarat kurumlarından neden farklı? - Taouba Khelifi & Raffi Berg

 

Yaklaşık 50 yıl sonra, İsrail yine ani bir saldırıyla şaşkınlığa uğradı, bu sefer Hamas tarafından 7 Ekim 2023'te Gazze sınırına yakın İsrail kasabalarına saldırılar düzenlendi.

 

Mossad'ın saldırıyı tahmin edememesi büyük bir fiyasko olarak değerlendiriliyor ve analistlere göre İsrail'in Hamas'a yönelik caydırma politikasındaki bir zayıflığı yansıtıyor.

 

İsrail yetkilileri, 7 Ekim saldırısında çoğunluğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişinin öldüğünü söylüyor. Diğer 251 kişi ise rehin olarak Gazze'ye geri götürüldü.

 

Hamas'ın saldırısına yanıt olarak İsrail, Gazze Şeridi'ne savaş açtı ve Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre şimdiye kadar çoğunluğu sivil olmak üzere 40.000'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

 

https://www.bbc.com/turkce/articles/cwy943kjg0no

 

  • Amerikalı yazarın 80 yıllık Tavşan Tepe adlı çocuk kitabı ile nasıl Narin cinayetinin ‘şifresi’ çözüldü? - Berka Yaroğlu

 

https://serbestiyet.com/haberler/amerikali-yazarin-80-yillik-tavsan-tepe-adli-cocuk-kitabi-ile-nasil-narin-cinayetinin-sifresi-cozuldu-181734/

  • önder kaya istanbul gezgini@onderkayaistan1

 

Kuzguncuk Yahudi cemaatinin en yoğun olduğu semtlerden biriydi. Bölgedeki apartmanlardan birinde Yahudi takvimine göre 5683 tarihi okunuyor.

 

https://x.com/onderkayaistan1/status/1836977683294527924

 

  • Portekiz'de Yahudi izleri: Başarı, zulüm ve direniş – Umut Ataseven

 

II. Dünya Savaşı ve Holokost sırasında, Portekiz'de sadece 380 Yahudi yaşıyordu; buna ek olarak 650 Yahudi savaş mültecisi vardı.

Ancak Portekiz, bu dönemde Yahudiler için önemli bir yer oldu, çünkü 100 bin Macar Yahudisi Nazi Almanyası'ndan Portekiz'in Lizbon limanı aracılığıyla kaçtı.

Bugün Portekiz'de sadece yaklaşık 600 Yahudi ve tahmini 100 Marrano yaşıyor. Modern Yahudi Portekiz topluluğunun en büyüğü, Lizbon'da yaşayan 300 kişiden oluşuyor.

Orada, Aşkenazlar ve Sefaradlar yan yana yaşayıp topluluklarını bir arada tutuyorlar.

https://www.indyturk.com/node/745509/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/portekizde-yahudi-izleri-ba%C5%9Far%C4%B1-zul%C3%BCm-ve-direni%C5%9F

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün