Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'ta düzenlenen saldırıda öldürülmesi bölgede karışık tepkilerle karşılandı. İran destekli Lübnan grubu, dayanıklılığı ve misillemesiyle tanınıyor.
Ancak birçok Amerikan lideri, birçok masum insanı öldüren bir örgütün uzun süredir karar vericisi için uygun bir eylem olarak gördükleri İsrail'in Nasrallah'ı öldürmesine destek vermek konusunda birleşti.
ABD Başkanı Biden, İran destekli Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah'ın cumartesi günü İsrail'in hava saldırısında öldürülmesinin "birçok kurbanı için bir adalet ölçüsü" olduğunu söyledi. Biden yaptığı açıklamada, " Nasrallah ve onun liderliğini yaptığı terörist grup Hizbullah, kırk yıllık terör saltanatı boyunca yüzlerce Amerikalının öldürülmesinden sorumluydu" dedi.
Saldırıyı ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Cumhuriyetçi Meclis Başkanı Mike Johnson da destekledi. Harris, Nasrallah'ı "ellerinde Amerikan kanı olan bir terörist" olarak tanımladı ve “Onun liderliği Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırdı ve Lübnan, İsrail, Suriye ve dünya genelinde sayısız masum insanın öldürülmesine yol açtı. Bugün Hizbullah'ın kurbanları bir ölçüde adalete sahip” dedi.
Hizbullah'ın özellikle 1980’lerde ABD’yi hedef alan birçok saldırıyla bağlantısı bulunuyor. Grubun Amerikalılara ve ABD çıkarlarına yönelik saldırıları arasında 1983-1984’te Beyrut'ta ABD Büyükelçiliğini, ABD Deniz Kuvvetleri kışlasını ve ABD büyükelçiliği ek binasını hedef alan intihar bombalamaları da yer alıyor. Bu saldırılarda 300'den fazla Amerikalı ve Lübnanlı hayatını kaybetmişti. 1985 yılında Trans World Havayolları'na ait bir uçuş, Hizbullah üyesi olduğu iddia edilen bir kişi tarafından kaçırılarak ABD Donanması'ndan bir gemiyi vurmuştu. ABD, 1997 yılında Hizbullah'ı terör örgütü olarak tanımladı. Diğer ülkeler ve gruplar da onların izinden gitti, ancak Avrupa Birliği gibi bazıları bu etiketi grubun askeri kanadına ayırdı. ABD istihbarat teşkilatları tarafından hazırlanan 2024 yıllık tehdit değerlendirmesi, Hizbullah'ın "[Ortadoğu] bölgesinde, dünya çapında ve daha az ölçüde ABD'de ABD kişilerini ve çıkarlarını hedef alma yeteneğini sürdürdüğünü" belirtiyor.
