“A Ğ A T A K I L A N L A R”

•Yatırımcılar İsrail´in toparlanma kabiliyetinden emin değil. Şekel dalgalı seyrediyor, İsrail bankaları sermaye kaçışı yaşıyor ve en büyük üç banka tasarruflarını başka ülkelere transfer etmek ya da dolara endekslemek isteyen müşterilerin sayısında ciddi bir artış olduğunu bildiriyor. Enflasyon hedefin üzerinde seyretmesine rağmen, Merkez Bankası toparlanmayı rayından çıkarma korkusuyla ağustos ayındaki para politikası toplantısında önceki politika faizine bağlı kalmayı tercih etti. •Bir de kâbus senaryosu var. Az sayıda yatırımcı, Hizbullah böyle bir saldırı başlatabilecek kapasitede olsa bile (Batı) Kudüs veya Tel Aviv dahil tüm İsrail´i içine alacak bir savaşa hazırlık yapıyor. Böyle bir senaryoda ekonomik büyüme büyük darbe alır, belki de 7 Ekim sonrasından bile daha ağır. Ordunun giderleri artar. Kaçan yatırımcılar muhtemelen bankaları sarsar ve şekelin değerini düşürür, bu da İsrail Merkez Bankası´nı müdahale etmeye ve rezervlerini kullanmaya zorlar. •Ne olursa olsun, İsrailli ekonomistler durumun daha da kötüleşeceğini kabullenmiş durumda. Genellikle iyimser olan Smotrich bile şimdi yorgun bir hava yayıyor: “İsrail tarihindeki en uzun ve en pahalı savaşın içindeyiz.” Önceki çatışmalar, İsrail için ekonomik felaketle sonuçlanmıştı. Bu sefer de aynı olursa şaşırmayın. •THE ECONOMİST - www.harici.com.tr

İzak BARON Diğer
2 Ekim 2024 Çarşamba
  • Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • İSRAİL BAŞBAKANI NETANYAHU'NUN BM KONUŞMASININ TAM METNİ: SUUDİ ARABİSTAN İLE NORMALLEŞME VURGUSU YAPTI, BM'YE "ANTİSEMİTİK SAFRA BATAKLIĞI" DEDİ - 27 Eylül 2024

“İsrail aynı zamanda Lübnan'da Hizbullah'ı da yenmelidir. Hizbullah bugün dünyanın en önemli terör örgütüdür.

Tüm kıtalara yayılan kolları vardır. Bin Ladin dışındaki tüm gruplardan daha fazla Amerikalı ve Fransız öldürmüştür. Bu salonda temsil edilen pek çok ülkenin vatandaşlarını öldürmüştür. Ve son 20 yılda İsrail'e acımasızca saldırdı.

Geçtiğimiz yıl, 7 Ekim'deki Hamas katliamından bir gün sonra, Hizbullah tamamen kışkırtılmadan İsrail'e karşı saldırılara başladı ve kuzey sınırımızdaki 60 binden fazla İsrailliyi evlerini terk etmek zorunda bırakarak kendi topraklarında mülteci durumuna düşürdü.”

https://t24.com.tr/haber/israil-basbakani-netanyahu-nun-bm-konusmasinin-tam-metni-suudi-arabistan-ile-normallesme-vurgusu-yapti-bm-ye-antisemitik-safra-batakligi-dedi,1186511

 

  • İSRAİL'İN HİZBULLAH'A SALDIRILARI: "YAHUDİ DEVLETİNİN STRATEJİSİ OLDUKÇA RİSKLİ" - NZZ/Jonas Roth (Çeviri: Levent Taşkıran) - 25 Eylül 2024

İsrail'in hesabı net görünüyor, Lübnan sorununu Gazze sorunundan ayırmak istiyor. Amaç, askeri baskı kullanarak Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı Gazze Şeridi'nde bir ateşkes müzakeresi yapmadan İsrail'e ateş açmayı durdurmaya zorlamak. Nasrallah şu ana kadar bu şarta sıkı sıkıya bağlı kaldı. Ancak Hizbullah'ı gözden çıkarmak için henüz erken. Roket cephaneliği hareketli ve iyi gizlenmiş durumda. Milisler, savaş tecrübesi olan komutanlardan oluşan geniş bir ağa ve pek çok devlet ordusunu gölgede bırakacak askeri yeteneklere sahip. Son olarak Hizbullah, İran liderliğindeki "Direniş Ekseni"nin öncüsü ve İsrail'e karşı birleşik terör cephesinin önemli bir parçasıdır.

Hizbullah ciddi gerilemeler yaşadığına göre, kararlılığını göstermek için daha fazla çaba sarf edecektir. Milislerin Ortadoğu'nun "göze göz, dişe diş" inancını terk edeceği varsayılamaz. Karşılıklı bombardıman yoğunlaştıkça ve daha fazla sivil zarar gördükçe, çatışmanın kontrolden çıkması ve en kötü senaryoda bölgesel bir yangına dönüşmesi riski de artacaktır.

https://t24.com.tr/haber/israil-in-hizbullah-a-saldirilari-yahudi-devletinin-stratejisi-oldukca-riskli,1186089

 

  • HİZBULLAH BUNDAN SONRA NE YAPACAK? - LINA KHATIB - The Guardian – (Çeviri: Evrim Yaban Güçtürk) 24 Eylül 2024

İsrail, Hizbullah’ın giderek daha da zayıflamasından faydalanarak Güney Lübnan’da örgüte karşı geniş çaplı bir askerî operasyon düzenleme olanağına sahip. Ancak İsrail’in bu yola girmesi gerekmiyor, çünkü faydalı olmayacak. Hizbullah İsrail’e karşı askerî olarak savaşmaya alışık ve büyük kayıplar verse de dayanabilir: 2006’da İsrail’le son savaşının ardından yaptığı gibi, silah stokunu yeniden toplayabilir. Ancak bu saldırılar askerî harekât yerine caydırıcı bir işlev görüyor.

Saldırıların başarılı olması İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya siyasi açıdan fayda sağlar. Netanyahu üzerinde İsrail’in Lübnan’la olan kuzey sınırını güvence altına alması konusunda büyük bir kamuoyu baskısı var ve bu saldırıların bu hedefe ulaşma yolunda atılmış somut bir adım olduğunu iddia edebilir. Bu arada İsrail, güney Lübnan’a yönelik askerî saldırılarını 17 Eylül öncesiyle aynı hızda sürdürüyor. Bu da son saldırıların daha geniş bir strateji değişikliğinin bir parçası olmayıp, öne çıkan bir olay olduğunu gösteriyor.

https://www.perspektif.online/hizbullah-bundan-sonra-ne-yapacak/

 

  • HİZBULLAH’A YÖNELİK İSRAİL SALDIRILARI BÜYÜK BİR SAVAŞI TETİKLER Mİ? - Mehmet Akif Koç - 23 Eylül 2024

İsrail ile İran’ın yaklaşık 45 yıldır karşılıklı tehditler içinde sert bir cepheleşmeye gittikleri açık. Bazı komplocu zihinlerin aksine, bunun “danışıklı dövüş” veya bir “müsamere” olduğunu düşünmüyorum. Ancak bölgenin bu iki güçlü devletinin hem aralarındaki binlerce kilometrelik mesafe hem de doğrudan çatışmama pratiğini göz önünde bulundurunca, göğüs göğüse bir kara savaşı ihtimalini –mevcut şartlarda- gerçekçi bulmuyorum.

Ancak daha önce çeşitli defalar vurguladığım üzere, İran’ın kendisine yönelik suikast veya bombalı saldırılara doğrudan bir misillemeyle karşılık vermek yerine, bölgedeki “direniş ekseni” bileşenlerine daha fazla askeri/ekonomik/istihbari destek sağlayarak İsrail’e yanıt verdiğini düşünüyorum. Böylece günün sonunda, İran’ın bilhassa 2003 Irak İşgali’nden bu yana gelişen süreçte bölgedeki siyasi ve askeri nüfuzunun hızla genişlediğini, kapsamlı bir savaşı kendi topraklarından uzakta karşılamayı önceleyen bu savunma/güvenlik doktrinini değiştirmesi için de bir neden bulunmadığını, ancak bilhassa Hizbullah üzerinden İsrail’le sert cepheleşme stratejisinin önümüzdeki dönemde de artarak süreceğini düşünüyorum.

Fakat bu noktada üzerinde özellikle durulması gerek bir husus da şu ki: Hizbullah tek başına Lübnan’ı temsil etmiyor. Lübnan siyasetinde kendisine müzahir grupların varlığı ve Lübnan Araplarının İsrail’le yaşadığı tarihsel sorunlar, topyekûn bir savaşta bu grupların Hizbullah’ın yanında yer alacağı anlamına gelmiyor. Hizbullah hâlihazırda Lübnan’ın en güçlü cemaati olsa da, İsrail’le kapsamlı bir savaş, Lübnan’ın zaten kırılgan olan ekonomisi ve yüzde 50’leri bulan işsiz nüfusu Hizbullah açısından hızla bir dezavantaja dönüşebilir ve Hizbullah’ı ülke içinde yalnızlaştırabilir. Hizbullah-İsrail gerginliği, buna İran’ın da aktif şekilde dâhil olması durumunda, 2006’daki sınırlı savaştan daha ciddi bir sonuca, Lübnan içinde zaten hassas olan cemaatler-arası dengenin çatışma dinamiklerini tetiklemesine ve Lübnan’daki krizin derinleşmesine yol açabilir.

https://perspektif.eu/2024/09/23/hizbullaha-yonelik-israil-saldirilari-buyuk-bir-savasi-tetikler-mi/

 

  • İSRAİL-HAMAS SAVAŞI VE BATI - Hasan Çetin - 23 Eylül, 2024

İsrail-Hamas savaşının “Medeniyetler Çatışması” olarak yorumlanması iki nedenden kaynaklanıyor. Nedenlerden biri, Filistin’li Araplar’ın Osmanlı (Doğu), Yahudilerin ise (Batı) kültürleri içinde, farklı toplumlarda evrimleşmiş olmasına karşın birlikte yaşıyor olmanın getirdiği kültürel çatışma, bir diğeri ise Batı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Yahudileri “Yurt” için Filistin’e yönlendirme kararını verebilme gücünü kullanırken bugün de aynı yönde ve kararlılıkla sürdürmesidir.

https://www.yeniarayis.com/makale/israil-hamas-savasi-ve-bati-553

 

  • HİZBULLAH LÜBNAN'DA NE KADAR DESTEKLENİYOR? - Carine Torbey - 26 Eylül 2024

https://www.bbc.com/turkce/articles/c9qv0y5d8lro

 

  • AK PARTİ’DE “İSRAİL’LE SAVAŞ” TARTIŞMASI: “İŞİN DEĞİL AZ SUS”, “HANGİ KONUDA KENDİSİNE DANIŞILIYORSA YANDIĞIMIZIN RESMİDİR” - 25 Eylül 2024

https://serbestiyet.com/haberler/ak-partide-israille-savas-tartismasi-isin-degil-az-sus-hangi-konuda-kendisine-danisiliyorsa-yandigimizin-resmidir-182498/

 

  • HADİ ARTIK SORALIM: ORTA DOĞU'YU KİM HARABEYE ÇEVİRDİ; İSRAİL F-35’LERİ Mİ, HİZBULLAH FADİ FÜZELERİ Mİ? – Ertuğrul Özkök - 25 Eylül 2024

Önce bir hissiyatımı dile getireyim.

İran yanlısı Hizbullah devreye girince, katliama uğrayan Gazze halkına olan sempati geri planda kalıyor.

İran yanlısı Hizbullah’ın İsrail’e savaş açması Filistin halkına destek değil, tam aksine köstek oluyor.

Hizbullah Gazze halkının değil, İran’ın menfaatlerinin savaşını veriyor orada.

İslamcı fanatikler dışında onlara sempati ile yaklaşanların sayısı nedir bilmiyorum ama Gazze halkının davasına büyük zarar verdiğine eminim.

Tabii sadece Gazze halkına değil…

Lübnan’ın mazlum halkına da büyük zarar veriyor.

https://t24.com.tr/haber/ertugrul-ozkok-hadi-artik-soralim-orta-dogu-yu-kim-harabeye-cevirdi-israil-f-35-leri-mi-hizbullah-fadi-fuzeleri-mi,1185905

 

  • İSRAİL VE LÜBNAN ARASINDAKİ TIRMANAN GERİLİM – Özge Mumcu Aybars - 24 Eylül 2024

İsrail'in Hizbullah ve Hamas gibi örgütlere karşı uyguladığı strateji, Fehim Taştekin tarafından "taksitli intikam" olarak tanımlanıyor. Bu strateji, düşmanlarını zaman içinde kademeli olarak zayıflatmayı ve büyük çaplı bir savaştan kaçınmayı amaçlıyor. İsrail, bu yöntemle düşmanlarının askeri kapasitelerini azaltırken, uzun vadede daha güçlü bir pozisyonda olmayı hedefliyor. Ancak bu yaklaşım, sürekli artan bir gerilim yaratıyor ve İsrail'in bölgedeki güvenlik tehdidi algısını daha da güçlendiriyor.

Dün, İsrail Lübnan'a yönelik geniş çaplı hava saldırıları düzenleyerek, başkent Beyrut'a kadar uzanan operasyonlarda binlerce hedefi vurdu. Bu yazıyı yazarken, bu saldırılarda ölenlerin sayısının 356'ya, yaralıların sayısı ise 1.246'ya ulaştığı bilgisi haberlere düştü. Hizbullah, İsrail'e roket saldırılarıyla karşılık verdi. İsrail, Hizbullah'ın silah depoladığı iddia edilen binaları hedef aldı. Lübnan Başbakanı Necip Mikati, saldırıları "soykırım" olarak nitelendirirken, İsrail olağanüstü hâl ilan etti. Lübnan'da eğitime ara verilirken, halk güneyden kuzeye kaçmaya başladı. ABD bölgeye ek asker gönderirken, BM diplomasi çağrısında bulundu.

Uluslararası toplumun bu gerilimi azaltmaya yönelik diplomatik çabaları devam etse de, şu an için çatışmaların durdurulabileceğine dair umutlar zayıf. İsrail'in hem askeri hem de siyasi stratejileri, bölgedeki istikrarsızlığı derinleştiriyor ve önümüzdeki dönemde daha büyük çaplı çatışmaların yaşanma ihtimali giderek güçleniyor.

https://kisadalga.net/yazar/israil-ve-lubnan-arasindaki-tirmanan-gerilim-111506

 

  • ATEŞ BÖLGEYİ SARMAK ÜZERE - Musa Özuğurlu - 24 Eylül, 2024

İsrail sivillerin de olduğu bölge ya da hedefleri o noktalarda Hizbullah militanları olduğu gerekçesi ile vuruyor ve sivil ölümlerini bu şekilde açıklıyor.

Hizbullah ise buna karşılık şu ana kadar sivil yerleşim birimlerini hedef almadı.

Bununda sebebi şu: Hizbullah militanları yerleşim birimlerinde yaşıyor, ordu değiller ve bir kışlaları, konuşlanmaları yok. Zaten güçlerinin bir kısmı da buradan geliyor. Ancak İsrail askeri üsler ya da konuşlanmalara sahip. Bu durum Hizbullah açısından düne kadar avantaj sağlıyordu ancak İsrail’in saldırıları bu avantajı ortadan kaldırdı ya da en azından ciddi zarar verdi.

Mevcut durumda İsrail’in yüzlerce noktaya saldırıları ve Hizbullah’ın da sadece askeri noktaları hedef alması çok uzun sürmez. Zira Hizbullah enine sonunda İsrail’in saldırılarına “karşılıklılık ilkesine göre” cevap vermek zorunda kalacak.

https://www.yeniarayis.com/makale/ates-bolgeyi-sarmak-uzere-555

 

  • Ömer Murat@omermurat_

Hizbullah 40 yıllık örgütlenme. Üst düzey yöneticileri öldürüldü diye bir anda dağılmaz. Ama ortaya çıkan gerçek şu: İsrail örgütün en hassas noktalarına kadar sızmış durumda. Bu kadar falso vermiş bir örgütün yakın zamanda toparlanması mümkün değil…

Ama hala İsrail stratejik zaferi kazanmış değil… Hizbullah artık yaşadığını ispat etmek için İsrail’e hiç değilse füzeyle saldırmak zorunda… Bunu diyelim bir kaç yıl içinde yaparsalar İsrail başladığı noktaya gelmiş olacak…

O yüzden İsrail, Lübnan’ı bir nevi Batı Şeria’ya mı döndürecek? Böyle bir işgal politikasını sürdürebilmesine uluslararası ve bölgesel dengeler ne kadar süre müsaade edebilir?

Netanyahu Gazze’den sonra Lübnan’da da İsrail’i yeni bir bataklığa sokuyor. Bu nedenle daha fazla agresifleşme ihtimali yüksek… Bir noktada her şey kontrolden çıkabilir…

https://x.com/omermurat_/status/1840472076207178001

 

  • İSRAİL, LÜBNAN’DA İSTEDİĞİNİ ELDE EDEBİLİR Mİ? - Hicham Safieddine -  Middle East Eye – (Çeviri: Mustafa Alkan ) 26 Eylül 2024

ABD’nin türlü diplomatik hileleri bir yana, İsrail’in uzlaşmazlığı ABD ve Batılı müttefiklerinin süregelen askeri, mali ve diplomatik desteği olmadan mümkün olamazdı.

İsrail ayrıca BM’nin cılız kınamaları, Çin ve Rusya gibi ABD’nin rakiplerinin ürkek ve etkisiz protestoları ve özellikle Ürdün ve Mısır gibi Filistin’e sınırı olan Arap devletleri ve hükümetlerinin açık suç ortaklığı karşısında cesaretleniyor.

Bu bağlamda değerlendirildiğinde, Filistin, Lübnan ve Yemen’deki devlet dışı ve kaynak fakiri direniş güçlerinin, süper güç destekli İsrail’in son derece gelişmiş cephaneliğine karşı yıllarca süren etkili bir yıpratma savaşını sürdürmesi sömürgecilik karşıtı kurtuluş savaşları tarihinde başlı başına bir başarıdır.

Bu halkların güçlerinin daha ne kadar dayanabileceği henüz belli değil. İsrail’in de karşı karşıya olduğu olumsuzluklar, iç çelişkiler ve direnme azmi göz önünde bulundurulduğunda bu ihtimal hâlâ oldukça yüksek.

https://fikirturu.com/jeo-politika/israil-lubnanda-istedigini-elde-edebili/

 

  • HİZBULLAH-İSRAİL SAVAŞI LÜBNAN’A NE GETİRİR? - Dr. Özlem Acar - 26 Eylül 2024

İran desteğinin olmaması halinde içinde bulunacağı durum Hizbullah için ölüm kalım meselesi. Nitekim İsrail’in öncelikle Hizbullah’ı yok etme aynı zamanda da bölgedeki hâkimiyetini pekiştirmek amacıyla sürdürdüğü saldırgan tutum Hizbullah’ın tüm gücünü ve alt yapısını kaybetmesine yol açabilir. Öte yandan İran’ın Hizbullah’a açık destek vermediği bir durumda, Hizbullah’ın bu süreç sonunda hayatta kalması halinde İran’ın hamiliğinden sıyrılarak kendi başına var olan bir aktör ve Ortadoğu’da Şiiler açısından bölgesel bir çekim merkezi olma ihtimali de mevcut. Bu durumun ilk sinyalini de İran’a mesafeli duran, söylemlerinde Iraklılık ve Arap kimliği vurgusu yapan Iraklı Şii lider Mukteda Es-Sadr’ın İsrail’e karşı Hizbullah’ın desteklenmesi gerektiği yönündeki açıklamaları ve hâlihazırda Golan Tepeleri’ne yönelmiş olan milislerin varlığıyla veriliyor.

https://fikirturu.com/jeo-politika/hizbullah-israil-savasi-lubnana-ne/

 

  • İSRAİL UÇURUMUN KENARINDA - Hasan Ünal - 26.09.2024

Peki 2006’ya göre şimdiki durum askeri ve politik açılardan nasıl? Şimdi başlayacak bir savaşta Hizbullah 2006’ya oranla daha avantajlı görünüyor. Öncelikle İsrail’in Hamas’a karşı giriştiğini iddia ettiği ve Gazze’de tam bir soykırıma dönüşen operasyonundan istediği sonuçları aldığı söylenemez. Sivillere soykırım yapmak askeri güç kullanmanın siyasi-diplomatik sonuçlarını elde etmek anlamına gelmeyebilir/gelmez. Örneğin rehineleri kurtarmak veya Hamas’ın kökünü kazımak olarak ifade edilen savaş amaçlarından hiçbirisi elde edilebilmiş değil. Ortada korkunç bir soykırım olduğu açık ama Hamas Gazze’de hala operasyonel ve İsrail’in Hizbullah’a karşı başlatacağı bir kara harekâtından faydalanarak pusu ve benzeri başka yöntemlerle İsrail’e zarar vermeye çalışacak ve verecektir.

https://harici.com.tr/israil-ucurumun-kenarinda/

 

  • İSRAİL LÜBNAN’A NEDEN SALDIRDI? - Mustafa K. Erdemol - 26 Eylül 2024

İsrail Lübnan'a her büyük saldırısında Hizbullah bu savaştaki rolünün Gazze'yi desteklemek, ateşkes sağlamak olduğunu vurguladı. Binlerce kişinin yaralandığı, çoğu masum sivil olmak üzere onlarca kişinin öldüğü çağrı cihazı patlatılmasından dırısından sonra bile Hizbullah çatışmayı kontrol altına alma, geniş çaplı bir savaşa girmeme arzusunu dile getirdi. Ancak İsrail daha sonra çağrı cihazı saldırısında ölenlerin cenaze törenleri sırasında yüzlerce telsiz cihazını patlatmaya karar verdi, ardından Lübnan'daki sivil bölgelere yönelik geniş çaplı bir saldırı başlattı.

https://halktv.com.tr/makale/israil-lubnana-neden-saldirdi-873648

 

  • NASRALLAH’IN ÖLÜMÜ ZAYIF DÜŞÜRECEK LÜBNAN ARTIK DAHA KORUMASIZ - Mustafa K. Erdemol - 29 Eylül 2024

https://halktv.com.tr/makale/nasrallahin-olumu-zayif-dusurecek-lubnan-artik-daha-korumasiz-874527

 

  • “İSRAİL SİYASETİ O KADAR SAĞA KAYDI Kİ NETANYAHU NİSPETEN ILIMLI GÖRÜLÜYOR” - Ahmed Maher (Cansu Yiğit) - 26.09.2024

İsrailli Yahudilerin %71’i 2010’da Filistin devleti kurulmasını desteklerken bu destek 2020’de yaklaşık %20’ye düştü, Filistinlilerin eşit haklara sahip olmadığı tek devlet çözümüne veirlen destek ise iki katına çıkarak %42’ye ulaştı. Her iki anket de Ramallah’taki Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi ile Tel Aviv Üniversitesi’ndeki Uluslararası Çatışma Çözümü ve Arabuluculuk Programı tarafından yapıldı.

İsrailliler Netanyahu’yu kişisel olarak sevmeseler de genel olarak onun sağcı güvenlik politikalarını destekliyorlar. Ancak merkezciler de sağ ile neredeyse aynı pozisyonları benimserken (İsrail askerlerinin Gazze’de işledikleri iddia edilen savaş suçları nedeniyle yargılanmaması, Filistin devletinin kurulmaması, Gazze’den yakın zamanda çekilmemesi ve şimdi de Lübnan’da yaklaşmakta olan yakıp yıkma politikası) seçmenlerin şu aşamada Netanyahu’yu gözden çıkarması için çok bir neden yok.

Mevcut siyasi iklimde, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olmasını savunan herkes tek boynuzlu at gibi görünüyor. Bu arada, kamuoyundaki tartışmalara egemen distopik radikallerin öngörülebilir gelecekte kararları vereceği tahmin ediliyor.

https://harici.com.tr/israil-siyaseti-o-kadar-saga-kaydi-ki-netanyahu-nispeten-ilimli-goruluyor/

 

  • HİZBULLAH’LA OLASI TOPYEKÛN SAVAŞ İSRAİL EKONOMİSİNİ NASIL ETKİLEYECEK? - The Economist – (Cansu Yiğit) - 25.09.2024

Yatırımcılar İsrail’in toparlanma kabiliyetinden emin değil. Şekel dalgalı seyrediyor, İsrail bankaları sermaye kaçışı yaşıyor ve en büyük üç banka tasarruflarını başka ülkelere transfer etmek ya da dolara endekslemek isteyen müşterilerin sayısında ciddi bir artış olduğunu bildiriyor. Enflasyon hedefin üzerinde seyretmesine rağmen, Merkez Bankası toparlanmayı rayından çıkarma korkusuyla ağustos ayındaki para politikası toplantısında önceki politika faizine bağlı kalmayı tercih etti.

Bir de kâbus senaryosu var. Az sayıda yatırımcı, Hizbullah böyle bir saldırı başlatabilecek kapasitede olsa bile (Batı) Kudüs veya Tel Aviv dahil tüm İsrail’i içine alacak bir savaşa hazırlık yapıyor. Böyle bir senaryoda ekonomik büyüme büyük darbe alır, belki de 7 Ekim sonrasından bile daha ağır. Ordunun giderleri artar. Kaçan yatırımcılar muhtemelen bankaları sarsar ve şekelin değerini düşürür, bu da İsrail Merkez Bankası’nı müdahale etmeye ve rezervlerini kullanmaya zorlar.

Ne olursa olsun, İsrailli ekonomistler durumun daha da kötüleşeceğini kabullenmiş durumda. Genellikle iyimser olan Smotrich bile şimdi yorgun bir hava yayıyor: “İsrail tarihindeki en uzun ve en pahalı savaşın içindeyiz.” Önceki çatışmalar, İsrail için ekonomik felaketle sonuçlanmıştı. Bu sefer de aynı olursa şaşırmayın.

https://harici.com.tr/hizbullahla-topyekun-savas-israil-ekonomisini-nasil-etkileyecek/

 

  • Gabi Behiri@gbehiri

Moody's, Israel'in kredi notunu, değerlendirilmeye başlanan 90lı yıllardan beri en düşük not olan Baa1'e düşürdü. Bu arada Moody's düşürme sebeplerinde sadece savaşı göstermedi. Aynı zamanda mevcut hükümetin de gerekli adımları atmadığını ve güven vermediğini belirtti.

 

https://x.com/gbehiri/status/1839773612355518599

 

  • NETANYAHU’NUN KEDİ-FARE OYUNU - Özay Şendir - 29 Eylül 2024

Bu Demokratların İsrail’den aldıkları ilk ders değil.

Tel Aviv ile sorun yaşayan Demokrat Başkan Carter’ın Cumhuriyetçi Reagan’a seçim kaybetmesine neden olan gelişme, Tahran’daki ABD elçiliğinde rehin tutulanları kurtarmak için yapılan operasyonun başarısız olmasıydı.

ABD’deki kimi kaynaklarda, Carter’dan kurtulmak isteyen İsrail’in, rehine kurtarma operasyonu haberini Tahran’a uçurduğu yazılıp, çizilir.

Hemen her problem için soruşturma komisyonu kuran ABD’nin yasama organı nedense bu iddiayı hiç dikkate almadı.

Yani İsrail, ABD’de başkan değiştirme alışkanlığı olan bir ülke ve bir kez daha aynı şeyi yapıyor.

Bugün Trump ve Harris arasına sıkışmış bir ABD var karşımızda.

Bir yanda bir dengesiz karşısında da ABD tarihinin en çok eleştirilmiş başkan yardımcısı.

ABD’yi Amerika Bitik Devletleri yapan gelişme Netanyahu tarafından oynatılması değil, öncü politikalar belirleyememesi, gerçek liderler çıkaramaması...

Bu dünya üzerinde bazı çalkantılara yol açacak ama tek kutuplu dünya düzeni de böyle sona erecek...

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ozay-sendir/netanyahunun-kedi-fare-oyunu-7198963

 

  • HASAN NASRALLAH'IN ÖLÜMÜ: BEYRUT'TAKİ SALDIRI, 'BATI'NIN GÜÇSÜZLÜĞÜNÜ GÖSTERDİ - Jeremy Bowen - 28 Eylül 2024

Beyrut'taki saldırıdan sonra ABD Dışişleri Bakanı Blinken, caydırıcılık ve diplomasi kombinasyonunun, Orta Doğu'da çıkabilecek daha büyük bir savaşı savuşturduğunu söyledi. Ancak olaylar ABR kontrolünden çıkarken, kulağa pek ikna edici de gelmiyor.

İleride alınması gereken büyük kararlar var. Öncelikle Nasrallah'ın yokluğunda Hizbullah geriye kalan silahlarını nasıl kullanması gerektiğine karar vermek zorunda kalacak. İsrail'e daha da büyük bir saldırı düzenlemekte mi? Depolarında geriye kalan roket ve füzeleri kullanmazlarsa, İsrail'in daha çok Hizbullah üyesini öldüreceğine de karar verebilirler.

İsrail de çok önemli kararlarla karşı karşıya. Daha şimdiden Lübnan'a bir kara saldırısından bahsettiler. Gerekebilecek sayıda yedek askeri cepheye çağıramamış olsalar da, karadan işgal gündemlerinde. Lübnan'daki bazıları, Hizbullah ile kara savaşının, İsrail ordusunun bazı güçlü yanlarını devre dışı bırakabileceğine inanıyor.

İsrail'in bazı en sıkı destekçilerinni de aralarında bulunduğu Batılı diplomatlar, meseleyi sakinleştirmeyi umuyorlardı. Şimdiyse bir kez daha olaylara hayalkırıklığı ve güçsüzlük hissiyle bakacak.

https://www.bbc.com/turkce/articles/c9qvxdjl2lgo

 

  • BARIŞ İSTEYEN ÜÇ LİDERE NE OLDU? İSRAİL DERİN DEVLETİ: NETANYAHU MU? – Belma Akçura - 29 Eylül 2024

Şimdi en ileri savaş teknolojisine ve akıllı güvenlik sistemlerine sahip olmakla övünen İsrail’e 7 Ekim’de Hamas’ın gerçekleştirdiği katliamdan Netanyahu’nun habersiz olduğuna, bu katliama göz yummadığına kim inanır? Hamas, demir kubbe, yer altı sensörleri, uzaktan kumandalı silahlar ve akıllı bariyerleri aşarken, İsrail ordusunun ruhu duymadı öyle mi! 

Barış olmasın diye kendi ülkesinin Başbakanı’na tabut hazırlayıp öldürülmesine davetiye çıkartanlara göz kırpan Netanyahu, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek için kendi halkının katledilmesine de göz yumabilir. Kim bilir?

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/belma-akcura/baris-isteyen-uc-lidere-ne-oldu-israil-derin-devleti-netanyahu-mu-7198953

 

  • “Siber Saldırılar Asimetrik Savaşın Bir Parçasıdır” - Nezir Akyeşilmen - 28 Eylül 2024

“Uluslararası barış ve istikrarı korumak, başta BM olmak üzere, büyük güçlerin hukuki ve ahlaki sorumluluğudur. Uluslararası müdahale ve yaptırımlar hususunda maalesef çokça çifte standarda şahit olmaktayız. Küresel düzenin karar alıcıları kendilerine yakın ülkelerin terör ve savaş suçlarını görmezden gelebiliyorlar. Sadece İsrail değil, son 80 yılda bunun çok örneğini gördük. Başka ülkelerin topraklarında terör estiren, hatta işgal eden, kendi vatandaşlarına yönelik sistematik insan hakları ihlali yapan birçok ülke uluslararası arenada yaptırımlara maruz kalması gerekirken, ceza almadan, hatta başkasını aynı suçlarla suçlayarak da gezebiliyor. Yani herkes kendi terörünü meşru görüyor maalesef.”

https://www.perspektif.online/siber-saldirilar-asimetrik-savasin-bir-parcasidir/

 

  • LÜBNAN’DA PATLAYAN ÇAĞRI CİHAZLARI: ELEKTRONİK HARP, SİBER SABOTAJ VE KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLIĞI – Salih Bıçakçı - 23 Eylül 2024

https://fikirturu.com/jeo-politika/lubnanda-patlayan-cagri-cihazlari/

 

  • İSRAİL’İN YENİ İSTİHBARAT OPERASYONU: PAGER VE WALKİE-TALKİE SALDIRILARI - Doç. Dr. Merve Seren - 24 Eylül 2024

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana icra ettiği tüm istihbari ve askerî operasyonlar, Tel Aviv Yönetimi’nin “kısa savaş” konseptini ve uygulamasını terk ettiğinin işaretleridir. Zira İsrail’in dayanıklılığı ve bu anlamda IDF’in başarısı, genellikle birkaç hafta süren orta ve yüksek yoğunluklu çatışmalar üzerinden kısa sürede ve kesin zafer alıcı şekilde olagelmiştir. Bu anlamda, savaşın uzaması, genişlemesi ve cephe çeşitliliği halinde İsrail yeni sınamalara konu olacaktır.

Öncelikle sınama IDF olacaktır. Zira IDF’in yüzde 40’ı Gazze’de, yüzde 20’si Batı Şeria’da, yüzde 20’si Kuzey Cephe hattında (Lübnan’ın güneyinde) yer alırken, geriye kalan yüzde 20’si ulusal sınırlar içerisindedir. Ancak İsrail’in “ulusal güvenliğinin önce kendi evinde başladığı” düşünüldüğünde hem içerisi hem cephe hatları için asgari 10 bin kişilik bir mevcuda daha ihtiyacı olduğu kaydedilmektedir. Ayrıca asker sayısının yanı sıra İsrail’in silah, mühimmat, yedek parça gibi ilave ihtiyaçları olacaktır. Bu anlamda CBS’in en son yayımladığı anket sonuçları gayet manidardır. Zira ABD halkının %61’i İsrail’e silah gönderilmemesini istiyor ve bu kanaat Demokratlar’da %77’ye, Cumhuriyetçiler’de yaklaşık %40’a tekabül ediyor. Her ne kadar siyasi karar alıcıların tutumu değişmez gözükse de, ABD’deki toplumsal hareketler (üniversitelerdeki protestolar gibi) artık eskisinden daha fazla yankı ve etki uyandırıyor.

İkinci sınama İsrail’in müttefiklerinden yana olacaktır. Savaş uzadıkça İsrail’e verilen siyasi, diplomatik ve askerî destek ile hukuki ayrıcalıkların çehresi ve mahiyeti değişebilecektir. Bunun en somut örneklerinden birisi, insan hakları ihlali gerekçesiyle, İsrail’e silah tedarikini durduran İngiltere’dir.  Keza İsrail’in soykırım ve savaş suçu işlediğine yönelik Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde atılan adımlar ile BM’nin Filistin’in tanınmasına yönelik çağrıları göz ardı edilmemelidir.

Üçüncü sınama İsrail hükümetinin kendi halkından gelen meydan okumadır. Zira Netanyahu ve Savaş Kabinesi’nin operasyonel kararları kadar, aşırı sağ siyasi söylemin toplum tabanında giderek daha fazla eleştirilmesi söz konusudur. Savaşın siyasi, askerî, insani ve ekonomik açıdan yarattığı külfet arttıkça, bu maliyeti daha fazla göğüslemek istemeyenlerin sayısı artış gösterecek ve bu da Netanyahu hükümetinin dayanıklılığı için ciddi bir sınama yaratacaktır.

 

Öte yandan İsrail’in uzun vadeli, yoğun ve çok cepheli bir savaşı kazanmak için gerek devlet gerekse devlet altı ve dışı aktörlere karşı verdiği mücadelenin tam anlamıyla hibrit savaş konseptine uyduğu söylenmelidir.  Bu anlamda İsrail’in 7 Ekim’den itibaren konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan tüm unsurlardan beslendiği bir stratejiyi hayata geçirdiğine; kara ve hava harekatlarının yanı sıra siber saldırı, psikolojik harekat, dijital saldırı, elektronik harp, enformasyon savaşı gibi her türlü yöntemden istifade ettiğine tanıklık edilmektedir.

https://fikirturu.com/jeo-politika/israilin-yeni-istihbarat-operasyonu/

 

  • AMAZON’DA SATILAN BİR KİTAPLA LÜBNAN’DAKİ SALDIRININ NE İLGİSİ OLABİLİR? – Eray Özer - 23 Eylül 2024

 

Gizemli yazar, arka kapaktaysa şöyle tarif edilmiş:

“Uzman bir analist, teknoloji direktörü, seçkin bir istihbarat biriminin komutanı ve yapay zekâ tabanlı terörle mücadele projesiyle prestijli İsrail Savunma Ödülü'nü kazanan Tuğgeneral Y.S, İnsan-Makine Ekibi adlı kitabını, insan ve yapay zekâ arasındaki kombinasyonun ulusal güvenlik zorluklarını ve tehditlerini nasıl çözebileceğini, savaşta zaferi nasıl sağlayabileceğini ve insanlık için bir büyüme motoru olabileceğini ele almak için yazdı.”

Dijital versiyonda girişte kitabın yazarıyla iletişime geçmek isteyenler için bir e-posta var: [email protected]

Yerli dizi taktiği uygulamış olmak pahasına tam şimdi burada bir ara vermek ve yazarı bir kenara bırakıp kitabın içeriğine dair birkaç şey söylemek istiyorum.

Kitap özetle yapay zekanın, yani bilgisayarın geleceğin şekillenmesinde ve özellikle dünyanın “güvenliğinin” sağlanmasında tek başına yeterli olamayacağını anlatıyor.

Yazarın kendi geliştirdiği bazı kavramlar eşliğinde geleceğin insan ve yapay zekanın -özellikle de makine öğrenmesi- ortak üretimi sayesinde şekillenebileceğine vurgu yapılıyor.

Örneğin insan ve makinenin karşılıklı öğrenme süreci -yazar buna sinerjik öğrenme diyor- İbranice “Havruta” kelimesinden yola çıkılarak kavramlaştırılmış.

Kitapta kullanılan örneklerin çoğu askeri alandan veya güvenlik bürokrasisinden seçilmiş.

Dolayısıyla belli ki yazarı kendine “havalı” bir takma ad seçmek için kitabı “Tuğgeneral YS” diye imzalamamış.

Belli ki bu metni kaleme alan kişi sektörde dikkatleri üzerine çekmek için kitap yazmaya karar veren, siber güvenlik meselelerine meraklı bir Silikon Vadisi zıpçıktısından daha fazlası…

https://t24.com.tr/yazarlar/eray-ozer/amazon-da-satilan-bir-kitapla-lubnan-daki-saldirinin-ne-ilgisi-olabilir,46474

 

  • Hilmi Demir 🇹🇷@ProfHilmiDemir

Rusya’nın başının dertte olduğu, Çin’in çok fazla karışmadığı bir Ortadoğu’da İsrail üzerinden İran’a geri çekil dersi veriliyor. Irak, Suriye, Libnan, Yemen hatta Afganistan ve Afrika’ya genleşen İran bu yükü taşıyamaz hale geldi. Kendisi de yüklerinden kurtulmak isteyecektir.

Gazze mi? Yakında 1 yılı dolacak hep söylüyorum Gazze yeni dünyanın Kerbelası Arap dünyası onu çoktan terk etti. 2025 sonuna doğru Ortadoğu yeniden şekillenecek. Refah, güç ve para herkes bunu istiyor. Ortadoğu’da Suud ile başlayan uluslaşma süreci İran ile devam edecek. Kartlarınızı buna göre hazırlayın. 7 yıl önce Suud değişecek dediğimizde de Selman’ı indirirler bu asla olmaz diyorlardı. Aklınızda olsun…

https://x.com/ProfHilmiDemir/status/1840298776465944983

 

  • BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK! – İlter Turan - 30 Eylül 2024

Büyük ülkeler arasında, Orta Doğu’ya ilişkin olarak dünyada dile getirilen ve savaşın bölgeye yayılabileceği ve diğer ülkeleri de içine çekeceğine ilişkin yaygın bir endişe var. Gerek Avrupa ülkeleri gerek Amerika bölgesel çatışmaları sonlandırmak ve tarafları uzlaşmaya yöneltmek istemektedirler. Aslında bölgedeki ülkelerin çatışmaların tırmanmasını arzuladıklarına dair herhangi bir ipucu yoktur. Bay Netanyahu’nun İsrail’in can düşmanı diye tanımladığı İran bile bölgesel bir çatışmanın içinde yer almaya ilgi duymamaktadır. Görebildiğim kadarıyla, Netanyahu savaşın tırmanacağı endişesini kullanarak Lübnan’a saldırmıştır. Beyrut ve diğer şehirleri bombalayabileceğini, fakat bu sırada Amerikalı ve Avrupalı dostlarının, diğerlerinin tırmanma şeklinde yorumlanabilecek eylemlerini baskı alacaklarını ve durdurabileceklerini hesaplamaktadır. Başvurduğu mantık berraktır: ABD İsrail’i koşulsuz desteklediği sürece İsrail yeni saldırılara girişilebilir. Amerika’nın görünür gelecekte İsrail’e desteğini azaltması veya çekmesi söz konusu olur mu? Şimdilik ufukta böyle bir olasılık görünmüyor. Ne diyelim, “Batı cephesinde yeni birşey yok!”

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/bati-cephesinde-yeni-bir-sey-yok/770067

 

  • NASRALLAH’DAN SONRASI; ORTADOĞU’DAKİ KADİM “BÖLÜNMÜŞLÜK” HİKÂYESİ.. - Zeynep Gürcanlı - 30 Eylül 2024

Ancak Sünni Hamas örgütü ile Şii Hizbullah örgütü, İsrail'in işgal planlarına karşı birlikte mücadele ediyor olsalar da, bunun Ortadoğu'daki kadim "Şii-Sünni" bölünmüşlüğünü bitirdiğini söylemek mümkün değil.

Nitekim Nasrallah'ın ölümünün ardından yaşananlar da bu bölünmüşlüğün orta yerde durduğunu net şekilde gösterdi.

Mesela Suriye'nin kuzeyindeki aşırı dinci Sünni terör örgütü HTŞ'nin kontrolündeki bölgelerde Nasrallah'ın öldürülmesi üzerine halk sokaklara çıkıp coşkulu sevinç gösterileri yaptı, İsrail'in Şii Hizbullah Lideri'ni safdışı etmesi "şerefine" tatlılar dağıtıldı.

Türkiye'deki AK Parti hükümetinin Nasrallah'ın öldürülmesine tepkisi de bu açıdan ilginçti;

Aynı İsrail, bundan sadece haftalar önce Sünni Hamas'ın siyasi liderlerinden İsmail Haniye'yi benzer bir suikastle öldürdüğünde, AK Parti hükümet yetkilileri önce Haniye"yi "şehit" ilan etti, ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla Haniye için tüm Türkiye'de bir günlük yas ilan edildi.

Oysa yine İsrail tarafından öldürülen Nasrallah için ne Erdoğan'ın sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarda, ne de diğer AK Parti yetkililerinin açıklamalarında "şehit" ibaresi hiç kullanılmadı. Hatta Erdoğan Nasrallah'ın adını hiç anmadan, İsrail saldırıları sonucu Lübnan'da ölenler için topluca başsağılı dilemekle yetindi.

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/nasrallahdan-sonrasi-ortadogudaki-kadim-bolunmusluk-hikayesi/770070

 

  • İSRAİL, 8 EKİM 2023’TEN BU YANA HİZBULLAH’IN LİDERİ NASRALLAH VE BİRÇOK ÜST DÜZEY İSMİ HEDEF ALDI - 29.09.2024

 

https://www.aa.com.tr/tr/info/infografik/41428

 

  • Adelina Sfishta@AdelinaSfishta

Savaşın çıkış yolu olmadığı görülecek mi?

Yoksa, "şehitlik ona çok yakıştı" deyip, nesilleri kıyıma sürmeye devam mı?

Nasrallah öldü, tüm komuta heyeti öldü..

 

https://x.com/AdelinaSfishta/status/1839947466294075825

 

  • NYT AYRINTILARI YAZDI: İSRAİL İSTİHBARATI HİZBULLAH'I NASIL İZLEDİ? - 29 Eylül 2024

NYT'ye konuşan bir yetkili, Hizbullah'a karşı "sabırla yürütülen" istihbarat operasyonunu, Yunan mitolojisinde Yeraltı Dünyası'nda büyük bir kayayı sonsuza kadar bir tepenin en yüksek noktasına dek yuvarlamaya mahkûm edilmiş kral Sisifos'un durumuna benzetti. Haberde, ABD'nin Ocak 2020'de Irak'ta düzenlediği Kasım Süleymani suikastının arkasında da İsrail istihbaratının bulunduğu iddiası bir kez daha teyit edildi.

https://artigercek.com/dunya/nyt-ayrintilari-yazdi-israil-istihbarati-hizbullahi-nasil-izledi-318736h

 

  • Ayşe Hür@HurAyse

Lübnan'ı metastazlı kanser gibi sarmış olan Hizbullah'ın devre dışı kalmasıyla Lübnan yeniden toparlanabilir mi emin değilim, ama İran'ın Bereketli Hilal'in gerçek patronu olduğu yanılsamasının sona ermesi, adeta uhrevileşmiş bu vesayet algısının kırılması bölge için hayırlıdır.

https://x.com/HurAyse/status/1839998383613686091

 

  • Ayşe Hür@HurAyse

Asırlarca korkak, pısırık, ezik, sünepe, sinsi diye aşağılanan, zorbalanan; pogromlara, gettolara, toplama kamplarına, gaz odalarına sessizce katlanan Yahudilerin yeni kimliğine (cesur, saldırgan, kibirli, cüretkar, acımasız) alışmak, dünya kamuoyu için epey zor olacağa benziyor.

 

https://x.com/HurAyse/status/1840035135539867747

 

  • Gökhan Çınkara@gcinkara

Aslında bu söylem Siyonist fikrin merkezi hedeflerinden birisi idi: Yeni Yahudi.

Bu sebeple Ben Gurion başta olmak üzere bir çok kurucu Siyonist figür Diaspora yahudiliğine (ilk pejorativ Yahudi vurgunuz gibi) öfke duyuyor ve dışlıyordu.

Esasında 6 Gün Savaşlarında (ikinci pozitiv Yahudi vurgunuz gibi) Yeni Yahudi kimliği eforik bir halde ortaya çıktı.

O sebeple bu çatışan narativler yeni değil.

https://x.com/gcinkara/status/1840165459003678893

 

  • Deniz Ülke Kaynak@DenizUlke

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürüldüğü iddia ediliyor. Komplo teorilerini severiz. Haydi biraz komplocu alternatif senaryolar üretelim mi?

1- İran ile İsrail zaten aslında çatışmıyor. Önce Haniye sonra Nasrallah’ı kurban vererek yeni statükoyu oluşturacak ve iki ülke kendi zaviyelerinden istikrarlı ve güvenli bir zemin kurguluyacaklar.

2- Hem Hamas hem de Hizbullah kendi içlerinde rekabet eden gruplara sahip. Liderlerini devre dışı bırakmak için istihbari destek sağlayıp ihaleyi İsrail’e verdiler. Olay iç mesele.

3- Hamas, Haniye suikastinin İran’dan geldiğini düşündü. Misilleme olarak Nasrallah’ın yerini veren istihbarat bilgisini İsrail’e aktardı. Zaten Hamas’ı İsrail’in kurdurduğu çok rivayet edilen bir konudur. Hamas, Hizbullah’ı sattı.

4- Haniye, MİT’in kontrolünde ılımlı bir İsrail Filistin modelini temsil ediyordu. İran’a şu veya bu nedenle (belki fail oldukları, belki koruyamadıkları için) kızdık; İsrail’e Nasrallah için biz yol verdik. İran’a ayağını denk al mesajı ulaştırdık.

5- ABD-Rusya anlaştı. Militer örgütlerden temizlenmiş bir Ortadoğu kuruluyor. Netanyahu da yakında günahı vebali üstüne alıp gider. Ortalık tertemiz olur.

6- Suriye Türkiye anlaşması da arkadan gelecek. İran bölgeden temizleniyor. Suriye Rusya’ya,Lübnan Türkiye’nin de dahil olduğu uluslararası konsorsiyumun  kontrolüne  bırakılacak.

7- İsrail Lübnan’ı da işgal edip; Suriye’ye ve oradan Türkiye’ye uzanacak. Büyük İsrail kuruluyor.

8- Nasrallah ölmedi; Wagner lideri Prigojin gibi öldüğü ilan edildi. Güvenli yaşayacağa bölgeye nakledilip tüm istihbaratı Batı’ya verecek.

8- Bu safhaya gelen İsrail saldırganlığı,  ABD’yi de içine alıp üçüncü dünya savaşını başlatacak🤷‍♀️

Devamı sizden olsun; komplo kapasitem bu kadar😉

https://x.com/DenizUlke/status/1839954451215347936

 

  • DÜNYANIN EN BÜYÜK GÜÇLERİ ORTA DOĞU'DAKİ ATEŞİ NEDEN SÖNDÜREMİYOR? - Roger Cohen / The New York Times - 30.09.2024

7 Ekim'de Hamas'ın İsraillilere yönelik katliamına ve 250 kadar İsrailliyi rehin alması sonrası İsrail'in Gazze'de verdiği ezici askeri karşılık Biden'ın hafif kınamalarına neden oldu. Örneğin Biden, İsrail'in eylemlerini sadece “aşırı” olarak nitelendirdi. Ancak Amerika'nın zor durumdaki müttefikine verdiği destek, Gazze'de çoğu sivil on binlerce Filistinli hayatını kaybederken kararlı bir şekilde devam etti.

Dış İlişkiler Konseyi Onursal Başkanı Richard Haass, özellikle genç Amerikalılar arasında Filistin davasına yönelik artan sempatiye rağmen ABD'nin İsrail'e yönelik politikasındaki değişikliğin sınırlı kalabileceğini dile getirdi.

https://gazeteoksijen.com/new-york-times/dunyanin-en-buyuk-gucleri-orta-dogudaki-atesi-neden-sonduremiyor-224165

 

  • Bora Özkent@BoraOzkent

İsrail önce Hizbullah üyelerinin pager ve telsizlerini patlatıp iletişimini kesti.

Bu onları fiziksel olarak bir araya gelmeye zorladı.

Sonra da nasıl oluyorsa tam toplandıkları yeri bilip roketler atıp üst seviye askerleri öldü.

Ya Hizbullah'ın ya da ona sözde destek veren İran'ın içinde İsrail ajanları kaynıyor olmalı. Başka türlü yürümez bu işler.

 

https://x.com/BoraOzkent/status/1837435779313766542

 

  • Hen Mazzig@HenMazzig

Arnavutluk 🇦🇱 Edi Rama, Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada, Hamas'ın elindeki İsrailli rehinelere destek amacıyla rozet taktı.

 

https://x.com/HenMazzig/status/1839767943313330669

 

  • YAHUDİLİKTE YAHUDİ OLMAYANA BAKIŞ - Eldar Hasanoğlu

Tarihte ve günümüzde Yahudi dini merciler yabancılar hakkında kaynaklardaki birikimin kullanımında seçici davranmış, kendi şartlarına göre onları gündeme getirmişlerdir. Tabanlarını radikalleştirip militarize etme arayışında olduklarında ve şiddet uygulamalarına tabandan gelecek olası itirazları bastırmayı amaçladıklarında olumsuz betimlemeleri öne çıkarmışlardır. Ancak yabancılarla bir arada uyum ve barış içerisinde yaşamayı hedeflediklerinde buna uygun ortam oluşturmak amacıyla olumlu söylemlere atıfta bulunmuşlardır. Binaenaleyh, din bilginlerinin aslında kendi fetvalarını desteklemek için geleneği kullandıkları söylenebilir.

Benzer şekilde, İsrail’de bazı din adamları Filistin halkına tatbik edilen hunharca katliamı, tecavüzleri vs. türlü eziyetleri Yahudiliğin dini hükümlerine dayandırmakta, hatta bu tutumlarıyla yapılanları haklı gösterip sürdürülmesine motivasyon sağlamakta, Tevrat’taki en temel ilkelerden olan “insan Tanrı’nın sureti/tecellisidir” düsturunu yok saymaktadırlar.  

https://www.fokusplus.com/odak/yahudilikte-yahudi-olmayana-bakis

 

  • LÜBNAN’A BİR İSRAİL KARA OPERASYONUNUN ETKİLERİ - Yusuf Kanlı / 30 Eylül 2024

Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler, büyük ölçüde Gazze ve Filistin topraklarındaki İsrail politikalarına duyulan tepki nedeniyle zaten kopmuş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in politikalarına karşı en sert tutum alan liderlerden biri olarak öne çıkmakta ve Hizbullah lideri Nasrallah’ın ölümünden önce BM kürsüsünden İsrail’i soykırımla suçlamıştır. İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah’a yönelik bir kara operasyonuna girişmesi durumunda, Türkiye hükümeti muhtemelen İsrail karşıtı söylemlerini daha da sertleştirecek ve uluslararası kamuoyunu İsrail’e karşı harekete geçirmeye çalışacaktır.

Türkiye’nin mevcut düşmanca tutumu, İsrail ile olası bir barışma ihtimalini daha da zorlaştıracaktır. Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi uluslararası platformlarda İsrail’e karşı yaptırım çağrılarında bulunabilir ve Müslüman ülkeler arasında İsrail’e karşı birleşik bir duruş sergilemeye yönelik girişimlere öncülük edebilir. Bu da İsrail’i, özellikle Müslüman çoğunluklu ülkeler nezdinde daha da izole edebilir.

Ancak Türkiye’nin İran ile olan karmaşık ilişkisi, İsrail’e karşı geçici bir uyum yaratabilir. Ankara ve Tahran’ın Suriye’de çıkar çatışmaları olsa da, Lübnan’daki İsrail operasyonlarına karşı ortak bir muhalefet, iki ülkenin İsrail karşısında geçici bir ittifak kurmasına yol açabilir.

https://yetkinreport.com/2024/09/30/lubnana-bir-israil-kara-operasyonunun-etkileri/

 

  • Ambassador Ron Prosor@Ron_Prosor

Benim için her şey Eisenzahnstrasse 3'te tam bir döngü halinde gerçekleşiyor. Ailemin arkasındaki Berlin apartmanının kapısı son kez kapatıldıktan 91 yıl sonra, burada sadece bir torun olarak değil, aynı zamanda İsrail Yahudi devletinin bir temsilcisi olarak da bulunuyorum.

Ailem için dört #Stolpersteine bir kayıp ve geride bırakılan bir hayatın öyküsünü anlatıyor - ama aynı zamanda çorak bir kıyı şeridini gelişen bir ülkeye dönüştüren cesur Yahudi halkının öyküsünü de anlatıyorlar.

Bu başarıyı koruyoruz. İsrail'in kendini savunma hakkı ve görevi var; bunu atalarımıza, kendimize ve ortak değerlerimize borçluyuz.

Fotoğraf kredisi: Daniel Nartschick

 

https://x.com/Ron_Prosor/status/1838281506520752394

 

  • Şule Özkan@adakcocuk

İlk kibbutz olarak bilinen Deganya Kibbutzu, 1909

Deganya, İbranice "tahıl" anlamına gelen "dagan דגן" kelimesinden geliyor

 

https://x.com/adakcocuk/status/1839610282890428506

 

  • Volodymyr Zelenskyy / Володимир Зеленський@ZelenskyyUa

Bugün Bâbın Yar faciasının 83. yıldönümü.

29-30 Eylül 1941'de, sadece iki günde, Naziler Kiev'de 30.000'den fazla Yahudi'yi vurdu. Ailelerin tamamı -erkekler, çocuklar, kadınlar, hatta hamile olanlar- "Ölüm Yolu"ndan aşağı vadiye yürümeye zorlandı. Bu kötülüğün ölçeğini algılamak hala zor.

Toplamda, Nazi işgali sırasında Babyn Yar'da yaklaşık 100.000 kişi öldürüldü. Kiev'deki Yahudi cemaatinin neredeyse tamamı, onları kurtarmaya çalışanlarla birlikte katledildi. Diğer milletlerden de kurbanlar düştü.

Babyn Yar, dünyanın görmezden gelmeyi, sessiz kalmayı, kayıtsız kalmayı seçtiğinde ve kötülüğe karşı duracak kararlılıktan yoksun olduğunda en iğrenç suçların işlendiğini gösteren korkutucu bir semboldür.

Dünyanın gözleri kapandığında insanlık kaybeder.

Babyn Yar, korkutma ve şiddete güvenen liderler tarafından yönetildiğinde rejimlerin ne kadar vahşet yapabileceğinin canlı bir kanıtıdır. Herhangi bir zamanda, farklı değillerdir. Ancak dünyanın tepkisi farklı olmalıdır. Dünyanın öğrenmesi gereken ders budur. İnsanlığı, hayatı ve adaleti korumalıyız.

Kötülüğe karşı kendimizi savunmalıyız.

Nazilerin tüm kurbanlarına ebedi hatıra. Babyn Yar'daki cinayetlerden suçlu olan herkese ebedi kınama.

 

https://x.com/ZelenskyyUa/status/1840274593170215314

 

  • Melike Karaosmanoğlu@DritaEsadi2

Akıl tutulmasının kaçıncı evresi bu? Sırf kurucusu, sahibi Yahudi diye markaları boykot listesine alamazsınız. Türkiyeli Yahudiler üzerinden körüklenmeye çalışılan antisemitizme hayır!

 

 

https://x.com/DritaEsadi2/status/1840468367041585599

 

  • Ayşe Hür@HurAyse

Ne saçma sapan bir boykot bu? Sahibi Yahudi diye mi, Holokost'u anma etkinliğine destek oldu diye mi? Niye boykot edeceğiz? Netanyahu hükümetine destek mi veriyor? Gazze soykırımını ve Lübnan saldırısını mı destekliyor? Ne yapıyor??? Yarın inadına bir şey alacağım Penti'den.

https://x.com/HurAyse/status/1840508980902142346

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün