Bu ay daha önce hiç duymadığınız bir beslenme türünden bahsetmek istiyorum, olumsuzluk diyeti… Bu diyetin özelliği başarı oranının çok yüksek olması. Bu diyet belki de yaptığınız veya yapacağınız diyetlerin en zoru ama en çok doyuranı olabilir. Önemli olan biraz sabretmek ve değişikliklere karşı açık olmak.
Bizler dünyaya duygularımız aracılığıyla anlam yükleriz. Bu, hissettiğimiz her şeyin dahiyane bir iç görü olduğu anlamına gelmediği gibi her şeyi her zaman doğru anladığımız anlamına da gelmez. Duygularımız bazen bir şeyleri açığa çıkartırken, bazen de bizi yanlışa yönlendirebilir. Mesela ebeveynlerimizden bizlere bilinçsizce geçen bazı yargılar vardır. Bizler bunları sırtımızda taşırız sanki kendi düşüncelerimizmiş gibi. Çevremizdeki kişilerin fikirleriyle alışverişe başlayınca ve farkındalığımız arttıkça da değişmeye başlar. Ancak bazı düşünceler öyle şekilde kodlanmıştır ki, değiştirmek zaman alır. Duygularımızın içine gömülü inanç ve yargılara artık katılmadığımızı kendimize itiraf edersek, sorgulamaya başlarsak bu geçmiş yargılardan da kurtulmaya başlayabiliriz.
Bunlar hangi duygulardır?
Bizi sıkan, yük olarak taşıdığımız, değiştirmeyi bile hayal ettiğimizde ailemize ihanet etmiş gibi hissettiğimiz duygu ve düşünceler. Şimdi bu özel diyetin duygularımızla ne gibi bir bağlantısı olduğundan bahsedeyim. Bu diyetin tek bir kuralı var: Olumsuz düşüncelerden uzak durmak. Negatif düşünce ve kelimeler kullanmaktan kaçınmak. Bunu yapmak hiç de kolay değil. Bir gün boyunca olumsuz kelimeler kullanmamakla başlayın. Kelimelerin gücü çok önemli, düşünceler adeta bir mıknatıs gibidir ve vücudumuza haberci görevi görür. Bedene bilgiyi taşır. Düşüncelerimizi pozitif olarak korumak bu kadar stresli bir coğrafyada hiç kolay değil ancak bu stres ve olumsuzluk zamanla bedeni hasta etmeye başlıyor veya hasta edecek bağımlılıklar geliştirmesine sebep oluyor. Özellikle çok hassas bir yapıya sahipseniz, başkalarını memnun etmeye, mutlu etmeye çalışan bir kişiliğiniz varsa çevrenizdeki olumsuzlukları daha çok biriktiriyorsunuz demektir.
Dışardaki negatif kişi ve olaylar kalbinizi etkiler, ruhunuzu yorar, hatta bazen nefes alamıyor gibi hissettirebilir. Bunların hepsi ruhun yorulması ile ilgilidir. Bu da zamanla bedeni yormaya başlar. Tıpkı bulaşıcı hastalıklar gibi olumsuz düşünceler de bulaşıcıdır. Kendiniz ve çevrenizi olumsuz insanlarla çevrelerseniz zamanla dünyayı onlar gibi görmeye başlarsınız. Olumsuzluk diyetine ilk önce kelimeleri değiştirerek başlayabilirsiniz. Daha sonra medya ile bağlantınızı biraz daha aza indirgeyin. Olumsuz haberler yayınlayan sitelerden veya uygulamalardan uzak durmaya çalışın. Zaten çok önemli bir durum olduğunda mutlaka bir yakınınız size haber verecektir.
Kısa sürede etkili
Olumsuz diyetinin en iyi tarafı herkeste kısa zamanda işe yarıyor olmasıdır. Hiçbir yan etkisi de yok. Uygulamaya başladığınızda kendinizde değişimi kısa sürede göreceksiniz. Hatta etrafınızda negatiften beslenen, enerjinizi emen insanları farkına varmaya başlayacaksınız. Eğer görüşmek zorunda olduğunuz negatif aile veya arkadaşınız var ise onlara daha çok gülümseyin ve pozitif olaylar anlatın. Mesela “sonbahar geldi, bu havaya bayılıyorum” diyebilirsiniz.
Bu diyeti uyguladığınız takdirde, yıllardır negatif düşüncelerini dinlediğiniz kişi veya kişilerin değişiminiz karşısında şaşkınlık duyacağına eminim. Değişim kolay değildir, özellikle yıllardır olumsuzlukları ile sizi tüketen kişilere karşı. Doreen Virtue’nun kitabında da söylediği gibi “Olumlu ifadeler kullanmak ruhun beslenme mönüsünün ana yemeğidir.” Olumlu ifadeler değişim korkusunun üstesinden gelmenin tartışmasız en bariz aracıdır. Çünkü değişim korkusu yeteneklerimize, becerilerimize yeterince güvenmediğimizden, özgüven eksikliği, daha iyisini hak etmediğimiz, şikayet edersek terk edileceğimiz, istenmeyen kişi olabileceğimiz gibi bir sürü düşünceden kaynaklanır.
Bu düşünceler maalesef çoğu zaman çocukluk yıllarında aile bireylerinin farkında olarak veya olmayarak bize söyledikleri olumsuz sözlerden bilinçaltımıza yerleşir. Olumlu duygular bize ulaşılmaz gelir. Olumsuzluk sözleri ile kendimize olmayacağına inandırmak daha güvenli ve hayal kırıklığını önlemek için kullandığımız bir liman gibi olur. Bu diyete başlamaya karar verirseniz tam tersini yapmanızı öneriyorum. Bugüne kadar olmayacağını düşündüğünüz ne varsa olmuş gibi bir kağıda yazın. Bütün hayallerinizi, kendi hayat hikayenizi hayallerinizi olmuş gibi doğduğunuz günden itibaren tekrar yazın. Hiç bıkmadan okuyun ve yapabildiğiniz kadarıyla yavaş yavaş olumsuz kelimeleri kullanmamaya çalışın. Biraz sabırlı olun, bakalım kendi olumsuzluk diyetiniz nasıl sonuçlanacak.