Netflix’in, Eylül ayında yayımlamış olduğu “Nobody Wants This” isimli romantik komedi dizisi adından oldukça söz ettirmeye başladı. Tabii ki gerek konusu gerek popülerliği nedeniyle bizim de ilgimizi çekti. Gelin bu deli dolu romantik komediyi hep birlikte inceleyelim.
Dizi aslında bir yemek davetiyle başlıyor diyebiliriz. Çünkü dizinin genç aşıkları olan Joanne ve yakışıklı hahamımız Noah’nın karşılaşması tam da bu davette gerçekleşiyor. Joanne erkeklere bağlanma sorunu yaşayan, cinsellik konulu yayınlar yapan agnostik bir podcast sunucusu iken, Noah sevgilisinden yeni ayrılmış genç ve progresif bir hahamın hayatını gözler önüne sermekte. Aşk hayatına kendini tamamen kapatan Joanne hahamımızdan o denli etkilenmiş olacak ki soluğu çok geçmeden Şabat ibadetinde alıyor.
Senaryo hem klasik romantik komedi ögelerini içinde barındırırken hem de Yahudiliğe dair ilginç bir bakış açısı sunuyor. Bir yandan birbirini seven bir çiftin mutlu sona ulaşmak için yaşadığı gelgitleri izlerken öte yandan Yahudi kültür ve inancına dair bilgiler öğreniyoruz. Şabat mumlarının neden yakıldığı veya Şabat bitince Havdala isminde yapılan törenin nasıl yapıldığını gine diziden öğrenmekteyiz. Nitekim dizi Yahudi toplumuna dair klasik ögeleri izleyiciye aktarmaya çalışsa da -baskın Yahudi anne tiplemesi gibi- Yahudi inancı noktasında daha reformist bir Yahudilik çizmekte. Genç hahamımız Şabat günü şiksalarla[1] barlarda eğleniyor, evli olmadığı halde cinsel birliktelikte bulunuyor, Şabat çoktan başlamasına rağmen Şabat mumlarını yakıyor ancak tüm bunlara rağmen sex shop’a giderken çekinmeye devam ediyor. Kısacası Ortodoks Yahudiliğe çok uzak bir Yahudilik dizide ele alınmış.
Bölümler ilerledikçe çiftimizin ilişkisinin de günden güne daha karmaşık bir hâl aldığını görüyoruz. Noah’nın ve Joanne’nin aileleri arasındaki kültürel ve dini farklılıklar her ikisini de zor bir duruma sokuyor. Noah’nın annesi oğlunun Yahudi olmayan birisiyle evlenip hayatını kendince mahvetmesini istemezken Joanne’nin annesi ise müstakbel damadının kibarlığı ve nezaketi karşısında küçük dilini yutmuş durumda. Ancak genç çift tüm bu zorlukların üstesinden gelmekte oldukça kararlı bir yol takip etmekteler. Dini sorunları çözmek için Joanne giyur[2] yapmayı bile düşünmekteyken haham efendi Joanne ile birlikte olabilmek adına tüm kariyerini çöpe atmaya hazır. Belki de bu yüzden dizinin adı “Kimse Bunu İstemez”dir, aşkları için her ikisi de istemedikleri şeylere razı olmuş durumdalar.
“Nobody Wants This” yalnızca güçlü senaryosuyla değil, aynı zamanda olağanüstü oyuncu kadrosuyla da oldukça eğlenceli. Romantik komedinin temeli basitçe insan etkileşimine dayanıyor. Dizide harika bir kimya var. Jo ve Noah arasındaki cinsel gerilim belirgin ve bu alışılmadık çifte destek olmak çok kolay.
Ayrıca Jo ve kız kardeşi Morgan arasında da güçlü bir bağ var. İkili, podcast'lerinin geleceği hakkında sık sık çatışıyor ve hayatlarının aniden farklı yönlere savrulmasını kabullenmeye çalışıyorlar. Sasha ve Morgan arasındaki flörtöz dostluk, diziye önemli bir eğlence katarken yan karakterleri de neredeyse ana karakterler gibi hissettiriyor; her birinin kendine özgü hedefleri, tutkuları ve korkuları var.
Diziyi en ilginç kılan durumlardan birisi de dizinin yaratıcısı olan Erin Foster’ın dizide kendi hayatın esinlenmesi olmasıdır. Erin Foster da her ne kadar kocası bir haham olmasa da onunla evlenebilmek için giyur yapmış. Bu yüzden dizi boyunca onun hayatını da kısmen incelemiş olduk diyebiliriz. Tabii gerek Foster’ın giyur yapmış olması gerekse de kocasının Yahudi olması sebebiyle çok cüretkâr şakalar dizi boyunca yapılmış. Joanne’nin kız kardeşi Morgan Noah’nın bir Yahudi için oldukça iyi göründüğünü söylediği bir mesaj atıyor. Bu mesaj telefonun arabaya bağlı olmasından dolayı herkes tarafından duyuluyor. Bunun üzerine Noah’nın kardeşi Sasha, “Kardeşim medyayı kontrol edebilecek gibi görünmüyor mu?” diye soruyor.
Dizi eğlenceli sahnelerde oldukça başarılı olsa da, daha düşündürücü temalara yönelik tekdüze yaklaşımı bu anların parlamasını gölgeliyor. Jo’nun potansiyel olarak Yahudiliğe geçişi yüzeysel bir şekilde ele alınıyor ve böyle bir yolculuğun ruhsal derinliğini keşfetmek için kaçırılmış bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor.
Genel olarak, dizinin Yahudiliği ele alışı oldukça sığ kalıyor. Odak noktası ağırlıklı olarak ritüeller ve rutinlerde; topluluğun güzelliği, cemaatin günlük yaşamı, Yahudi ruhsal deneyimi ve insanın kendisiyle olan manevi bağı göz ardı ediliyor. “Nobody Wants This” organize dine biraz olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Noah hariç Yahudi karakterler dedikodu yapmak, eleştirmek ve başkalarının işlerini baltalamak gibi sorunlu davranışlar sergiliyor, bu da Yahudi yaşamını tatmin edici bir şekilde temsil etmekten uzak ve inancın inceliklerini göz ardı eden bir tablo çiziyor.
“Nobody Wants This” harika bir dizi olma potansiyeline sahip, ancak tamamlanmamış gibi hissettiriyor. Konusal açıdan iddialı olsa da dizi ele aldığı temaların altından tam olarak kalkamıyor. Kültürel ayrımlar, feminizm, aşk ve hikâye anlatımı gibi temalar, bölümler boyunca mükemmel bir uyum içinde değil ve tam olarak işlenmeden dizinin içine sığdırılmış gibi duruyor. Hafif, bir çırpıda izlenebilir bir eğlence arayan ve arada düşündürücü anlar yaşamak isteyenler için izlemeye değer ancak derinlik veya tutarlılık açısından çok fazla beklentiye girmemek gerekiyor.
[1] “Shiksa”, genellikle Yahudilerin Yahudi olmayan çekici kadınları tanımlamak için kullandıkları argo bir terimdir. Bu terim, özellikle bir Yahudi, Yahudi olmayan bir kadının "bizden biri" değil, bir yabancı olduğunu ima ettiğinde, genellikle aşağılayıcı bir amaçla kullanılır.
Nobody Wants This ve benzeri popüler kültür bağlamlarında, bu terimin Yahudi bir erkeğin Yahudi olmayan bir kadınla beraber olduğu durumlarında özellikle ortaya çıktığını görüyoruz.
[2] “Giyur”, Yahudiliğe geçiş, Yahudi olmayanların Yahudi dinini benimsemesi ve Yahudi etnik-dinsel topluluğunun üyesi olması süreci anlamına gelen İbranice bir terimdir.
