“Takdir edilmek en büyük ödülüm…”

Çocukluk yıllarından beri müzikle iç içe olan Mike Murat Bahar´ın bu ilgisi pandemi süreciyle birlikte yarı profesyonel bir işe evrildi. Çaldığı kaliteli müziklerle, davet ortamlarının talep edilen bir isim haline gelen Bahar´ın önünde böylece farklı bir dünyanın kapıları açıldı. Başarılı DJ, halen müzik yaşamına tutkuyla devam ediyor.

Dora NİYEGO Söyleşi
20 Kasım 2024 Çarşamba

Sizi tanıyabilir miyiz, DJ Mike Murat Bahar kimdir?

Şubat 1977’de, İstanbul’da doğdum. Evliyim ve iki harika erkek çocuk babasıyım. Özel Dost Lisesi’nde başlayan eğitim hayatım, FMV Ayazağa Işık Lisesi’nde devam etti. Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin ardından, İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 2001’de mezun oldum. Yaklaşık 25 yıldır uluslararası emtia ticareti yapıyorum. Pandemi döneminde gençlik hobisi olarak başladığım DJ’lik, zamanla yarı profesyonel bir alana dönüştü.

Müziğe ve DJ’liğe ilginiz ne zaman başladı?

Müziğe ilgim, çocukluk yıllarında rahmetli babamın etkisiyle başladı. Kendisi, özellikle caz ve klasik müzikle ilgilenirdi. 1980’lerin başında, televizyonun henüz yaygın olmadığı, sınırlı yayın saatleriyle tek bir kanalın olduğu dönemde, evlerimizde analog amfiler ve pikaplar bulunurdu. Yıllar içinde, gençlik derneklerimizde ve sosyal yaşam alanlarımızda düzenlenen dinletilerle müzikle bağım daha da güçlendi. Büyüdükçe, globalleşen dünyayla birlikte müzik zevkim de şekillendi. 1980’lerin sonlarına doğru, kasetçalar dönemiyle birlikte iki farklı teybin hoparlörlerini birbirine paralel bağlayarak evde müzik çalmaya başladım. Gençlik yıllarımızda ise Büyükada’da arkadaşlarla bahçe partileri düzenledik, müzik her anımızın parçası oldu. Tabii ki, bizim nesil için unutulmaz anılardan biri de Büyükada’daki Şamdan’da geçirdiğimiz zamanlardır. Yıllar içinde plaklardan kasetlere, oradan CD'lere, sonra da MP3 formatında indirilen parçalara kadar müziğe ulaşmak giderek daha kolay hale geldi. Günümüzde, dijital platformların sayısının artmasıyla birlikte, müzik dünyası adeta parmaklarımızın ucunda. Ben de bu sürecin neredeyse her aşamasına tanıklık etmiş biri olarak, her zaman keyifle müzik dinlemeye devam ettim. Ancak pandemi süreci, müzikle ilişkimi bambaşka bir boyuta taşıdı.

Son yıllarda DJ'lik yapmaya başladınız. Bu ilginç değişim nasıl gerçekleşti?

Müzik, benim için hiç bitmeyen bir tutku, bir terapi, bir hobi… Tüm dünyanın kapanma dönemi başladığında, evimde ailemle birlikte eğlenmek amacıyla çok basit bir DJ setup’ı ve bir iPad eşliğinde, sade bir DJ yazılımı kullanarak müzik çalmaya başlamıştım. O sırada, oturduğumuz sitenin WhatsApp grubunda gelen bir mesaj aslında benim için bir dönüm noktasıydı.

Müzik kimden geliyor?” diye soran bir komşu, “Rahatsız olduysanız hemen kısalım/kapatalım” derken, gelen yanıt “Hayır, gayet iyi oldu, mutlu olduk” şeklindeydi. Bu cevapla başlayan süreç, her hafta sonu sitede ‘Happy Hour’ olarak başladığımız balkon partilerine dönüştü. Çaldığım müziği Instagram’da canlı yayınlayarak, önce yakın dostlara, sonra giderek daha geniş bir kitleye ulaştı. Bu süreçte, müziğimin insanları mutlu ettiğini görmek, büyük bir heyecan verdi. Zamanla işimden arta kalan zamanımda profesyonel eğitimlerle beraber, müziğimi Soundcloud ve PowerFM gibi platformlarda paylaşmaya başladım, PowerApp’te Master DJ olarak setlerimi yayınladım. Bu da bu yolda attığım ilk taşlar oldu.

DJ Mike Murat Bahar olarak bu yolculuğunuzda tanınmak ve sektörde kendinizi kabul ettirmek ne kadar zorlayıcı oldu? Başlangıçta karşılaştığınız zorluklar nelerdi?

Söylediğim gibi, bu yolculuğuma “DJ olacağım” diyerek başlamadım. Pandemi dönemi ve hemen sonrasında birkaç arkadaşımın davetinde çalmam için çağrıldığımda, konuklardan ve aynı zamanda önemli bir organizasyon firmasının sahibinden gelen beğeniler, beni farklı bir yola yönlendirdi. O dönemde, aynı kişi bana ulaşıp çok özel bir davette DJ'lik yapmamı istemesi, bu yolculukta ‘kilidin açıldığı an’ oldu. Bu, şansla birleşen bir emekti. Zaman içinde, mutlu ev sahiplerinin ve davetlilerin olumlu geri dönüşleri sayesinde, ağızdan ağza yayılan bir referansla bugünlere geldim.

Şu sıralar hangi mekânlarda ve etkinliklerde performans sergiliyorsunuz?

Eğlencenin ve kutlamanın olduğu her ortamda, müziğin vazgeçilmez bir unsur olduğuna inanıyorum. Bu nedenle her türlü kutlama, davet, bar-mitzva gibi özel etkinliklerde müziğimi paylaşıyorum. Önceliğim profesyonel iş hayatım, kalan zamanlarımda ise kurumsal etkinlikler, lansmanlar, kutlama geceleri, festivaller ve zaman yardım organizasyonları gibi etkinliklerde yer alıyorum. Son dönemde ise Power Grubu radyoları ve Heart FM gibi platformlarda da yer alıyorum.

Performanslarınız geniş ilgi görüyor ve talep ediliyorsunuz. Bu başarıyı neye borçlusunuz?

Genç yaşlarımda, yaz tatillerinde Kapalıçarşı bölgesinde, stajyer olarak çalışmaya başlamıştım. O dönemin ‘tornasından’ geçtiğimizi söylemek sanırım doğru olur; çünkü her işi saygıyla yapmayı öğrendik. Bu deneyim hem süregelen profesyonel yaşamımda hem de müzikle ilgili çalışmalarımda beni çok şekillendirdi. Müzik çalarken de profesyonel iş hayatımda olduğu gibi, büyük bir emek ve zaman harcayıp özenle hazırlanıyorum. O gün, o anı misafirlerle birlikte özel kılmak için bir hikâye yazıyor, her dakikayı ‘ANI’laştırmak’ adına tüm gücümle çalışıyorum. Sanırım başarının sırrı da burada yatıyor. Uzaktan çok kolay görünen bir işin arkasında bu kadar yoğun bir emek ve çaba olduğunun görülmesi, yapılan işin takdir edilmesi en büyük ödül oluyor. Canlı performanslarım sonrasında aldığım geri bildirimler, bu emeğin karşılığında aldığım en değerli haz.

Şarkı seçimlerinizi yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Her etkinlikte farklı bir yaklaşımınız mı oluyor?

DJ’lik yaparken, her etkinliğin hikâyesine uygun bir kompozisyon oluşturmaya çalışıyorum, çaldığım parçaları kendi beğenimle seçiyorum; zaman zaman beklenmedik ters köşeler yaparak, farklı tarzları ve dilleri uyum içinde harmanlıyorum. Tabii ki bunu yaparken, müziğin temel kurallarına ve armonik yapısına sadık kalarak, ortaya çıkan hikâyenin, dinleyenlerde güzel bir etki bırakmasını umuyorum. Seçimlerimde, büyüdüğüm kültür ve geçmişim de büyük rol oynuyor. Çocukluğumdan, gençliğimden kalan, 1970'ler ve 1980'ler döneminin, özellikle Etiler ve Büyükada Şamdan'ın üstatlarının yarattığı müzikal ekolün etkisi çok güçlü. Aynı şekilde, 1980'lerden sonra Türkçe ve yabancı pop kültürünün etkisi de seçimlerimi şekillendiriyor. Bu geçmiş, müziğe yaklaşımımı ve stilimi oluştururken, disco, funky, soulful house ve house müzik seçimlerimde oldukça belirleyici oldu. Bu yüzden, müzikalite anlamında çevremde takdir edilmemin de sebeplerinden biri olduğuna inanıyorum.

DJ’lik yapmayı düşünenlere, bu dünyaya adım atmadan önce kesinlikle bilmeleri gereken birkaç ipucu verir misiniz?

DJ’lik gibi bir mesleğe adım atmayı düşünen genç arkadaşlarıma ilk tavsiyem, araştırmacı bir bakış açısına sahip olmaları. Artık müziğe dair her türlü bilgiye erişmek oldukça kolay, bu yüzden müzik tarihine göz atmak, geçmişten günümüze müziğin nasıl evrildiğini ve günümüz müziklerinin temellerinin aslında ne kadar derinlere dayandığını keşfetmek büyük bir kazanım. Önerim, farklı türlerdeki müzikleri dinleyip analiz yaparak bu yolculuğa başlamak. Bu süreç, sadece DJ’lik değil, müziğin özünü daha iyi anlamalarına da yardımcı olacaktır. Bu mesleği amatörce ya da profesyonelce yapmaya karar verdiklerinde, mutlaka bir eğitim almaları, hata yapmaktan korkmamaları, öğrendiklerini paylaşarak özgüven kazanmaları gelişimlerinde büyük rol oynar.

Bu işe olan meraklarını cesaretle takip etmelerini öneriyorum. İlk adımı atmaktan asla korkmasınlar. Müzik evrensel bir dil ve müziğe gönül veren her kişi, hayallerinin peşinden gitmeye değer. Daima müzik ile kalın!

DJ’l Web: http://linktr.ee/MikeMuratBahar

So soundcloud: http://soundcloud.com/mike-murat-bahar   

PowerAppWorld:  https://www.powerapp.com.tr/djsets/master-djs/mike-murat-bahar

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün