Justin Kurzel´in ´DÜZEN´i birinci sınıf bir soygun filmi…
Justin Kurzel’in ‘DÜZEN’i birinci sınıf bir soygun filmi…
Film ABD’nin kuzeybatısındaki 1980’lerdeki banka soygunları ve terör olaylarını gerçekçi bir dille anlatıyor. Filmde, polisin devlete karşı isyan başlatmak için finansmanı banka soygunlarıyla karşılayan aşırı sağcı bir örgütle mücadelesini izliyoruz. Gerçek olaylara dayanan bu iddialı gerilimli drama, tansiyonu hiç düşmeyen bir film noir.
‘THE ORDER’ Yön: Justin Kurzel - Sen: Zach Baylin - Gör: Adam Arkadan - Kur: Nick Fenton - Müz: Jed Kurzel - Oyn: Jude Law - Nicholas Hoult - Tye Sheridan - Marc Maron - Odessa Young
Son Venedik Film Festivali’nin ana bölümünde dünya prömiyerini yapan ‘Düzen / The Order’ Justin Kurzel’in son filmi. Gerçek olaylara dayanan bu iddialı polisiye gerilimli drama, tansiyonu hiç düşmeyen bir film noir. Film, ABD’nin Sovyetler Birliği ile yaşadığı 1980’lerin Soğuk Savaş yıllarındaki yoğun banka soygunlarını, terör olaylarını gerçekçi bir dille perdeye aktarıyor. 1983’te geçen konusuyla, filmde şiddetini artıran banka ve zırhlı araç soygunlarıyla, ABD’de düzen ve huzurun sarsıldığını izliyoruz. Sürükleyici suç-gerilim filmi ‘Düzen’, günümüz Amerikan siyasetine sızan beyaz milliyetçiliğin en eski versiyonlarından biri.
Filmin kapanış jeneriği yazılarından, 1978’de ABD’de yaşanan iç darbe hazırlığının, 2021 ABD Kongre binası saldırısı dâhil, Amerikan faşizminin izlerine günümüzde de rastlandığını okuyoruz. Filmin başkahramanlarından, devlete karşı isyan başlatmak için finansmanı banka soygunlarıyla karşılayan örgüt lideri Bob Mathews ve aşırı sağcı milis gurubu, Tennessee eyaletinde 1865 yılında kurulan siyahi karşıtı muhafazakâr fanatiklerin, göçmen karşıtı ırkçı örgüt Ku Klux Klan’ı akla getiriyor. Filmde, soygunlarda biriktirdikleri parayı ABD hükümetine karşı silahlı bir ayaklanmayı finanse etmek için kullanmayı planlayan yerli bir terörist çetesinin önünü kesmenin, sorumlularını adalete teslim etmenin kolay olmadığını görüyoruz.
Filmin senaryosunu Zack Baylin, Gary Gerhardt ve gazeteci-yazar Kevin Flynn’in ‘The Order Inside America’s’ adlı kitabından esinlenerek yazdı. Kanımca kariyerinin en parlak başarısı olan filmiyle, Justin Kurzel senaryodaki zengin malzemeyi sürükleyici bir sinema diliyle perdeye aktardı. Avustralyalı yönetmen ‘Düzen’i çekerken etkilendiği üç filmin, William Friedkin’in beş Oscar Ödüllü ‘The French Connection’ (1971), Alan Parker’in ‘Mississippi Burning’ (1988) ve Alan J. Pakula’nın dört Oscar Ödüllü politik draması ‘All The President’s Men’i olduğunu söyledi.
Polisiye film noir
Filmin ilk sekanslarından, 1980’lerin ilk yarısında ABD’nin Pasifik Okyanusuna kıyısındaki kuzeybatı bölgesindeki kolluk kuvvetlerinin, gerçekleşen banka soygunlarıyla başa çıkamadığını görürüz. Üst üste, sayısız banka ve zırhlı araç soygunları polisi şaşkına çevirmiştir. Yerel kolluk kuvvetleri, saldırıların giderek daha şiddetli hale tırmanması üzerine, FBI’ın deneyimli mafya uzmanı Terry Husk’ı (Jude Law) bölgeye yollar. Çok geçmeden soygunların arkasında Robert (Bob) Jay Mathews’ün (Nicholas Hult) liderliğindeki Nazi sempatizanı ırkçı bir terörist örgütün olduğu ortaya çıkar. Yerel polis teşkilatının gözü pek, becerikli, zeki temsilcisi Jamie Bowen (Tye Sheridan) ile Terry Husk sağlam bir ikili olurlar.
Kimsenin dikkatini çekmeyen FBI ajanı, Jamie’nin desteğiyle olayların kaynağına iner ve bu suç zincirinin arkasında beyaz üstünlükçü militan örgüt ‘The Order’ın karizmatik lideri Bob Mathews’un izini bulmak, ABD tarihinde yer alacak çılgın ve kanlı projeyi önlemek için olağanüstü bir savaşın içine girer. Ancak Mathews’un asıl amacının çok daha korkunç ve karanlık olduğu gerçeğine ulaşılır. İdaho’nun ıssız kırsalında ırkçı bir neo-Nazi isyancı haydut çetesinin, siyah kayak maskeleriyle yüzlerini gizleyerek, porno film oynatan salonları, sinagogları bombalamasını, hafif makineli tüfekleriyle bankaları korkusuz bir cüretle soymalarını izliyoruz. Sosyopat çete lideri Bob Mathews popüler Yahudi radyo sunucusu Alan Berg’i pusuya düşürüp öldürür. Bob Mathews ve karısı Debbie (Alison Oliver) evlat edindikleri çocukları büyütürler. Film sürprizli müthiş bir finalle noktalanır.
50 yaşındaki Avustralyalı yönetmen, senaryo yazarı ve yapımcı Justin Kurzel, eşi oyuncu Essie Davis ve çocuklarıyla Londra’da yaşıyor. Kariyerinin ilk uzun metrajlı filmi ‘Snowtown’ (2011) konusunu gerçek hayattan alan bir biyografik drama. Bir seri katil öyküsü anlatan bu filmden sonra Kurzel, Michael Fassbender ve Marion Cotillard ile iddialı bir Shakespeare uyarlaması olan ‘Macbeth’i (2015) yaptı. Cannes ana yarışmasında yer alan film, Glamis Lordu Macbeth’in İskoçya kralını öldürerek tahtı ele geçirmesini anlatır. Ertesi yıl Kurzel, popüler bilgisayar oyunu ‘Assasin’s Creed’den esinlenerek aynı adlı bir bilimkurgu filmi yaptı. Film, devrim niteliğindeki bir teknoloji sayesinde Callum Lynch’in 15. yüzyıl İspanya’sındaki atası suikastçıların soyundan geldiğini anlatır. Cannes Film Festivali’nde Caleb Landry Jones’a En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü getiren ‘Nitram’ (2021), 1990’larda Avustralya’da yalnızlığın ve uyumsuzluğun pençesindeki asosyal depresif Nitram’ın fırtınalı hayatını anlatır. Çok ses getiren bu başarılı film, yönetmenin o tarihe kadar yaptıklarının en iyisiydi.
Oyuncu kadrosunda ünlü İngiliz aktör Jude Law filmin yükünü omuzlarında taşırken, yönetmen Kurzel’in başarısına katkı veriyor. Karısı ve iki kızıyla arası bozuk, Mafya ile boğuşmaktan yorgun düşmüş karizmatik FBI ajanı rolünde, alışılmışın dışında olağanüstü kompozisyonuyla hayranlık uyandıran 52 yaşındaki Law, kanımca 80 filmlik kariyerinin en başarılı performanslarından birini çıkarıyor. Bir diğer İngiliz aktör, Nicholas Hoult, acımasız ırkçı terörist, nefret dolu lider Bob Mathews rolünde, Jude Law’a yaklaşan kalitede, inandırıcı, birinci sınıf bir kompozisyon çiziyor. Hollywood’un çok aranan genç yeteneklerinden Tye Sheridan (28), yerel polis fedakâr Jamie rolünde, filmin başarılı oyuncu kadrosuna katkı veriyor.
Banka soygunu konulu filmler
Banka soygunu filmi deyince akla gelen ilk film Arthur Penn başyapıtı, iki Oscar Ödüllü ‘Bonnie ve Clyde’dır (1967). Warren Beatty - Faye Dunaway ikilisini ölümsüz kılan filmde, garson Bonnie Parker ile eski mahkûm sevgilisi Clyde Barrow’un araba çalarak yaptıkları seri soygunları izlemiştik. Sinema tarihinin soygun filmi klasiklerinden, Sidney Lumet başyapıtı ‘Köpeklerin Günü / Dog Day Afternoon’unda (1975), üç amatör soyguncunun giriştikleri banka soygununda her şeyin ters gittiğini izlemiştik. Al Pacino’nun harikalar yarattığı film En İyi Orijinal Senaryo Ödülü ile taçlandırılmıştı. Soygun filmlerinin belki de en renklisi George Roy Hill’in dört Oscar Ödüllü ‘Sonsuz Ölüm / Butch Cassidy and the Sundance Kid’inin (1969) unutulmaz ikilisi Robert Redford - Paul Newman idi. Bir haydut çetesine liderlik eden ikili, bir tren soygunu ters gidince sürekli bir kaçış serüvenine dalıyordu. Film, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanan ‘Raindrops Keep Fallin’ şarkısıyla akıllara kazındı.
Müziği ile ünlü sinema tarihinin en başarılı soygun filmi ‘Kibar Soyguncu / The Thomas Crown Affair’in (1968), En İyi Müzik ve En İyi Şarkı Oscar Ödüllü Michel Legrand’ın ‘The Windmills of Your Mind’ı, aradan geçen 55 yıla rağmen eskimeyen bir başyapıt. Norman Jewison’ın yönettiği filmin unutulmaz oyuncuları (yine) Faye Dunaway ve Steve McQueen idi. Her türde başarılı film yapmakla ünlü Ethan - Joel Coen kardeşlerin ‘Raising Arizona’sı (1987) çılgın bir komedi idi. ‘Parayı Al ve Kaç / Take The Money And Run’ (1969) Amerikan sinemasının komedi dehası Woody Allen’in bir parodisi idi. Marlon Brando’nun tek yönetmenlik denemesi ‘Tek Gözlü Jack / One-eyed Jack’ (1961) western’inde karizmatik aktör başrolü Karl Malden ile paylaştı.
Hollywood’da aksiyon filmi denince akla gelen yönetmen Michael Mann’in ‘Büyük Hesaplaşma / Heat’i (1995) Al Pacino ve Robert De Niro’lu bir spagetti gangster filmiydi. Aksiyon filmi uzmanı Michael Mann ‘Halk Düşmanları / Public Enemies’te (2009) başrolleri Johnny Deep - Christian Bale paylaşmıştı. Sinema tarihinin 1915 tarihli ilk banka soygunu filmi ‘The Bank’ta, gelmiş geçmiş en büyük komedi ustası Charlie Chaplin’in imzası var. Bu 33 dakikalık filmin senaryosunu yazıp yöneten Chaplin her zaman olduğu gibi başrolü de üstlenmişti. Yazımı televizyon dünyasının en ünlü banka soygunu dizilerinden biriyle bitirmek istiyorum. Alex Pina tarafından yaratılan ‘La Casa De Papel’ İspanyol yapımı bir soygun ve suç dizisi. Dizide ‘profesör’ liderliğindeki ekibin İspanya Merkez Bankası ve İspanya Kraliyet Darphanesini soyması konu edilir. 2017’de başlayan seri 2021’de beşinci sezonuyla sona erdi. 2018’de NETFLİX’in en çok izlenen dizisi oldu.